BİTİK GALATASARAY FENERBAHÇE’Yİ YİNE BİTİRDİ
Ne demişti Vitor Pereira; “Bitikler”. Gördü kimin bittiğini. Galatasaray’ın ölüsü bile Fener’in ışığını söndürdü.
Evet; Kimin aklına gelirdi Galatasaray’ın ilk dörde girme savaşı vereceği. Bunda da başarılı olamıyor..
2014-2015 sezonu 3 kupa ve 4.yıldız ve tüm takımları peşine tak, 2015-2016 sezonu ise zirvedeki ilk 4 takımların peşine takıl, olacak iş değil!!!
İlk dörde girmesi o kadar önemli ki, aldığı 1 yıllık cezasını hemen ödemek için. Ama; geçen hafta Başakşehir’e karşı 2 puan kaybetti.. Bu hafta da 2 puan.. Eğer Fenerbahçe maçında da puanlar giderse, beyler Galatasaray gitmez, siz GS’ya zarar verenler gider..
Türkiye Spor Toto Süper Lig 2015/2016 sezonu 20.03.2016 20:00 günkü 26. Maç; saatler kala önce maçın seyircisiz oynanmasına karar verildi daha sonra mücadele 13 Nisan 19.30’a ertelendi...
Ve oynanan maçta; Mete Kalkavan adeta kalkan oldu. Podolski'nin golü ofsayt bayrağına takıldı!
Süper Lig'in 26. hafta erteleme maçında Galatasaray'ın Lukas Podolski ile bulduğu gol ofsayt gerekçesiyle geçersiz sayıldı.
41. dakikada Wesley Sneijder'in pasında soldan hareketlenen Lukas Podolski topla birlikte ceza alanına girdi ve yaptığı vuruşla Volkan'ı mağlup ederek topu ağlara göndedi. Ancak bu pozsiyonda kalkan ofsayt bayrağı sonrası hakem Mete Kalkavan golü iptal etti.
FIFA kokartlı eski hakem Deniz Çoban, Podolski'nin pozisyonu için, "Podolski ofsayt değil... Hasan Ali ofsaytı bozuyor... Gol iptali hatalı..." ifadelerini kullandı. Erman Toroğlu ise A Spor'da katıldığı programda; "Podolski'nin golü kesen adam Alex Taşcıoğlu. Podolski'nin attığı gol, net gol" dedi.
Rıdvan Dilmen bile pozisyonla ilgili; "İlk gördüğüm açıdan Podolski'nin pozisyonu aynı hizada gibi. Kritik pozisyon. Podolski'nin pozisyonu ofsayt olmayabilir, dikkatli izlemek lazım." dedi. Fakat yine de Fenerbahçe Galatasaray’dan darbesin yedi. Gerçekten 4 sezondur Fenerbahçe’nin Galatasaray’dan çektiğini Aziz Yıldırım’dan çekmedi..
Herkesin merakla beklediği derbi öncesi güzel görüntüler ekranlara yansıdı: Vítor Pereira’nın Umut Bulut'a sarılıp başsağlığı dilemesi, Muslera’nın maç sonrası Volkan Demirel’i teselli etmesi güzel şeylerdi.
Türkiye Spor Toto Süper Lig 2015/sezonu13.04.2016 19:30 günkü 28.Maç:
- Galatasaray: Muslera, Semih Kaya, Denayer (Dk. 77 Koray Günter), Hakan Kadir Balta, Olcan Adın, Donk, Selçuk İnan (Dk. 82 Bilal Kısa), Yasin Öztekin, Emre Çolak (Dk. 62 Sabri Sarıoğlu), Sneijder, Podolski
- İlk 11 Değeri : 73.500.000 Euro
- Yedekler: Cenk Gönen-Martin Linnes-Koray Günter-Tarık Çamdal-Sabri Sarıoğlu-Bilal Kısa-Umut Bulut
- Çalıştırıcı: Hollanda Jan Olde Riekerink
- Takım Değeri : 103.850.000 €
- Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Simon Thorup Kjaer, Bruno Eduardo Regufe Alves, Hasan Ali Kaldırım, Mehmet Topal, Josef de Souza Dias, Alper Potuk (Dk. 80 Ozan Tufan), Volkan Şen (Dk. 71 Diego), Luis Carlos Almeida da Cunha (Nani), Van Persie (Dk. 66 Fernandao)
- İlk 11 Değeri : 84.250.000 Euro
- Yedekler: Fabiano Ribeiro De Freitas-Şener Özbayraklı-Michal Kadlec-Ozan Tufan-Diego Ribas da Cunha-Uygar Mert Zeybek-Jose Fernando Viana de Santana (Fernandao)
- Çalıştırıcı: Portekizli Vitor Pereira
- Takım Değeri : 155.950.000 €
- Stadyum : Ali Sami Yen Aslantepe Türk Telekom Arena Hakemler : Mete Kalkavan-Aleks Taşçıoğlu- Esat Sancaktar
Mete Kalkavan, Samsun 19 Mayıs Lisesi’nden arkadaşım ve önceki CHP milletvekili olan, Ahmet İhsan Kalkavan’ın oğlu. Galatasaray maçlarında hep Galatasaray aleyhinde sorunlar yaşandı. Önceki yazılarımda var. Dilerim, bu maçta da sorun yaşanmaz. Eğer ki yaşanırsa, gönül koyarım. Ki yaşanacağını da düşünmüyorum. Beni mahcup etmeyecektir..
Etti de; dediğim gibi 41.dakikada Galatasaray’ın golünü vermedi.
Maç öncesi; Azizi Yıldırım kurnazlıkları devreye girdi. Ne kadar da bilinen kişiye benziyor. İşi gücü saldırmak ve bayağı duruşunu zenginleştirmek.. Durduk yerde “Oy anam Galatasaray!!” feryatlarını koparmasına alıştı insanlar.
Daha yeni şeyler bulmalı: Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın dün kulüp televizyonunda yayınlanan görüntüleri ve sözleri bir anda gündem olmuş. Cahiller ne zaman gündem olmaz ki?! Yıldırım tüm bu olup, bitenlerin ardından yaşananlarla ilgili çarpıcı sözler sarfetmiş. Ne zaman sarfetmedi ki?’ Pervasızdan her şey beklenir. (Kusura bakmasın Azizi meslektaşım bunları zorla söyletiyor kendine.. Doğrudur yakınen tanıdığınızda dünyanın en iyi insan, fakat bu duruşlerıyla da dünyanın en kötü insanı olmayı başarıyor..)
Bu Hassas Dönemde, Galatasaraylılar ve Fenerbahçeliler derbide yanyana oturmayı düşünürken Aziz meslektaşımın düşündüklerine bakın; “Bizler, Galatasaray maçının ertelenmesi konusunda, teröre karşı mücadelede, ortak bir duruş olması adına erteleme kararına destek verdik. Bu iklimin, bu sağduyuya ihtiyacı vardı..
Ancak bu sağduyuyu, 2012 yılında G.Saray’dan görememiştik. İnsanlar biber gazı nedeniyle nefes alamazlarken, sırf kupa kaldırabilmek adına devlet büyüklerini araya sokarak bu konuda ısrarcı olmuşlar, insanların acı çekmesini umursamamışlardı.. UEFA’da kim vardı. İlhan Helvacı, Lütfi Arıboğan, Ebru Köksal. Hep Galatasaraylıydı. Bir tane Fenerbahçeli yoktu. Bunlar oraları Fenerbahçe’yi ispiyonlamak için kullandı”
Zaman-zaman yaptığı doğruların de içine ediyor son cümleleriyle.. Galatasaray kupayı orada kaldırması için ısrar etmesi yanlış olabilir, fakat onlar karşılarındakileri çok iyi tanıyorlar. İnanın, orada kupa kalkmasa “Sıkıysa kaldırsalardı. Adam olan kupayı kazandığı yerde havaya kaldırır..!!” derlerdi. Aziz meslektaşımın iyi niyetler de kötü niyetler kadar kimyasını-psikolojisini bozuyor..
Fenerbahçe, Zaman Gazetesi'ne kayyum atanmasıyla ile ilgili yazılı açıklamada bulundu. Sarı lacivertli kulüp yazılı açıklamada; “3 Temmuz 2011 sürecinin yalan, düzmece iddialarla organize, planlı bir kumpas olduğu, Zaman Gazetesi'nin kayyuma atanmasıyla ile ilgili İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararla kanıtlandı.. Zaman Gazetesi'ne kayyum atanması ile birlikte 3 Temmuz süreci ile ilgili yeni gerçekler gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Zaman Gazetesi'nin, başta Fenerbahçe Spor Kulübü olmak üzere birçok kulüp, teknik adam, futbolcuyla ilgili Türk futboluna yönelik kurulan kumpasın, planlandığı ve uygulamaya konulduğu merkez olduğu ortaya çıktı..” dedi.
3 temmuz süreci aslında FB startlı ülkemiz için “Temiz kramponlar” süreci idi, fakat iyi yönetilmedi, yöneltildi. Dahası, paralelcilere yöneltilerek olgu geçiştirildi. Hem RETER’ın taraftarı olduğu takım kurtarıldı, hem de Paralelcilerin suçlarındaki alan genişletildi. Eğer RETER ile Fetullah Gülen kavgası yaşanmasaydı FB’yi büyük bir yıkım bekliyordu. Sadece FB mi? Asla, şikeye bulaşmış tüm takımlar..
Aziz Yıldırım çok büyük darbeler alırdı. Evet, tıpkı askerlere yapılan saldırı yanlışlığı Fenerbahçe kulübüne de yapılmıştı. Bu yanlış bir duruştu ve olgunun Aziz Yıldırım’a yönelik iken FB camiasına yapılmış izlenimi veren bir operasyona dönüştürülmesi adeta Aziz Yıldırım’ı aklayacak malzemelere dönüştü.
Her ne kadar, Azizi Yıldırım’ı aklama yazısı olsa da; Aytunç Erkin’in “F.Bahçe’ye şike kumpasını kim kurdu?” adlı yazı dizisi her şeyi anlatmaktadır.
Dendiği gibi; 2007’de İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduda ‘el bombaları’ bulunuyor ve ardından; Ergenekon, Balyoz, Devrimci Karargâh, Oda TV, Askeri Casusluk davaları başlıyor. Sonrasında; gazetecisinden, işadamına, polisinden subayına yüzlerce isim gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor.
Bildiğiniz gibi; Silivri Cezaevi, ülkenin karanlık döneminin simgesi haline dönüşüyor. Karanlığın gülen yüzü Fetullah Gülen ve onun en büyük taşıyıcısı bilinen tüm bu operasyonları Fetullahçı ve havuz medyasıyla şiddetli bir şekilde savunuyorlar.
Savunma derecesinin ne denli yüksek olduğunu O dönem Başbakanı Reter “Askeri vesayet dönemi bitmiştir.. Milletimiz bunu yakından takip ediyor, değerlendirmesini de buna göre yapıyor. Çünkü kim kimlerin avukatlığına soyunmuş bunlar çok önemli. Biz kendimize hiçbir vasıf tayin etmemişken bize de savcılık görevini sağ olsun onlar veriyor. Bu da güzel bir şey. Niye savcı millet adına vardır, iddia makamı millet adına ordadır, biz de millet adına evet hakkı aramanın hakkı savunmanın gayreti içindeyiz, eğer bu anlamda savcılık ise evet ben Ergeneokn’un savcıyım...”
Türkiye’yi derinden sarsan 17- 25 Aralık 2013 tarihinde yapılan yolsuzluk operasyonlarının ardından rüzgâr tersine esmeye başladı. Fetullah Gülen ile RETER arasındaki birliktelik sona erdi ve RETER danışmanlarınca ‘Paralel Devlet’ icadıyla R.T.E ile Feto arasındaki ittifak bozuldu savaşa dönüştü.
Gerçekten haksız yere içerde yatan Askerler ve gazeteciler, ‘Kumpas’ kurbanları denerek serbest bırakıldı. Ve de zaman kaybedilmeksizin; hükümet bir yanına askeri, diğer yanına PKK’yi alarak ‘cemaat’e karşı ittifak kurma süreci işlemeye başladı.
İnandırıcı olması için alanın genişletilmesi gerekiyordu. Bu nedenle; ‘Şike’ sürecinin en başından itibaren “Bu siyasi bir davadır, kumpastır’ diyen Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, mahkemeye dilekçe üstüne dilekçe verdi. Ve bir gün Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 24 Aralık 2013 tarihinde, Azizi Yıldırım’ın sözcüğü ‘Kumpasa’ sarılarak, “Milli Ordu’ya kumpas kuruldu” deyiverdi. Ve şike davasıyla birleştirilerek alan genişletildi..
Sedat Peker’in damadı olduğu söylenen Sivasspor kulübü başkanı Mecnun Otyakmaz, Sedat Peker’in manevi oğlu olduğu denen Olgun Peker ile Azizi Yıldırım’ın adları örgütü bütününde adı geçiyorsa düşünmek gerekir..
Fenerbahçe cephesinin (ki doğruluğu sonrasında anlaşıldı) dava boyunca dile getirdiğine göre, ‘şikenin ceza yasalarında suç olmadığını tespit edenler’ 18 Aralık 2010’da apar topar hem de sezonun ortasında bu yöndeki yasal boşluğu doldurma kararı aldı.
Aziz Yıldırım’ı ‘ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü kurma’ başlığına oturtmak isteyen Beşiktaş- Aksaray (Savcılık-Emniyet) hattının da dahil olduğu yapı, Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) ev sahipliğinde, TBMM Adalet Komisyonu’nda çeşitli kamu kurumlarının temsilcileri ve hukukçular, 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesi Hakkında Kanun’un taslak tasarı metnini hazırladı.
9 gün sonra tasarı Başbakanlık tarafından Meclis’e sevk edildi. 31 Mart 2011’de de tasarı metni Meclis’te oylandı ve 14 Nisan 2011’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Bu arada ne tesadüftür ki Yıldırım da 17 Şubat 2011’de Mahmut Özgener dinlenirken ‘oltaya’ takıldı! Ve 3 Temmuz 2011’de başladı.
Ne başladı?
Şike operasyonu. Bu, yani Olgun Peker operasyonu bana pek mantıklı gelmiyor. Olgun Peker’in konumu belli. Azizi Yıldırım’ın da Sedat Peker ilşkileri..
Yazı dizisinin 2. Bölümünündeki şu ifade benim kuşkularımı ve bundaki bilinen kişinin dahlini daha da katmerleştiriyor: “Aziz Yıldırım, 2011’de gözaltına alındı ve tutuklandı… Ama Fenerbahçe Başkanı’nın hedefe oturtulduğu yıl 8 yıl öncesine dayanıyor. Fethullah Gülen Cemaati’ni anlattığı “Haliçte yaşayan simonlar” adlı kitabını yazdıktan sonra 29 eylül 2010’- da tutuklanan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı (20 Haziran 2014’te tahliye edildi) 2003 yılında emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na (KOM) getirildiğinde, cemaatin kendisinden Aziz Yıldırım’a operasyon yapması için baskı uyguladığını açıkladı. Yani ‘bir yapı’ Yıldırım’ı yıllar önce hedefe koymuş!
Avcı’yla yaptığım görüşmelerde anlattıkları, tabloyu net bir şekilde ortaya koyuyor: “Aziz Yıldırım nedense cemaatin eskiden bu yana hedefidir. KOM’a başladığım ilk günlerde önüme Yıldırım’la ilgili bazı belgeler, dokümanlar koydular. NATO ihaleleriyle ilgili bazı usulsüzlükler olduğuna dair iddiaları vardı. Yani hedefe alınmıştı! Çünkü onların alanına giriyordu…
Yazı dizisini sahibinin dediği gibi, ihaleler, arsa, borsa alanı onların alanı değil. Bidiğim kadarıyla Feto grubu asla taşınmaz satın almazlar. Onların iz bırakmama, bağımlı olmama nedeniyle taşınmazlara değil taşınabilir değerler edinirler. Nato ihalelerini izleten asla Feto grubu değil, bilinine kişi ve kardeşidir.
Süreç öyle işletildi ki Nato işlerine bilinen kişi grubu dahil ve de Paralel icat edilince Azizi Yıldırım kurtuldu.. Olan Fenerbahçeye oldu, çünkü Atatürk’e suikast yapan başkandan sonra şikeden 1 yıl hapis yatan bir başkan ile anılacaktır.. Kumpas sözcüğü hem Aziz’i hem de bilinen kişiyi kurtaran sihirli bir sözcük oldu..
Aytunç Erkin yazının bir yerinde; KKK askeri savcılığı kendisine yapılan bir ihbarı(!) değerlendirerek emekli bir binbaşının iş yerinde ve evinde aramalar yapmıştır. Bu aramalarda emekli binbaşı ile Aziz Yıldırım arasında yapılmış bulunan yasal danışmanlık sözleşmesi adeta suç unsuru sayılarak Aziz Yıldırım şüpheli yapılmış ve telefonları aylarca dinlenmiştir.
Ancak, bu aramalarda Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait altı adet belgenin de ele geçirilmiş olması nedeniyle benim sorumluluğumda Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca da ikinci bir soruşturma başlatılmıştır. Hatta Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı olarak biz soruşturmayı daha da derinleştirmiş ve muvazzaf bir hava albayının evinde yaptığımız aramada binlerce sayfa askeri doküman ele geçirmiş, birçok tutuklama yapmıştık…
- İyi de tüm bunlar, normal bir danışmanlık belgeleri mi?
- Tüm bunları Feto grubunun yaptığını nasıl söyleyebilirsiniz?
- Neden bilinen kişi değil de Feto?
Çünkü ortada “Paralel Kumpasları” diye bir malzeme var, onu işliyorsunuz. Kardeşim bu işin içinde onlar var onlar, o bilinen kimlikler.. Feto sadece bazı işadamlarına iş kolaylığı sağlıyor ve okullarına yardım ettiriyor, yüklenici beslemiyor, taşınmaz satın almıyor, nakit çalışıyorlar…
“Şampiyonluğa oynayan bir takım, oynayacağı maç öncesi rakibin santraforuyla anlaştı. O da Fenerbahçe karşısında oynamadı…”
Bu futbolcu Karabükspor’da oynayan Emenike’ydi… Emenike’nin Fenerbahçe’den para aldığı, para sayma görüntülerinin de polisin elinde olduğu iddia edilmişti. Aziz Yıldırım ise “Böyle bir görüntü çıksın kendimi Boğaz Köprüsü’nden atarım” demişti..
Evet, ‘demişti’ demesine de ne zaman demişti..2 ay sonra..O görüntülerin yok edilmediği ne malum..
Diyor ki yazı dizisi sahibi Aytunç Erkin; “Yıldırım Ergenokon’a nasıl bağlanmak istendi?” Yıldırım’ı ergenokon savcısıyım diyen, ergeneokçu yaptı kardeşim..
“Azizi Yıldırım; gizli tanık ifadesini nasıl çürütmüş. Hangi filmden örnek verdi” diyorsun. Bırak o filmi de bir gazeteci olarak bu filme rasyonel bak, Aziz’i aklama süreci işletenlere bak..
ŞUTLUYORUMŞevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder