YENİ BİR SAYFA YENİ BİR YIL VE KUDÜS VE 696 SAYILI KHK VE DE 2017’NİN SON SAPIKLARI
25 Aralık ve 31 Aralık kutlamalarını karanlık ideolojileri adına bilerek karıştıranlar ve yoksulluklarını unutanlara..
Dinden ve İ-Man’dan geçinenlere değil, saf-saf onlara inanan enbesil yeni nesil için; “Noel ve Yılbaşı arasındaki farkı” bir kez daha anlatalıp, bir kez daha aydınlatmaya çalışalım:
Noel, yani; Noel Günü veya Noel Bayramı, Hıristiyanların Mesih olarak gördükleri İsa’nın doğum gününü kutladıkları geleneksel yıl sonu tatilidir. Noel kökenini; antik çağlardan gelen Pagan ve Roma kış festivalleri adı verilen Yule ve Saturnalia’daki uygulamalar oluşturmaktadır.
Çağımızdaki kutlamalarda, genellikle, İsa’nın doğumunun canlandırıldığı oyunlar sahneye konur. En önde; Noel ağaçları süslenir ki bunların çam ağaçları olmasına şiddetle karşıyım. Ayrıca evler ışıklandırılır. Hatta; bahçe ve cadde süslemeleri deyapılır ve de hediyeler alınır.
En önemlisi Noel arifesinde Noel Baba’nın gelişi simgesel olarak canlandırılır. Özdeki niyet ve temalar; iyi dilekler, sevginlik ve saygınlık bütününde ailenin birlikte olması.. Tüm bunlar; 24 Aralık’ta Noel arifesiyle başlar ve 25 Aralık’ta sonlanan bu Noel kutlamaları bazı ülkelerde, 26 Aralık akşamına kadar devam eder.
Hıristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde Noel tatili yeni yıl tatiliyle birleştirilir. Bazı Doğu Ortadoks Kiliseleri ise, Jül Sezar takviminde 25 Aralık’a denk gelen 6 Ocak’ı Noel olarak kutlarlar. Nedeni; İsa’nın gerçek doğum günüyle ilgili farklı tarihler olmasıdır..
![]() |
Ve Sidere köyüm |
Noel kutlamaları tarih, 25 Aralıkla, Miladi takvimin başlangıcı olan 31 Aralık’taki yılbaşı kutlamalarını, günlerin yakın olmasını bahane edenler, olguya dinsel yobaz ideolojileriyle amaçlı bir şekilde yaklaşıp, 31 Aralık yılbaşı kutlamalarını, 25 Aralık’taki İsa’nın doğum kutlama geleneği olan Noel kutlamalarıyla örtüştürürler..
Yeni yıl kutlamalarının geçmişi ise Eski Romalılara dayanmaktadır. Romalılar; 1 Ocak’ta yeni yıl kutlamaları yaparlardı. Yani; 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece yapılan kutlamalar..
Aslında; kutlanan yeni yıl ile Noel şenlikleri temelde birbirinden farklı olmakla birlikte, yeni şeylerin umudu yeni yıldakı sevgi ve saygı ve de hoşgörü bütündeki dilekler evrensel oldukları için aynıdır..
Türkiye’de Noel kutlamaları değil de, yeni yıl ‘31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece’ büyük bir kitle tarafından kutlanmaktadır.
Bu yıl da; her yeni yılda yaptığım gibi; yeni bir Word sayfası (yazma sayfası) açtım, yeni yıl için.. Yeni, yeni, yeni; eskiyi öteleten her değerin başına konan sözcük..
Yeni mi iki yüzlü, yoksa yeni yalanıyla bildiğimizi okuyan biz mi?
Dahası, yeni, yeni yalanlarla yeniyi eskiten bizler mi?..
Yeni yıla nasıl giriyoruz. Dahası 2018’e neler taşıyoruz?
Düşünün; bir Genelkurmay başkanı Hulusi Akar; orduyu İslamlaştırmaya yalanlarıyla hız verdi. İlkin; bir ay önce 10 bin kişilik cami açılışı yapılan ve 34 okula gereksinimi olan memleketi kayseri’ye 750 kişilik Cami yaptırdını açıklattı. Kamuya açıklanınca ‘Kamuoyu; “Bir devlet memuru olarak bu parayı nereden buldun?!” tepkisi gösterince lafını yedi. Neymiş; yapılan cami’ye az miktarda katkı vermiş..
Şimdi de; Askerde yemek duasındaki "Tanrımıza hamdolsun" ifadesi değiştirildi, dua "Allahımıza hamdolsun" olarak yeniden düzenlendi. Askeri cenazelerde ise tören sırasında bando tarafından cenaze marşı yerine Buhurizade Mustafa Itri'nin "Tekbir" adlı eseri çalınması talimatını verdi…
Ertuğrul Özkök 3 Aralık 2017 Kudus’u detaylı bir şekilde inceliyen bir araştırma yazısına yer veriyor- yazıyor ve de Kudus bize tanıtıyor.. Rastlanıya bakar mısınız Ardından; 3 gün sonra, yani 6 Aralık 2017 günü; ABD Başkanı Donald Trump, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyor..
Bizim dinden ve i-man’dan geçinenler, mal bulmuş mağribi gibi konunun üzerine atlayıp, olguyu siyasi rant materyaline dönüştürüyorlar.. Prof. Dr. İlber Ortaylı diyor ki; “Kardeşim 1980’den beri İsrail Kudus’un ebedi başkentleri olduğunu ilan ettiğinde neredeydiniz?!” içerikte bir açıklama yapıyor..
Araştırdığımızda, 2002 sonrası, İsrail ile ilgili veya İsrail ile direkt diplomatik, ya da bazı resmi yazılarda- yazışmalarda İsrail’in başkenti Kudüs olarak belirtildiğini gördük.. Durum bu iken; bizim Kudüs üzerinden siyasi rant savaşı verenler; İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) İstanbul’da topluyor ve bir sonuç bildirgesi yayınlıyor. Sonuç bildirgesine göre, Doğu Kudüs Filistin’in başkenti ilan ediliyor..
Öyle bir yer ki Kudüs; Eski Şehri ve Yahudilik, İslam ve Hristiyanlıkta kutsal yerler olan Tapınak Dağı, Ağlama Duvarı, Mescid-i Aksa, Kutsal Kabir Kilisesi gibi yerleri barındırıyor. Burayı Filistin başkenti ilan ediyorlar. Bunu duyan ben; “Bravo adamlara, Kudüs’ün ruhunu ele geçirdiler. Varsın gitsin Batı Kudüs onların olsun” demeye başladım. Hüsran, hüsran; meğer yalanmış.
Meğer bizim dinden ve i-man’dan geçinenlerin yalanı imiş, Yalçın Doğan’a göre: Yalçın Doğan yazısında, İİT’nin bildirisinde Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak tanındığına ilişkin bir ibarenin olmadığına dikkat çekti. Bildirinin Türkçe versiyonunda değişiklik yapıldığını söyleyen Yalçın Doğan, “Resmi metinde, ‘Başkenti Doğu Kudüs olan’ diye bir ibare yok, onu bizim Dışişleri ekliyor. Bu tam bir diplomatik skandal. Bize bir kandırmaca. Diplomatik metinlerde şeytan kelime oyunlarında gizlidir.
Gerçek de, o kelimelerde, kelime cambazlıklarında saklıdır. İşte bu cambazlığın, gerçeği saklamanın, gerçeği farklı göstermenin çok çarpıcı bir örneği var karşımızda.. Kudüs ile ilgili ortada iki metin var. Birbirinden farklı… Biri İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) tarafından yayınlanan bildiri, diğeri bizim Dışişlerinin sitesinde aynı konuda yer alan açıklama... Çünkü, muhtemelen Doğu Kudüs’ü başkent olarak tanımaya yanaşmayan İslam Ülkeleri var. İİT içinde bu konuda bir anlaşma yok.
1-İslam Ülkeleri Filistin Devleti'ni tanıyor.
2-Dünyayı da, Doğu Kudüs’ü Filistin devletinin başkenti olarak tanımaya davet ediyor.
Can alıcı nokta burada. İİT bildirisinde, şu çarpıcı eksiklik var:
İİT, ‘Biz Doğu Kudüs’ü başkent olarak tanıyoruz’ demiyor. Sadece Filistin devletini tanıdıklarını söylüyor, başkent olarak tanınması için ise, dünyayı çağırıyor.”
Ve ülkemi paramiliter güçlere teslim edecek ve iç savaşı başlatacak olan; 696 sayılı KHK’nin 121. Maddesi:
[[ "15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında karar alan, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz." ]]
Yahu hiç çekinmeden bu açık ve net 121. madde için; Bekir Bozdağ; "Kim ki bu düzenlemeyi 15 Temmuz, 16 Temmuz'dan sonraki süreyi de kapsıyor diye yorumluyorsa, çok net söylüyorum, bu maddeleri ya doğru dürüst okumamıştır, 'yok arkadaş ben bu maddeleri okudum hem de dikkatle okudum' diyorsa o zaman okuduğunu anlamıyordur" diyebiliyor. İnsaf be! 15 Temmuz, 16 Temmuz'dan sonraki süreyi de açık-açık kapsamasına karşın bile-bile insanların aklıyla, algısıyla alay ediyorsunuz. Yaratılan enbesil nesil bile bunu anlar.
Sana kimse bir şey demiyor ki; 15-16 Temmuz darbeyi önlüyorum diye suç işleyenler için af çıkar. Sen adeta; 15-16 Temmuz dışında gelecekte işlenecek suçlardan dolayı sorumluluk doğmayacağı yönünde hukuki düzenleme yapamazsın. Bunun derhal kaldırmalısın!! Sen insanları andaval mı sanıyorsun; bu ucu açık çok tehlikeli sonuçlar doğuracak düzenleme ile ne yapmak istediğin ortada.
Kanunun suç saydığı eylemleri adeta başka bir kanun maddesiyle suç olmaktan çıkartIyorsun. Senin sıkıntın; 15-16 Temmuz 2016’nın sorgulanmasının önüne geçmek. Evet; o gecelerde meydana gelen olayların savcılıklar ve mahkemeler tarafından aydınlatılmasını engellemek ve bazı gerçeklerin su yüzüne çıkmamasını sağlamak. Yani; Etkili bir soruşturma yolunu ortadan kaldırıyorsun. Adeta bir Kenan Evren faşist yapılanması.
Bilmiyor muyuz; 12 Eylül Anayasa’sına; darbe anında yapılan icraatlarda o zamanki kuvvet komutanlarının yargıdan muaf olduklarına ilişkin bir düzenleme konduğunu. Ne oldu sonra? Olağanüstü durumda alınmış kararlar geçerli değildir dendi ve hepsi yargılandı. Yargıdan asla kaçamayacaksınız!! Sen de yargıdan kaçmak için yaptıklarınla dozu kaçırdın ve resmen bu yasa düzenlemesiyle (696-121) yaşama hakkını yok ettin.
Doğrusu yok ediyorsun ve tehlikeli bir sürece düzlem oluşturuyorsun. Baksana meczuplar kendini göstermeye başladı. Sanki 696/121’den haberlerleri varmış gibi ortaya çıktılar. Örneğin; Halk Özel Harekat (HÖH) adlı SS birimi.. İyi, ben de benzerini kurayım ve yarattığımız kaosta yiyelim birbirimizi..
Bunlar yeni yılın siyası yanı. Sosyal yani ise bir başka yeni yıl yalanı.
Dahası; yeni yılda yenileri yaşayan bir gruba sesleniş: “Halen yeni yılın havasına giremediyseniz birbirinden renkli, birbirinden neşeli Noel pazarları sizi bekliyor..” Aralık başı gelince yılbaşı heyecanı içimizi kaplarmış. Yalan! Kimlerin kaplıyor?
Bu ay sonuna dek Avrupa’nın dört bir yanında kurulan pazarlarda zaman geçirebilirler ve kendinizi tarçin, kestane, çikolata kokuları içinde Noel havasına kaptırmak,, bir an önce yola çıkmak istiyorsanız; İsveç- Stockholm Açık hava müzesine, Danımarka- Kopenhag Tivoli bahçelerine, İtalya- Bolzano; şatolar ve kalelere, Çek Cumhuriyeti- Prag, Çan seslerine, İspanya- Madrid, Tapaz barlarına, Almanya- Dresden Noel çöreğine, İngiltere-Londra’ya, Fransa- Paris’e, Avusturya- Viyana’ya ve Çikolatalarıyla ünlü Beeeelçika’ya uçabilirmişiz..
Sen, ben değil elbet..
Bırak buralara gitmeyi, AKP iktidarı insanlara meydanlara dahi Çıkartmıyor, kapatıyor. Örneğin İstanbul Taksim Meydanını:
[[ Yılbaşı Taksim'de kutlanacak mı? sorusunun yanıtı Beyoğlu Emniyet Müdürü İsmail Kılıç'tan geldi. Kılıç, Beyoğlu'ndan yılbaşı tedbirlerinin üst seviyede olacağını ifade ederek, "Halkın huzurlu bir yeni yıl geçirmesi için kutlama yapılmayacak. Toplanmalara izin verilmeyecek. İstiklal Caddesi ile Taksim Meydanı'na girişlerde Karaköy, Cihangir ve Talimhane ileTarlabaşı'ndan girişlerde önlemler alınacak.”dedi. ]]
[[ Son dakika haberine göre; Şişli Belediyesi’nce ilçede düzenlenmek istenen yılbaşı kutlamalarına, Şişli Kaymakamlığı tarafından güvenlik gerekçesiyle izin verilmedi. Taksim ve Beşiktaş'ta da yılbaşı etkinliği yapılmayacağı açıklanmıştı.]]
2017’nın en son sapık yobazları:
Ercan Harmancı; Konya'da bir İmam Hatip Lisesi'nde Felsefe öğretmeni: “Ya benim çok sapık duygularım var ya da şeytan onlara uğramıyor... Bir genç kızın vücut hatlarını gördükten sonra şeytan size üflemiyorsa ya erkekliğinizi ya da imanınızı kaybetmişsiniz demektir...
Beden Eğitimi dersi bu ümmetin kızlarını soyma dersi olarak konuldu ve yine öyle devam ediyor... Hem de zorunlu bu zillet bu ümmete yeter... Bir Beden Eğitimi öğretmenin karşısında vücut kıvrılıyorsa ne kadar olması önemli değil onun adı zinadır...
Bugün ‘Beden Eğitimi’ adıyla adet görmüş kızlara zorla ve müfredat gerekçeli zina yaptırılıyor... Bu hiçbir babanın da umurunda değil... Hemi de Müslüman baba... Niyet sorgulamıyorum İslam'ın sınırlarının dışında niyet aranmaz!” yazıp paylaştı.
Bir başka İslam’ın provakatörü meczup; sakalsız erkekler kadına benzediği için cinselliğimi tetikliyor diyebildi..
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder