SON YILLARDA DEĞİL SON AYLARDA NELER-NELER OLDU ÜLKEMDE
Sayın İmamoğlu’nun Yemeği Ve Hitit Güneş Kursu Ambleminin Hala Logo Olarak Kullanılmaması ve diğerleri
“İstanbul'da kar yağışını durduramayan adamdan belediye başkanı mı olur, nasıl Ademoğlu İmamoğlu..!!!???”
Düşün düşün yalan ve kurgudur işin!!..
Gel de gülme; “Bu pandemik dönemde hem de bir kafirle yemek yediği için uyardık İmamoğlu'nu. Sarayda binbir çeşit yemek varken ne işi var elin kafiri ile dışarıda..”
Bu denli zengin ironi ve de güldüşün malzemeleri dünyanın hangi ülkesinde vardır!!??..
Ekrem İmamoğlu İngiliz Büyükelçisi ile karlı havada yemek yediğini gösteren mobes kayıtlarını yasal olmayan bir şekilde elde edip servis edenler nedense kendi görüntülerine hiç dikkate almıyorlar:
Sen; 3.HavaLimanı'nı çalıştıramayacaksın, yandaş şirketinin ödemediğ borcu yüzünden doğalgazı kestirteceksin (kesin devlete ödettirecek ve doğalgaz açılacak), trenine binilmeyecek, yolundan gidilmeyecek, köpründen geçilmeyecek, çıkıp siyasi rant adına, yemek yiyen İmamoğlu’nun mobese kayıtlarını servis edeceksin; gerçekten kömiksiniz. Biz hergün gülüyoruz, bari dişarıya güldürmeyin..
Bir diğer konu:
“Ankara Büyükşehir Belediyesi niçin evrensel Hitit Güneşi Amblemini Logo olarak tekrar kullanmaz!!??”
Ankara'nın evrensel simgesi Hitit Güneşi Kursu amblemini Melih'in yerine gelen AKP’li M.Tuna bile logo olarak kullanmak istemesine karşın sayın Mansur Yavaş hala 'yargı tarafından iptal edilen ve Melih'in inatla kullandığı' yıkılan Atakuleli, camili; kadim kültür derinliğinden ve estetikten soyut logoyu neden değiştirmez!?..
Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp; “Ankara ile Selçuklu Başkenti mesajı veriyoruz” derse, ben de; “Kadim Otoktan kültürün mesajı dururken sonradan Anadolu’ya gelen Selçuklu ve Osmanlu başkenti Ankara demek, Anadolu’nun evrensel kültürünü yadsımaktır..” derim..
Notamdır:
Arkadaşlar; inadına yazmaya devam edeceğim bay facebook!! Evet; Facebok tarafından kısıtlandım aylardır ve arkadaşlarla olan iletişimimimde aşır iletişim vergisi kesiyorlar, yan sizlerle olan iletişimim kesintili gerçekleşiyor.. Hitler örneği yazılarımız ya yakılıyor, ya da edilgenleştiriliyor..
Bir başka konu;
Nedim Şener(ler)
Nedim şener sıralıyor: "İmamoğlu başkan olunca ikinci gün İstanbul'u sel götürdü, önlem almadı bir kişi öldü, o tatildeydi.. Erzincan depreminde kayak yapiyordu... İstanbullu kar yerken o yemek yiyordu.."
Nedim'e hapis sonrası nadim olmasina acımıştım, şimdi ise gülüyorum, Cem Yılmaz ve Ata Demirer'in ekmeği ile de bu kadar oynanmaz ki. Gülüyorken kızıyorum da çünkü saf değiştirmenin de asaletini bozdu.. Yağdanliklari kat be kat aştı.. Tamam saf-saf, saf değiştir de bu kadar zavallı olma..
Yemek sepeti, götür yemek vb ile mutfak kültürümüzü öldürüyoruz.
Yemek sepeti, Götür yemek vb kuruluşların TV'de itici ötücülükleri sınır bozar oldu. Gecenin bir saatinde değil sabaha karşı modifiye edilmiş kurye motorlar cırtılar ise kentleri adeta yaşanılmaz kılıyor. Gecenin bir saatinde bu kuryeler hızları kesilmesin diye belediyenin veya Trafiğin döşediği hız kesicilerini söküyorlar....
Evet, bunlara; Sürekli ve zamansız sipariş verenler kim? Rezonanslarda::)) garsoniyeri olan, karnı doyunca genç kızları pencereden fırlatan ülkemin görgüsüz zenginleri mi, yemyeşil sermayenin çocukları mı veya kendileri mi, emekli Celal efendi mi, Asgari ücretle yaşam skalasının altındaki Mahmut mu, kapıcı Süleyman mı, kim, kim!!?? Doğrudur zaman-zaman sipariş verilir, fakat ben bildiğim ve bazen yemek yediğim yere sipariş veririm.. Ne diyeyim döndük köşeyi kendimizi ve kentimizi bozduk, süreç için sabaha karşı yediğimiz gıda denetimsiz yemeklerle sağlığımız da bozacağız. En önemlisi mutfak geleneğimizi bozduk, otantik yemek kültürümüzü bozduk, tüm bunları devre dişi bıraktık.
Vesselam kısa kelam; Online mutfaklarımızı Offline'e dönüştürdük..
Belediyelere önerimdir; restorantlarda içkiyi kaldıracağınıza, belli periyotlarda kentin yöresel yemeklerini içeren, Anadolu'nun mutfak kültürünü yansıtan halka açık günler düzenlenebilir..
10 yıla mahküm suç örgütü üyesinin 10 yaşındaki çocuğuna Kılıçdaroğlu'na küfrettirilmesinin aklıma getirdikleri
- 1- Trabzon'da bir sebinin, dahası geleceğin değeri çocuğa küfrettiren aslında; "Dozu kaçırmaya başladığımın farkındayım Bay Kemal, sen gel!!" diye mesaj veriyor vermesine de gelebilecek miyiz yoksa sağcı adaylar peşinde mi koşacağız!!??
- 2- “Çocuk bizim kutsalımızdır, kucağa alır severiz, kürsüye çıkarır küfrettiririz” mantığı ne kadar doğru? Yarısı doğru..
- 3- Tamam Türkiye gülüyor, hiç değilse Dünya'ya güldürmeyin, Ugandaliların da sinirlerini bozmuşsunuz..
- 4- Siyaset Akademisinin laboratuarı bile incelemeye alamadığı bir siyasi kimliksin de, sen aslında nesin, ey Aziz Nesin neler kaçırdın bir bilesin..
- 5- Ülkem demokrasi ve insan hakları konusunda hatası olan bir suçludur, fakat yine de ülkem yemin ediyorum bu adamı hiç hak etmedi, bu ceza ağırlaştırılmış müebbettir..
- 6- Kalbimiz solda, halkımız nerede !?
“Yalnız Kurt” dizisiyle 15 Temmuz darbesi anlatılıyormuş..
"Yalnız Çakal"'ın kim olduğunu yazarsam Facebook fesimi yakar.. İzlemenizi öneririm, çünkü Yılmaz Erdoğan ve diğer Stand up'çulardan daha fazla güldurecektir baykuşları.. Sıra sıra diziler+ Cahil olan iniler+Aldı gitti paranı+ Tepedeki kediler...
Banu Avar da mı avatar oldu!?
İkili Stand-İki Yuzluluk almış başını gidiyor ve talkını verenin salkımı yuttuğunu aval aval izletiyor bize.. Banu Avar diyormuş ki; " Aleviler ve Kürtler ve de Lazlar ve de tum etnik guruplar kimliklerine ve kültürlerine sahip çıkma özgürlüklerini AKP döneminde kazandı.."
Sayın Avar’ın böyle bir şey diyeceğine inanmıyorum, doğru Nedim Şener ve Hulki Cevizoğlu’da demez diyorduk..
Vesselam kısa kelam Avar hanfendi dediyse ben de ayni şeyleri diyorum ama oyuna gelmiyorum çünkü ardından şunu da diyorum; "Onlar oy getiren tum alanlari kullaniyor. 60 yillik çok partili donemde sadece 7 yil iktidarda kalan solun modernizm butunundeki sürdüremediği Demokrasi ve özgürlükler projesini ince ince incitmeksizin kullanıyor. Hatta 'sözde evrensel bariş adına da' megri megri şarkısıyla abartarak yaptı bun..Sonra ne oldu? Kürt oy vermeyince kanal savaşı başlattı.
Evet ben modern dünyanın demokrasi savaşçisiyim diyen, ikili standla projelerine yaşam alanı açmaya devam ediyor aydınlanma karşıtı karanlık odaklari besleyerek.. Ve buradaki en buyuk materyali evrensel özgürlük kriterleridir ve görece olarak çıkarı adına kullanmasıdır.. Yani özgürlükler konusunda samimi değil Humeyni gibi.. Ve o karanlik odaklardaki odalardan baski gören çocuklar kendilerini pencereden atar veya tecavüze uğrar oldular ve de, bir kereden ne olurmuş ve de çocuğun rızası var diyeni ve yiyeni bakan yaptılar, Nedimleri içeri attılar, Hulkilere baski yaparak kendilerinden yaptilar ve korku imparatorluklarini yarattılar, sayin avar yoksa seni de mi ayarttilar!!??
Yoksa militanlari Hacker ninjalarinin her zamanki video kumpası mı!!!???
Ülkeye çökenler ve İmamoğlu balıkçıya çöktü diye feryat ediyorlar
3.Havalimani kargo binası çökmüş sana ne, "Betül Sayan Kaya İBB'ye çökmüş sana ne, E-5 karayolu çökmüş sana ne, ülke çökmüş sana ne, sana mı hesap vereceğim yeter ki cahilimin feraseti çökmesin, sen balıkçıya çöktüğünün hesabını ver!!!.. Fazla ileri gitmeyin, 10 yaşındaki çocukları kürsüde zor tutuyorum, hainler..
İmamoğlu neden istifa etmiyor, bu ne rahatlık!!??
- Kanal İstanbul projesiyle değil İstanbul'u, Karadeniz denizini tüm canlılarıyla yok edeceğini düşünmeyen,
- Altın bulacağım diye Artvin'imizin altını üstüne getireceğini düşünemeyen,
- HES'lerle yandaşını beslerken ülkemin doğasını ve doğanın yok ettiğini düşünmeyen,
- TÜİK'e yalan söyleterek Türkiye İhanet Kurumuna dönüştürtürdüğünü ve devasa boyutlara varan enflasyonu gizlerken, yaşam pahalılığını gizleyemediğini, gıdadan tutun da enerjiye dek tüm tüketim ürünlerine zam üstüne zam yaptığını düşünmeyen,
- Geleceğimiz çocukları kürsüye çıkartarak Erdoğan'a hain dedirtiğini düşünmeyen,
- Halkın parasıyla yaptığı otoyol ve köprüleri halka paralı yapan ve halk yeterli geçiş yapmayınca zarar etti diye yapımcı firmaya halkın parasını verdiğini ve de yarattığı çıkarsal ortamın iticiliğini düşünmeyen,
- Çocuklarına denizüstü araçlar alarak iktidarı özdeksel çıkarı adına kullandığını ve tepki topladığını düşünmeyen,
- Kılıçdaroğlu'nun üzerine trollerini salarak yakalanacaklarını hiç düşünmeyen,
- Ülkeyi şeri karanlık atmosfere büründürürken Ümmet toplumu yaratıp Hilafete yol aldığını halkın ve dünyanın anladığını düşünemeyen,
- Ormanları yaktırarak açtığı alanları ve de deprem toplama alanlarını imara açan ve bunun yıkıma ve yok oluşa neden olacağını düşünmeyen,
Vesselam kısa kelam; cennetin izdüşümü ülkemizi cehennem düzlemine sürüklediğini hiç düşünmeyen İstanbul'u mu düşünecek!!??
Derhal istifa etmelidir!!!!
Son Laik Bükücü’yu, Büktüler.. Sıra Arkasındakilerde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bazılarının isimlerini vererek on binlerce kişiden oluştuğunu belirttiği AKP trol ağını ifşa etmişti. Kılıçdaroğlu'nun ifşa ettiği trol hesaplardan olan Son Laik Bükücü isimli Nihat Kanlı, hesabına yönelik yoğun bir saldırı olduğu belirterek; destek istedi.
Nevzat Kanlı bükmüşler ki suskunsun. Seni öyle bükecekler ki Fesin kafandan düşecek. Ödlek dijital kabadayi Fesli profili ile ‘Adam olacak çocuk bu olsa gerek” başlığıyla, Trabzon’da Erdoğan’ın eline verdiği mikrofonla Kılıçdaroğlu’na ‘hain dedirten’ veledin Videosunun ‘hain’ bölümünü keserek yayınlamıştı. Ödlek tamamini yayinlayamadı. Dijital kabadayı trol 3 krş'a kendini sattın yazık sana; yarın onlar dolarlarına binip kaçacak sen yakalanacak ve bükuleceksin.Gel teslim ol kurtar kendini..
Trabzon'daki çocuğu kürsüdekilerin elinden alın, kurtarın bu masum evladı aksi taktirde geleceğin Ogün Samast'i olacaktır..
Ataürk’ün “Evrensel Kurtuluş Felsefesi”’ ne halat bağlayanlar!!
“Samsun'da, Milli Mücadele'nin simge eserlerinden, Atatürk Parkı'ndaki Onur Anıtı'na halat bağlayıp çekmeye çalıştığı öne sürülen 2 kişi, gözaltına alındı. Samsun bu hale nasıl geldi..?!
Kusura bakabilirler; Samsun'a göç eden, Trabzonlu, Rizeli demiyorum; yobaz Trabzonlu ve Rizeliler diyorum. Onlar Samsun'u bu hale getirdi..”Evrensel Kurtuluş Felsefesi”’nin İlk Adımı olan bu anıt öteden beri dinden ve yoksuldan geçinenleri rahatsız ediyor, ille de Samsunspor'un logosundan.. Ki buna da saldırdılar..
Bu iki meczubu araştırın kesin bu saydığım kent yobazı çıkarlar..Ne olacak hemen salınacak, sallandırılacak değiller ya.. Sallandırmadan yana değiliz elbet de bunları insana dönüştürmenin rehabilitasyon süreci acilen başlatılmalıdır..
Adamlara bak; Atatürk anıtına halat bağlıyor ve düşürmeye çalışıyor..Resmen halka cinnet geçirtecekler.. Sen Trabzon’da ülkenin geleceği olan çocuğa mikrofon verip "Hain" diye bağıtırsan birileri de Atatürk'ün Anadolu insanıyla oşuşturduğu ve tüm mazlüm ülkelerin rehber aldığı "Evrensel Kurtuluş Felsefesi"'ne halat bağlar.. Lütfen kendinize gelin.
Sıkışınca da “Emperyal güçlerin kumpası, ülkede kaos yaratmak istiyorlar” diye yavuz hırsız olayına sığınma.. Tamam o zaman bu 2 meczubun gerçek kimliklerini, kökenlerini ve misyonlarını deklara et ve Dünya'da ilk kez emperyallere tokat atan Atatürk gibi sen de bir tokat at ve emperyallerin işbirlikçisi olduğun izlenimini sil..
Sahi sen 15 temmuz ve gezi halk hareketinde kaçtın mı, kimler seni geri getirdi ve neden??!!..
Ben biliyorum....
Onlar cepheden kaçıp yunanistan adalarında soluğu alirken "o", yani; evrensel kurtuluş felsefesinin sahibi büyük önder atatürk bir yurtsever olarak "cephede" yurdu ve halkı için nefes alıyor ve onları düşünüyordu..
O, Anadolu'nun çocuklarını severdi, gırtlağını sıkmaz veya kürsüye çıkarıp birilerine sovdurmezdi..
O, Anadolu insanının ANALARINI SAYGİLİYDİ, onlara "Ananı da al git ulan" demezdi..
O, doğayı ve doğanı sever onlara dokunmaz aksine onlara yaşanılır ortamlar verirdi..
O, asla yalan söylemezdi..
O, sporu- futbolu sever fakat halkını üzmemek için asla bir takım taraftarı olduğunu belli etmezdi..
O, Anadolu halklarını bir üst kimlikle kaynaştıran ulusalcı felsefeyi kurumsallaştırmış ve hiçbir zaman kafatasçi milliyetçisi olmamıştı..
O, asla dün söylediğini bugün, bugün söylediğini yarın inkar etmezdi..
O, Matematik bilir, Felsefeyi sever, o sürekli okur ama halkın canına asla okumazdı..
O, rakı ve sigara içer felsefe yapar haşaşi çekenler gibi kendinden gecmezdi..
O, benim milli içkim ayran diyerek değerli şahsiyetlere "2 haşaşi" göndermesi yapmazdı..
O, çalışma arkadaşlarına inanır, saygı duyar, onları ve yetim hakkı yemezdi..
O, akçalı işleri sevmez para ile barışık değildi..
O, Harp Akademisi mezunu idi...
O, dinden ve cehaletten geçinenleri sevmezdi..
O, emperyallere dünyada ilk kez tokat atan değerdi Ve O, onları yendi..
Çünkü;
O, sarı saçlı mavi gözlü bir devdi..
Eşeği Senatör Yapmak
Tam anımsayamadım, bir Roma İmparatoru "Eşeğini" senatör yapmıştı. A.H.Çamlı ve IQ'süzler bu senatörün reenkarnasyonu olmasınlar..Öğrendim ki o imparator Caligula imiş. Senatör olan da Eşşek değil, At.. At olduğunu bilmeme karşın ben Eşeği senatör yaptım, …çünkü her geçen gün çoğalıyorlar..
A.H.Çamlı
Ahmet Hamdi Çamlı: "Elektrik zamlarının sorumlusu CHP'dir !" Yemin ediyorum;
A. H.Çamlı ve gibiler, bu güçlü muhalefet dilleriyle Erdoğan'ı Bay Kemal'den önce gönderecekler..
Soylu'nun danışmanının karısı da A.H.Çamlı kimliğine büründü: Erdoğanciğim bir dinle; seni benden önce şu etrafında afkurmayi bilmeyen yaratıklar bitirecek..Ve bunu bilinçli bir şekilde yapıyorlar, sen hala Bay Kemal diyerek promttirden nara atıyorsun!!!
Cesur Yürek Yıldıray Çiçek
Son günlerde herkese saldıran, aşağılayan ve de tehdit eden, ülkücülere hedef gösteren Devlet Bahçeli’nin basın danışmanını araştırayım dedim ve şu kimlik çıktı karşıma; Bir zamanlar Bahçeli gibi Erdoğan’a ve AKP’ye hakaret eden biri... Öyle bir hakaret ki yenililir yutulur gibi değil: “…AKP sağcı mı değil, solcu mu değil, İslamcı mı değil, muhafazakâr-demokrat mı değil?.. AKP o halde nedir? AKP, ABD ve AB laboratuarlarında üretilmiş siyasi bir robottur ama kimliği yoktur…”
Yıldıray, insan kendini bir saklar be..
Bu lafları kendi kişisel sitende 5 Aralık 2005 tarihinde Recep Tayyip ve AKP için etmişsin:
[[ Yazımın başlığı sizlere ilginç gelebilir. "İslamcı" bir kimlikle iktidar koltuğunda oturan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik böyle bir soru sormak da nereden çıktı diyebilirsiniz? Bu konuda ilk kılçığı ortaya atan kişi, Türkiye'de çevirdiği dolaplar deşifre olup, Türkiye'yi terk etmek zorunda kalan Karen Fogg'tur.
24 Temmuz 2001 tarihinde "Tayyip Erdoğan, Türkiye solunun boşluğunu dolduracak" biçiminde bir açıklama yapmıştı. AKP iktidara geldiği günden bu yana da, AKP'ye destek veren bir takım tuhaf solcular "günümüz koşullarında AKP'den iyi sol parti olabilir mi?" sorusunu sorarak, kendi desteklerini de meşrulaştırmaya çalışmaktadırlar.Bugüne kadar, AKP'nin sol parti olduğuna dair birçok makale yayınlanmış, birçok yorumda bulunulmuştur.
AKP hangi açıdan bakılırsa, gerçekten kimlik krizinde olan bir partidir. Kendisi asıl bilinen kimliği "İslamcı" olmasına rağmen, bu kimliğin içeriği ile uzaktan-yakından bir alakası olmadığını, uluslararası uygulamaları ve Türkiye'deki yaptıkları ile göstermiştir.
"Muzafakar-Demokrat" kimliğini kendi kendine vererek imaj oluşturmaya çalışan AKP, bu kimliğini, kulağa hoş gelmesi açısından uygun görmüştür. Fakat bu uygunluk siyasi uygulamalarında değil, kulağa hoş gelmesinde ancak bir etki sahibidir.28 Şubat'ın mağduru ve mazlumu rolünü çok iyi oynayıp, bugün 28 Şubatçılarla kol kola uluslararası bir takım hedeflerde buluşabilen ve 28 Şubat sürecine destek veren tüm kalemlerin, bugün AKP'ye destek yarışında birbirinin önüne geçme gayretlerini gördükçe, insanın "buyurun, bu kimlik krizi içinde netlik yakalayın" diyesi geliyor. ABD ve AB ilişkilerinde, AKP'nin milli konularda verdiği tavizleri "ilericilik, özgürlük" olarak değerlendirip, "AKP sol partidir" diye yorumlar yapanların çoğu, kapitalizmin en zirvesinde yaşayan ve düşünen sol kökenli kişilerden oluşmaktadır.
"Milli" kavramlarla, sembollerle öteden beri kavgalı olan, solcu yahut sol kökenli çevrelerin AKP'yi kendilerine oldukça yakın görmeleri, AKP'nin bu konularla kavgasında etkin başarılar ortaya koymasından kaynaklanmaktadır.
Türkiye'de solu temsil eden CHP'nin de söylem açısından evrime uğraması sonucu, AKP'nin de bugüne kadar sol anlayışın düşünüp de uygulamaya koyamadıklarını gerçekleştirmesi, kendisini "sol kimlikle" anılmasını beraberinde getirmiştir.
Emperyalizme kucak açan sol anlayışların, AKP'nin kendilerini duygu ve düşünce olarak okşamasını, sonsuz bir destekle karşılıksız bırakmamaktadırlar. Kapatılan Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP)'nin son Genel Sekreteri Nabi Yağcı'nın "AKP'yi kesinlikle samimi buluyorum. Sol bayrağını AKP'ye kaptırdı." Sözlerini de AKP'nin kimlik krizine bir örnek olarak değerlendirebilirsiniz.
Karen Fogg'un "Tayyip Erdoğan, Türkiye solunun boşluğunu dolduracak" sözü ile eğer bugün emperyalist ideologlar tarafından iğdiş edilmiş ve onların hizmetine girmiş sol kastediliyorsa, tabii ki gerçek anlamını bulmaktadır. AKP sağcı mı değil, solcu mu değil, İslamcı mı değil, muhafazakâr-demokrat mı değil?
AKP o halde nedir? AKP, ABD ve AB laboratuarlarında üretilmiş siyasi bir robottur ama kimliği yoktur.
Zaten kimliği de hükümsüzdür.Kendilerinin devamlı olarak 'kimlik' konusunu öne atmalarının sebebi, bilinçaltındaki bastırdığı bu duygular olmasın sakın.]]
Kim Milyoner Olmak İstiyor'u da akp ideolojosine eklemlendirildi..
87 yaşında Sapancali aksakallı yarışmacı dikkatimi çekti, 5 dil biliyormus; Lazca, Çerkezce, Abazaca, Türkçe ve Almanca. Uzun yıllar Almanya'da kalmis. FB'li Oğuz Çetin'i piyasaya suren, yıllarca Sapancaspor başkanlığı yapan, yerel gazetede yazılar da yazan bir abimiz..
Bu yarışmacıdan sonra yoksul G.doğulu bir türbanlı kızımız geldi. Diğer yarışmacı gibi, o d başarılarını sıraladı; 9 çocuktan biriymiş ve bilmem kaç ögrenci arasında Üniversiteyi kazanmış. Başarılarına sonsuz saygım var, fakat her ikisi de bir kurgunun parçası olduğunu hemen anliyorsunuz, öyle ki sorularda bile karşı tarafa göndermeler var, var ki Yeni Akit bu yarışmayı manşet yapmış..
Anlaşıldığı üzre Sapancali abimiz resmen AKP savaşçısı, Güneydoğulu kız çocuğumuz da o düzlemin kimliği olmasa da benzer imaj verilmiş. Bunlarla cahillerin ve yoksullarin potansiyel yetenekleri-feraseti öne çıkarılıyor sanki. Soru yanıtları verilmese de yanıt kolaylıkları sağlanmış ve sorularla gönderme yapılan bir kurgu. Ve sonunda hatırı sayılır bir Kim milyoner olmak istiyor ikramiye başarısı...
Kerem Alışık vb kimliklerin inceden inceye AKP ideolojisini işlemenin farklı bir versiyonu.. Bu programı bundan sonra izlememe kararı aldım..Her şeyi siyasi rantlarina eklemlediler ve değerlerini örselediler..
Yağcılığı da bozdular
Yağciliğin kendine özgü bir kimliği ve iklimi vardır, onun da kimliğini ve iklimini bozduk. Sözde gazeteci bir ademin baş ademe sorduğu soru bu olguyu kanıtlayan en somut örnek:
“İki hafta önce Kılıçdaroğlu elektrik faturasını ödemeyeceğini söyledi. CHP zihniyeti zaten bu ülkeye verdiği zararın faturasını ödememişti. Fatura ödememe alışkanlığı buradan mı geliyor? Böyle bir muhalefetten elektrik alabiliyor musunuz?”... Küçükler küçüklerin yanında küçük düşmezler.. Dünyanın en tehlikeli duruşu; küçük beyinlerin büyük düşündüğünü sanmasi...
Tarkan ve Geççek
İstihbaratçılardan edindiğim bilgiye göre; Tarkan, talimat-i baskıyla "GEÇÇEK" şarkısında AKP yine halka geççek mesajını vermiş.
Putin ilgili ülkeye saldırınca ben de Putine..
Bay Putin aklini başına devşir aklını alırım, unutma %50'Yİ VE Bahçeli'yi evde zor tutuyorum, çıkartırım kararnameyi salarım hepsini...Akkuyu'yu da unutma!
Bana bak Putin fazla ileri gitme, Reise TANK yapan KATAR ordunu birbirine KATAR, benden söylemesi.. Daha fazla ileri gidersen Kanal İstanbul'u yapar Montro sözleşmesini de hacamat eder..
İşin gerçeği:
Corona Pandemisi Derken 3. Dünya Savaşı Pandemisiyle Nükleer Topu Gibi Travmayi Dünyaya Getirmenin Sancıları..
Şaka bir yana: gezegenimiz halkı yeni bir travma eşiğinde; doyumsuz emperyaller ve onların varyantları yüzünden..
Bu gezegen siz emperyal açların değil çocuklarımızın çocuklarının ve dahi ....çocuklarının gezegeni, yani gelecektekilerin, gideceklerin değil.. Bencil ve çikarsal duruşunuz Küresel kardeşliği küreleyen bir duruştur. Doğrusu bu duruşunuz evrensel barış bütünümdeki olası Gezegen kardeşliğini oteleyip gezegen düşmanlığını öne cikarmaktadir..
Hadın, Corona pandemisine ses çıkarmadık(canım sustuk, koyunsu duruşumuzla ve hala susuyoruz!), ama bu 3.dünya savaşı için olan ön çalışmalarınza suskun kalınmayacak, aksine 21.Yuzyil ideolojiler bütününde "Gezegen Kardeşliği" için savaş verilecektir. Bu savaş asla sizin öznel ve nesnel değerleri ve dahi doğayı doğanı yok eden savaş olmayacaktır, sadece sizin doyumsuzluğunuzu yok edip evrensel barışı getirecek olan savaştan söz ediyorum..
1. ve 2. Dünya savaşına neden şu Kara Kömürünüz batsın!! Ne menem kara bir bela ki 3.Dünya savaşına da neden olmak üzere. İçinize durmuş kömür karalığıyla gezegenimizi karartıyorsunuz..
Bugün eğer yeraltı ve yer üstü değerler adil paylaşılsa gezegenimizin doğası ve doğaniyla ömrü uzar, siz ise kisaltiyorsunuz..
Tekrar ediyorum, dünün bilim kurgu romanları günümüz gerçekleri oldu, günümüz bilim kurgu romanları yarınların gerçekleri olmayacağını ve yıldız savaşlarının başlamayacağını kim garanti edebilir. Bu nedenle kohnemiş ve de yorgun 20.yizyil ideolojilerini öteleyecek, 21.yuzyil ideolojosini yaratıp GEZEGEN KARDEŞLİĞİ'ni er veya geç yaşama geçirecektir çocuklarımız ve bu yarattığınız acıları bitirecektir!!
Sahi bay G-8'ler siz başka bir gezegen buldunuzda bu cennetin izdüşümü gezegenimizi 'Dünya Savaşı'nın üçüncüsü ile' doğası ve doğaniyla bitirip sonrasında çağın Nuh'un gemisiyle kaçmayi mi düşlüyorsunuz!!??
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
🙏🙏Eline yüreğine sağlık dostum. Tüm gerçekleri anımsattın. Tşklr
YanıtlaSil🙏🙏Eline yüreğine sağlık dostum. Tüm gerçekleri anımsattın. Tşklr. Mustafa Bayraktar
YanıtlaSil