56 SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜNDEN ÇAĞRI VE GİRESUN SEL FELAKETİ SONRASI KEPÇEDE 3 BAKAN
Yaylalar ne zaman güzeldir biliyor musunuz, otantik yapısını koruduğunda.Yaya Yayla yürüyüşü adeta doğa yürüyüşü, yani trekking'dir. Siz oraya, yaya değil otobanla çıkarsanız onun adı yayla yürüyüşü değil, yayla yürütülüşü-yok edişi ve de Araba peşkeş çekmenin ötesinde 'karadeniz'in altını üstüne getirecek olan' yandaş şirketlerin doğaya ve doğana yürümesidir...İkincisi; aşağıdaki Vurgunlar tabelası Giresun felaketinde çekildi. Bu resimdeki Karadeniz'i yok eden vurguncu Nizamettin Vurgun değil, üç bakanı kepçeye koyandır!!!
Danıştay’ın Yürütmeyi Durdurma Kararı Uygulansın, Yaylalara Dokunulmasın. Kamuoyunda “yeşil yol” olarak bilinen proje, 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nda (ÇDP) yer almaktadır. Bu plan ile Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Rize ve Artvin ilindeki yaylalar; “yayla koridoru” adıyla birbirine bağlanmaktadır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Şubat 2020 tarihli kararıyla bu proje durdurulmuştur.
Danıştay, “… öngörülen yaylalar arası ulaşım koridorunun, kendi özgün koşulları ve doğal çevresi ile yayla yerleşmelerinin öne çıkmaları yerine, yaylanın tanımı ve niteliğine aykırı bir biçimde yaylalar arasında yatay bir ilişki yaratarak yayla yerleşmelerinin özgünlüklerinin zayıflamasına sebebiyet vereceği sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçesiyle projenin yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir.
Bu kararla sadece alelade bir yol değil; 8 ilin yaylalarını birbirine bağlayan 2.700. km.’lik proje kapsamında yapılması öngörülen her türlü çalışma da durdurulmuş bulunmaktadır.
Doğayı ve yaşamı savunanların yaklaşık 5 yıl boyunca gerek alanda gerekse hukuki yollarla verdikleri mücadelenin haklılığı bu kararla nihai olarak tescillenmiştir.
Mahkeme kararı çıkana kadar geçen sürede, yaylalarını savunan birçok yaşam alanı savunucusu ceza mahkemelerinde yargılanmış ve haksız ithamlarla karşılaşmışlardır. Daha da önemlisi, bu sürede söz konusu projeyle; yayla/meralara, irili ufaklı ırmaklara, ormanlık alanlara geri dönüşü olmayan zararlar verilmiştir.
Ekoloji mücadelesinde çokça rastlanan “proje bitti, karar geldi” işleyişi ne yazık ki bir kez daha karşımıza çıkmıştır. Buradaki amaç “nasıl olsa yol bitti, artık kararın bir hükmü yok” algısı yaratmaktır.
Hukuku ve bilimi hiçe sayarak yapılmak istenen projenin ilk etabı olan yolların inşası büyük oranda tamamlanmış olsa da; bundan sonra yapılması düşünülen, aslında yaylaları ve meraları tamamen yöre halkının elinden alarak sermayeye teslim etme projeleri de durdurulmuştur.
Yani, yeşil yol kapsamında ilerleyen dönemde yapılması planlanan; yaylalarda tesisleşme, betonlaşma, benzin istasyonları, oteller vb projelerin tamamı, verilen bu karara göre yapılamaz. Danıştay kararına karşın, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA), mali destek adıyla 5.000.000.tl.’yi program bütçesi olarak tahsis etmektedir.
Bu bütçenin daha azıyla, yaylaların/meraların korunması, asli işlevlerine kavuşturulması mümkünken; bu kadar paranın betona, inşaata, şirketlere özetle doğanın yıkımına ayrılması nasıl, neyle izah edilebilir?
Adalet ve Kalkınma Partisi Trabzon Milletvekili Salih Cora, Danıştay kararının hukuka aykırı olduğunu beyan edip; “yeşil yol projesi ya öyle ya böyle devam edecektir” buyurmuş!.. Kendisine avukat olduğunu hatırlatıp; avukatlık ve vekillik yeminlerinde ‘hukukun üstünlüğü ve anayasaya bağlılık’ üzerine ant içip içmediğini öğrenmek isteriz.
Bu vesileyle, kendisine ve hukuku hiçe sayanlara Anayasa’nın 138.maddesini hatırlatalım: “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
Her ne kadar mahkeme kararlarının hiçe sayıldığı, “öyle ya da böyle devam eder” denilerek hukukun hiçe sayıldığı bir dönemden geçsek de; bizler, doğayı ve yaşamı savunduğumuz gibi hukuku ve bilimi de savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.
Bu anlamda doğayı ve yaşamı savunanlar olarak çağrımızdır:
Danıştay’ın kararı bütün hüküm ve sonuçlarıyla birlikte derhal uygulanmalı ve;
- Yaylara, meralara, su kaynaklarına, ormanlara ve tüm doğal yaşama verilen zararlar sonlandırılmalıdır.
- “Yeşil yol - yayla koridoru” projesi koşulsuz şartsız gündemden kaldırılmalıdır.
- Yaylaların ve meraların asıl işlevlerini yerine getirebilmesi amacıyla koruma altına alınmalı ve yöre halkı maddi, manevi teşvik edilmeli, desteklenmelidir.
- Hukuken ve bilimsel olarak ekolojik yapıyı bozduğu tespit edilen yollar tekrar doğaya geri bırakılmalıdır.
- DOKA bu proje kapsamında yaptığı tüm ihaleleri, ayırdığı bütçeyi, programlarını derhal geri çekmelidir.
İmzacılar (Alfabetik sıraya göre yapılmıştır)
Arhavi Doğa Koruma Platformu
Artvin Çevre Platformu
Alakır Nehri Kardeşliği
Antakya Doğa Sanat ve Turizm Derneği
Antalya Ekoloji Meclisi
Ayvalık Tabiat Platformu
Bartın Platformu
Bakırtepe Çevre Platformunu
Bergama Çevre Platformu
Çan Çevre Derneği
Çekerek Irmağı Özgür Akacak Platformu
Çeşme Çevre Platformu
Doğu Akdeniz Araştırma Derneği
Doğa Araştırmaları Derneği
Doğanın Çocukları
Didim Çevre Platformu Diçep
Diyarbakır Çevre Gönüllüleri Derneği
Dikili Kültür ve Çevre Platformu imzalıyor (DİKÇEP)
Edremit Çevre Platformu
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP)
Ekoloji Kolektifi Derneği
Ekoloji Birliği
Fatsa Ünye Doğa Koruma Platformu
Fırtına İnisiyatifi
Fındıklı Kent Konseyi
Gökova Ekolojik Yaşam Derneği
Hasankeyf Koordinasyonu
Hemşin Yaşam Derneği
Hemşin Vadisi Dayanışması
Karadeniz İsyandadır Platformu
Kazdağı Doğa ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Kazdağları İstanbul Dayanışması
Kazdağları Kardeşliği
Koza Dağcılık, Kültür, Sanat ve Spor Kulübü Derneği
Kuzey Ormanları Savunması
Loç Vadisi Koruma Platformu
Mersin Nükleer Karşıtı Platform
Muğla Çevre Platformu (MUÇEP)
Munzur Koruma Kurulu
Munzur Çevre Derneği
Murat Dağı Çevre Koruma Platformu
NATURA Doğa ve Kültür Koruma Derneği
Ordu Çevre Derneği
Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği
Polen Ekoloji
Samsun Çevre Platformu
Sinop Nükleer Karşıtı Platform
Sinop Çevre Dostları Derneği
Söke Çevre Platformu SÖKEÇEP
Trabzon ÇYDD
Validebağ Gönüllüleri
Validebağ Savunması
Yaylaların Kardeşliği Platformu
Yeşil Artvin Derneği
Yeşilırmak Tozanlı Çevre Platformu
Yenifoça Forum
350 Ankara
Giresun’da Sel:
Doğayı ve Doğanı yok eden adam, 'sokakları caddeleri molozla doldurduğun' Giresun burası.. Sen çıkar şimdi dersin ki; "yol inşası için getirdiğim taşlar bunlar.." Yemin ediyorum sahiller gibi doldurduğun cahil molozlar buna da inanır..
Üç Bakan; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum operatörün kepçesine binim vatandaşların yanına gitmişler..
Felaketleri İdeolojik Ranta Eklemlendirmenin Yeni Versiyonu.. Abdulkadir Selvi, bakanların iş makinesi kepçesinde gittikleri görüntüye ilişkin şunları yazmış:
[[ İlk gördüğümde bana “İşte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. Hani Nâzım Hikmet, [Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin] diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler… Ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. İşte özlediğimiz devlet bu…]]
Senin “Özlediğim devlet görüntüsü” dediğin bu görüntü, o devletin o kepçe içine doğayı ve doğanı yok eden hafriyat molozlarıyla örtüşen bir görüntüsüdür. Ayrıca devletin değil, AKP Saray hükumetinin bakanlarıdır onlar..
O üç bakan, felaketi yaşayan vatandaşların yanına, kepçe içinde gitiklerini söyleyen ve işte devlet diyen Selvi, acaba o üç bakan; Giresun’un ekolojik dengesini bozarak doğasını ve doğanını yok ettikleri vatandaşın yanına hiç gittiler mi!?..
Nazım Hikmet sizin yaptıklarınız karşısında ‘Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin’ satırlarını kesin; Sen mutlusuzluğun resmini yapabilir misin Abidin’ diye değiştirirdi.. O kepçe Karadeniz'i delik deşik eden, Kepçenin içindekiler de; Felaket yerine araç konvoylarıyla gelen, HES’lerle, Sahil yollarıyla, Altın arayışlarıyla Karadeniz’i yok edenlerdir, devlet değil..
İşte haberi:
Giresun'un Doğankent ilçesinde yağış sonucu su baskınları meydana geldi. Sağanak nedeniyle Ordu sınırındaki Abdal Deresi ve Dereli ilçesindeki dere taştı. Taşkın nedeniyle, Giresun-Dereli-Sivas kara yolu ulaşıma kapandı. Felaket sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaraların sarılması için devletin tüm imkanlarıyla seferber edilmesi ve bu tür olayların tekrar yaşanmaması için gerekli adımların atılması talimatını verdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Giresun'da yaşanan sel felaketinde bir jandarmamızın daha naaşına ulaşıldığını aktardı. Hayatını kaybedenlerin sayısı 8’e yükseldi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum yaptıkları son dakika açıklamasında ise bölgedeki son durumu paylaştı. Soylu açıklamasında 'Buraya geldiğimizde bu kadar ağır bir tablo beklemiyorduk. Ağır bir tablo ile karşılaştık' dedi.
Tekrar ediyorum: Giresun'u dahası Karadeniz'i yok eden vurguncu, Nizamettin Vurgun değil, seni o kepçeye koyandır!!
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder