KORKU SENARYOLARI YAZIYORUZ SONRA DÖNÜP KENDİMİZ KORKUYORUZ DERKEN KORKUTTULAR ERKEN
“Korku senaryoları yazıyoruz ve sonra senaryomuza inanıp korkuyoruz.” diyerek kendi kendimi cesaretlendirmek istedim:
“Anayasa değişikliğinde; Seferberlik ve OHAL ilan etme yetkisinin cumhurbaşkanına verilmesi ve de 18 yaşındaki bebeleri milletvekili seçme hakkı.. Tüm bunlar Tek Adam faşizmine gidiştir.
Seferberlik ilan edecek; senin 18 yaşındaki çocuğunu cepheye sürecek, 18 yaşındaki kendi çocuğunu milletvekili yapacak.. Bitmedi; istediğinde OHAL ilan ederek veya uzatarak FETÖ üzerinden solcu avını sürdürecek; insanları sorgusuz sualsız toplayacak..
Siz büyük kentlerde 40-50 bin statlar neden yapıldığını düşünüyorsunuz?!
Dinden geçinirken futboldan da niçin geçinir oldular?!
Ankara ve İstanbul’u, ille de İstanbul’u kimler için şantiyeye çevirdiler.. Bu devasa yapılardan kimler ev satın alabiliyor.. Ülke yüksek geliri olan ülkeler arasına girdi derken geliri yükselen vatandaş değil yandaş olduğunu neden görmez muhalefet.. Salt yabancıların değil, yandaş sermayenin de yurt dışına sermaye kaçırdığını, doğan cari açığın Araplardan gelen kara paralarla kapatıldığını bilmeyen yok.. Yandaş sermayenin Rize’de başlayan Atatürk saldırıları ülke genelinde yayılacağı bir gerçektir..”
Evet; Korku senaryoları yazıyor, sonra inanıp korkuyoruz içerikli, 2017’nin ilk yazısını yazmaya karar vermiştim. Yazı 1 Ocak’ın ilk saatlerinde bitti. Biter bitmez ‘sosyal medyada’ alt yazı dikkatimi çekti: “İstanbul’da patlama”.. Patlama İnternette olmuşçasına iletişim durdu; hiçbir şeye ulaşamaz olduk. Gerçek ortaya çıktı; Ortaköy'deki ünlü gece kulübü Reina'da gece 01.15'te silahlı saldırı yapılmış ve 39 insan yaşamını yitirmiş; 65 yaralı, 4’ü ağır..
Ardından, her zamanki gibi, yetkililerin açıklamaları havada ve de dindar ve kindar neslin ve de insanların yorumları tıwıtter’de uçuşmaya başladı.. Ünlüler de açıklama yaptı. Bunlardan biri de Ahmet Mahmut Ünlü. Yani; Cübbeli Ahmet Hoca: "Terör saldırısını ha ibadet yerinde yapmışsın, ha eğlence yerinde yapmışsın! Günahı vebali aynıdır!"
İşin en düşündürücü ve korkunç olanı Cübbeliye yapılan yorumlardı. Hele ki, O. Gençlik rumuzlu dindar ve kindar bir lümpen diyor ki; “Hoca zırvalamaya devam ediyorsun. Camiyi; Alkol, sex ve kumar kokan günah yuvalarıyla aynı kefeye nasıl korarsın..” içeriğindeki bir yorumdu. Tepki alınca sildi.
2017’ye girerken insanlığın ortak dileği; “Sevginin, demokrasinin ve barışın egemen olduğu; terörün, savaşın, acıların ve felaketlerin geçip gittiği, bittiği yeni yıl umuduyla; nice nitel yıllar..” idi. Fakat yeni yıla gireli 1 saat 52 dakika sonra tüm dilekler yakıldı, umutlar yok edildi.
Yeni yıla bir ay kala; 2017’ye yandaş yazılı, görsel ve sosyal medyada ve iktidarın ilgili kurumlarında saldırılar başladı, cahil kitleyi tetiklercesine: Yılbaşı kutlamaları, Hıristiyan ve günahkarların bayramı olduğu gösterildi. Diyanet işleri başkanlığı yılbaşını haram ilan etti. Alperen Ocakları, Noel Baba maket mankenleri yaktı ve sopalarla dövdü. Milli Eğitim Bakanı okullara yılbaşı kutlamama yazdı.. Yetkililer, El Nusra’yı yasal ilan etmişti; IŞİD için öfkeli çocuklar demişti.. Sonrasında dindar ve kindar nesil harekete geçti ve 2017’ye 1 saat 52 dakika sonra saldırdı..
Ve, topluma bıkkınlık veren rutin arama işlemleri başladı. Aramalarına gerek yok, çünkü suçlu oluşturdukları yapının içinde cirit atıyor. Fakat onlar her zamanki gibi aramaları oynamayı sürdürdüler. Yetkililerden önce, yandaş yağdanlıklar kendilerin vazife çıkarıp suçluyu aramaya başladı. Onlara göre suçlu yine bilinen kişiydi; FETÖ.. Fetullah Gülen’in yayın organı olan Samanyolu TV’deki film sahnesi, Reina saldırısı ile örtüşüyormuş, tıpkı ‘Rus elçisinin öldürülmesindeki benzer sahne gibi’. Yani; saldırıların önce filmleri yapılıyor, ardından uygulanıyormuş..
Dün Feto’ya laf söyletmeyenler, bugün insanları Feto ile korkutmaya başladı.. Yıllarca Feto tehlikesini işledik. Öyle ki; Feto tehlikesini işlerken, bugün Feto’ya lanet yağdıranlardan ve fetoculardan şu tehdidi sık-sık aldık; "Bırakın kendinizi, fazla yıpratmayın, acı çekmek istemiyorsanız gelin teslim olun bize, Asker anladı, siz anlamamakta direniyorsunuz(5 Mart 2010- Fazla düşünmeyin bırakın kendinizi bize)"
İlginç; saldırıya uğrayan Reina'nın sahibi Mehmet Koçarslan, "Amerikan istihbaratı bunun bilgisini vermişti. Göz göre göre bu saldırı meydana geldi' sözlerini neden yadsıyan şu sözlerin söyledi: "Amerikan istihbaratı bana bilgi vermedi. 29 Ekim'de gazetelere, televizyonlara yansıyan ve kendi vatandaşlarına yönelik yaptıkları uyarıyı anlatmaya çalıştım".
- İstihbaratın nerede?
- İstanbul Ortaköy’deki Reina böylesi tehditlerle hedef gösterilirken nasıl olur da tek polis veririsin!?
- Sen İnternette beni kovalayacağına bu öfkeli gençler dediğin meczupları neden kovalamadın?
Bir düşüncenin taşeronu, radikal dinci teröristlere konum bildiren yazılı ve görsel medya ve de sosyal medya tetikçleri bunlar..
"MİT, HDP’lilere suikast düzenlesin",
Suruç’taki IŞİD bombasında ölen 33 kişiyi ise “ateizm zehrine yakalanmış, ahlaksızlık zehrine yakalanmış, devlet düşmanlığı zehrine yakalanmışlar, Yılbaşı eğlence mekanları için; “Alkol, sex ve kumar kokan mekânlar..”
diyen kim ve kimler?..
Kim olacaklar?
http://blog.milliyet.com.tr/fazla-dusunmeyin-birakin-kendinizi-bize/Blog/?BlogNo=232241
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder