HİNCAL ULUÇ FUTBOL'DAKİ GİZEMLİ BARON DURUŞUNU SONLANDIRDI..SON SÖYLEDİĞİ "DURSUN ÖZBEK GALATASARAY'İN KURTULUŞUDUR" SÖZÜ BUNUN KANITIDIR..
GİZEMLİ FUTBOL VE GALATASARAY’I ELEŞTİRME FENOMENİ HINCAL ULUÇ USTAT DA IŞIKLARA
YOLCULUĞUNU BAŞLATTI..HINCA HINÇLI GALATASARAYLI HINCAL ULUÇ İLK KEZ
GALATASARAY İÇİN NET KEMİKSİZ GÜZEL ŞEY SÖYLEDİ: “DURSUN ÖZBEK GALATASARAY’IN
KURTULUŞUDUR” RUHUN ŞAD YERİN IŞIKLAR BİZLERİN BAŞI SAĞ OLSUN USTAT, GÜLE-GÜLE
22.11.2022
Hıncal Uluç hazabeyefndi değil hazabirikimli
ve öfkeli ve de gizemli bir fenomendi
futbol dünyamızda. Özellikle Galatasaray öfkesi zor dinerdi, bu onun iyi bir
Galatasaraylı olduğunun kanıtıdır diyenler bir şey diyemem. Fakat
Galatasaraylılığını bilmemize karşın Uluç’a öfkelenir, hatta ondan küçük GS’li
yorumcuların ona benzer duruşlar sergilediğini ima ederdik, doğrusu beyan
ederdim. Öfkelendiğimde “Hınca hınçlı Hıncal Uluç” der sakinleşmeye çalışırdım...Çok
birikimli, az siyasi, fakat Kanal İstanbul’u savunmasıyla da anlaşılmaz bir
kimlik olarak kendini tescil etti..Zaman-zaman değil, bir iki zaman Sabah’taki
köşesine konuk etti beni ve mutlandırırdı, bu bir nevi onun bende inşa ettiği
öfkelerimin panzehiri olurdu..Hala o kendine özgü, özgüvenini yansıtan
kahkahaları kulağımda çınlar ve çınlayacaktır..
Son deminde Galatasaray ve Dursun Özbek için söyledikleri bence Galatasaray’ın kurtuluş reçetesi olar kullanılacaktır; “Dursun Özbek Galatasaray’in kurtuluşudur..!!”
Şimdi Hıncal Uluç’un diğer
kuşku yüklü durumlarına
İyi ve ofkeli bir Galatasaraylı idin ustat,
güle güle yerin ışıklar ruhun şad olsun olmasına da defalarca sahibi değişen ve
Sabah gazetesinde sabah akşam yorulmadan yazı yazdın, yanı dokunulmazlığını
korudun..
Buraya bende inşa ettiğin öfke sonrası
yazdıklarımı sıralayacağım:
Gerçi bir ara Cumhuriyet’te de
yazdın-çalıştın, fakat Alparslan Türkeş’e
Aslan amca demekten, çakallarla dans eden duruşların, genelde liberal
kimliğinle Atatürkçü olduğunu yadsımadın, ama yadsıyanları alkışladın. Örneğin
AKP ve Erdoğan’ı, öyle ki Kanal İstanbul projesine asrın çılgın projesi
diyebildin. Galatasaray’a öfke ile bütün eleştirilerinden zerresin dinden ve
yoksuldan geçinirken futboldan geçinen ve de son 3 sezondur ve 4.sezonun 9’üncü
haftasına dek, Süper Lig şampiyonluğunu sıraya koyan egemeni eleştirmedin,
aksine besledin..
Sabah gazetesi, Dinç Bilgin’in iken vardın ve
ben o zamanlar köşene konuk olmuştum birkaç kez. Hemşehrim ve uzaktan
sosyolojik akrabam. Turgay Ciner gazeteyi aldığında yine orada idin, Ahmet
Çalık geldi, Kalyon grubu geldi sen yine Sabah’ta idin. Sabah gazetesi
beşibiryerdelerle yandaş medya haline getirildiğinde sen Hıncal hiç değişmedin
kaldın. Adeta futbol dünyasının gizli futbol baronu gibi kaldın. Ve öyle baron
ki adeta spor yorumcularını, yazarların belirler oldun, önce Şansal Büyüka’yı,
ardından Erman Toroğlu’nu, sonrası Fatih Aytalı’yı ve de Haşmet Babaoğu’nu,
bunlar kadar olmasa da akrabalarını parlattın (o akrabalara da geleceğim).
Birileriyle değil, her egemene kendini kabul ettirdin ‘pratik zekanla’ adeta
dalga geçerek..Her yeni tümcen sonraki kahkahaların bir dalga frekansı idi..
Hıncal Uluç olarak hiçbir zaman sıradan bir köşe yazarı olmadın ,
gizemli bir duruşun ve düşünüşün vardı ve dokunulmazdın..
Baban Fuat Uluç 1960 darbesinin kalıcı
olmasını isteyen ve Aslan amca dediğin Alparslan Türkeş’in kankası ve düşündaşı
idi. Öyle ki CHP 6 Okundan Çalıntı “9
Işık Doktrini’ni” hazırlarlar ve MHP’yi
kurarlar Alparslan Türkeş ile. 3
kardeştiniz ve hepiniz bir yerlere konuşlanmıştınız; Öcal Uluç gazeteci, Hıncal
Uluç ve büyük yollar müteahidi Kemal Uluç.
Ünlü kişiler akrabandı. Örneğin; Gürcan Bilgiç’in babası Necati bilgiç, amcası
Cemal Bilgiç ve oğlu Bülent Bilgiç. Cemal Bigiç ilginç biri; Çetin Altan’ın dünürü, Ahmet Altan’ın kızı Sanem’in kızının anne
tarafı dedesi. Vesselam kısa kelam; tüm bunlar Cemal Bey üzerinden Hıncal Uluç
ile akraba...Sanem Altan İbrahim Seten ile evlenince Seten kısa süre sonra spor medyasının vazgeçilmez
müdürlerinden" olur..
Derin devletin kara kutusu Mehmet Ağar ve
Korkut Eken diyalogların ve yakındaşlıkların Alaattin Çakıcı’ya kadar uzanan
ilişkiler ağı spor dünyasınıda etkin kılmanı sağladı.
Ve 2002 sonrası AKP siyasi coğrafyasında
kurumsallaşmaya başlayan spor medyası, dahası; Türk futbolunun spor olmaktan
çıkıp, milyar dolarlık bir endüstri halini alınca AKP’nin dinden ve yoksuldan
geçinirken futboldan da geçinmesini dizayn eden, Süper Lig şampiyonluklarını
sıraya koymayı dizayn eden, yani yani fikir babası sen olduğunu düşünenlere hak
vermemek olası değil.
Sözü zaman-zaman konuğu olduğum
ve Galatasaraylı olduğunu düşündüğüm Yalçın Bayer’e de haksızlık olmasın diye
sözü bırakıyorum:
Öcal Uluç: Biz Hıncal’la Batı türü gazeteci
idik - ‘Bizleri Kışlalı yetiştirdi’
Dün vefat eden Hıncal Uluç, türü bulunmayan
bir gazeteciydi. Siyasetten spora kadar her dalda bilgili ve renkli bir
yazardı. Kendisini Cumhuriyet’te spor ve TV yazarlığından tanıdık. Genel Yayın
Müdürü Oktay Kurtböke’nin dostuydu, daha doğrusu iki subay arkadaşın gazeteci
çocuklarıydı. Hep yakın oldular.
Abi Öcal ve Hıncal Uluç kardeşler
gazeteciliğe birlikte başladılar. Daha önceki yıllarında Hıncal Uluç,
İstanbul’da Fenerbahçe dergisini çıkartan ekip arasında yer almıştı. Daha sonra
Ankara’da Cihad Baban’ın Yenigün gazetesinde ‘resmi’ gazeteciliğe başlayan
Uluçların önlerini dayı oğlu M. Ali Kışlalı açmıştı. 27 Mayıs’tan sonra,
birlikteliklerinde Türkeş’in ‘perde arkasında’ olduğu ama esas dört ortaklı bir
gazete olan Öncü’de güçlü bir kadro ile işe başladılar. Genel Yayın Müdürü Altan
Öymen, Yazı İşleri Müdürü Öcal Uluç, Haber Müdürü Oktay Ekşi’ydi. Hıncal Uluç
da sporu yönetiyordu.
Gerisini Öcal Uluç’tan dinliyoruz: “Dört
ortağı vardı Öncü’nün, biri Türkeş’in adına İKA Ajansı sahibi Ziya Tansu’ydu,
babamın hissesini de ben temsil ediyordum. O dönem çalıştığımız Oktay Kurtböke,
Güneş Tecelli, Başkurt Okaygün, Kurthan Fişek, Güngör Sayarı, Ercan Tan gibi
isimleri sayabilirim. Kardeşimle beni dayımızın oğlu M. Ali Kışlalı
çağırmıştır. Yankı dergisi de bu süreçte çıktı, biz de orada yazılar yazdık.
Kışlalı, bizim hocamız olmuştur. Hıncal’ın yazıları çok tutmuştu. Hep bağımsız
olmuştur. Spor deyince hep futbol dememiştir. Fransız bisiklet turunu günlerce
radyodan izler, GS-FB maçının verildiği gibi manşetlerde Harp Okulu-Mülkiye
maçını da manşetten verirdi. Batı’daki, Amerika’daki gibi gazetecilik
anlayışını ortaya koyardık. Bize ‘monşer gazeteciler’ derlerdi. Bizim iyi
yetiştirildiğimizi düşünürüm. Bizi daha sonra attılar, Hıncal İstanbul’a gitti,
Cumhuriyet ve daha sonra Ercan Arıklı ile Erkekçe-Kadınca dergilerini çıkardı.
Ben de gazeteciliğe Tercüman’da devam ettim. O, bugünlere kadar çok sevilen ve
okunan Sabah yazarı olarak kaldı. Duayen gazeteci, GS’li olmasına karşın
takımını ağır eleştiren bir yazardı.”
Uluç’un cenazesi bugün Sabah’taki anma
töreninden sonra Zincirlikuyu’da kılınacak öğle namazının ardından aynı yerde
toprağa verilecek..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM: 05066090032
Yorumlar
Yorum Gönder