ADALET (DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK) YÜRÜYÜŞÜNE 'GEÇ DE OLSA' ASLA KARŞI DEĞİLİM. KARŞI OLDUĞUM ŞEY; CHP POLİTİKASIZLIKLARI TEKRARININ KURGUSU..
Arkadaşlar aşağıdaki resim ve mesaj özel olarak e-postama geldi ve yürüyüşe katılmadım. Nedeni: Öncelikle şunu belirteyim; Katılmamam asla, AKP Cumhuriyetinin oligarşik totaliter duruşuna karşı verdiğim savaşı sorgulatmamalı?..
Ben; solun iktidar olması için alışkanlık haline getirdiğimiz ödünlerin sonlanması konusunda ödün vermemiz gerektiğini düşünüyorum..
Evet; "Ortam hassas, eleştiri zamanı değil, önümüzde seçim var, Kılıçdaroğlu'nu ve yönetim tarzını, ekibini ve politikalarına özeleştiri yapma zamanı değil, dayanışma, bütünleşme ve de az değil, çok olma zamanı.." gibi CHP'ye atılan takozları sonlandırma zamanı. Gün gibi ortada; Çok iyi, ahlaklı beyefendi ve dürüst Kemel Kılıçdaroğlo ile olmuyor.
Yani CHP ve sol iktidara yürüyemiyor.. "Adalet Yürüyüşü"'n şiddetle yanındayım, fakat Kılıçdaroğlu'na şiddetle değil sadece karşıyım. Ben Kılıçdaroğlu ve ekibinin AKP Cumhuriyetinin gündemi ile siyasi ranta yönelik bir tavır değil, kendi gündemini geliştirip tavır koymalıydı. Enis Berberoğlu olayı asla bardağı taşıran son damla değil. Son damla, Referandum sonucuydu ve o gün ülke genelinde Demokrasi Ve Özgürlük Yürüyüşü başlatılmalıydı, program ve politikalar geliştirilmeliydi..
Enis Berberoğlu Adalet Yürüşü bana adeta Kılıçdaroğlu'nu kurtarma kurgusu gibi geldi. Yürüyüş belli yerden sonra Berberoğlu tahliye edilip Kılıçdaroğlu yeniden parlatılabilir ve ilk seçimde 11 seçimdir aldığı oy oranı tekrar edilebilir. Ayni kimlikler m.vekili olur, farklı şey olmaz!. Bu bağlamda; erken seçim olasılığından da söz edebiliriz..
Evet; Kılıçdaroğlu kişiliği ve kimliğine karşı değilim. Salt, politikalarının kişiliği ve kimliğinin iktidar yürüyüşü için yeterli olmadığını düşünüyorum..
Bu adalet yürüyüşünü, Hindistan ve Hindistan Bağımsızlık Hareketi'nin siyasi lideri Mahatma GANDHİ YÜRÜŞÜ şeklinde abartanlar da olacaktır..
Sayın Kılıçdaroğlu'na CHP'nin başına geldiği gün GANDHİ yakıştırmasını yapan kişi olarak diyorum ki; "GANDHİ olma ve GANDHİ yürüyüşlerini Kılıçdaroğlu bir türlü başlatamadı. 22 Mayıs 2010 tarihinde yapılan CHP’nin 33. Olağan Kurultayı’nda 1200 delegeden 1189 oy alarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin 7. Genel Başkanı seçildiği günden bugüne dek GANDHİ olma fırsatını defalarca kaçırdı. En son olarak bu fırsat Referandum'da geldi, onu da tepti...
Enis Berberoğlu'nun 25 yıla mahkum edilmesi ve tutuklanması' tek adamlığın, dahası; faşizm ötesi bir duruşun tescilidir. Fakat, Enis olayı üzerinden Adalet Yürüyüşü bana gecikmiş ve de kurgusal bir etkinlik gibi geliyor..
Bana kimse, "Şimdi yürüme zamanı, ayrışma zamanı değil" demesin, ben o iktidar yürüyüşünü en olmaz ortamda yaptım, sonuç alamadım. Yeni bir yürüyüş için savaş vermeye karar verdim..
Adalet Yürüyüşü Mu Survivor Mu?
Arkadaşlar Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘Enis Beberoğlu nedeniyle başlattığı’ Adalet yürüyüşünden size ne?!
Alın elinize kumandayı kanal-kanal sörf yapın; SHOW'da; Zahide yetiş'i--TRT 1'de Hangimiz Sevmedik'i--KANAL D'de Aşk-ı Memnu'yu---ATV'de Müge Anlı İle Tatlı Sert'i--FOX'da Kaybolan Çiçekler'i--STAR'da TÜRK MALI'nı izleyeceğinize HALK TV'yi izliyor ve Kemel Kılıçdaroğlu'nun peşine gidiyorsunuz?.
Allah bilir siz; çorap manyağı (oç*) Acun'un SURVİVOR'u da izlemiyorsunuz. Ne kadar duyarsızsınız. Hiç mi; İlhan'ın, Ogeday'ın, Sabriye'nin, Serhat ve diğerlerin (Seyretmiyorum, yazı için araştırdım) sorunları hiç mi sizi düşündürtmüyor. Bu nasıl bir anlayış? Bu kadar da duyarsız ve sorumsuz davranılmaz ki.
İmansız, İlhan Mansız elenirse hiç mi üzülmeyeceksin?!
İşte benim ülkem bu nedenle ileri demokrasiye geçemiyor, yetim hakkı yiyemiyor, dinden ve imandan geçinemiyor, deprem toplama alanlarını imara açamıyor, havaalanlarını, boğaz köprülerini bitiremiyor, Suriye'ye, İrak'a giremiyor, İstanbu'a sermaye tapınakları inşa edemiyor ve de bu nedenle İstanbul silüetinin bozamıyor, Aksaray'ı dinlemiyor, kanal İstanbul'u açamıyor, Taksim'e kışla yapamıyor, Çamlıca tepesine sultan camisini inşa edemiyor, Yargıyı ele geçiremiyor, HES'lerle doğayı ve doğanı yok edemiyor, damatları kayıyamıyor, halka kayamıyor, adaleti işletemiyor, tek adama tapamıyor, Hala Atatürk heykellerini ve makamlarda Atatürk resimlerini kaldıramıyor.. Vesselam kıs kelem; ülkemin ve insanının a koyamıyor..
*: Or..Ço(diğerini de sen tamamla. Yani biraz da sen taşın altına elini koy)
{{ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya Köşkü’nde sanatçı ve sporculara iftar verdi. İftar yemeğine sanat dünyasından; İbrahim Tatlıses, Orhan Gencebay, Oyuncu Hakan Ural, Ajda Pekkan, Hülya Avşar, Bülent Ersoy, Muazzez Ersoy,..Diğer yavşakları biliyorsunuz..}}
5.SİT Alanı; "Yoksulluk Sit Alanı" ve ülkemin resmi.. Hani bunlar; yoksulu, dışlanmışı, ötelenmişi merkeze alacaklardı!? Kendilerini merkeze aldı, var olan merkezdekiler ile raks etmeye başladı..Arkadaşlar ülkemin en değerli oluşumu Yoksulluk. Onun için yoksulluğu yok etmiyorlar; adeta korumaya almışlar. Yani; "Arkeolojik, Tarihi, Kentsel ve Doğal SİT Alanları" yanında 5. SİT Alanı; Yoksulluk Sit Alanı. Onların ne işi var Merkez alanlarda, onların alanı belli..
Bir sorum var: "Davet edilenlerin gelmemesi durumunda cezası ne.. Bunun için OHAL-KHK çıkarıldı mı? Belli mi olur davet alırız da cezamı bileyim..
Öfkeyle harmanlanmış utanç zamanları bitecek elbet!!
Vurgulular:
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder