PAPA FRANCESCO BELGESELİNİ İZLERKEN ALKIŞLAMADIM; İNANÇLARI, DİNDEN GEÇİNMELERİ, SÖMÜRGECİLİĞİ VE GÜNÜMÜZDEKİ ADI; SOYGUNLARI SORGULADIM!!!
Evet; Papa Francesco (Pope Francis, 2018-96 dakika) adlı belgeseli izledim. Tarihin ilk Amerika doğumlu(Arjantin 1936) Papa'sı; Papa Francis, ihtiyacı olanlarla görüşüp, onlara umut olabilmek için dünyayı dolaşıyor.
Yeni belgesel onun hakkında biyografik bir belgeselden ziyade Papa Francis ile kişisel bir yolculuğa çıkmayı vaat ediyor. Papa’nın fikirleri ve mesajı, reform çalışmalarını ve bugünkü küresel sorulara verdiği yanıtları sunmaya odaklanan bu belgeselin merkezinde yer alıyor. Yoksul ve refah eşitsizliğine olan derin kaygısından, çevresel meselelere ve sosyal adalete olan hassasiyetine değinen belgeselde Papa Francis seyircilerine barış çağrısında bulunuyor.
Oyuncular: Pope Francis, Ignazio Oliva, Sister Maria Eufemia Goycoechea Belgesel, ön konuşma ile başlıyor: “Zaman akıp gidiyor deriz. Aslında zamanın ne olduğunu bilmiyoruz.. Günler, aylar, mevsaimler, yıllar ve yüzyıllar geçiyor. Gençken yaşlanıp ölüyoruz. Hepimiz zamana tabiyiz, ama üzerinde kontrolumuz yok. Sandığımızdan daha az şeyi kontrol ediyoruz.. Depremler, seller, kasırgalar, ama bu doğal afetlerden kötüsü bizim yaptıklarımız; savaşlar; kıtlık, şiddet, terorizm, nükleer felaketler..
Bizim eylemlerimizin sonucu olarak dünyada 150 tür yok oluyor. Bir kaç kuşak sonra binlerce bitki türü, kuş, balık ve böceğin nesli bitecek sonsuza dek…
Yakında gezegen üzerindeki sayımız 8 milyar olacak, 1 milyardan fazla insan açlık çekecek. Onları yoksulluktan kurtarmanın yolları var., ama bu gerçekleşmiyor. Peki ne yapabiliriz?Günümüzde nasıl yaşamalıyız; birbirimizle, gezegenimizle nasıl huzur içinde yaşayabiliriz?”
Ön konuşma sonrası söz 12. yüzyılda yaşamış(İtalya, Assisi kentli 1182-1226) ve Fransisken Tarikatı'nın kurucusu olan keşiş ve sonradan Hıristiyan aziz Francis’e getiriliyor. Aziz Francis (Assisili Françesko) sadece Hıristiyanlık adına değil, bütün insanlar için devrimci bir ruhani lider. Azizi Francis terk edilmiş bir Şapel’de dua ederken; Haç’tan gelen bir sesin kendisiyle konuştuğunu duyar.
Ses; “Francis, git evini yenile, harabeye dönüşüyor..” demektedir. Bu onarılacak ev dünya imiş. Ve de Francis, havari olarak var olan dünyayı dolaşarak dünya’yı onarmaya çalışır. Günümüze baktığımızda onaramadığı, hatta daha da deforme olduğunu yaşıyoruz.
Bu onarım misyonunu 1707 sene sonra Papa Francesco (Pope Francis) üstleniyor. Bilindiği gibi; Her Papa, Papalığa seçildikten sonra kendisine bir isim seçiyor. Asıl adı; Jorge Mario Bergoglio olan Papa Francis (Papa Francesco), Aziz Francis'e atıfla bu ismi tercih eden ilk Papa oldu. Papa Franciscus, adını Cizvit Tarikatı'nın kurucularından olan Franciscus Xaverius'a (1506) atfen değil, mukaddes Assisili Francesco'ya (1182) atıfla aldığını da özellikle belirtmektedir.
Sosyal adaletçi ve solcu: Papa Francis'in 1970'li yıllarda Arjantin'de devam eden "Kirli Savaş" adı verilen muhafazakar hükumetle, devrimcilerin çatıştığı döneminde sol görüşlü iki rahibi kaçırttığı savlanır..
Her ne ise; "Malların ve mülklerin adaletsiz dağılımı öyle bir sosyal günah yaratıyor ki cennet gözyaşları içerisinde kalıyor ve bir çok kardeşimizin hak ettiği gibi yaşamasını engelliyor." diyen Papa Francis (Papa Francesco) belgeselde güzel şeyler ve doğruları söylüyor:
[[ “Dünya günümüzde neredeyse sağır.. Bence biz rahipler arasında çok sayıda sağır var. İnsanların hayatlarına dahil olmaktan, yakın olmaktan söz ediyorum. Az konuş çok dinle, gerektiği kadar konuş ve her zaman insanların gözlerine bak bak..!”.. Bir çocuk soruyor, canım sorduruyorlar, “Francis’i; lüx daire, devasa araba gibi bu Papanın zenginliklerinden neden feragat etmek istediniz. Bunun yerine, küçük bir apartman dairesi tercih ediyorsunuz. Hatta Pskoposlar servisine biniyorsunuz. Neden bu zenginliklerden, rahatlıklardan feragat ettiniz, isteseydiniz bunları kullanabilirdiniz?!
Yanıt: “Bence inancıma göre günümüzde yoksulluk var ve tüm dünyayı sardı. Bu bir skandal. Böylesi zenginliklerin herkese yiyecek sağlayacak, bu kadar kaynağın olduğu bir dünyada, bu kadar çocuğun aç, bu kadar çocuğun eğitimsiz ve yoksul olduğunu anlıyamıyorum. Günümüzde yoksulluk inanılmaz bir şey.
Hepimiz biraz daha yoksul olmayı düşünmeliyiz. Bu hepimizin yapması gereken şey. Çok fazla şeye sahip olmamak ve biraz yoksullaşmak gerek… Kalbimden gelen beyan Yoksullar için, yoksul bir kilise istedim…. İsa demiş ki İncil’de; ‘Hiç kimse 2 efendiye hizmet edemez. İnsan ya Tanrıya, ya da paraya hizmet eder..’
Ve tarih boyunca; Hristiyanları, insanları ve Kiliseyi baştan çıkaran şey zenginlik olmuştur. Kilise’de bu cazibeye boyun eğen ve hala boyun eğmekte olan çok insan var..”]]
Buralar idi, belgeselin kırmızı ile altını çizdiklerim.. Belgeselin geri kalan konusu; Hristiyanlığı diğer dinlerle barıştırma-dialog turları, ki bildiğimiz şeyler..
Belgeselin bende çağrıştırdıkları;
1- Afrikalı Aydın John Kenyatta’nın;
“Batılılar Afrika’ya geldiklerinde onların elinde İncil, bizim topraklarımız vardı. Bizden gözlerimizi kapatıp, dua etmemizi istediler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların ayaklarının altında bize ait topraklar vardı.”
sözünü çağrıştırdı. Yani sömürgecilik.
2- Hristiyanlık inancına ve ilkelerine karşı gelenleri bulup cezâlandırmak üzere ‘13. yüzyılda kurulan’ Katolik Kilisesi örgütü ve mahkemeleri, (Kutsal Kurul) diye de adlandırılırılan “Engizisyon Mahkemesi” ve Tarihin Karanlık Sayfaları çağrıştırdı..
3- Muson ve Amazon ormanlarını madenler için yok edenleri çağrıştırdı..
4- Dinden ve yoksuldan geçinenleri çağrıştırdı..
5- Diyanet ile Milli eğitimin bütçelerini, Cami sayısı ve okul sayılarını, imam ve öğretmen sayılarını çağrıştırdı..
6- Çevresinde tonlarca cami olan Çamlıca’ya yapılan trilyonluk Çamlica camisini çağrıştırdı...
7- Cumhurbaşkanı ve Diyanet başkanının devasa makam arabalarını çağrıştırdı...
8- Gemicikleri çağrıştırdı…
9- Beş paralık enerji için HES’lerle doğamızı ve doğanımız örseleyenleri çağrıştırdı..
10- Ormanlarımızı ve yaylalarımızı maden sevdasıyla yok eden veya Araplara satmaları aklıma getirdi..
İşte bu doğrularla yanlışları analiz edip vardığınız sentez, “21.yüzyılın kendi ideolojisini oluşturacağı” savımın kapısını açacaktır..
(Alıntı Şener Çağ sayfası)..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLUTEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder