Ana içeriğe atla

AVRUPASINA KAVUŞAN GALATASARAY VE EFSANE PREKAZI

GALATASARAY’IN LOKOMOTİV MOSKOVA ZAFERİ VE EFSANE PREKAZI

18 Eylül 2018
Şampiyonlar Ligi Grup D 2018/2019 sezonu 18.09.2018 22:00 günkü ilk maç:

Galatasaray:3 L.Moscow:0


18 Eylül 2018

Galatasaray, Avrupa’da bir başka, başka olmasına fakat, Terim ve Rodrıgues ile daha bir başka; harika. Erken falan değil; Galatasaray bu gruptan çıktı. Düşünün, belki Rusya Ligi’nde kötü olabilir, fakat bu sezon liginde ancak kalesinde 5 gol görmüş bir takıma 3 gol atabiliyor.

Galatasaray’ın en iyisi, doğru Rodrigues ve Ndiaye. Bence; Nagatomo, Serdaz Aziz, Emre Akbaba, Eren Derdiyok, yok, yok hepsi iyi idi. Kötü olan kalecimiz Muslera idi, çünkü hiç top gelmedi. İnsan hiç değilse bir top çağırır. Şaka; Muslera 3 önemli kurtarış yaparak Lokomatifi durdurdu, son 15 dakikada..

Galatasaray ilk 30 dakikada ve ikinci yarının son 40 dakika iyi idi. Evet; ilk yarının son 15 dakikasında sol kanatta Rodrıgues kontrol etmeleri ve Nagatomo ile Rodrıgures’in yakın oynaması Lokomotif’i öne çıkardı..

Son olarak 26 Ekim 1999 tarihinde Alman temsilcisi Hertha Berlin'i 4-1'le geçen sarı kırmızılı ekip, yaklaşık 19 yıllık bir aranın ardından UEFA Şampiyonlar Ligi'nde ilk kez bir maçta 3 farklı bir galibiyet aldı.

İlginç olanı: İki takım daha önce 2002-2003 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde aynı grupta yer almıştı. O sezonda 18 Eylül 2002'de fakat Rusya'da oynanan maçı sarı-kırmızılılar, 2-0 kazanmıştı. Söz konusu dönemde de Galatasaray'ı Fatih Terim, Lokomotiv Moskova'yı da Yuri Semin çalıştırıyordu.

  • Stat: Ali Sami Yen Aslantepe Türk Telekom

  • Hakemler: İtalyan; Gianluca Rocchi, Mauro Tonolini , Filippo Meli

  • Galatasaray: 1Fernando Muslera-4Serdar Aziz-14Martin Linnes-55Yuto Nagatomo-7Garry Rodrigues 90'-10Younes Belhanda 73'-15Ryan Donk-17Badou Ndiaye-20Emre Akbaba-25Fernando-9Eren Derdiyok 82'


  • Takım Değeri : 97.050.000 Euro

  • İlk 11 Değeri : 61.250.000 Euro

  • Yedekler: 13İsmail Çipe-2Mariano-3Maicon 73'-43Ozan Kabak-8Selçuk İnan 90'-11Sinan Gümüş-21Henry Onyekuru 82'

  • Çalıştırıcı: Fatih Terim

  • Lokomotiv Moscow: 1Guilherme Alvim Marinato -3Brian Oladapo Idowu-5Benedikt Höwedes-14Vedran Corluka-33Solomon Kvirkvelia-4Manuel Henrique Tavares Fernandes-7Grzegorz Krychowiak-8Jefferson Augustin Guadalupe Farfan-20Vladislav Vyacheslavovich Ignatjev 69'-27Igor Vladimirovich Denisov-59Aleksey Miranchuk 86'

  • Takım Değeri: 98.400.000 Euro

  • İlk 11 Değeri : 70.000.000 Euro

  • Yedekler: 77Anton Kochenkov-28Boris Rotenberg-6Dmitri Barinov-11Anton Miranchuk 86'-23Dmitri Tarasov-24 Ederzito Antonio Macedo Lopes Eder 69'-84Mikhail Lysov

  • Takım Değeri : 112.350.000 Euro

  • Çalıştırıcı: Yuri Semin

  • Goller: Galatasaray; (Emre Akbaba) Garry Rodrigues9'- Eren Derdiyok67'-Selçuk İnan 90’da..

9. dakikada Galatasaray mücadele öne geçti. Emre Akbaba'nın pasıyla sol kanatta topla buluşan Rodrigues, açısını düzelttikten sonra ceza sahası ön çizgisinin gerisinden şutunu çekti. Kaleci Guilherme, sağına gelen topa müdahale etse de başarılı olamadı ve meşin yuvarlak ağlarla buluştu:1-0

67. dakikada Emre Akbaba'nın düşürülmesiyle kazanılan serbest vuruşta topun başına geçen Eren Derdiyok yerden düzgün bir vuruş yaparak farkı 2'ye çıkardı. 2-0

90+2. dakikada Onyekuru kendi yarı sahasından getirdiği topta pası Emre'ye aktardı. Kaleciyi çalımlayan Emre, yerde kaldı ve hakem Rocchi penaltı noktasını gösterdi.

90+4 Penaltı vuruşunu kullanmak için topun başına gelen Selçuk İnan farkı 3'e çıkaran isim oldu. 3-0

Galatasaray'ın Lokomotiv Moskova ile oynadığı UEFA Şampiyonlar Ligi D Grubu ilk maçının 87. dakikasında kırmızı kart gören Badou Ndiaye, Porto maçında forma giyemeyecek.

Galatasaray ve L.Moscow ilk kez 18 Eylül 2002’de karşılaşmışlar ve maçı Galatasaray deplasmanda 2-0 kazanıyor. Bu bizi gruptan çıkma konusunda umutlandırıyor. Fakat grupta sonuncu olarak bizleri şoke etti. Eğer kendi sahasında 2-0 yendiği L.Moscow takımına İstanbul’da 2-1 yenilmese grup ikincisi olacak ve L.Moscow yerine gruptan GS çıkacaktı. Bugüne dek 2 Maç yapmışlar ve birer galibiyet almışlar.

1. Tur H Grubu sıralaması: 1Barcelona-2 L.Moscow-3Club Brugge-4Galatasaray

Şampiyonlar Ligi 1. Tur H Grubu 2002/2003 sezonu 18.09.2002 01:00 günkü maç:

L.Moscow: 0 Galatasaray: 2
18 Eylül 2018
  • Lokomotiv Moscow çalıştırıcısı: Rusya Yuri Semin

  • Galatasaray çalıştırıcısı: Fatih Terim

  • Stat: Lokomotiv Central Stadium

  • Hakemler: İsviçre Massimo Busacca-İsviçre Francesco Buragina-İsviçre Felix Züger

  • Goller: 71'(0-1) Gol Mohamed Sarr-80'(0-2) Gol Arif Erdem

  • Lokomotiv Moscow: 32Evgeni Abramov-2Gennadi Nizhegorodov-4Jacob Lekgetho-5Sergey Ignashevich-14Oleg Pashinin Çıkan Oyuncu60'-16Vadim Evseev-3Yuriy Drozdov-10Dmitriy Loskov-11Julio Cesar Çıkan Oyuncu74'-15Maksim Buznikin Çıkan Oyuncu46'-46Sergei Ovchinnikov

  • Yedekler: 17Dmitri Sennikov Giren Oyuncu60'-25Ruslan Pimenov Giren Oyuncu46'-55Baba Adamu Giren Oyuncu74'

  • Galatasaray: 1Faryd Mondragon-Sergio Almaguer-3Bülent Korkmaz-22Ümit Davala-57Hakan Ünsal-67Ergün Penbe-4Joao Batista-10Felipe-11Hasan Şaş Çıkan Oyuncu70'- 18Ayhan Akman Çıkan Oyuncu46'-6Arif Erdem Çıkan Oyuncu82'

  • Yedekler: 5Emre Aşık Giren Oyuncu82'-20Mohamed Sarr Giren Oyuncu70'-17Fabio Pinto Giren Oyuncu46'

Cevad Prekazı:

Cevad Prekazi (d. 18 Ağustos 1957, Mitroviça) orta saha mevkiinde görev almış Arnavut asıllı Kosovalı futbolcudur.Hem Sırp ve Türk vatandaşlığına sahiptir. Prekazi Mitroviça'da doğdu ve 6 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak büyüdü. Sırbistan'da Dzevad Prekazi olarak adlandırılır. Ağabeyi Luan Prekazi'de Partizan'da oynadı.

Prekazi’nini Türkiye 1.Ligi 1985/1986 sezonu 31.08.1985 17:00 günkü ilk maçı: Galatasaray-Samsunsunspor maçı; Türkiye Lig’inde Prekazı’nın ilk maçı idi. Ve Bu maç; Prekazı’nın 39 ve 83’te kendisinin ve Cüneyt Tanman’ın 80’de attığı gollerle maçı 3-0 kazandı.

Ne mi oldu o sezon?

Özal ailesinin devreye girmesiyle BJK , namağlup Galatasaray’ı averajla geçerek şampiyon oldu. Bu, düşündürücü sonuç, Türk futbolunun kirlenmeye başladığının miladı bence. Dendiğine göre, hasta BJK’li olan Özallar’dan Semra Özal devreye girerek son maçları açık farkla aldığı savlanır.

GS ise hak emenler sayesinde maçlarını hep 2-1, 1-0 alabildi. Örneğin; Orduspor’u, 5-1, Rizespor’u; 4-1, Eskişehirspor’u; 2-0,, Sakaryaspor’u; 6-0 ve Trabzon’u, Trabzon’da 1-0..Galatasaray ise; BJK ile 1-1 kaldıktan sonra kendi sahasında, Bursaspor’u; 1-0, Ankaragücü’nü 5-2, Kocaelispor’u; 1-0, Sarıyer’i; 1-0 yenebildi… Tüm bunlara da değiniyor Prekazı..

Sezon şöyle kapandı; BJK; 36 maç, 12 beraberlik, 22 galibiyet,2 mağlubiyet, attığı 65, yediği 21, avantaj 44 puan ve 56 puanla birinci-Galatasaray ise; 36 maç, 20 galibiyet,16 beraberlik, 0 mağlubiyet, attığı 57, yediği 20, artı 37 ve 56 puanla ikinci oldu..

Açık söyleyeyim; böylesi komplo ile karşılaşmamak için 1992-1993 sezonu, BJK’nin alışık olduğu oyunda GS daha atak davranarak; 30.05.1993 günü Ankara’da Ankargücü’nü 8-0 ile geçti ve averajla şampiyon oldu, BJK öldü..

Genel sıralama:

[[ BJK, Galatasaray, Samsunspor, Sariyer, Fenerbahçe, Ankaragücü, Trabzonspor, Altay, Gençlerbirliği, Eskişehirspor, Zonguldakspor, Malatyaspor, Kocaelispor, Rizespor, Bursaspor..Sakaryaspor, Orduspor ve Kayserispor küme düştü..]]

  • Galatasaray çalıştırıcı: Almanya Jupp Derwall

  • Samsunspor çalıştırıcı: Fethi Demircan

  • Stat: İstanbul İnönü

  • Hakemler: Talat Tokat

  • Galatasaray: 3 Samsunspor: 0

  • 31 Ağustos 1985

  • Goller: Dzevad Prekazi39' ve 83', Cüneyt Tanman 80'

  • Galatasaray: Zoran Simovic-İsmail Demiriz Çıkan Oyuncu85'-Raşit Çetiner-Cüneyt Tanman-Halil İbrahim Akçay-Ahmet Ceyhan-Erhan Önal-Yusuf Altıntaş-Dzevad Prekazi-Arif Kocabıyık-Bülent Alkılıç Çıkan Oyuncu82'

  • Yedekler: Sefer Karaer Giren Oyuncu85'-Öner Kılıç Giren Oyuncu82'

  • Samsunspor: Fatih Uraz-Yaşar Yiğit-Kenan Topçu-Emin Kar-Muzaffer Badalıoğlu-Murat Gültekin-Rıfat Benli-Savaş Demiral Kırmızı Kart-Orhan Kapucu-Tanju Çolak-Erol Dinler Çıkan Oyuncu73'

  • Yedekler: Dursun Karabacak Giren Oyuncu73'

Prekazı’nin Galatasaray’da son maçı; Prekazı son olarak Galatasaray’da 9 dakika oynadı. Yani aşağıdaki maçta oyuna 81’de girdi..O sezon Galatasaray bu kupada çeyrek finale dek yükseldi. Ç.Finalde Werder Bremen’e elendi..

Stahl Eisenhüttenstadt: 1 Galatasaray: 2

Kupa Galipleri Kupası 1.Tur 1991/1992 sezonu 18.09.1991 00:00 günkü maç:

  • Stahl Eisenhüttenstadt çalıştırıcısı: Almanya Karl Trautmann

  • Galatasaray çalıştırıcısı: Mustafa Denizli

  • Stat: Stadion der Hüttenwerker

  • Hakemler: Hollanda Jacobus Uilenburg

  • Goller: Galatasaray: 45'Roman Kosecki ve 71'Erdal Keser-Eisenhüttenstadt: Frank Bartz40'

  • Stahl Eisenhüttenstadt: Andreas Hawa-Marek Podsiadlo Çıkan Oyuncu82'-Olaf Bitzka-Ralf Sack-Manfred Hirsch-Andreas Pospich-Goran Jerkovic Çıkan Oyuncu53'-Olaf Schnurer-Admir Mujakovic-Rene Wenzel-Frank Bartz Gol

  • Yedekler: Jens Wittke Giren Oyuncu82'-Karsten Schulz Giren Oyuncu53'

  • Galatasaray: Hayrettin Demirbaş-Bülent Korkmaz-İsmail Demiriz-Mustafa Yücedağ Çıkan Oyuncu79'-Muhammet Altıntaş-Metin Yıldız Çıkan Oyuncu81'-Tayfun Hut-Tugay Kerimoğlu-Erdal Keser-Roman Kosecki-Iosif Rotariu

  • Yedekler: Dzevad Prekazi Giren Oyuncu81'-6Arif Erdem Giren Oyuncu79'

Dönemin Büyük Yugoslavya’sında, altı ayrı bölgeden milli takımlar, kendi aralarında karşılaşmalara çıkmaktaydılar. Cevad Prekazi, o karşılaşmalarda Kosova formasıyla mücadele eder.

Takip eden dönemde, göze hoş gelen futbolu ve yeteneği ile, Yugoslavya Milli Takımına seçilmiştir. 18 yaşını doldurduktan sonra, Partizan ile profesyonel sözleşme imzalamıştır. Yıllar boyunca Partizan forması giydikten sonra, Hajduk Splite transfer olmuştur. Galatasarayda yıllarca birlikte oynayacakları Simoviç ile, burada takım arkadaşı olmuştur.

Bir heves ile Amerikada top oynamaya giden Prekazi, yıllar sonra bu kararının yanlış olduğunu söylemiştir. Amerikadan döndüğü dönemde, Zoran Simoviç Prekaziyi arayıp “Galatasarayda oynamak ister misin?” sorusunu yöneltir. Cevad Prekazi, 28 yaşına gelmiş ve altı ay futbol oynamamış bir durumdayken, Galatasarayla el sıkışır. O dönem takımı çalıştıran Jupp Derwall; Cevad Prekaziye ‘Ya sen olacaksın yabancı ya da başka yabancı almayacağız şeklinde konuşmuştur. Bu sözün üzerine, Prekazi sözleşmeye imza atmıştır.

1985 yılında Galatasaraya transferi gerçekleşen Prekazi, Galatasaray forması ile ilk maçına Samsunspor karşısında çıkmıştır. Ali Sami Yen Stadı tribünlerinden öylesine etkilenmiştir ki, henüz 18 yaşındayken Kızılyıldız Partizan derbisinde oynamış olmasına rağmen, İstanbuldaki atmosfer Ona her şeyi unutturmuştur.

İlk sezonunda Galatasaray ile kupa kaldıramasa da, ikinci sezonunda şampiyon olan kadroda yer almıştır. 1986-1987 sezonunun son haftasında oynanan Eskişehirspor maçında Galatasaray kazanmıştır. Şampiyonluğu getiren gollerden birini, efsane oyuncu Cevad Prekazi atmıştır. Bir sonraki sezon olan 1987-1988 sezonunda da Galatasarayla şampiyonluk yaşayan Cevad Prekazi, Türkiye’de oynadığı dönemler boyunca Derwall, Denizli ve Held ile çalışmıştır.

Cevad Prekazinin Galatasaray ve Türk futbolu açısından tarihe geçen bir golü de, 1989 yılında Monacoya attığı inanılmaz goldür. Maçın 51. Dakikasında, yaklaşık 40 metreden (37, 38 metre civarı) attığı gol, Galatasaray tarihinin unutulmaz golleri arasında kendine ayrı bir yer bulmuştur.

İşte o Maç:

Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final 1988/1989 sezonu 15.03.1989 01:00 günkü 2.Maç:

  • Galatasaray çalıştırıcısı: Mustafa Denizli

  • Monaco çalıştırıcısı: Arsene Wenger Fransa

  • “Galatasaray’dan en çok hangi çalıştırıcı çekmiştir?” dense, kesin hiç düşünmemeksizin; Arsene Charles Ernest Wenger’dir denir.. Bu maçtan yıllar sonra, 11 yıl sonra canım; UEFA Kupası finalinde Galatasaray tekrar Wenger’in karşısına çıktı Arsenal’in başında ve kupayı GS’ya kaptırdı..

  • Stat: Mungersdorfer

  • Haekem:Belçika Marcel Van Langenhove

Galatasaray: 1 Monaco: 1
  • Goller: Dzevad Prekazi 51'-Monaco; 65'George Weah

  • Galatasaray: Zoran Simovic-İsmail Demiriz-Semih Yuvakuran-Cüneyt Tanman-Erhan Önal-Bülent Korkmaz-Yusuf Altıntaş-Dzevad Prekazi Çıkan Oyuncu82'-Muhammet Altıntaş Çıkan Oyuncu79'-Uğur Tütüneker-Tanju Çolak

  • Yedekler: Savaş Demiral Giren Oyuncu79'-Metin Yıldız Giren Oyuncu82'

  • Monaco: Jean-Luc Ettori-Patrick Battiston-Patrick Valery-Manuel Amoros-Luc Sonor-Claude Puel-Fabrice Poullain-Jean-Marc Ferratge-Glenn Hoddle-George Weah-Youssouf Fofana

1988-1989 sezonunda, Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı finale çıkma başarısı gösteren Galatasaray’ın, en önemli oyuncularından biri olmuştur.
İşte o Maç:
Ligi Yarı Final 1988/1989 sezonu 05.04.1989 01:00 günkü maç:

Bu maç öyle bir maç ki; futbolun diktatoryal kimliklerle nasıl kirletildiğinin göstergesi. Nikolay Çavuşkesko denen sözde sosyalist, özde faşist’ın hakemleri satın aldığı BJK’li Kazım Kanat tarafından açık-açık yazıldı.

Steaua Bucarest çalıştırıcısı: Romanya Anghel Iordanescu

  • Galatasaray çalıştırıcısı: Mustafa Denizli

  • Stat: Steaua çalıştırıcısı

  • Hakem: Portekiz Vitor Fernandes

  • Steaua Bucarest: 4 Galatasaray: 0

  • Goller: Ilie Dumitrescu8'-(pen.) Gheorghe HagiPenaltıdan39'-Dan Petrescu68'-Gavril Balint71'

  • Steaua Bucarest: Silviu Lung-Adrian Bumbescu-Dan Petrescu-Ştefan Iovan-Nicolae Ungureanu Çıkan Oyuncu64'-Gheorghe Hagi-Tudorel Stoica-Marius Mihail Lacatus Çıkan Oyuncu86'-Ilie Dumitrescu-Iosif Rotariu-Victor Piturca

  • Yedekler: Lucian Balan Giren Oyuncu86'-Gavril Balint Giren Oyuncu64'

  • Galatasaray: Zoran Simovic-Cüneyt Tanman-İsmail Demiriz-Semih Yuvakuran-Yusuf Altıntaş-Erhan Önal-Dzevad Prekazi Çıkan Oyuncu74'-Savaş Koç-Savaş Demiral Çıkan Oyuncu74'-UğurTütüneker-Tanju Çolak

  • Yedekler: Arif Kocabıyık Giren Oyuncu74'-Mirsad Kovacevic Giren Oyuncu74'

  • Galatasaray yari finale büyük arbedelerden sonra geldi.

  • Şayonlar Ligi Son 16 Turu 1988/1989 Tarih : 09.11.1988 01:00

  • Galatasaray çalıştırıcısı: Mustafa Denizli

  • Neuchatel Xamax çalıştırıcısı: Gilbert Gress Fransa

  • Stat: Ali Sami Yen

  • Hakem: Fransa Qiniou

  • Galatasaray:5 Natel Xamax: 0

  • Goller: Tanju Çolak; 55', 78', 84'de ve Uğur Tütüneker18',76'da

  • Galatasaray: Zoran Simovic-Cüneyt Tanman-Semih Yuvakuran-Erhan Önal-İsmail Demiriz Çıkan Oyuncu46'-Savaş Koç Çıkan Oyuncu67'-Dzevad Prekazi-Metin Yıldız-Tanju Çolak-Mirsad Kovacevic-Uğur Tütüneker

  • Yedekler: Bülent Korkmaz Giren Oyuncu46'-Arif Kocabıyık Giren Oyuncu67' Neuchatel Xamax: Joel Corminboeuf-Daniel Fasel-Heinz Lüdi-Roland Widmer-Robert Lei-Ravello-Philippe Perret Çıkan Oyuncu85'-Heinz Hermann-Carsten Nielsen Çıkan Oyuncu46'-Admir Smajic-Michel Decastel-Robert Lüthi

  • Yedekler: Frederic Chassot Giren Oyuncu46'-Adrian Kunz Giren Oyuncu85'

Bu efsane adam Prekazı; Müthiş sol ayağı, frikik golleri, zarif asistleri ile bir döneme de damga vurmuştur. 1991 yılında ise, çok sevdiği kulübünden ayrılmıştır.

Cevad Prekazi, tam da futbolu bırakacak zannedilirken, İzmire gidip futbol hayatına devam etmiştir. Yarım sezon gibi kısa bir süre Altayda, takip eden yarım sezonda da Bakırköysporda formasını terletmiştir. Ancak günün birinde, antrenmanlara giderken zevk almadığını fark etmiş ve Türkiyede futbolu bırakma kararı almıştır. Belgrada dönmesinin ardından, tüm yaşananlara rağmen üçüncü ligde yaklaşık 1,5 sezon daha forma giymiştir. Ardından, futbol üzerine üniversiteye gitmiştir.

Günümüzde ise, OFK Belgrad takımının alt yapısı, kendisine emanet edilmiştir. Sade bir hayat tarzı, halka yakın duruşu, düzgün karakteri ve kişiliği ile, Belgradlılar tarafından oldukça benimsenen ve sevilen bir teknik direktördür.

Kaynakça:
http://www.galatasaray.org/tarih/pages/tarih_unut_prekazi.php

Cevad (Dzevad) Prekazi, saha içinde yaptıklarıyla efsane olmakla kalmadı; Türkiye futbol literatürüne de "Koşsam Real Madrid'de oynarım", "Topun canı vardır" gibi özlü sözler kazandırdı. Şimdi ise söyleyecek yeni sözleri var. (11 Mayıs 2018)

Ertesi gün Cevad Prekazi ile ‘eski şehir’ olarak adlandırılan bölgede, sık uğradığı bir restoranda buluştuk. Kendisine götürdüğümüz üç adet dergiyi sunduk. Birini reddetti. Sebebi kapaktaki Jose Mourinho’ydu:Bu katil, bunu almam. Futbolu öldürdü. Taktik, taktik, taktik…

Ait olmadığını düşündüğü dünyada doğruları ile yaşayan efsane solak ile konuşmaya hazırdık…

Yugoslavya, sizin de yetiştiğiniz dönemde çok önemli yıldızlar çıkarmıştı. Bunu sadece sistemle açıklayabilir miyiz?

Sistem tabii ki vardı ama ne kadar etkiliydi bilmiyorum. Benim hatırladığım, o zaman çok büyük bir futbol sevgimiz vardı. Sadece futbola da değil, bütün sporlara… İşte orada devletin sistemi önemliydi. Her şey bedavaydı, her şey. Doktor hizmeti, eczaneler, malzemeler, hepsi…

O sistemin ne kadar iyi olduğuna inanamazsınız. Herkes için aynı şartlar… O sistem gitti ama yetenek üretimi devam ediyor. Bakarsan; Hırvatistan, Karadağ, Bosna Hersek… Hepsi tekrar oyuncu yetiştirmeye başladı. Üstelik Bosna, Sırbistan, Slovenya, Karadağ ve Hırvatistan’dan savaş yüzünden birçok genç yurtdışına kaçmıştı. Bunu anlatmak zor, bu toprakların havasından galiba.

Bakıyorsun, Sırbistan’ın nüfusu yaklaşık 7,5 milyon. Ama çıkardığı futbolcuya bakıyorsun, nüfusla orantılı olarak harika bir yüzde. Tamam, Brezilya ve Arjantin çok ön planda ama onların nüfusuna bak, bir de Sırbistan’a, Hırvatistan’a bak… Matematik yaparsanız, Sırbistan bir numaradır.

Ama bizde futbolu öldürdüler, sistem yok artık. Federasyon büyük hatalar yaptı. Türkiye’de de benzer durumlar var ama en azından orada dört büyük takım var. Burada iki tane; Kızılyıldız ve Partizan. Onlar da aynı şehirde. Federasyon başkanı seçilir mesela… Seçilen ya Partizanlı olur ya da Kızılyıldızlı. Böyle olunca da takımlarını kollarlar ve tartışma bitmez. Bana göre kimin geldiği önemli değil. Önemli olan herkese eşit davranması. Kanunları uygulayan birine ihtiyaç var.

Aslında yetenek var. 12 yaş grubundan 16’ya kadar çok şey ümit edilen futbolcular var ama burada da torpiller sık görülüyor. Bir de bence en büyük sorunlardan biri, dışarıya çok genç gitmeleri. 12-13 yaşında menajerlerin eline düşüyorlar. E, ekonomik kriz de olunca çocukları ikna etmek kolay oluyor.

Sadece çocuklar da değil, aileler de menajer gelsin ve çocuğunu götürsün diye bekliyor. Ailelerde para yok, menajerler ayakkabı gibi ufak şeyler veriyorlar çocuklara önce, bu da herkesin işine geliyor. Burada da sorun, herkesin menajer olabilmesi. Gidersin FIFA’ya, paran varsa da birkaç kişi tutarsın, sana futbolcu getirir. Papapap kontrat yaparsın; tamam, iş bitti. Bunlar ortadan kaldırılırsa bir şeyler olabilir diye düşünüyorum.

(Slavoljub) Muslin, milli takımı Dünya Kupası’na götürdü. Ama ne oldu? Görevden aldılar. Onun yerine Mladen Krstajic geldi. Karmakarışık, her şey var federasyonda… Televizyondan, gazetecilerden bu nedenle nefret ediyorum. Muslin, elemeleri geçtiği andan itibaren “Rusya’da antrenör olarak takımın başında olmayacak” diye konuşulmaya başlandı. Nasıl olur böyle bir şey! Basında hiçbir yerde sorulmadı nedeni, sanki adam silindi.

Geçen sezon Partizan hem şampiyon oldu hem kupayı kazandı, antrenör hemen sonra Macaristan’a gitti. Milli takımla Dünya Kupası’na katılıyoruz, antrenör görevden alınıyor, yerine bir adam getiriyorlar… Bir de altı aydır görevde olan adama ‘En İyi Antrenör’ ödülü veriyorlar. Ne yaptı ki? İnanılmaz bir olay!

Aynı şey Türkiye’de de var. Üstelik Türkiye’nin hem ülke içinde nüfusu hem de yurt dışındaki Türklerin sayısına bak… Yurtdışında oynayan futbolcuların sayısına bak… Böyle şeyler olmamalı ama işte Balkan ülkelerinde oluyor.

2010 Dünya Kupası’nda Fransa başarısız oldu. Pap, baştan aşağıya takımı değiştirdiler. Antrenörü, futbolcuları; hepsini uzaklaştırdılar. Spor bakanı dâhil herkesi… “Başarı yok mu, hayde yürü!” Maalesef Balkan ülkesiysen tam tersi oluyor…

Eski Yugoslavya’dan kalma mı bu alışkanlık?

O zaman daha düzenliydi. Başka şeyler vardı orada. Telefonunuz hâlâ Yugoslavya Marşı ile çalıyor.

O dönemin sadece spor ortamı değil, insan yetiştirme politikasından sosyal yaşamına kadar sizi etkileyenleri nasıl anlatırsınız?

Ben Tito’nun askeriyim. Bir kere her insan özgür olmak ister. Onun zamanında özgürdük. Pasaportumuzla her yere gidebiliyorduk, sokaklarda serbestçe yaşayabiliyorduk. Herkes birbirine yardım ederdi. Spor ortamını zaten anlattım, maddi olarak sporcuyu çok destekleyen bir sistem vardı. Bakın bir örnek vereyim: Galatasaray, 1989’da Kızılyıldız ile eşleşmişti.

Bizim idareciler, eşleriyle birlikte Belgrad’a geldi. Benim eşim de onları gezdiriyor. Yöneticiler, krampon almak istiyor, eşime nereye gitmeleri gerektiğini soruyorlar. Eşim bilmiyor ki, “Dzevad’lara her sezon öncesinde bedava krampon verirler. Her kulüp bunu yapar” diyor. Artık böyle bir şey yok.

Her işçi tatile giderdi, zorunluydu bu. Belki harcayacak çok paramız yoktu ama herkes mutluydu, gülüyorduk. Şimdi burada birisi düşse kimse dönüp bakmaz bile. Ölebilir adam orada. Ama o zaman saygımız vardı insanlara; Türkiye de böyle…

Ben dünyada Afrika hariç her yere gittim; Avustralya, Kanada, ABD, Avrupa… Hepsini gezdim, hâlâ eski Yugoslavya gibi bir ülke yok bana göre. Katolik, Müslüman hepsi karışıktı ve kimse bunu önemsemezdi. Alnımızda yazmıyor ya ne olduğu. Futbol da öyleydi. Ligimiz Avrupa’nın en önemli liglerinden biriydi. Basketbol, hentbol, sutopu… Hepsinde olimpiyat madalyaları çıktı. Futbol onların seviyesinde değildi mesela.

Bir kere Türk gazetecilerle sohbet ediyorduk. Brezilya’dan getirilen yabancıları konuşuyorlardı ama benim hiç hoşuma gitmiyordu bu durum. Çünkü hem saha içinde hem de kültür olarak Yugo’lar Türk futboluna çok şey kazandırdı. Benim zamanımı düşünsenize, tabii ki para filan yok. Türk futbolunun o dönemki hâlini herkes biliyor. Yavaş yavaş bir yerlere geldi. Nasıl geldi? Galatasaray ile. Avrupa’daki insanlar gazetelerde gördükçe, “Türkiye’de futbol varmış, bunlar da futbol oynuyor” demeye başladı.

Josip Broz Tito’nun Partizan takımını ziyareti. Cevad Prekazi, oturanlardan soldan ikinci.

Sizin döneminizde futbolcu ihracatına önem veren Yugoslavya düzeni, gençleri bir an önce sahaya sürmek üzerine mi kurulmuştu?

Tabii tabii. Yetenekli gençler hemen A takım ile çalışmaya başlıyordu. Yavaş yavaş iyi maçlar çıkardıkça da takıma giriyorlardı. Ben 16 yaşında geldim Partizan’a. 17 yaşında U-18’de oynuyordum. Bir buçuk yaş küçüktüm. Özel maçlarda da A takımla oynuyordum. Bir sene sonra pap, ilk 11’dim. Belki daha erken de girebilirdim ama çok zayıftım.

Bir de bizim dönemimizde 28 yaşına gelmeden yurt dışına gidemiyordu futbolcular. Düşünün yıllarca Yugoslavya Ligi’nde oynamış, fizik olarak çok üstün futbolcuların içinde ben parmak gibiydim… Ama her takımda en az iki ya da üç tane süper kalitede adamlar vardı. Yugoslavya 1. Ligi inanılmaz bir seviyedeydi. Bir de şimdiki Partizan ile Kızılyıldız’a bak… Bu futbolcuların hiçbiri benim Partizan’ımda oynamayı hayal bile edemez. Çok farklı…

Yüksek seviyeden bahsediyoruz ama uluslararası organizasyonlarda büyük başarılar yok. Dejan Savicevic’le yaptığımız röportajda, ligin yorucu olmasının bunda etkili olabileceğini söylemişti. Sizce nedenler neydi?

Doğru, çok yorucuydu ama bence asıl sebep politikaydı. Mesela antrenör 20 kişilik kadroyu açıklıyordu… Bu ekibi kurarken şuna bakması gerekiyordu; kaç Sırp almışım, kaç Makedon almışım… Bakmazsan; pap, bir telefonla hemen bir adamı aldırtırlar.

O benim de garibime gitmiştir. Mesela daha Partizan’da parlayan Saint-Etienne kalecisi Ivan Curkovic de 1974 Dünya Kupası’nda ya da 1968 Avrupa Şampiyonası’nda kadroda yoktur…

1974’te yoktu, çünkü ihtiyarlamıştı. Ama ondan önce bana göre dünyanın en iyi kalecisiydi. Harika kaleciydi. Mostar’dan geldi Partizan’a… O zaman Partizan kalecisi (Milutin) Soskic idi. Sonra Soskic askere gitti, Curkovic ilk 11’e girdi. Soskic gelince de ligde Soskic, kupalarda Curkovic’i oynatıyorlardı. Böyle bir denge kurmuşlardı. Curkovic daha iyi kaleciydi ama Soskic’in de yaşı gelmişti ve dış transfer yapması gerekiyordu.

Sizin Partizan’da birlikte oynayıp da en çok etkilendiğiniz oyuncu Momcilo Vukotic. Onu farklı yapan özellikler nelerdi?

Kaptanımız, büyük yıldız. Eskiden Benfica’nın yıldızı Eusebio’ydu. Daha hayattayken heykelini diktiler. Ben de diyorum ki, “Vukotic’in iki tane heykelini dikin. Birisi stadyumda, öbürü de tesislerde…” Daha ne diyeyim?

Onun jübilesi de bir Partizan-Kızılyıldız maçı ile yapılıyor. Muhteşem bir atmosfer var hatta… Belgrad Derbileri ile ilgili neler hatırlarsınız? Genelde iki takımdan birinde oynayıp Türkiye’ye gelen futbolcular, “Galatasaray-Fenerbahçe maçındaki atmosfer ne ki!” minvalinde şeyler söylerler…

3-2 bitti o maç, 100 bin kişi vardı. Her derbide 100 bin insan vardı be kardeşim! İlk derbimde 105 bin taraftar vardı. Bak bak, tüylerim diken oldu şimdi bile. İlk kez maça çıkıyorum ya! Tünelden bir çıktım… Oradan çıktığınızda karşınıza Güney Tribünü çıkar, orası da hep Partizan’ındır. Her yer siyah-beyaz.

Harikaydı o zaman. Şimdi futbolla alakası yok. Sevinçler, üzüntüler hepsi müthişti. En önemlisi de centilmenlik vardı. Şimdiki, savaş! 90 dakikada birbirimizi öldürebilirdik ama maç bitince sarılır, birlikte yemeğe giderdik. Sahte iş yoktu orada! Tek farkımız renkti. Benim en iyi arkadaşım Kızılyıldız topçusuydu. Nasıl nefret ederim ondan? O rengi sevmiyorum ama niye nefret edeyim?

Fenerbahçe’nin de rengini sevmiyorum sadece… Ama bak, öte yandan Boca’yı çok seviyorum… Biz oynarken kulüplerin tarihini bilirdik ve o yüzden büyük saygı duyardık birbirimize. Türkiye’de de bu vardı. Metin Oktay’ı, Turgay Şeren’i biliyordu herkes. Fenerbahçe’nin efsanelerini tanıyorduk.

Kendi değerlerini kaybetmenin birçok sıkıntıyı beraberinde getirdiğini mi düşünüyorsunuz?

Burada bunu kaybettik. Belgrad’da 15 yaşında bir çocuk geliyor, “Ciao!” diyor. 15 yaşındayken benden büyük birisine “Ciao” deseydim tokat yerdim, eminim bundan. Bakın bir şey anlatayım: 12-13 yaşında elim kırıldı, hastaneye gittim abimle. 11 yaş büyüktü benden. Doktor da abimin arkadaşıydı. Baktı, teşhisi koydu, sonra da omzumdan bileğime kadar alçıya aldı. Doktora, “Ne alakası var şimdi?” der demez abimden tokadı yedim.

Küçükler yerini bilirdi. Ben genç milli takımda oynuyordum, kendi jenerasyonumun yıldızlarından biriydim ama deplasmana gidilirken kendi çantamın yanında kaptanın ve iki antrenörün çantalarını da taşıyordum. En küçüğü bendim çünkü takımın. “Yok, taşımam” diyeceğim ha, biraz yerdi…

Bu var ya, (cep telefonunu işaret ediyor) şeytanın ta kendisi, şeytanın teki bu! Kimse kimseyle konuşmuyor. Benim arkadaşlarım bilir bu konudaki fikirlerimi. Bir masada sohbet ediyorsunuz, ‘zırt’ telefon çalıyor, kalkıyor gidiyor… Herkes telefonla ilgileniyor. İletişimimiz kalmadı artık. İhtiyacımız var buna. Yarın kimse kimseyi tanımaz bir hâle gelecek. Herkes tipik Amerikan insanı olsun istiyorlar. Tüm dünya ABD oldu. Bu benim dünyam değil.

Kendi jenerasyonumun yıldızlarından biriydim ama deplasmana gidilirken kendi çantamın yanında kaptanın ve iki antrenörün çantalarını da taşıyordum.

Partizan, 1966’da Avrupa Kupası finali oynadı. Antrenör Abdulah Gegiç’ti. Kendisinin Türkiye futboluna da büyük hizmetleri vardır. Sizin oynamaya başladığınız dönemde o takımla ilgili neler anlatılırdı?

Genç takımda oynamaya başladığımda o takımın oyuncularından biri antrenörümdü. A takımda da bir diğeri… Saygımız büyüktü, kulübün tarihini öğrenmek için çok uğraşırdım. Şimdi Yugoslav topçular, kendilerinden önce futbolcu yokmuş gibi davranıyorlar, kulüp sanki onlarla kurulmuş!

Çalıştırdığım çocuklara devamlı kulübün tarihi ile ilgili bir şeyler öğretmeye çalışıyorum. Belki bir kulaktan girip öbüründen çıkıyor ama biri öğrense bile kazançtır. Kurucular, efsane futbolcular… Bunlar önemlidir. Ruhu oluşturmanız için çok önemlidir hem de. Türkiye bunu kaybetmedi bak. Buraya Türk gençler geliyor, tatil yapmaya. Hangisi beni görse tanıyor. Çünkü aileden almış o sevgiyi, önemli isimleri öğretmişler o çocuklara.

Ülkenizdeki bu değişim ne zaman başladı?

Savaştan sonra. Paramparça oldu her şey. İnsanlar burayı terk etti, kalanlar için de her şey para oldu. Burada ve burada (kalbini ve beynini gösteriyor) zengin olmalısın. Kültür seviyesi çok düştü, herkes rüyalarda yaşıyor, çok çabuk para kazanmak, zengin olmak istiyor.

Kardeşim, Partizan’ın stadyumunda kütüphane vardı, kütüphane! 1946 yılında stadyum yapılırken bir bölüme de kütüphane sığdırmış adamlar. Partizanlı boksörler, futbolcular, basketbolcular orada eğitimine önem vermek zorundaydı. Belgrad’da kütüphanenin nerede olduğunu bilmiyordum ben, kulüpte vardı zaten. Orada ne zaman tadilat yapıldı, kütüphane gitti.

Galatasaraylı eski futbolcular da sizin çok okuduğunuzu anlatır zaten… Kaptan Cüneyt, en efendi topçulardandı. Bir tek o liseyi bitirmişti; o kadar! Diğerleri ile ne konuşacaksın? Bilmiyorlardı ki, eğitim yok. Kitapsız bir yere gitmezdim, hâlâ öyle. Gazeteci Temel Özalak ile yaptığımız sohbetler sabaha kadar sürerdi.

Tarık Akan ile de arkadaşlığınız varmış galiba…

Yakın bir arkadaşım vardı, Bakırköylü… Tarık Akan, Ahmet ve o, çok yakındı. Ben de böyle tanıştım Tarık ile. Taş Mektep’i açmıştı o zaman. Orada oturup konuşurduk… İkimiz de aynı kafadaydık; ikimizin de dünyasında Che Guevara vardı. Hangi futbolcuyla bunları konuşabilirdim ki!

WhatsApp profil fotoğrafınızda da Che Guevara var…

Ben böyle doğmuşum kardeşim. Kalbim sol tarafta, ben de sol taraftayım. Hatırlıyorum; rahmetli annem anlatıyordu bazı şeyler, dinle ilgili falan, ben diyordum ki “Ya, nerede bu Allah?” Bu fakirler nasıl kendini bu kadar dine vermiş anlamıyordum. “Sen şeytansın” diyordu annem bana. Tabii ki okumaya başladım sonra. Büyük adamları okuyorsun, görüyorsun…

Ben sadece gördüğüme ve duyduğuma inanıyorum; kulağıma ve gözüme. Diyorlar ki tekrar geleceğiz dünyaya. Kim gelecek ya? Dünyanın her yerinde en anlamadığım şey, mezarlıklar… Ben büyük bir mevkiye gelsem, cumhurbaşkanı falan olsam, yapacağım ilk iş mezarlıkları düzenlemek. İyi ve temiz insanlar bir yerde; hırsızlar, devleti soyanlar bir yerde; mafya bir yerde… Ama şu anda hepsi karışık. Böyle mi olmalı kardeşim ya?

Dünyanın her yerinde savaş var. Ne için? Para. Kimse söylemiyor onu. Hepsi de hesapta dinle ilgili, dinciler yapıyorlar… Hangi Allah’a inanıyor bunlar? Afrika’nın yüzde 90’ı Müslüman’dır, kim yardım ediyor onlara? Su yok su! Önce bunları yapmak lazım. Sen dini seviyorsun, okey, bana ne? Ama ben de inanmıyorsam, sana ne? Benden beş yaş büyük olan abim de bir ara sardı bu işlere. Okuyup okuyup anlatıyordu. “Ya, tamam! Sen inan, beni bırak” diyordum…

Tarık ile Taş Mektep’te oturup konuşurduk… İkimiz de aynı kafadaydık; ikimizin de dünyasında Che Guevara vardı.

Tito’nun sağ kolu vardı, Koca Popovic. O istasyonlar, caddeler; hepsi onun babasının ve dedesinindi. Gençliğinde çok büyük kapitalistmiş. Babası onu üniversite için İsviçre’ye göndermiş. Döndüğünde altı dil biliyormuş. Sonra Sorbonne’a gitmiş. Seine Nehri’nin sol tarafında en büyük solcular, sağ tarafında en büyük sağcılar vardır o dönem. Jean-Paul Sartre falan, hepsi solda…

Popovic de o tarafı seçmiş. Çünkü o insanlarla tanışmak, oturup sohbet etmek istemiş. Ve döndüğünde komünist olmuş, her şeyi bırakıp İspanya İç Savaşı’na katılacak kadar… Çok büyük zengin kardeşim! Demek ki parayla olmuyor her şey. Che Guevara… Aristokrat bir aileden geliyor, bilmeyen yok.

Tatil yapayım diye kalkmış motosikletle Güney Amerika’ya gitmiş. Ama orada insanların ne kadar fakir olduğunu görünce dünyası değişmiş. Konfor alanını bırakmış, başka bir yola baş koymuş, bu yolda ölmüş…

Komünizmi eleştiriyorlar, kötü örnekleri gösteriyorlar. İyiler ne yapmış, baksana… Üç tane çocuğun var; hepsi aynı değil kardeşim, parmaklar aynı değil… Düşünsene koskocaman ülke, Sovyetler Birliği, sırf Moskova’da kaç tane ırkçı vardı… Bana göre insanları o kadar da serbest bırakmamak gerek.

Ne demokrasisi kardeşim, herkes kendine göre yontuyor demokrasiyi. Almanya’da kanun iyi uygulanıyor ama Almanlar ne zaman yurt dışına çıkıyor, neler yapıyorlar… Ama sen onu yapsan onların ülkesinde, hemen geliyor, “Bitte schön, nein!” Nein, ha? Sen geliyorsun benim ülkemde her şeyi yapıyorsun.

Amerikalılar, her istediğini her yerde yapıyor. “I’m American citizen.” Ananı avradını senin, ne American citizen‘ı… İstediğini yapıyorsun burada. O mu demokrasi? İnsan kardeşim, insan… Babam aynısını diyordu. Bak oğlum diyordu, iki tane dünyada din var, birisi iyi insanlar, birisi kötü insanlar… Bitti…

İnsanlar önce evler yapmış, sonra o evlerin etrafını kapatmaya başlamışlar çitlerle… Jean-Jacques Rousseau demiş ki “İnsanlık bitmiş…” Evet, o gün bitmeye başlamış insanlık. Allah insanı yaratıp bu dünyaya koymuşsa topraklar herkese serbest olmalı. Kimin toprağını kime yasaklıyorsun?

Müzikle de yakından ilgili olduğunuzu biliyoruz. O merak nereden geliyor?

Rahmetli babam çok severdi. 1960’larda, 1970’lerde kimsede radyo bile yoktu ama babam 1962’de televizyon almıştı. Tüm mahalle bizim evdeydi. Radyo zaten hep açıktı. Sabah okula giderdim, 6.15’te kalkardım, evde müzik çalıyor olurdu. Abim de futbolcuydu. Partizan’da oynadı ve dünyayı dolaştı takımla. O da yurtdışından plaklar, gramofon falan getirirdi.

Siz imaj olarak da bugünün deyişiyle ikon futbolculardan biriydiniz. Bunda dinlediğiniz grupların, müzisyenlerin etkisi oluyor muydu?

Yok, yok. Onların hepsi benim kafamdan çıkıyordu. Bak, 30 sene oldu, küpe kulağımda. Ben hep bir şeyleri değiştirmek istiyordum, aklımdan neler geçiyordu… Mesela saçlarımı boyatmak istiyordum ama Simo (Zoran Simovic) “Her şeyi yapamazsın” diyordu. Galatasaray’a imzaya geldim. Hava çok sıcak, şort giymişim. Bazı futbolcular gelip “Ne giydin öyle, ayıp” diyordu. Ne ayıbı be! Sana ayıp, bana değil. Türkiye’de bacak bacak üzerine atmazlardı mesela… Ben babamın yanında bile öyle otururdum. Bunun saygıyla bir alakası yok ki!

Babanızdan çok etkilenmişsiniz…

10 üzerinden not verirsek, 15 puanlık bir adamdı. Büyük adam! Bakması yeterli, elini hiçbir zaman kaldırmadı. Ama büyük otoriteydi. Çok şey öğrendim ondan. Nasıl anlatayım; annem ve babam çok farklıydı. Hiç konuşmazdı babam, zaten bir kelimesi yeterliydi. Düşünmemizi sağlardı hep. Vefat etti ve benim yarım gitti. Öyle yarım yaşıyorum ben. 9 Şubat’ta 38 sene oldu. Hep arıyorum onu. (Gözleri yaşarıyor) Babamla ilgili konuşmayı hiç sevmem, ağlarım çünkü. Annemle ilgili konuşabiliriz; 2002’de vefat etti. Ama babam çok büyük babaydı.

Futbola dönelim. Partizan kariyerinize baktığımızda, yolu Türkiye’den geçen iki önemli antrenör görüyoruz. Tomislav Kaloperovic ve Milos Milutinovic. Milutinovic’in çok yetenekli bir futbolcu olduğu da bilinir hatta. Bu isimlerle ilgili neler hatırlarsınız?

A takımdaki ilk antrenörüm Kaloperovic’ti. Çok disiplinli, zor bir adamdı. Ama Avrupa zamanı gelen oyuncuların neredeyse hepsi Kalo’yu arardı. O da herkese yardım ederdi çünkü çevresi çok genişti. Eli uzun adamdı. Futbola çok emek verdi ve zaten bir spor programında öldü. Televizyonda, yayındayken bir kalp krizi; pat!

Milutinovic’e benim yaşım yetişmedi, izleyemedim. Ama herkes müthiş futbolcu olduğunu söylerdi. Ciğerlerindeki hastalık nedeniyle çok uzun sürmemiş kariyeri. Antrenör olarak konuşacaksak, hiçbir şey bilmiyordu. İsmi çok büyüktü sadece.

Gençliğinizde sizi en çok etkileyen antrenörler hangileri?

iladinovic ve Ante Mladinic. Mladinic, 1976 Avrupa Şampiyonası’nda Yugoslavya’yı çalıştırdıktan sonra Partizan’a gelmişti. O ikisi, bana göre Yugoslavya tarihinin en iyi antrenörleri. O zaman yaptırdıkları antrenmanlar dönemin çok önündeydi… Ne denir Türkçede, pioneer (öncü) adamlar idi. Nasıl ki Wright Kardeşler uçağı ilk bulmuş, bunlar da Yugoslavya futboluna bütün yenilikleri getirdi. Hep 4-3-3 oynanırdı mesela onlara kadar. Onlar bunu değiştirdi. Maçların son 25 dakikasında rakibi çok zorlardık. Zaten 54 puanla ülke rekoru kırarak şampiyon olduk.

Partizan’dan Hajduk Split’e gidiyorsunuz. O zaman da Hırvat kulübü ve Sırp kulübü farkı var mıydı? Hem kültür olarak hem de saha içindeki uygulamalar açısından?

Bana fark etmiyordu. Hajduk’ta daha rahattım bakarsan. Keşke daha önce gitseydim oraya, çok büyük kulüptü. Mladinic ve Miladinovic’in yakın bir arkadaşı vardı, menajer. Beni çok severlerdi ve o menajere emanet ettiler. 1981 yılında Hajduk’a gidecektim ama Partizan bırakmadı. Sonra askere gittim. Belgrad’da bitirebilirdim askerliği ama Hırvatistan’ın Pula şehrine gittim; denizci olarak askerlik yaptım. Orada da Hajduk’a gidebilirdim ama Partizan yine bırakmadı.

Sonra Hajduk’a gittim. Beni emanet ettikleri menajerin iletişim içinde olduğu önemli Avrupa takımları vardı; Anderlecht, Standard Liege, Bordeaux, Hamburg… Benim için en iyi kulübün Bordeaux olduğunu söylüyordu. Bir buçuk sene Hajduk’ta kalacağım, 28 yaşına basınca da Bordeaux’ya gideceğim; plan buydu. Ama ben Split’te oynarken menajer Belçika ve Fransa’da vergi ile ilgili bir sorun yaşadı ve hapse girdi. Benim iş yattı.

Sizi Tottenham da istememiş miydi?

O zaman transfer için yaşım tutmuyordu. Radomir Antic, o dönemde Luton Town’da oynuyordu. Bizim Tottenham ile oynadığımız maça gelmişti. Antic, Tottenham’lı (Steve) Perryman ve ben, maçtan sonra konuştuk. Orada oynayabileceğimi söylediler ama dediğim gibi yaşım tutmuyordu. Ondan önce de Hamburg istemişti beni, 20 yaşındaydım. Ama o zaman kaçmam gerekiyordu…

Başka ülke pasaportunu hayatımda kabul etmem, Galatasaray’ı da bırakmam, mümkün değil. Ama işin ucunda Cruyff var.

Bir de Cruyff sizi Ajax’a istiyor. En etkileyici hikâye o galiba?

O daha sonra, Galatasaray’da… Münih’te bir salon turnuvasına gitmiştik ve en iyi futbolcu seçilmiştim. Neler yaptım neler… Ajax da o turnuvadaydı. Turnuva bitti, aynı gece başka bir turnuva için Stuttgart’a gittik, Ajax orada da vardı. Kahvaltıda oturuyoruz; Simo, ben, Kovacevic… Cruyff da karşıda bir masada… Devamlı ona bakıyorum, en sevdiğim futbolcu herif. Bir baktım; papapap Cruyff geliyor!

— Günaydın!— Günaydın!— 15 dakikan var mı?---“Var” dedim ama öleceğim, titriyorum. Partizan-Kızılyıldız maçı oynamış adamım, hayatımda ilk kez heyecanlandığımı hissediyorum.

— Kontratın ne zaman bitiyor?— Yazın.— Ajax’ta oynamak ister misin?— Tabii.— Ama bir sorun var…

Biliyordum sorunu, eski PSV kaptanı Lazar Radovic arkadaşımdı, ondan öğrenmiştim; Hollanda Futbol Federasyonu, bazı sezonlarda Yugoslavya’dan oyuncu alınmasını yasaklıyordu. O sene de bunu yapmışlardı. Cruyff, eğer istiyorsam bir şeyler deneyeceğini, başka ülkenin pasaportunu alıp Ajax’ta oynamamı sağlamak için uğraşacağını söyledi. Başka ülke pasaportunu hayatımda kabul etmem, Galatasaray’ı da bırakmam, mümkün değil. Ama işin ucunda Cruyff var, kimse kusura bakmasın! Telefonumu istedi, arayacağını söyledi. Birkaç gün sonra hakikaten de aradı:

— Hi.— Hi.— I’m sorry.— No problem.

Her şeyi denediğini ama olmadığını söyledi. Yanılmıyorsam altı ay sonra da Barcelona’nın başına geçti.

Kariyerinizde en üzüldüğünüz an budur herhâlde?

Tabii, Cruyff ayağına geliyor kardeşim, Cruyff! Beni göreceksin ama; felaket bir titreme…Az önce Hajduk Split-Tottenham eşleşmesinden bahsettiniz biraz. 1983-1984 sezonunda UEFA Kupası yarı finali karşılaşmasıydı ve ilk maçı 2-1 kazanıp, orada 1-0 yenilerek elenmiştiniz. İngiltere’deki rövanşta bir frikiğiniz var. Kaleci (Tony) Parks topu durduramıyor ve direğe çarpıp çıkıyor top. Aslında Monaco maçını hatırlatıyor o pozisyon…

Evet, direğe vurdu top. Biz o Tottenham’ı elerdik, kupayı da alabilirdik. Ama Zlatko Vujovic ve Blaz Sliskovic sakattı ve bizimle İngiltere’ye gelmediler. Muhteşem futbolculardı bu adamlar. Bak, orada da politika var. İlk maçta, şimdi ismini söylemeyeyim, bir futbolcumuz var idi, onu satmak istiyorlardı yurt dışına… Antrenör geldi, benim yerime onu oynatacağını söyledi. Aslında yedek adam. “Neden ben neden!” diye çıldırdım. Normalde çeker kapıyı giderdim ama gitmedim de… İlk maçta bakarsanız sonradan giriyorum zaten oyuna…

Kızılyıldız, 1991’de Avrupa şampiyonu olmuştu. Ezeli rakibinizin o muhteşem takımını izlerken ne düşünüyordunuz?

Helal olsun kardeşim. Ne yapılması gerekiyorsa yaptılar. İlki başardılar. Rusya, Polonya, Macaristan, Yunanistan, Türkiye, Romanya… Bu ülkelerden çıkıp kim şampiyon oluyorsa ben mutlu olurum. Şimdi bu ülkelerden hangi kulüp Şampiyonlar Ligi’ni alabilir? Artık ayrıldı kulüpler: Zenginler ve fakirler…

Kara paralarını örtmek için saçma sapan paralar veriyorlar. Ne 200 milyonu, Neymar’a 20 milyon vermem ben. Ne yapar kardeşim bu adam? O zaman Messi 500 milyon, eski Brezilyalı Ronaldo 1 milyar, Maradona bir buçuk milyar, Pele 2 milyar… Messi’nin belgeselini seyrettiniz mi? Ne diyor Luis Menotti? “Messi mi Maradona mı diye soruyorlar, uzaydan gelen bir futbolcu var, o da Pele!” Ben demiyorum, Menotti diyor bunu, bir Arjantinli…

Bu para aklama işi midemi bulandırıyor. Futbolu da alet ediyorlar buna. Biliyorsunuz Al Capone da o kadar adam öldürmüş, istediği siyasetçileri seçtirmiş, haraç kesmiş… Ama iyi avukatlarla çıkmış. Sonunda vergiden pap, içeri almışlar. Bunlar da Al Capone’un vergi ödüyor görünen hâlleri. Futbolu da alet ediyorlar. Hepsi hırsız, hepsi, hepsi…

Kısa bir ABD maceranız var…

Türkçe karşılığı ne oluyor bilmiyorum. Tamamen aventürist (maceraperest) bir iş, sırf macera…

Hajduk’tan kopma nedeniniz neydi?

Yeni bir antrenör gelmişti, (Stanko) Poklepovic… Beni takımda istemediğini söyledi. En iyi oyuncusuydum. Asanovic genç idi hatta, onu düşündüğünü söyledi. Bir de Salov vardı, onun da kalacağını belirtti. Bana “Git” diyor. Az kalsın dövecektim yemin ediyorum. Çok zor durumdaydım. Sinirlerim bozulmuştu, “Hayde bir gideyim Amerika’ya” dedim. 30 bin dolar verdiler, o senelerde kaç futbolcu bu paraları kazanırdı ki? Split’te kalsam maaş alacaktım ama kesin bir bokluk yapacaktım. Macera tamamen macera…Baltimore’da Almanya ile 1974 Dünya Kupası kazanmış Bernd Hölzenbein ile takım arkadaşıydınız…

Beni gördüğünde inanamadı zaten. “Ne işin var burada?” diye sordu. “Olağanüstü oyuncusun” derdi, ben de “Holzi be, bende menajer yok. Normal bu” derdim. Sonra Galatasaray’a gittim, Almanya’da Offenbach ile oynuyoruz… Holzi de maçtan sonra Derwall’i görmeye gelmiş ama benim Galatasaray’da olduğumdan haberi yok. Tünelde yürüyorum, baktım Derwall ile Holzi konuşuyor… Bağırdım: “Holzi!” Bir bakışı var, anlatamam… Yine “Ne işin var senin burada?” Galatasaray’da oynadığımı söyledim. Derwall’e de aynı şeyleri söyledi, beni övdü…

ABD’de isminiz Jeff Prekazi olarak karşımıza çıkıyor hep. Bir sebebi var mıydı?

Aptal onlar, aptal! Ondan dolayı. İsimleri söylemesi zor geldi mi öyle telaffuz ediyorlar. Jeff, Stan… Reşat vardı, Galatasaray’da da oynamıştı kısa süre, ona da Ray diyorlardı…

ABD’de salon futbolu ortamı nasıldı? Buzda oynanıyor ya hokey, onun gibi… Bir kısım oyuncu giriyor, 2-3 dakika oynuyor, sonra çıkıyor… Karmaşa… Bir de sürekli dolaşıyorsun. Baltimore’dan Los Angeles’a uçakla, yedi saat.

Galatasaray macerası da Partizan’dan takım arkadaşınız Simovic’in telefonu ile başladı…

Bir telefon, papapap… (Rüdiger) Abramczik mukavelesini uzatmamış. Simo aradı, “Gel” dedi. “Tamam” dedim. Simo, gazeteci Yahya Vatansever ve Futbol Şube Sorumlusu Selçuk Uygur ile görüştüm. Kamp başladı, Simo ile kalıyoruz. Bu arada çifte vatandaşlık teklifi yaptılar. En sonunda bir şartla kabul ettim. Şartım, kulübün Belgrad’da bir daire almasıydı. Onu da hep para, para, para diye düşünen Alp Yalman kabul etmeyince mukavele yapmamaya karar verdim. Derwall görüştü sonra Alp Yalman’la. Orada “Prekazi’yi kabul etmezseniz ben başka yabancı almayacağım” demiş. Öyle olunca beni transfer ettiler ama çifte vatandaş olmadım.

Jupp Derwall kariyerinizin neresinde?

En tepede, bir numara! Çok efendi, çok iyi antrenör. Sanki Alman değildi! Sanırsın iki kalbi vardı. Tabii ki Almanlarda da iyi insanlar vardır ama Derwall başkaydı be abi! Her şeyi öğretti, çok şeyler getirdi Türkiye’ye. Her şey onunla başladı Türkiye’de. Sonraki bütün başarılarda payı var.

Derwall, Türkiye’ye geldiğinde şartlara ve futbol oynanış tarzına inanamadığını yazar. Sizin de bu konularda şaşırdığınız noktalar var mıydı?

Sokakta gibi futbol oynuyorlardı. Kaç kere Derwall’e söyledim;Bir şeyler yapmalısınız, taktik olarak takıma müdahale etmelisiniz” dedim. “Onlar anlamazlar” cevabını verdi. Vallahi bak. Florya’da toprak sahayı ilk gördüğümde Simo’ya “Burada mı çalışacağız?” dedim. Deplasmanlar daha beter. Denizli, Rize, Ordu… Denizli’de toprak bile değildi saha, Ordu’da toprak, Rize’de biraz kum biraz toprak… İzmir, Trabzon, Malatya, Samsun gibi şehirlerde ise sahalar iyiydi bak.

Ben Türkiye ile ilgili hep güzel şeyleri hatırlamak istiyorum. O sevgi-saygı hep kaldı Türk insanı ile aramızda. Hâlâ beni tanırlar, buraya geldiler mi hepsine yardım etmeye çalışırım. Ama onlar da beni çok severler. Çünkü o sevgiye layık oldum. Ülke futbolu için ‘bingo’ idim ben. Birçok gazeteci, “Bu nasıl buraya geldi?” diye soruyordu. Ben çok şey verdim Galatasaray’a ve onun karşılığını da insanlardan hâlâ alıyorum.

Türkiye’deki dağınık futboldan bahsettiniz. Bu sizin için kolaylıklar oluşturuyor muydu? Hatalı yerleşen rakiplerin eksiklerini görüp, hücumu ona göre planlama gibi…

Türkiye’de oynamak benim için bir yandan çok kolaydı, diğer yandan çok zordu. Benim kafam meşguldü her zaman, gözlerim fıldır fıldırdı. Bir kere futbolcular altyapı eğitimi almamıştı ama onların da suçu değil bu. Ben sağıma bakarım, topu soluma atarım. Çünkü altyapıda çok çalışmıştım. Görmeden, sese atarım topu. “Prekiii!” diye bağırır, top sende. Galatasaray’a ilk geldiğim zamanlar, antrenmandayız…

Uğur Tütüneker de yanımda koşuyor ama ben ona değil de ters tarafa bakıyorum. Döndüm, pası Uğur’a attım. Beklemiyor tabii, bağırmaya başladı: “Ya sen öbür tarafa bakıyordun, niye buraya attın?” İçimden “Aptal, devam etsene” dedim. Semih Yuvakuran televizyonda söyledi, “Ben futbolu Cevad’dan öğrendim” diye. Onların suçu değil ki! Bir şey göstermemişler.

Çingene Arif’te ne yetenek vardı ama 18’e girmeye korkuyordu. Altyapıda ne yapması gerektiği öğretilseydi Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olurdu. Neler vardı onda; sağ ayak, sol ayak, çalım… Senede 15 gol atabilirdi, kaç gol var Arif’in Galatasaray kariyerinde? Bir elin parmağı kadar yoktur.

Sonra Yusuf… Öyle futbolcu Galatasaray’da yoktu, Türkiye’de yoktu; ben hâlâ da görmedim… Sadece Türkiye’de kaldı, yazık etti. Bugünün piyasasında 50 milyon ederdi, Avrupa’nın her takımında rahatlıkla oynardı. Zevkle söylüyorum, hayvanın tekiydi. Çok da karakterli bir insandı. Ama kafa yok! Vermedi kendisini.

2000’deki disiplin bizde olsaydı, Avrupa şampiyonluğunu biz o zaman da alırdık. Garanti! 2000’deki takım müthişti. Zaten o takımdan 7-8 kişi Dünya Kupası’nda ilk 11 oynadı ve Türkiye üçüncü oldu. Onların dışında Hagi, Popescu, Taffarel, Capone vardı. Ben kimlerle oynadım? Biz de şampiyon olduk, Şampiyon Kulüpler Kupası’nda yarı finale çıktık. Elbette Hagi çok iyi bir futbolcu ama Galatasaray’da paşa gibiydi. Arkasındakiler deli gibi koşuyor, önündekiler deli gibi koşuyor… Hakan Şükür benimle oynasaydı elli tane gol atardı her sene. Garanti! Çünkü ben onu bırakmazdım.

Ama Tanju’nun da futbolcu olarak hakkını veriyorsunuz… Tabii ki ama Tanju beş metrekarede oynuyordu, Hakan Şükür bin. Çok büyük fark. Galatasaray’da ilk sene namağlup giden şampiyonluk…

Semra Özal. Beşiktaş’ın son 7-8 haftada İnönü Stadı’ndaki maçlarına bakın. Biz 1-0, 2-0, 2-1 kazanıyorduk, onlar averajı garantilemek için çok farklı kazandılar. Hakem Özcan Oal bizi kaç kere yaktı o sezon…

Ama sonraki yıllarda, bir kupa töreninde Turgut Özal’a formanızı hediye ediyorsunuz. Bir yandan da sempatiniz var mı?

Kime?

“Özal’ın elini öpeceğiz” dediler, “Babamdan başkasının elini öpmem” dedim.

Turgut Özal’a…

Benim kafamda sürekli bir şeyler dönüyordu. Giderken tribünlere, kulüpten biri “Elini öpeceğiz” dedi. “Kimin elini öpeceğiz? Ben sadece babamın elini öperim” dedim. Bayram sabahları babamın elini öperdim, başka kimsenin öpmem elini. En sondaydım. Bütün takım elini öptü Turgut Özal’ın, sıra bana geldiğinde uzattı elini, eğilmedim, formamı çıkardım. Şaşırdı. Uzattım formamı, “Siz her sene bize plaket hediye ediyorsunuz hatıra olarak, bu defa ben de size hatıra olarak formamı veriyorum” dedim. Öyle kaldı.

14 yıl aradan sonraki şampiyonluğa gelelim. Eskişehirspor maçından önce stres var mıydı takımda?

Çok… Çok korkuyordu oyuncular.

Siz?

Bende yoktu. Korku sadece kötü sonuç verir. Ben çıkıyordum maça; to be or not to be… Kendime o kadar güveniyordum ki… Bir de frikik öncesi ufak kavga çıktı İlyas’la (Tüfekçi) aramızda. İlyas vurmak istedi, “Sen ne zaman gol attın?” dedim. Aldım sonra topu, tak, haydi iyi günler… İşte, kendine güven budur.

Steaua Bükreş ile oynadığımız rövanş maçını hatırlıyorum. İzmir’deydik. Maçtan kısa bir süre önce birkaç gazeteci bana frikik attırdı. Çıplak ayakla vuruyordum, hepsi doksana gidiyordu. Maçta da aynısını attım ama kaleci Lung çok uzun boyluydu, parmaklarının ucuyla dokundu, direkten döndü.

Cüneyt gitti tamamladı, gol oldu. İnanamıyordu gazeteciler, “Nasıl yapıyorsun?” diyordu. Kardeşim çalışıyoruz… Tabii ki benim bir avantajım da vardı, ayağımın küçük olması, 38 numara. Bir de o zamanki toplar çok iyiydi, artık öyle top yok.

Tango mu?

Evet. 1978 Dünya Kupası’nda çıkmıştı. Turnuva Arjantin’de olduğu için topa da Tango demişler, senelerce kullandık. Müthiş toptu, nereye istersen oraya gidiyordu. Tabii çalışmak lazım devamlı, yoksa gitmez. Her antrenmandan sonra frikik atıyordum.

Neuchatel Xamax maçıyla ilgili hep Mustafa Denizli konuşulur; “Beş atacağız dedi, beş attık” diye…

Propaganda. Biz zaten Neuchatel’i eleyeceğimizi biliyorduk. Benim en ufak bir şüphem yoktu. Hem bizim takımı biliyordum hem rakip takımı. Sahaya girmeselerdi, ilk maç da ya 1-0 biterdi ya 1-1. Garanti. Bir anda abuk subuk goller yedik, 3-0 oldu.

Rövanşa çıkarken rahattınız yani?

Ben her zaman rahattım. Sonraki turda, Köln’deki Monaco maçından önce şehirden bir saat uzaklıkta bir yerde kalıyorduk. Her gün yağmur yağıyordu. Ben kitap okuyordum, mola veriyordum, çıkıyordum yağmurda sigara içip dolaşıyordum. Bir hafta boyunca bunu yaptım. Bütün hafta herkes papapap konuşmuş, maç günü kahvaltıda kimsenin çıtı çıkmıyor. Derwall ziyarete geldi, otobüse bindik, maça gidiyoruz…

O zamanlar walkman’ler vardı, taktım kulaklıkları, otobüste müzik dinliyorum. Şarkılara eşlik etmeye başladım. Bir baktım, Cüneyt geliyor, kaptan… Koluma dokundu, çıkardım kulaklığı… Diyor ki “Cevo, konsantre ol maça…” Dedim Cüneyt, ben yedi gündür konsantre oluyorum. Savaşa gidiyoruz; ya öleceksin ya yeneceksin… Derwall bana bakıyor, böyle yapıyor… (Baş parmağını yukarı kaldırıyor) Geldik soyunma odasına, herkes hâlâ sessiz… Ben bekliyorum, sahaya çıkalım diye. Konsantreyi çoktan bitirmişim, burada. (Kafasını gösteriyor.)

Topun canı…

Evet, hepsi doğru. Var.

Bir daha o frikiği hiç atamamışsınız… Ben frikiğin doktoruydum. Öğrendim, nasıl vurulması gerekiyorsa vurdum. Öğrettim de… Mesela Tugay, antrenmandan sonra kalıyordu: “Cevad Abi, hadi frikik atalım.” Çok yetenekli çocuktu. Bir maçta savunmada eksiğimiz vardı, “Tugay oynasın, o her şeyi oynar, bir tek kaleci olamaz” demiştim. Oynadı da… Yetenek kardeşim.

Teknik süper, şut süper… Doktor öğretti ona, o da doktor oldu! Şimdi OFK Belgrad’daki çocuklara öğretiyorum. Kendim de hâlâ çok iyi kullanıyorum, kramponla ya da çıplak ayakla… Ama yok, yıllar geçti, o frikiği atamıyorum. Yapamıyorum… Orada benim istediğim olmadı. İstediğimi yapabilsem belki gol olmayacaktı. Dış falso vurmak istedim, düz gitti.

Önemli olan orada topa vurma cesareti göstermek…

Zaten eşim benim gerildiğimi görünce tribünde kardeşi ve arkadaşına “Bu manyak oradan vuracak galiba” demiş. Sonra, gol işte… Eğer kendine güvenmiyorsan, olmaz.

O golü boksör Jack Dempsey’nin yumruklarına benzetiyormuşsunuz, o dönemki röportajlarınızda bu var…

Onu Sayın Temel Özalak yazmış. Onu çok severim ama benzetme bana ait değil.

Asıl etkilendiğim şeyi anlatayım. ABD’li yazar Dale Carnegie’nin yazdığı bir psikoloji kitabını okuyordum o dönem. Her şeyin psikolojiyle ilgili olduğunu o kitapla anlamıştım. İnsan hikâyelerine tanık olmuştum. Mesela birini anlatayım… Çok zengin bir adam; amansız bir hastalığı var, ölümü bekliyor. Bir de hayali var: Gemiyle dünya turu yapmak. Doktoru tabii buna izin vermiyormuş.

Adam gitmekte diretince, doktor bir yasak listesi hazırlamış. Onu yiyemezsin, bunu içemezsin; her şey yasak. Çeşit çeşit de ilaç vermiş. Adam kendisine bir tabut almış, kaptanla konuşmuş; “Eğer gemide ölürsem beni bu tabuta koyacaksınız, şu buzlukta saklayacaksınız, dönüşte de şu adrese göndereceksiniz” demiş. Sonra binmiş gemiye, doktor neyi yasakladıysa hepsini yemiş. İçki, sigara, her şey… İlaçları atmış denize, hiçbirini içmemiş. Tur bitmiş, dönmüş doktora gitmiş. Doktor bunun yaşadığını görünce şaşırmış. “Gel” demiş, “Sana bir check-up yapalım.” Bütün testleri yaptıktan sonra, “İnanamıyorum,” demiş, “siz hasta değilsiniz.”

Galatasaray’ın eski kalecisi Bosko Kajganic’in öldüğü kazayı bilir misiniz? Arabada bir de gazeteci var: Yahya Vatansever. Kajganic’le birlikte öldüğü düşünülerek morga götürülmüş. Morgda insanları teker teker dondurucuya koyuyorlarmış, sıra ona geldiğinde Yahya parmağını oynatmış. Bunu gören görevli, diğerlerine söylemiş, başta inandıramamış. Bir süre bekledikten sonra tekrar oynatmış parmağını Yahya. Bugün yaşıyor…

Monaco maçında oyundan çıkarılışınızı hatırlıyor musunuz?

Orada Mustafa Hoca kendini kaybetti. Nasıl beni değiştirir ya? Normal insan Tanju’yu çıkarır, Uğur’u santrfora kaydırır, orta sahayı kuvvetlendirir… Ama yine kazandık.

Peki o Monaco takımı hakkında ne söylersiniz?

Müthiş… Ama ne zaman bireysel yetenekleri takım olma duygusuyla birleştirirsin, bir inancı koyarsın içine, o zaman beklenmedik işleri başarabilirsin. Bizim o takımımızda her şey vardı. O zaman savaşa bile gidersin kardeşim. Ya öleceksin ya kahraman olacaksın. Biz kahraman olduk. İşte öyle…

Herkes o Almanya’daki taraftarı anlatır ya…

Oo, o başka, o Almanya’daki Türkler… Onlar olmasaydı ne yapacaktık biz… Muhteşemdiler.

İlk Partizan-Kızılyıldız derbinizdeki duyguları hatırladınız mı o gün?

Mungersdorfer Stadyumu kaç kişiydi, 55 bin mi? Neredeyse 55 bini de Türk’tü. Bir tanesi de Turgut Özal. Sen düşünebiliyor musun ne demek bu oradaki Türkler için? Özal gelmiş, Almanya’da ve Galatasaray oynuyor… Herkes geldi, inanılmaz bir atmosfer oldu.

Öyle bir Monaco’yu eledikten sonra Steaua Bükreş’i de eleyebilir miydiniz?

Bence, yüzde milyar. “Bizim o takımımızda her şey vardı. O zaman savaşa bile gidersin kardeşim. Ya öleceksin ya kahraman olacaksın. Biz kahraman olduk.”

Niye olmadı?

Mustafa Hoca! Yanlış yaptı. Beni sağ tarafa koydu. Erhan’a “Hagi’yi tut” dedi. En büyük komedidir Muhammet’in o maçta oynamaması. Muhammet olsaydı, Hagi 90 dakika adım atamazdı. Garanti… (Miodrag) Belodedici o dönem Romanya’dan kaçıp Kızılyıldız’a transfer olmuştu. Benim arkadaşım gazeteci olarak gidip onunla sohbet etti, Steaua’ya dair ne varsa hepsini öğrendi. Ben de her şeyi Mustafa Hoca’ya anlattım. Ama o hepsini tersine çevirdi. Orada Tanjusuz oynamamız gerekiyordu. Uğur tek başına ileride, ben onun arkasında, kalabalık orta saha, kalabalık defans… Kesinlikle elerdik.

Az önce Alp Yalman’dan bahsettiniz… Galatasaray’dan ayrılışınızda onun etkisi var mıydı?

Alp Yalman, her şeyi para ile çözeceğine inanırdı. Galatasaray’dan ayrıldım, o zaman iki tane çek verdi, son mukaveleden alacağım para… 135 bin Mark falandı tutarları. Gittim bankaya, “Para yok” dediler. Mahkemelik olduk, kazandım ama o da avukata gitti. O ara Adnan Polat kulübe yeni yeni girmişti. Mecidiyeköy’deki yerine çağırdı beni, avukatı arayıp davayı çekmemi istedi. “Sana şu kadar para veririz, bir de jübile yaparız” dedi. “Teşekkür ederim” dedim ama futbolu bırakmak istemediğimi söyledim. Israrla tekrarladım. “Bana para teklif ediyorsunuz ama benim babam Rifat Prekazi, benim fiyatım yok” dedim. İnanamadı. Her şey para değil! Gittim Bakırköyspor’da oynadım.

Bu yüzden Alp Bey’i hiç görmek istemiyorum. Galatasaray’ın 100. yıl kutlamalarına davet edildim, orada karşılaştık… Selam bile vermedim, hak etmedi ki!

Türkiye’de oynadığınız son maç da Galatasaray’a karşıydı…

Zaten o zamanlar çok tatsızdım, burada savaş çıkmıştı, aklım buradaydı. Aslında iyi bir kadromuz vardı. Fenerbahçeli Zafer, Hasan Vezir, Rotariu… Ama antrenörümüz hiçbir şey bilmiyordu, baltanın tekiydi. Bakırköylü birini koymuşlar takımın başına, politika işte… Ne maçtan ne antrenmandan keyif almıyordum. Aklım zaten savaştaydı. Bir gün geldim eve, eşime dedim “Bavulları topla, gidiyoruz.” Savaş nedeniyle içimde hiçbir heves kalmamıştı.

Savaş döneminde Sırbistan’a dönmek nasıl bir karardı?

İstanbul’dan giderken herkes “Manyak mısınız? Savaş varken nereye gidiyorsunuz?” diyordu. Buraya geldik, “Manyak mısınız, niye geldiniz?” dediler. Ama işte, öyle olmuyor… Çok etkiledi beni savaş. Başka bir ülkeyle savaşıyor olsaydık bu kadar etkilenmezdim.

Tabii ki savaşın her türlüsü kötü ama iç savaş en kötüsü kardeşim. Çünkü her yerde arkadaşım var. Psikolojik olarak o olay beni öldürdü. İdmana gidiyordum ama niye gittiğimi bilmiyordum. Kalmamıştı içimde hiçbir şey. O yüzden bıraktım döndüm. Bana bir şey olsa bile en azından kendi ülkemde, kendi şehrimdeydim. Etrafımda sevdiklerim…

Ülkenize döndüğünüz sırada Galatasaray’daki takım arkadaşlarınızın hiçbiri sizi aramamış…

Maalesef. Ama ne yapayım ben? Onların yüzü.

Kimse mi aramadı?

Hiç. Başka arkadaşlarım aradı ama futbolculardan arayan olmadı. Savaşın etkilediği şeylerden biri de aslında Yugoslavya Milli Takımı o dönem…

Politika işte. Her şeyi yapıyor… Sonuç ne? Kaç bin kişi öldü, kaç bin kişi kaçtı, kaç ev yok oldu. Ne oldu? Faydayı kim gördü? İnsanları ayrıştırıp birbirine düşürdüler. Yok Hıristiyan, yok Katolik, yok Müslüman…

Çok mu zor kardeşim birlikte yaşamak? Birbirine saygı göstermek zor mu? Farklılıkları sevmek zor mu? Ne olduğumuz alnımızda mı yazıyor? Ama insanların aklını karıştırdılar. Menfaat, para… Her şey materyalizme döndü, futbol da… Her şey, her şey.

ŞUTLUYORUM
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32

Yorumlar

Konular-Yazılar

18 Mart Çanakkale zaferi2 19 Mayıs17 19 Mayıs çocuklarının Sakarya zaferi1 19 MAYIS TURNUVALARI SAMSUNSPOR1 1977 katliamı5 2 Temmuz 19931 20. yüzyıl ideolojileri metal yorgunu1 2002 seçim1 2018 seçim vaatleri1 2023 Seçim1 21 Temmuz 20041 21.YY KEMDİ İDEOLOJİSİNİ YARATMALI1 22 Ağustos 20101 23 Ekim 20111 23 Nisan12 27 Mayıs devrimi41 27 Nisan1 27 Nisan e-muhtırası10 27-28-29 Temmuz 2021 yangınları5 28 ŞUBAT1 29 Ekim2 3 BÜYÜKLER 4.SEZON KİM ŞAMPİYON?!1 3 büyükler operasyonu1 3 BÜYÜKLER; 3 KÜÇÜKLERE DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR MU?1 3 ÇOCUK1 3 fidan1 3 KEZ KALEMİZE GELEBİLEN B.MUNİH 3 GOL ATTI VE DE BURUK’UN TEK HATASI ULUSLARARASI DENEYİMİ OLAN ANGELİYO’YU DEĞİL DE DENEYİMSİZ KAZIM’I OYNATMASIYDI1 3 SEZONDUR SIRAYA KONAN ŞAMPİYONLUKLAR1 3. Havalimanı3 30 Ağustos7 30 Mart seçimleri1 4 MEVSİMİ BOZANLARA ŞİİR1 4+4+411 40 MİLYAR1 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu1 6 GOL1 6 YAŞINDAKİ KIZ ÇOCUĞUNU EVLENDİRENLER1 65 yaş üstü corona1 696 sayılı KHK1 7.7 DEPREM DEĞİL BU KIYAMET TİR CEHENNEMDİR BUNU SEN YARATTIN ÜLKEYİ İNŞAAT SEKTÖRÜ İLE KALKINDIRACAĞIM DİYEREK1 75 ve 100.Yılında kim şampiyon oldu!!??1 8 Mart Dünya kadınlar günü2 A.O.Ç.2 Abant gezisi1 ABD 6.FİOSUNU KIBLE YAPANLAR VE ABD'Yİ SAVUNANLAR ŞİMDİ ABD DÜŞMANI OLDU AMA ABD'NİN ORTASINDA GÖKDELENİ VAR1 ABD politika1 ABD-TÜRKİYE gerilimi1 Abdulhamit torunu1 Abdulkadir Selvi1 Abdullah Gül3 ABDÜLKADİR SELVİ ABDÜLKADİR SELVİ ABDÜLKADİR SELVİ1 Ad verme töreni1 ADANA BABAMIN İLK GURBETİ1 ADANA DEMİRSPOR DARBESİ1 Adana gezisi1 Adana yangını2 ADANA'NIN YOLLARI TAŞTAN1 ADANA'YA GİDEK Mİ1 ADI DUYULUNCA RAKİPLERİ KORKAN OKAN1 ADI ICARDI SÜREKLİ GOL ATARDI GALATASARAY DURUDURULMAZ GİBİ1 Adnan Kahveci2 Adnan Menderes72 Afad1 Afganlar29 Afrikalı Aydın John Kenyatta1 Agora Meyhanesi1 Ağustos böceği hikayesi1 AHA1 Ahfeş'in keçisi1 AHMET ÇALIK1 Ahmet Davutoğlu56 Ahmet Hakan Coşkun3 Ahmet Özal2 Akil insanlar1 Akkuyu nükleer santral13 AKP1 AKP ilkesi1 AKP YANLIŞ ADAY GÖSTERDİ1 akp'LİLER EFSUNLU MU1 Akrabalarım-dostlarım1 alamet-i farika nedir?1 Alanya1 Alev Alatlı1 Ali Ağaoğlu1 Ali Semerkandî1 Allah ile aldatmak2 Allahını seven üzerime toprak atsın1 Almanya1 ALT LİGİN EN ALTINDAKİNE ELENEN ASLAN GALATASARAY1 Altın direnişi1 ALTINBOYNUZ'U BOYNUZLAMIŞLAR1 Altınova gezisi4 ALTIPARMAK1 ama kim?!1 Amentü1 Amiraller2 Anacığım1 Anarşist olmak3 Anarşist olmamak1 Anasına babasına bakmaz ite bakar1 Anayasa1 Anayasa değişikliği1 ANAYASA İNAŞSINDA MÜHENDİS VE MİMAR YANINDA DÜZ İŞÇİ VE KALİFİYE USTA DA GEREKLİ1 Anayasa Tarihi1 Anıtkabir1 Ankara17 Ankara beton cangılı2 Ankara bilim kurgu kenti1 Ankara derelerin ıslahı10 Ankara dolmuş sorunu1 Ankara Manifestosu1 Ankara Papazın Bağı1 Ankara saldırısı2 Ankara su sorunu1 Ankara trafik sorunu1 Ankara-Ulus1 Ankaralılık1 Ankaranın en uzun sokağı1 Anneler33 Anneler günü11 Annem62 Anonim şirket1 Anzak askerlerine atfen1 aptallık vergisi1 araba modern silah1 Arabayı at gibi sürmek1 Araf Suresi’nin 7/1791 Araplar2 Archimets2 ARDA TURAN1 ArdaTuran1 Arhavi65 Arhavi köyleri1 Arhavi projelerim1 ARHAVİ VE DÜNYA1 Arhavi ve Laz gerçeği1 Arhavide sel3 Arhavili lazlar1 Arhavispor1 ARHAVİSPOR ŞAMPİYONLUĞU HAK ETTİ2 Arhaviye aşık eden kişiler1 Arhavli olmak1 Arşiment2 Artvin3 Artvin berta köprüsü1 Artvin Kalkınma ve Eğitim Vakfı15 Artvin kurtuluş1 Artvin Tanıtım Günleri3 Artvin-Arhavi sorunları1 Artvin-Cerattepe10 Asal sayı3 ASELSAN9 ASLAN KARTAL'IN KANATLARINI1 ASLI BAYKAL HAKLI MI? ATAÇ BAYKAL1 ASLI BAYKAL SİYASET OYUNLARINA GELMEMELİ1 ASLI BAYKAL'IN CHP'DEN İSTİFASINI NASIL OKUMALI1 Astroloji4 Aşı mitingi1 Atasözleri2 Atatürk42 ATATÜRK ARMASI1 ATATÜRK DEVRİMLERİNİ ANLATIRKEN ATATÜRK'Ü ANMAMAK1 Atatürk evrensel değerleri2 Atatürk Havalimanı7 Atatürk İnkılapları1 Atatürk Orman Çiftliği1 Atatürk ve Cumhuriyet1 Atatürk'ün "Evrensel Kurtuluş Felsefesi"ni yok sayamazsınız!!!2 Atatürk'ün veciz duruşu karşısındaki aciz duruşlar1 Atın sırtından attığı1 Atilla Kart6 Atilla Taş1 Atma Rcep1 Atmosfer kirliliği2 AVCI FIRTIN VAR DEDİ FIRTINAYA YAKALANDI1 Avrupa başarısı1 Avrupa durduramıyor GS yi çünkü TFF ve MHK'leri yok1 AVRUPA KUPALARİNDA EN ÇOK PUAN TOPLAYAN 10 TÜRK TAKIMI ARASINDA 34 PUANLA 6.OLAN ATATÜRK ARMALI VE DE BALKAN ŞAMPİYONU SAMSUNSPOR'UN YAKASINDA NEDEN AY YILDIZ YOK!!!???1 Avrupa parlamentosu10 Avukatlar günü1 Avusturya1 Ayağı kesik güvercin1 Ayasofya25 Ayazmend gezisi1 Aydın Muratoğlu1 Aydınlar dilekçesi2 Ayet-el Kürsi1 Ayetlere tersine mühendislik1 Ayır1 Ayni hakemin Galatasaray'ı da katletmesi1 Ayşe Kulin1 Ayşen Gruda1 Ayvalık1 Aziz Nesin32 Aziz Sancar1 Aziz Yıldırım93 Baba Vanga kehanetleri1 Babaannem2 Babalar günü1 Babam2 Bacasız Endüstri1 Bakara makara1 Balat1 BALKON TARIMI1 Balyoz57 Bana yapılanlar1 Barajlar genel bilgi1 BARCELONA GALATASARAY1 BARCELONA VE GALATASARAY1 Basımevi1 Basın metni1 Baş ağrısı1 Başakşehir1 Başarısızlıklardan öğrenme1 Başçavuş sokak16 Başı yerden kalkmayan insanlar1 Başıbozuk paşası1 BAŞKAN YÜKSEL YILDIRIM1 Başkanlık sistemi71 Başkent amblem1 BAŞKOMUTAN1 BATAN FUTBOLUN MALLARI BURADA GEL SEN DE AL1 Batı Anadolu Fay Hattı1 Batıkent4 Batıkent Botanik Bahçesi2 BATIKENT: "BOTANİK KENT" OLABİLİRDİ1 Batılılar-Afrika1 BAZEN DE YILDIZLARININ OYUNUYLA…1 Bedri Baykam2 Beka sorunu2 Ben ne yaptım?1 BEN SÖYLEYİNCE DARBE SEN SÖYLEYİNCE DEMOKRASİ1 BENCE MESSİ MARADONA DAN DAHA BAŞARILI1 Benim haykırışım14 Beraber yürüdük biz bu yollarda1 Beritan aşireti5 Berkin Elvan9 Beşar Esat21 Beşiktaş10 Beyazıt Öztürk1 Beyin kanaması1 Biat kültürü-Aleaddin Şenel1 Bilgi paylaşımı3 Binali Yıldırım1 Bir çift kadın memesi4 BİR GOMİS YETER Mİ? GALATASARAY SALT GOMİS İLE OLMAZ GALATASARAY DA KATILMALI GOLLERE...1 Bir Lale Orta düştü futbolumuzun ortasına1 BİRİNCİ KANAL İSTANBUL RİSKLERİ1 Biz bu boku niye yedik?1 BJK2 Blog yazma işi1 Bloglara yorumlarım1 BOEY FAYDASIZ DİYENLERE KAPAK OLSUN1 Bor1 Boyun ağrısı1 Bozkurt sel felaketi1 Böl-yönet1 Bölünmüş yol15 Bu görüntü siyasi rantın seçim versiyonu..1 BU MAÇ BUNU GÖSTERDİ!!1 BU ÜLKENİN EZENLERİ VE EZİLENLERİ..1 Bulaşıcı hastalıklar2 Burak Elmas2 Burçak Çubukçu2 Burçlar6 Bursaspor1 Bülent Arınç43 Bülent Ecevit46 Büyü ve sihir1 Büyükada7 Can Dündar22 Cansel Malatyalı1 CEHENNEMLERDE YANASIN..1 Celal Şengör1 Cem Uzan1 CEMAAT1 CENNET ÜLKE'Mİ CEHENNEME ÇEVİRENLER1 Cennetin izdüşümü1 Cerablus4 Cerattepe mücadelesi24 CESARET1 Cesur Yeni Dünya1 Ceviz ağacı3 Che Guevara5 CHP66 CHP mitingler1 CHP neden suskun1 CHP olağan kurultayı1 CHP ÖZELEŞTİRİSİ ÜVEY ELEŞTİRİ VE KARALAMA ASLA DEĞİLDİR1 CHP ÖZELEŞTİRİSİ YIKICI DEĞİL YAPICIDIR1 CHP'yi bitirme süreci1 CHP'yi yazmak1 CIA ajanı1 Confidential3 Corona günleri1 Corona virüs11 Covid delta varyantı1 Covid savları13 Covid-19 Delta1 Covid-19 için öneriler2 COVİD-19 TÜCCARLARI1 COVİD-19 VE FUTBOL1 Covid-19 Virüs6 Cumhur ittifakı8 Cumhuriyet Bayramı1 Cumhuriyet gazetesi2 Cumhuriyetimizin 501 CUMHURİYETİMİZİN YÜZÜNCÜ YILINDA GALATASARAT ŞAMPİYON1 Cumhuriyetin ilanı1 Cyborg3 Çağcıl kent nasıl olmalıdır?1 Çalışan gazeteciler günü1 Çanakkale şehitleri1 Çay1 Çay nasıl demlenir1 Çay neden önemli1 Çaykur Rizespor1 ÇED54 Çevre duyarlılığı1 Çevre temizliği1 Çeyrek akıl Eyüp1 Çığlık1 Çığlıklarım2 Çılgın projeler6 Çocuk Milletvekili1 Çocukları kör karanlıkta okula göndertmek neyin eğitimi?! İçimizdeki 4 mevsimi bozduğumuz noktada kendimizin ve kentimizin de iklimini bozduk!1 çok derin futbol1 Çukur dizisi1 Çukur ormanı1 ÇÜRÜK BİNALAR DEĞİL ÇÜRÜK YAPI YAPANLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ..DEPREM MANİFESTOSU1 çürük binaları değil çürük binaları yapanları güçlendiriyoruz..1 D&R1 Dadybra1 Dani Rodrik3 Darbe3 Darbe hazırlıkları1 Darbe kurgucusu Hande Fırat1 Darbe kurgusu1 Darbe Mısır1 Davranışsal ekonomi1 DED1 Demokrasi3 Demokrasi manifestosu1 Demokratik açılım1 Demokratik devlet1 Deneme yanılma1 Deniz Baykal31 Deniz feneri16 Deniz Gezmiş16 Deniz Som1 Deprem17 DEPREM ALANINA SEÇİM KÜRSÜSÜ1 Deprem manifestosu9 Deprem manifestosu önemi1 Deprem önlemleri1 Deprem programında ne demeli? Çok yaşa padişahım1 DEPREM TARTIŞMALARINDA KANAL İSTANBUL1 DEPREM TOPLANMA ALANI DOLAR TOPLAMA ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ1 Deprem vergileri nerede harcandı?1 DEPREMİ DEPREMLERDE TARTIŞANLAR1 Depremi unutmama ve doğal afet günü1 DEPREMİN DEPİVERMESİNİ RANTA DÖNÜŞTÜRENLER1 Depremleri sadece depremlerde değil sürekli gündemde tut1 DERE TAŞKINLARI1 Ders notlarım1 Dever nedir?11 Dever olgusu2 Devlet bahçeli1 Devlet Bahçeli bile mahir ünal'in densizliğine çıldırdı1 Devlet ihale yasası2 Devlet yönetimi12 Devleti batırma projesi1 DİE1 Dikey yapılaşma6 Diktatör nasıl olunur?1 Dilipak2 DİN VE IRK SENTEZİ..1 Dinler ve dinleyenler1 DİPLOMA ÇADIR 350 BİN KONUT VE MUHARREM İNCE İNTİHARI1 Diyanet34 Dizayn42 Diziler1 DNS amacı nedir?1 DOĞA GÜCÜ YAPAY İNSAN GÜCÜ1 Doğa konseyi1 DOĞA VE DOĞAN1 DOĞA VE DOLAR1 Doğal afet29 Doğal Hayatı Koruma Vakfı1 Doğal yalan-doğalgaz gazı vermek1 Doğanın dengesi1 Doğanın yok oluşu1 DOĞAYA VE DOĞANA SAYGI1 Doğu Anadolu Fay Hattı1 Doğu Karadeniz Gerçeklerin 27 yıl önceki Gez Gör Yaz öyküsü1 Doğu Perinçek2 Dokunan yanar1 Dolar yeşili1 Domuz gribi2 Dostlar buluşmalar1 Doyum döner1 DÖNEKLİK İLE UZLAŞIYI KARIŞTIRMAMAK GEREK1 Dönüş vanası1 DÖNÜŞLERİN DE ASALETİ VARDIR BUNU BOZMAK DÖNEKLİKTİR VE 2002 SONRASI KURUMSALLAŞMIŞTIR1 Dövize endeksli hesap DEH1 Dries Mertens1 Dua1 Duvara konuşmak1 Duygu Asena1 DÜĞÜN2 DÜNYA DEVİ VE DÜNYA MARKASI KARŞI KARŞIYA1 DÜNYA FUTBOLU PETROL BARONLARININ VE OLIGARKLARIN ELİNDE1 Dünyanın merkezi İstanbul1 DÜŞÜNCE DEĞİŞİKLİĞİNDEKİ KESKİN VIRAJ KİMLİKLERİ UÇURUMA SAVURUR1 Düşünenler-peşinden koşanlar1 Düzce10 Düzce su felaketi1 Düzensiz göç1 E-ret1 ECECAN-BURAK2 ECEVİT DEPREM BÖLGESİNE GİTMEMİŞ..CEVİZOĞLU'NUN KIRDIĞI CEVİZ BİNİ AŞTI..DEPREM BÖLGESİNE GİTMEDEN GEÇECEKLERİ GÜZERGAHLARI ASFALTLATANLAR..1 EGOSANTRİK TERİM VE OYUNCULAR1 Eğitim sistemi8 Ekonomik kriz kitabı1 Ekrem İmamoğlu35 Ekrem İmamoğlu yasağını nasıl okumak gerek1 Ekrem İmamoğlu'na önerim2 EKREM İMAMOĞLU'NUN EKMEĞİNE OY SÜRDÜ1 Elazığ depremi1 ELEKTRİĞE %5 ZAM POSTMODERN BİR TEKAFİL-İ MİLLİYE'DİR1 Elektrik kayıp-kaçak oranı3 elektronik genel kurul1 Ellerde ağrı1 Elmadan değirmenlerim1 Emre Belözoğlu39 EN GÜZEL HEDİYE HEDİYE ALMAKTIR..1 ENERJİ ALANLARI2 Enerji yatırımları yeterli enerji üretir projeleri midir?1 ENFLASYON1 Engin Arık1 Entegre havza yönetim planları1 ERBAKAN1 ERBAKAN EV HAPSİNE ÇARPTIRILDI!!1 ERBAKAN VE ERDOĞAN 28 ŞUBAT'IN NERESİNDE İDİ ŞİMDİ NEREDELER!?..28 ŞUBAT DAVALARIYLA SÖZDE ERBAKAN'IN İTİBARI KURTARILACAKTI..1 Erdal İnönü15 Erdem Gül4 ERDOĞAN2 Erdoğan mı Bay Kemal mı1 Ergenekon64 Ergenekon başlangıç noktası1 ERKAN BAŞ KAZAK GİYEMEZ1 Erman Toroğlu73 ERMAN TOROĞLU SAHTEKAR VURGUSU1 Ermeni meselesi4 Ertuğrul Günay16 Ertuğrul Özkök2 Esin kaynağı1 Eşek1 Evlilik töreni1 Evrensel Atatürk ve felsefesi3 Evrensel birleştirici kimlik1 Evrensel değerler42 Evrensel kimlik1 Evrensel kurtuluş felsefesi47 Eymir gölü5 Fadıl Akgündüz2 Faiz caiz mi?1 Fal1 Falcılık1 Farkındalık1 Fas1 Fatih Altaylı1 Fatih Terim4 FATİH TERİM1 Fatih'in tablosunu saraydan kaçırma1 Fatma Betül Sayan Kaya1 Faydasız1 Fecr1 FEM1 Fen liseleri1 Fenerbahçe15 FENERBAHÇE NEREYE KOŞTURULUYORLAR?1 FENERBAHÇE VE LALE ORTA ORTASI1 FENERBAHÇE'NİN HAYALİ YILDIZ AVCILIĞI1 Fenike gezisi1 Ferguson1 Fethi Sekin1 FETÖ eylemleri3 Fetö tehditleri1 Fetullah Gülen64 Fetullah Gülen savaşı1 Fetullah Gülen terör örgütü1 FIFA SIRALASI SONUNCUSU FAROE ADALARI VE ULUSAL TAKIMIMIZ1 Fırsat maliyeti2 Fidel Castro3 FİKRET ÇORBACIOĞLU1 Fikri Sağlar2 FİLENİN SULTANLARINA KAFİR DE! VAKIF TECAVÜZLERİNE SES ÇIKARMA1 First Lady Bettina Wulff1 Fitch3 FİYAT BELİRLEMELERİ1 Foreign Policy dergisi1 Fransa1 FRANSIZ KALMAMAK İÇİN "BİR LİSAN BİR İNSAN"1 Fransızca öğrenme kolaylığı1 Fransızca ve İspanyolca öğrenelim hep beraber..1 Fredrik Midtsjö1 Fuat Avni9 FUAT ÇAPA'NIN ÇABASINA ALKIŞ1 FUTBOL1 FUTBOL BU; BAZAN TAKIM OYUNUYLA KAZANDIRIR1 FUTBOL FUTBOL OLMAKTAN VE ÇİLEDEN ÇIKTI1 Futbol simsarları2 FUTBOL YATAĞINA DOLAN İNSANAT ARTIKLARI FUTBOLU KİRLETİYOR1 FUTBOLDA OLİGARŞİ1 FUTBOLUN YENİ EFENDİLERİ SAMSUNSPOR'UN AMBLEMİNDEN RAHATSIZ1 GALATASAR VE ZANİOLO VE İLKLERİN TAKIMI OLDUĞUNUN KANITI YENİLMEZLİK REKOR1 GALATASARAIN SAHA İÇİNDEKİ OYUNU SAHA DIŞINDAKİ OYUNLA ENGELLENİYOR1 Galatasaray364 GALATASARAY BARCELONA AŞKIN KARTAL'I YENDİ1 GALATASARAY BAŞARILI FUTBOLUYLA VEDA EDEREK UEFA AVRUPA LİGİ'NE HAREKET ETTİ1 GALATASARAY BAŞKAN ADAYI1 GALATASARAY BU SAATTEN SONRA DURDURULAMAZ1 GALATASARAY DURDURULAMIYOR FAKAAAAT....1 GALATASARAY DURMUYOR..SACHA BOEY GOL DA ATMAYA BAŞLADI1 GALATASARAY EFORUNU BAYERN MAÇINDA BIRAKMIŞ HATAY'A GETİREMEDİ1 GALATASARAY GÜMRÜĞE TAKILDI BİRİLERİNİ GEÇEMEDİĞİ İÇİN1 Galatasaray Güneş'i kararttı1 Galatasaray hakeme karşın Trabzonspor'u Icardi ile yendi1 GALATASARAY HATA MAÇINDA HATA YAPMADI FAKAT ALİ KOÇ HATA ÜSTÜNE HATA YAPIYOR1 GALATASARAY İNİŞE GEÇER DİYENLERİ UMUTSUZLUĞA İTTİ..1 GALATASARAY KORKUSU1 GALATASARAY KUPADA DA LİG'DE DE GOMİS İLE VAR!! İYİ DEĞİLKEN DE KAZANIRSAN ŞAMPİYON OLURSUN!1 GALATASARAY LAZİO1 GALATASARAY MARSİLYA'DA TESLİM OLMADI1 GALATASARAY OPERASYONU DEĞİL FUTBOLU SEVER1 GALATASARAY PALABİYİK PALASI İLE DOĞRANDI1 GALATASARAY ŞAMPİYONLUK ŞARKILARINI SÖYLETMEYE BAŞLADI1 Galatasaray UEFA Şampiyonlar Ligine koşuyor1 Galatasaray ve Lale Orta1 GALATASARAY YENİ YILA LİDER GİRDİ1 GALATASARAY'DA OKAN BURUK1 GALATASARAY'DAN HAYLİ KORKUYORLAR1 GALATASARAY'I DURDURAMIYORLAR1 Galatasaray'ı eleştirmesi sevgisinin isyanı idi..1 GALATASARAY'I İHRAÇ EDİN BU KADAR YORMAYIN KENDİNİZİ1 GALATASARAY'I NE HAKEMLER NE DE DİREKLER DURDURABİLİYOR1 GALATASARAY’IN 2-0'DAN GERİ DÖNÜŞÜ GRUPTAN ÇIKACAĞININ İŞARETİ1 GALATASARAY'IN AVRUPA HAFIZASI BAŞARI GETİRİYOR DA BUNU AVRUPA HAZMEDEMİYOR GİBİ1 Galatasaray'in Okan sesleri1 GALATASARAYIN CORONA VİRÜSÜ İLE UĞRAŞMASI VE FUTBOL VİRÜSÜ1 Gandhi Kemal1 GDO2 Geleneksel tıraş1 GENÇLERBİRLİĞ VE KONYASPOR1 genel kurul1 Geniş aile1 Geniş aile bireylerim2 George Bernard Shaw1 GES1 Getto55 Gez-gör-yaz15 GEZDİM GÖRDÜM YAZDIM5 Gezegenimizi hangisi ele geçirir?1 GEZERİM GÖRÜRÜM YAZARIM1 Gezi eylemcileri6 Gezi parkı halk hareketi62 Gezi şifresi1 Gezilerimiz2 Gırgır dergi2 GOMİS VE DİĞERLERİ1 GOMİS VE GALATASARAY ADANA DEMİRSPOR1 Göçmen politikası1 Gökçeada7 GÖKHAN ZAN VE ÜNAL KARAMAN'IN SİYASETE TRANSFERLERİ1 GÖRSEL KİRLİLİK1 Gösteri namazı1 Graham Fuller1 Greenpeace5 Greenwich2 Gtech2 Guggenheim Etkisi1 Guus Hiddink2 Güldüşümlerim7 Güldüşün çorbası9 Günaydın1 Gündemlerin efendisi30 Güngör Uras3 Gürsel Tekin15 Gürültü kirliliği29 HABİTLARA SAYGI1 Hagi92 Haiti depremi1 HAK EMEN HAKEM ÖRGÜTÜ TFF1 hak emen hakemler1 Hak emenler iş başında..1 Hakan Şükür1 HAKEMLERİ KORUYACAKLAR YA BU SEFER TOPU YAYINCI KURULUŞA ATTILAR1 Haliçte yaşayan simonlar1 Halifelik5 Hamza Yiğit Akman1 Hanefi Avcı4 Harem1 Harf devrimi4 Haris Seferovic1 Hasan Cemal1 Hasan Sıtkı Özkazanç1 Hava kirliliği7 Haydarpaşa Manhattan1 Haydarpaşa tren garı2 Haymana Kaplıcası1 Hayrünnisa Gül1 Hedef 2023 sloganı1 HER BAŞARISIZLIK SONRASININ RUTİN KAOS TEKRARLARI1 HES3 HES izin1 Hes-savar doğa projeleri2 HESLER21 HESLER SALDIRGANLARI BESLER1 Hıncal Uluç33 Hıncal Uluç da ışıklara yol aldı1 Hızlı tren kazası5 Hicr1 Hidrolik enerji4 Higgs bozonu1 HİJYEN ERDOGAN VE PANDEMİ1 Hilafet2 HİLAFET MI DEDİN!? HADE BE ORADAN!!!1 Hint varyantı1 Hitit güneşi5 Hitler Almanyası6 Hollanda4 Hopa fekaleti1 HOŞGÖRÜ EVRENSEL BARIŞIN KATALİZORUDUR1 HOŞGÖRÜ VE İNSAN OLMANIN ERDEMİ1 HURDA ÇELİK HURDA EV1 Hülle nedir?1 Hülya Koçyiğit6 Hürrem1 HÜSEYİN EROĞLU HÜSEYİN KALPAR BAŞARISINI YAKALAR MI?1 Hüseyin İnan11 Hüseyin Sağ1 Icardı1 ICARDI2 ICARDI BU ELBET YIKARDI1 ICARDI MUSLERA BARDAKÇI TORERİA NELSON KEREM YUNUS OLIVERA VE OKAN BURUK VE DE DURSUN ÖZBEK YÖNETİMİ1 ICARDI YIKARDI VE DE YIKTI...GALATASARAY SAHADA DEĞİL DE SAHA DIŞINDA BİTİRMEYE ÇALIŞILACAK GİBİ1 ICARDİ ASİST KRALI DA OLACAK GİBİ çünkü ADAM ATAMAYINCA ATTIRIYOR!!1 Ilımlı İslam projesi1 IMF1 Irkçılık1 Isınmada tasarruf yöntemi1 Işıklara yolculuk1 IŞİD1 İBO ŞOV VE CELAL KILIÇDAROĞLU1 İbrahim Müteferrika1 İbrahim Özden Kaboğlu1 İbrahim Tatlıses2 iç savaşa hazırlık1 İçerik çalmama uyarısı1 İçerik üreticisi1 İdam1 İdeolojiye endekslemek1 İKİNCİ KANAL İSTANBUL1 İKTİDAR A PLANI DIŞINDA B VE C PLANINI DEKLARE EDERKEN MUHALEFETİN A PLANI BİLE TARTIŞILIR..1 İktisat bilimi2 İlber Ortaylı1 İlhan Selçuk'u aramızdan ayrıldı1 İlk alan çalışmam1 İlk deprem manifestosu1 İlk Tarım Kredi Kooperatifi1 İlker Başbuğ26 İltizam-Mültezim1 İMAM2 İmam-ı Azam1 İmamoğlu yasağı Erdoğan ın minareli süngülü yasağı ile örtüştürmek yanlışlığı1 İMPARATÖR DERKEN1 İmrahor vadisi1 İNCE İNCE GİDİNCE1 İnfaz yetkisi1 İnsana dokun-yüreğine dokun-kalbine dokun1 İnternet1 İnternet nedir?1 İRTİCA1 İslam burjuvazisi1 İslam yeşili1 İsmet Berkan1 İsmet İnönü2 İsmet Özsoylu1 İspanya gezisi2 İspanyol gribi3 İsrail3 İstanbul gezisi3 İstanbul Havalimanı2 İSTANBUL HÜZNÜ AZALTILIYOR1 İstanbul silüeti61 İSTANBUL-ÇATALCA RESİMLERİ1 İSTANBUL'DA DOĞAYA VE DOĞANA SAYGI1 İstifa kurumu1 İstihdam yalanı1 İstiklal Marşı1 İSTİNAT DUVARLI ANROŞMAN1 İstismar1 İsviçre1 İş hukuku1 İşsizlik16 İtalya4 İttifak dışı partiler1 İzmir-Karaburun gezisi1 Jeo Biden2 JES1 JET EGZOZLU ARAÇLAR1 Juan Mata1 Kabahatler kanunu1 Kabahatli kentli2 Kaçak elektrik3 Kaddafi nasıl öldü?1 Kader değiştirmek1 Kadir Mısıroğlu1 KAFATASI1 Kafkas usulü çay1 Kahrolsun deprem alanına giren muhalefet mı diyelim..1 Kalıcı önlemler18 KALLEŞ ÖLÜM1 Kamilet Vadisi12 Kanal İstanbul18 Kanal İstanbul-Musilaj2 Kanunî Sultan Süleyman1 Kaostan beslenenler1 Kapisre deresi7 Kapkara1 KAR BEYAZI ŞİİR1 KARA BEYAZI HAYATLAR İÇİN ŞİİR1 KARA PARA1 Karadeniz yollar1 Karagümrük maçında MHK Galatasaray ın ağzına bir parmak bal çalmış olmasın1 KARAMSALLIK TESLİMİYETTİR1 KARAMSARLIK KÖTÜYE ALAN AÇMAKTIR..1 karar organı1 karar yeter sayıları1 Karargâh rahatsız1 Karbondioksit-oksijen eşitliği1 Karl Marx5 Karşı duruş33 Karz-ı hasen1 Kaset komplosu3 KASTAMONUSPOR GALATASARAY MAÇINDA 25 DAKİKA DİRENÇ GÖSTEREBİLDİ1 KATAR FUTBOLA NE KATAR1 Katolik nikahı1 Kaya gazı1 KAYSERİ MAÇINDA GALATASARAY'İN 1 PENALTISI 1 DE GOLÜ VERİLMEDİ 3 PUAN RAKİBİNE VERİLDİ1 Kazım Koyuncu2 Kazımcan Karataş1 Kazuistik anayasa1 Kebabçı1 Kehanetlerim1 Kemal Kılıçdaroğlu28 KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN SİYASİ ANATOMİSİ1 Kemalpaşa1 Kenevir1 KENT TARIMI1 KENT-KOOP3 Kentini dinle1 Kentsel dönüşüm37 KEREM2 KEREM AKTÜRKOĞLU1 KEREM KINIK VE 12 ŞİRKETİ VE DE DFB'NİN KURULMASI1 KHGM1 KILIÇDAROĞLU GÜNDEMSİZ DİYENLER1 Kılıçdaroğlu Manifestosu4 KINA2 Kırık sandalye2 Kırılma noktası19 Kıtlık bilimi1 KIYAMETİN YAŞANDIĞI DEPREM BÖLGESİNDE MESCİT Mİ ÖNEMLİ ÇOCUK BEZİ VE MAMASI MI?1 Kızılay1 Kızılderililerin atasözü2 Kilo problemi1 KİM FETÖCÜ ÖCÜ???!!!1 Kişisel görüşlerin dinleştirilmesi1 Kitaba yazacaklarım2 Kitabım1 Kitaplar1 Kitapyurdu1 Klasik tıraş1 Kloz1 Koalisyon1 Komplo teorisi17 Konfüçyüs2 KONYASPOR1 korkmuyorum6 Korku imparatorluğu21 Korona1 KÖHES4 KÖPRÜ1 Kötek2 Kötü uygulama1 Kötülük1 Köy enstitüleri10 KÖYÜM SİDERE DERESİNDEKİ BU TAŞ DÜŞSÜN KAFANIZA KAFASIZLAR..1 Kriz raporu2 Kriz-pandemi93 kronik subdural hematom2 KSH1 Kuğulu park3 Kur'an şifreleri1 Kurgu6 Kurtlar vadisi karakterleri1 Kurtuluş destanı26 KUŞAKLARLA KUŞAK GEÇMEK1 Kuşkularım2 KUTLARIM1 KUTSAL RİTÜEL EVLİLİK1 Kuzey Anadolu Fay Hattı1 Kuzey Marmara otoyolu9 Küba13 KÜÇÜCÜK ZORBAY KÜÇÜK1 Küresel efendiler5 Küresel ısınma11 Küresel sömürü denklemi: “AB+ABD=ARBD”16 Küreselleşme aldatmacası4 Kürtler65 Kütahya-Simav depremi1 Laik devlet6 Laiklik1 Larry Diamond1 Laz dilbilgisi1 LAZ LOBİSİ NEDEN YOK!?1 Lazca1 Lazlar13 Le Figaro1 Leo Dubois1 Levent Üzümcü1 LİDER ÇIKAR İNŞALLAH1 LİGDE TRABZON'A 5 ATAN ALANYA ELENDİ1 Lizbon1 Lokomativ Moskova1 LÖSANTE1 Lösemili Çocuklar Vakfı1 LÖSEV1 Lucas Torreira1 LÜTFÜ SAVAŞ VE HATAY LÜTFÜ SAVAŞ VE HATAY1 M.Akif Ersoy1 Macaristan1 Maça bombalı saldırı1 MADEN İŞÇİSİ MAHPUS1 MADENCİ SERBEST1 MADENLER1 Madımak10 Madımak-Auschwitz-Reistag1 Mahir Çayan1 Makarnacılar10 Malazgirt savaşı7 Manavgat8 MANCHESTER UNİTED GALATASARAY’I HAŞAT EDER DİYEN E.TOROĞLU’NU DA DEVİRDİ!!!1 Manisa-Soma2 Mansur Yavaş21 Maraba kültürü ve ağa17 Marcao olayı1 Marduk8 marka spor ayakkabı1 Market zincirler1 Marsilya1 MATA HATAYSPOR'U MAT ETTİ1 matbaanın geç gelmesi2 Matematik nedir?1 Mathias Ross1 Matthıas Ross1 Maval okumak12 Maya takvimi kıyamet1 Mayasızlar1 Mayınlı alanlar8 MECZUP1 Medyan nedir?1 Mehmet Barlas4 Mehmet Özhaseki1 Melih Gökçek30 Meral Akşener11 MERAL AKŞENER TARİH YAZMADI TARİHTEN SİLDİ KENDİSİNİ İYİ GELEN AKŞENER GERİ DÖNDÜ1 Merkez Bankası1 Merkezkaç kuvveti8 Mersin Gazi çiftliği1 Mersin gezisi1 Mersin-Alata1 MERT İNSAN MERTENS'İN HARİKA GOLÜ1 MERTENS MEST ETTİ MERTENS ALANYA'YI BİTİRDİ1 Mesleki sorumluluk sigortası5 MESSİ MEST ETTİ ARJANTİNLİLERİ1 Mesut Yılmaz15 Metal yorgunluğu3 METE YARAR KİME YARAR!!??1 Metin Oktay3 MHK1 Mılot Rashıca1 Milenyum kupası1 MİLENYUM KUPASI VE GALATASARAY1 Millet ittifakı6 MİLLET İTTİFAKI NEDİR NE DEĞİLDİR..1 Milletimizle alay etmeyin!1 Milletvekili dokunulmazlığı13 MİLLETVEKİLLİĞİ Mİ MİLLETİN VEKİLLİĞİ Mİ!?1 Milli Piyango şaibe3 Milliyetblog yazılarım2 MİT54 Mod nedir?1 Modern kölelik2 Modern tıraş aletleri1 Moğollar4 Monaco35 Montrö sözleşmesi2 Motorlu kuryeler1 MPİ Genel Müdürü İhya Balak3 Muammer Kaddafi5 Muaviye-Küfeli-Hz. Ali1 Mucur1 Muhalif duruş2 MUHARREM İNCE7 MUHARREM İNCE KALIN OYNUYOR OY OY DİYE İNLEYENE KATKI VERMEK ADINA1 Muhsin Yazıcıoğlu1 Muhteşem Yüzyıl dizisi10 Murat Bardakçı7 Murat Karayalçın34 Muru3xi1 Musilaj1 MUSLER SAKATLANDI1 MUSLERA1 Mustafa Balbay31 Mustafa cengiz1 Muvazzaf5 Mümtaz İdil1 Müslüm Gürses1 Nabi Avcı1 Naci Görür2 Nagehan Alçı2 Nasıl Galatasaraylı oldum?1 National Geographic3 Nazım Hikmet26 Nazlı Ilıcak17 Ne düşünüyorsun?1 Ne istediniz de vermedik1 Ne oldu?1 Necdet Hoşcan1 NEDEN SÜPER KUPA SAMSUN'DA DEĞİL DE ARABİSTAN ÇÖLLERİNDE1 Negatif bilgi1 Negatif uzmanlık1 New York Times10 NİCE NİTEL BAYRAMLARA1 NİCELERİ AKADEMİLİ1 Nicolae Ceaușescu1 NİKAH1 NİYE BİR ALANYASPOR OLMASIN!!??1 NOBEL BENİM HAKKIM HAKKI!!1 Nuh tufanı10 Nur Suresi 30-31. ayetler3 Nuray Mert12 Nurettin Veren2 Nurettin Yıldız3 Nuri Asan1 Nush ile uslanmayanı etmeli tekrir-tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir1 Nükleer1 Nükleer enerji1 Nükleer santral46 Nükleer tehlike1 OFLU HOCALAR OKUMASIN OFSPOR'U1 Ofspor1 OFSPOR NEREDE İSE GALATASARAY'I ELİYORDU1 OGG1 OKAN BURUK İLE GALATASARAY ARTIK KORKUTUYOR1 OKAN BURUK1 Okan Buruk 5 kez üst üste maç kazanarak Galatasaray'ı 17.kez Şampiyonlar Ligi'nde1 OKAN BURUK ANTALYASPOR'A BURUKLUK YAŞATTI..FUTBOLUMUZU OLİGARKLAR VE 7 BÖLGELİ LİG ÖNERİSİ1 OKAN BURUK REKORLARA DOYMUYOR1 OKAN BURUK VE ÖĞRENCİLERİ İLLE DE ICARDI SÜPER LİG'İ YIKARDI VE DE YIKTI DA!! FB'Yİ GS'İN DEPLASMANDA 3-0 YENMESİ AYRİ BİR HARİKA1 Okan Buruk'u istemeyenlere kötü haber1 Okan Emre'yi 7 bitirdi1 Okan içerde sinmiş Danimarkalıları üzdü1 Oktay Ekinci4 Okumak1 Ola1 Oligark15 One Munite6 OnPunto1 Opsiyon1 Orantısız yağdanlıklar1 ORDAN BURDAN PARDON MARDON..1 Orduspor1 Orhan Gencebay1 ORHAN PAMUK MU YOKSA ATATÜRK MU AĞIR GELİR1 Osama1 Osmanlı11 Osmanlı yönetimi6 Oturarak çalışmak1 Oturuş ergonomi1 Oy depoları1 OYUN VE KOYUN1 OZAN KABAK1 Öğrenilmiş çaresizlik1 Öğretmen27 Ölüm4 ÖLÜM GERÇEKTEN ADIN KALLEŞ1 Ömer Çelakıl2 Ömer Dinçer2 Önerim var15 ÖSO1 Öteki dünya önlemleri1 ÖYLE BİR KALECİ Kİ ICARDİ'YE BİLE GOL ATTIRMADI1 Özel istihdam büroları1 Özelleştirme40 Özer Akdemir1 Özgün çalışma11 Özgür düşünce53 ÖZGÜR ÖZEL SİYASET OYUNLARINI BİLENLERİN SİYASİ TİMSAHLARIN OLDUĞU HAVUZA İTİLENDİR1 Özhan Canaydın1 PageRank1 Papazın bağı nereden geliyor?1 PARTİLİ CUMHURBAŞKANI SÖZÜ DOĞRU DEĞİL1 Patalojik sorun1 PDY5 Pearl Harbor3 Pedofili1 PEHLİVANLARA ÖDÜL FİLENİN SOLTANLARINA LGBT1 PELE1 Pelikan1 Pelin Çift1 Pers1 Petek ısınma sorunu1 PETROL VE FUTBOL1 Peygamberler1 Pherma-sharp1 Pınar Selek1 Pierre Loti1 Pierre Webo1 Pisa Kulesi1 Pisagor4 Piyangolar1 Plansız yapılaşma1 Polo Dayı1 POLONEZKÖY1 Portekiz gezi1 Portekiz gezisi8 Porto1 Poşet meselesi4 PROF. ATAÇ BAYKAL1 Prof.Dr. Bülent Arı2 Prof.Dr. Ioanna Kuçuradi1 PROJE1 Pukiya1 Rant14 Rantsal dönüşüm5 Raşa1 Recep Yazıcıoğlu1 Referandum9 Reglaj ayarı1 Reina saldırısı1 Rejim1 Rektör Melih Bulu1 Reptilian1 RES16 Reşat Nuri Güntekin1 Reyting kaygısı2 Rıdvan Dilmen14 Rıza Sarraf6 Ribery1 Richard Feynmann1 RİZE ARTVİN HAVAALANI ARTVİN İÇİN HAVA RİZE İÇİN ALAN1 Rize felaketi3 Rizespor katledildi1 ROK2 Romantik bir hafta sonu1 Rothschild1 Rus bakışı1 Rus büyükelçisi vuruldu2 Rus uçağı düşürülmesi1 Rüyam1 SABRIN SABRINI TAŞIRAN SABIR SABIR OLMAKTAN ÇIKAR TESLİMİYETE DÖNÜŞÜR1 SACHA BOEY1 Safranbolu gezisi1 Sağlıksız kent politikaları1 SAHA İÇİNDE KAZANAN GALATASARAY SAHA DIŞINDAKİ OYUNLARA ASLA KULAK VERMEMELİ1 Sahte fatura1 Salgın hastalıklar1 Salgınlar2 Sami Karaören3 Samsun 19 Mayıs Lisesi29 SAMSUN ŞAMPİYONLUĞU HAK EDEN BİR KENT1 Samsun'un tarihi 19 mayıs 19191 Samsunspor157 SAMSUNSPOR AMBLEMİ1 SAMSUNSPOR BAŞKANI TAKIM YERİNE FUTBOLCU ALMALI!!!1 SAMSUNSPOR İYİ GİDİYOR HÜSEYİN EROĞLU İLE1 Samsunspor morard1 SAMSUNSPOR SEMT İ KUTSAL EYÜP TAKIMI EYÜPSPOR U PERİŞAN ETTİ. SAMSUNSPOR UN ÇALIŞTIRICIS HÜSEYİN EROĞLU1 SAMSUNSPOR SİVAS'TA İYİ BAŞLADI1 Samsunspor'u birileri aşağı çekiyor1 SAMSUNSPOR'UN 14 MAÇI1 Samsunspor'un armasına saldırmak1 SANIK SANDALYESİNE OTURTULMASI GEREKEN 20 YIL İKTİDARDA OLAN MUKTEDİRDİR1 Sansür16 Sapadere kanyonu1 SAPANCA CENNETTİN İZDÜŞÜMÜ1 Sapıklıkla suçlamak1 Saray darbesi1 SARAYDAN TABLO KAÇIRMAK1 Sarı inek2 sarı saçından güç alan Icardi attı üç puan geldi1 Sarp1 Sayısal Oyunlar4 Seçim hile1 SEÇİM HİLELERİNİN ANATOMİSİ1 Seçimlerde hile24 SEÇİN YAZMACA BUNLAR1 Seçmen profili1 SEÇSİS1 SED1 Sedat Peker11 SEFEROVİÇ1 Selahattin Demirtaş1 Selin Sayek Böke3 SEO-SERP1 SERGEN YALÇIN1 Sergio Oliveira1 Serhıy Perkhun1 SERİ FARKLI YENİLGİLER1 Seslendiklerim1 Sevgililer günü2 sevr anlaşması1 Seyduna21531 Seyit onbaşı1 Sezen Aksu8 Sırt ağrısı1 side1 SİDERAYEPE3 Sidere29 SİDERE DERE ISLAHI İÇİN ANROŞMAN ÖNERİSİ1 SİDERE NİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRMEK Mİ İSTENİYOR? SİDERE'DE ALTIN1 Sidere vadisi8 SİDERENİN DOĞASINA VE DOĞANINA DOKUNMA!1 SİHA2 Sincan1 Siyanür4 Siyaset meydanı2 Siyaset yapmayın2 Siyaseten katl2 Siyasetin helalleşmesi1 SİYASİ DEPREMDEN YIKIM BEKLEYENLER YIKILDI1 SİYASİ KARAKTER YOK İSE..1 Siyasi rant aracı23 siyasi rant otomobilleri1 Siyasi suikast13 Siyasi üstünlük1 Sneijder185 Sol argüman2 SOL SOL İLLEDE TEK ÇATI SOL1 Solcu musun sağcı mı yoksa yağcı mı?! Sol yanlarımızı acıtanlar!!1 SOLDA CHP TEK ÇATI OLMALI1 SOLMAK VE EVRENSEL OLMAK İSTİYORSAN SOL!!!1 Solun tasfiyesi1 Soma katliamı3 Son viraj3 Son yazım-11 Son yazım-21 Son Yazım-31 Soner Yalçın5 Sorumsuz Hayvansever2 Soruyorum163 Sosyal hukuk devleti4 Sosyal patlama risk haritası5 Soytarı31 Spor eleştiri1 Srebrenica katliamı1 Stephen Hawking4 Stratejik önem8 Stres ve alkol3 Su akar Türkler bakar1 Su akar yatağını bulur1 Su debi ayarı1 SU SAVAŞLARI5 Suçlamalara karşı gerçekler1 Sultan Ahmet4 SUPER KUPA DURUŞU SÜPER SOPA İSTİYOR..FENERBAHÇE DEĞİL DE ALİ KOÇ NE YAPMAK İSTİYOR1 Suriye18 Süleymanşah Türbesi2 Sümela manastırı1 SÜPER LİG'E KOŞAN SAMSUNSPORU TUTANA AŞKOLSUN1 Süper loto4 Sürdürülebilirlik3 Sütyen Tarihi1 Şafak Sezer2 Şangay beşlisi1 Şans Oyunları1 Şans Topu3 ŞENOL GÜNEŞ2 ŞEREFSİZ SENSİN1 Şeriat1 Şevket1 ŞEYH BEDRETTİN DESTANINI YAZAN NAZIM HİKMET1 Şeyh Said isyanı1 Şeyhler16 Şiir2 ŞİİR VE ERDOGAN1 Şike101 Şike kronolojisi1 Şili depremi18 Şirince3 şirket yönetimi1 ŞUTBOL2 ŞUTLUYORUM-Futbol706 ŞÜKRİYE TUTKUN TUTUŞU1 Tahir Kıran1 TAKLACAI MERT YANDAŞ'IA ÖVGÜ ICARDI'YA SÖVGÜ HADE BE ORDAN1 Taksim meydan savaşı2 Taliban6 Taliban erkeklerinin bazıları neden yüzünü saklıyor? Makyaj1 Taliban yöneticisi1 TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE DİYEN DENİZLER IŞIKLARA GÖNDERİLİNCE TAM BAĞIMLI TÜRKİYE OLDUK1 Tanju Özcan1 TARAFLILIK CIVIK YAĞDANLIĞA DÖNÜŞTÜ1 Tarık Akan6 Tarifeli uçuş nedir?1 Tarih tekerrürden ibarettir1 Taşeron sistem1 Taşeronluk sözleşmeleri1 Taşımalı eğitim1 Taşımalı siyaset1 Taşkınlar54 TAŞKINLARI FIRSAT BİLEN RANTÇILARIN TAŞKINLIKLARI1 Tekâlif-i milliye nedir?1 TEKBİR DEĞİL YARDIM GETİR1 Tekel1 Tekel işçileri17 Televole kültürü31 Televole yangını1 Tema vakfı5 Tembellik yok üretmek var1 Temel Fransızca4 Temel İspanyolca6 Terim2 TERİM İLE GALATASARAY RESMİ1 Terör9 tevâfuk1 Tevfik Fikret1 TFF4 tff ve mhk1 TFF VE MHK ALİ PALABİYİK'A ASLAN'I DOĞRATTI MI DİYELİM??!!1 TFF VE MHK OLMAYINCA FUTBOL GÜZEL1 TFF-İBB- FUTBOLDAN GEÇİNENLER1 THY1 Tıraş keyfi1 Ticaret-Siyaset-savaş1 Timsah1 Timsah gözyaşları2 TL sembol1 TMMOB72 TOGG1 TOKİ2 TOKİ MOKİ...YOL1 TOPÇU VE VEFAKAR SEYİRCİYİ KUTLARIM..1 Toprak ağası1 Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Yasası1 Torba yasa7 Toryum10 Trabzon Ayasofya1 Trabzonspor10 TRT4 TRT TARİHİ DİZİLERDEN FIRLAMA TUHAF SAÇLI YENİ OSMANLI TİMİ1 TRT VE YANDAŞ KANALLAR SÖZDE İKTİDARIN İCRAATLARINI ANLATAN DİZİLERDE YARIŞIYOR1 TRT=trt1 TSK1 Tuncay Özkan7 Tuncel Kurtiz1 Turgut Özal2 Turist Ömer1 Tutsak lümpen gençler1 Tuzun kokması15 TÜİK2 TÜM ULUSUN YENİ YILINI KUTLARIM1 Tünaydın1 Türban12 Türbanlı polis1 Türbanlı zabıta1 Türk nasıl olunur?1 Türk-kürt faşizmi1 Türkan Saylan3 Türkçe dışındaki dillerde içerik üretmek1 Türkçe Fransızca İspanyolca sözlük1 TÜRKEVİ1 Türkiye başarısızlığı1 Tütün1 Tüzük Kurultayı Manifestom1 Uçurtma aşkı1 Uğur Mumcu23 Ulusal gereklilikler1 ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞININ KAHRAMANLARINI İDEOLOJİLERİNE ENDEKSLEYENLER1 ULUSAL TAKIM1 Ulusal varlık fonu1 Uluslararası iktidar alanı1 UNESCO29 UNESCO dünya mirası listesi1 UnutMADIMAKlımda1 UYARIMDIR5 Uzatmalı Covid1 UZLAŞI DA BARIŞ VARDIR DÖNEKLİKTE İNKAR VE İHANET..1 Uzun covid nedir?1 Üç fidan4 ÜKEM FUTBOLU KAFASINDA PATLAYAN SOPA1 Ülkenin ticarethane gibi yönetilmesi1 Ümit kocasakal1 Ümit Öztürk1 Üniter devlet1 Ürdünlü Ebu Musab Zerkavi1 ÜRKENLER1 Üzerih Garih1 Vedat Dalokay1 Vefat1 Venedik tacirliği1 Viyana1 VPN nedir?1 Washington Post1 Wikileaks2 YA SEV YA TERK ET ANLAYIŞI1 Yaban1 Yabancı durmak1 Yakup Kadri Karaosmanoğlu1 Yalçın Bayer18 Yalnız Kurt1 Yangın1 Yangından önce abant1 YANLIŞLAR İNSANI YALNIZ BIRAKIR1 Yap-işlet modeli1 YAPI DENETİMİ1 YAPI SINIFI1 Yapısal reform1 Yarbay Thomas Edward Lawrence1 Yarı başkanlık1 Yasaklanmış öğrenme fırsatları1 Yaşadıklarım1 YAŞAMDAN KOPRIANLAR YARALILAR DEĞİL YAŞAMDAN KOPARAN HURDA EVLERİN SAYILMASI VE YENİ TALAN YALAN SÜRECİ1 Yaşar Büyükanıt5 Yaşar Nuri Öztürk3 Yaşınılabilir kentler1 Yaşlılık sendromu1 Yatay yapılaşma2 Yatırım fonları1 YAZAN MÜHENDİS YAZIYOR1 YAZAN MÜHENDİS'İN BİRİKEN YAZILARI1 YAZSAN NE OLUYOR Kİ YİNE" BENİM OĞLUM OKUR DÖNER DÖNER OKUR"1 YEBİ YIL YENİ İDEOLOJİ1 Yemeksepeti1 Yeni dünya düzeni12 YENİ MORİNHO MONTELLO MU?1 Yeni proje-Fatih Terim1 YENİ YIL1 YENİ YIL YİNELİKLER DEĞİL YENİLİKLER GETİRSİN1 Yeni yollarda kazalar neden olur?1 Yere Batan Sarnıcı-Milyon taşı1 Yerel yönetimde aday1 YERİN ALTI MADEN EMEKÇİSİNİN YERİN ÜSTÜ MADENCİNİN1 yerli otomobil1 Yeşil sermaye1 Yetenek kazanmak1 Yeter be!1 Yeter söz milletindir1 YGS şifre1 YHT1 Yiğit Bulut1 yok böyle Icardi ve Kerem1 Youtube tüccarları1 Yörükler1 Yumuşak karın1 YUNUS1 YUNUS AKGÜN1 YUNUS AKGÜN VE TERİM1 Yusuf Aslan10 Yusuf Demir1 YÜKSEL ÇORBACIOĞLU CHP ADAY ADAYI1 YÜKSEL YILDIRIM2 Yürüyen virüsler1 Zeki Alasya6 Zeki olmayan ahlaksız1 Zigana Yaylaları1 Zirveye giden yol1 Ziya Gökalp1 Zorba1 Zorbay1 zorunlu organlar1 Zülfü Livaneli6
Daha fazla göster

1829 Adet Yazı Arşivi

Daha fazla göster

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *