ANCAK HÜKÜMETİN ÜSTLENMESİYE KEÇİÖREN METROSUNUN AÇILABİLMESİ KENT YÖNETİMİNDEKİ KATLI KAVŞAK MANTIĞININ KANITIDIR..
Sayın Murat Karayalçın'ın 4 yıllık belediye başkanlığındaki kent projeleriyle; İbrahim Melih Gökçek'in çeyrek asırlık belediye başkanlığındaki kent projelerini hiç karşılaştırdınız mı? Ben karşılaştıramadım çünkü gökçek'in kent için gerekli projeleri yok.. Yok çünkü, Karayalçı’nın başlattığı ve büyük oranda bitirdiği, fakat devamını Gökçek’in bitiremediği projeler..
Örneğin, Çayyolu metrosu hala bitti denemez. Ve de Keçiören Metrosunu bitiremedi devlete yükledi. Yaptığı şey; katlı kavşak mantığıyla yapay parklar ve kavşaklara diktiği anlamsız saat direkleri, AVM’ler, sermaye tapınakları , dinozorlar, tarihi dokuyu ve yeşili örseleme, ODTÜ ve A.O.Ç’ne saldırı projeleri..
Evet, Ankara için taktımım ve taktırırımdır; 4 yıl başkanlık yapan Murat Karayalçın ve çeyrek asırdır belediye başkanı İbrahim Melih Gökçek..
Melih Gökçek’in 2016’da yaptıklarına geçmezden önce, 2017 icraatına nasıl başladığına değinelim. Değinelim, çünkü 2016 ve önceki yıllarda yaptıklarını kanıtlamak ve halkı aydınlatmak gerek: “Başkentgaz’ın Ankaralılara gizli zam yaptığı ve aynı ücretlerin verilmesine rağmen doğalgazda metreküp kaybıyla eksik gaz verdiği iddiaları gündemde..” …
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın 1 Ekim’de doğalgaza yüzde 10 oranında indirim yapılacağını açıklamıştı. Fakat; Başkentgaz’ın Ankaralılar’a gizli zam yaptığı ve aynı ücretlerin verilmesine rağmen doğalgazda metreküp kaybıyla eksik gaz verildiği savlanır oldu..
Evet; Başkent Doğalgaz Dağıtım A.Ş.’nin 2002 tarihinden bu yana gaz bedeli, abonelik ücreti, açma-kapama, yatırım, hizmet ve diğer kalemleri adı altında yurttaşlardan aldığı paranın açıklanması gerekmektedir. Başkentgaz’ın doğalgaz abonesi olmak isteyen vatandaşlardan aldığı 501 lira 50 kuruş abonelik ücreti uygulaması da devam ediyor..
Kent ulaşım ücretleri süerkli artıyor diyemeyiz, ama artı mı artırılıyor, en son %18 zam.. Türkiye’nin başkenti Ankara Belediyesinin, 1994’ten bu yana; yeşile ve tarihi yapılara olan duyarsızlığı soluksuz devam ediyor. Özellikle son 5 yıldır; yeni bulvarlar, demiryolu-gar çalışmaları, katlı kavşaklar-geçitler bahanesiyle; ODTÜ ve A.O.Ç ve Ankara içindeki yeşil alanlara hiç çekinmeden saldırdı.
Bitmedi; Başkent’imizin simgesi Ankara Kalesi’ndeki, v Roma Tiyatrosu’ndaki ve Ankara Çayı üzerindeki 800 yıllık Selçuklu mirası Akköprü vb tarihi yerlere saygısızlık durdurulmadı. Mogan Gölü temizliği sürekli erteleniyor. Eymir gölü çevresine olan saldırı politikaları gündemini koruyor. İlle de; İmrahor Vadisi’ndeki kaçak hafriyat ve moloz dökümü yüzünden su yatakları kurudu, yeşil alanlar Ankara bozkırına dönüşmek üzere.
Alt ve üst yapıdaki proje yetmezlikleri bütünündeki yanlışlar, sıradan yağışlar sonrası bile kenti yaşanılmaz kılan gerçekleri yillardır devam ediyor. Sıhhiye Çok Katlı Otoparkı’nın kapatılması. Büyükşehir Belediyesi, ocak ayında Çankaya Belediyesi’nden geri aldığı bin 200 araç kapasiteli Sıhhiye Çok Katlı Otoparkı’nın girişine bariyer koyarak, kullanıma kapattı. Büyükşehir Belediyesi, 1987’de sehven Çankaya’ya verildiğini belirttiği Sıhhiye Çok Katlı Otoparkı ile Sıhhiye Köprüsü altındaki dükkânlar, Abdi İpekçi Parkı’nın bir kısmını ve Dikmen Sokullu’daki lojmanı, 1992’de çıkmış bir karara dayanarak geri aldı. Büyükşehir ile ilçe belediyeleri arasındaki ‘yetki’ karmaşası kent ulaşımını ve kent yaşamının yaşanılmaz kılıyor.
Özellikle halk otobüsü ve dolmuşların yarattığı gürültü terörü.. İlle de jet egzozuyla modifiye edilmiş dolmuşlar, kurye motorları ve eski yerli ve yabancı araçların yarattığı gürültü kirliliği ve keyfi olarak sokakların ‘örneğin Ankara’nın en uzun sokağı Başçavuş sokak’ toplu taşıt araçlarına açması ve sokaktaki gürültü kirliliğinin Başçavuş sokağı ve çevresini yaşanılmaz kılmaktadır..
Bitmedi; yol boyu ücretli otopark uygulaması’nın yeniden hayata geçmesi ve otoparkların işletmesini Büyükşehir Belediyesi yapacak olması 2016 icraatlarını en düşündürücü olanı.
Yağmurlu günde bulvara diktikleri ithal (ithalatçı firma kimin?) ağaçları özel ve güzel şirkete sulattıran belediye; iklime uygunluğuna bakılmadan gizemli firmalara ağaç diktirmeye devam ediyorlar ve çoğunu da kurutuyorlar..
Yeşile öylesine konsantreler ki kendilerini tutamıyorlar ve Güdül’ün Sorgun Yaylası’na saldırdılar. Kent Bulvarı’ndaki nefes alma çizgileri olan ağaçları akıllarına geldikçe kökünden kesiyorlar.
Ankara hava kirliği her geçen gün artıyor.. Bir zamanlar; “Ankara içini yaya üst geçitleriyle bilim kurgu kentine dönüştürdüler, kent içi uzay ahtapotları benzeri yaya üst geçitleriyle değerlendirmesi yapıp basın açıklaması yapmıştım (2001) ve de; yaya üst geçitlerinin yaya alt geçitleri şeklinde dizayn edilmesini önermiştim. Bugün bu uzay ahtapotu görünümlü yaya üst geçitlerinin yenilenmesi isteniyor.
Teklifi CHP meclis üyeleri yapmış. Öneriyi getiren CHP’lilere önerim; “bu geçitler yeraltına alınsın”dır. Yaya üst geçitlerini yineleyerek yenileyip çelik konstrüksiyon yaya üst geçitlerin metal yorgunluğunu değil, yaya alt geçitleri şeklinde projelendirip yenileyerek halkın yorgunluğunu gidermeniz gerekir (Konuyla ilgili eski linkler aşağıda)..
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin olumlu icraatları yok mu? Var! Bir elin 5 parmağından az. Örneğin; Kent içindeki 2’nci el oto galerilerinin şehir dışına taşınması. Telefirik projeleri, yararlı projeler.. Yap-işlet-devret modeli ile yapılan Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı’nın açılışı.. Şaşmaz’daki ağır tonajlı araçlar ile depoların da şehir dışına çıkarılması kararını aldı.
Salt Ankara mı; İstanbul da bildiğini okumaya devam ediyor. Örneğin; Sultan 2’nci Abdülhamid’in 1892’de yaptırdığı Anadolu Hamidiye Tabyası, restorasyonla ‘uzay merkezi’ne benzedi. Modern tesislerle tarihi bölge sosyal yaşam alanına, içinde olduğu yeşil alan da tam bir beton ormanına döndü (05 Ocak 2017)..
Çanakkale Boğazı’nın güvenliğinin sağlanması için 1892’de 2’nci Abdülhamid tarafından yaptırılan tarihi Anadolu Hamidiye Tabyası, restorasyon çalışmalarında büyük değişime uğradı. Tarihi tabya, içine yapılanlar nedeniyle modern bir sosyal yaşam alanına dönüşürken, betonlaşma nedeniyle ise yeşil alan miktarı azaldı.
Adamlar, doğadaki ve doğudaki yeşili sevmiyorlar. Kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyorlar, doğanın ve doğunun yeşiline.. Vesselam kısa kelam; adamlar yeşilin ideolojik olan bez üstündekini seviyorlar..
Son haber, kötü haber: Ankara’da bir kadın bindiği özel toplu taşıma aracı şoförü tarafından aracın içinde tecavüze uğradı. Kadının verdiği ifadeye göre şoför, ‘birine söylersen seni bulur yine tecavüz eder, sonra da boğazını keserim’ diye tehdit etti (06 Ocak 2017).
Etimesgut’taki bir özel toplu taşıma aracında (ÖTA) 4 Ocak gecesi yaşanan tecavüz olayı ile cumartesi günü de Dışkapı’da ÖTA sürücüsünün yolcu alma meselesi yüzünden tartıştığı dolmuş şoförünü öldürmesiyle gündeme gelen araçlara, Büyükşehir Belediyesi ceza kesti. Tecavüz olayının yaşandığı aracın ruhsatının iptaline, cinayetle sonuçlanan olaya karışan ÖTA’ya ise işverenin kayıtsız personel çalıştırmasından dolayı 30 gün park cezası uygulanması kararı alındı (10 Ocak 2017).
- Kardeşim siz kentimiz ve kendimizle alay mı ediyorsunuz?
- Nerede tecavüzcü, nerede katil?
- İşte benim Başkentim.. Çeyrek asırdır bu hale getirildi..
http://blog.milliyet.com.tr/chp-ve-cankaya-belediyesi/Blog/?BlogNo=128132
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder