19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI’NI ANMAYIP BİLDİĞİNİ OKUYANLARIN MESAJLARI
“Kimsesizlerin kimsesi cumhuriyet”’i 2.cumhuriyet dönüştürmenin adı faşizimdir!!
Ben senin Cumhuriyetçi ve Atatürkçü olduğuna nasıl inanayım!?
Baksana şu söylediklerine; “Benim gözümde, 26. Dönem TBMM, 1. Meclis’ten sonraki ikinci kurucu Meclis’tir”.. Gel de öfkelenme, gel de gönderme..
Bu kadarı da fazla. İkinci cumhuriyetçi; Mehmet ve Ahmet Altan kardeşler vb mi zannettin kendini?
Peki bunları neden içeri attın?
Düşünceleri rehber, kendileri mahpus. Bu nasıl oluyor?
Bir tane kurucu meclis var, o da 1. Meclis! olduğunu neden yadsıyorsun?
Eğer, 15 Temmuz'dan sonrasını söz ediyorsan, onlara ne istedilerse veren besleyen sen bu hakkı kendinde bulamazsın!
AKP Genel başkanı bunları söyler ise, diğerleri de şunları yumurtlar:
Meclis Başkanı İsmail Kahraman, 19 Mayıs mesajında Samsun'a çıkan Atatürk’ün adını anmaz. Bunun yerine "Samsun'a çıkan heyet" demeyi seçer.. Atatürk’e ve cumhuriyet değerlerine, 19 Mayıs’ta başlayan o yürüyüşe yönelik alerjisini korkakça ortaya koyar..
Diğerleri de onları izler:
[[ Kurtuluş Savaşıyla ilgili bu gerçek askeri okullarda bile anlatılmıyor. Birçok yabancı kaynak, İttihat Terakki'nin ve O'nun devamı olan Kemalizm'in bir İngiliz-Siyonist projesi olduğunu soyluyor…
Ortaya çıkarılan, 1919 öncesi, MKA (Mustafa Kemal Atatürk) ve Ingiliz Istihbarati gorusmeleri var. İngilizlere MKA'nin Arap topraklarında gözümüz yok sözü vermesi var. (J. Wilson: Lawrence of Arabia)... İngilizlerden, MKA'nin Anadolu'da müstemleke (Sömürge) valiliği istemesi var (Lord Kinross).. Yunan ordusuna İngilizlerin yardımlarını savaş ortasında kesmeleri var…
Fransızların ve İtalyanların ağır silahlarını Ankara'ya devredip, Türkiye’den çıkmaları var.. 190 bin kişilik ordumuzla, 3500 kışılık İngiliz işgal gücü ile savaşmamamız var… Venizelos'la konuşmalar da bu mealde bir delil teşkil eder; çünkü, ikisi de, yani MKA ve Venizelos, Yahudi idiler (Kendi iddialari bunlar. Ayrıca duzunelerce yabanci basinda kanitlar var).]]
Ve devam ediyor dinci ve ırkçı meczup:
[[ Bütün bu komplonun gayesi Osmanlı’yı yıkmak, İslam alemini başsız ve Türksüz bırakmaktı… Kemalistlerin Islama yaptığı saldırılar, yıkım, ve zulmü de eklerseniz, Siyonist-İngiliz ittifakı başarıya ulaştı büyük ölçüde..]]
Ve ağzındakini kustu:
[[ Ta ki AK Parti ve Erdogan gelene kadar. Şimdi, 'bizler' derken kimler olduğumuzu, 'sizler' derken de ne tur işbirlikçiler olduğunuzu biliyoruz artik…Önümüzdeki yıllarda, ifade özgürlüğü güçlendirildiğinde ve Kemalist tabular kalktıkça daha neler-neler ortaya çıkacaktır kim bilir.
Bunların bir şekilde yasaklanıyor olması, saklanması da insanlığa karsı islenen bir suçtur ayrıca. Zira, bir azınlığın çoğunluğa uyguladığı dayatmaların ve şiddetin bir parçasıdır; halkın aldatılarak yönetilmesidir…]]
Şu bir gerçek; Kurtuluş Savaşında; silah ve cephane ile akaryakıt Sovyetlerden geldi.. Bunu söylemek yasaktı, çünkü ülke dünyanın yeni sömürgecisi ABD dayatması vardı. Onun yardım planları ve doktrinleri vardı. Bu Marshall Yardım Planı ve Truman Doktrini gereğince Türkiye Cumhuriyeti komünist Ruslara düşman olmalıydı. Komünistlerin yardımıyla Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu saklanmalı idi...
Sovyet devrimi ile Türk Kurtuluş savaşının ortak karakteri, batı emperyalizmi tarafından yok edilmeli idi. Atatürk ve Lenin ya birlikte yok olacak ya da birlikte savaşacaklardı. Birlikte savaştılar.
Türk-Sovyet Yardım Antlaşması
24 Ağustos 1920 günü, TBMM Heyeti ile Sovyetler arasında imzalanan yardım antlaşması gereğince askeri yardımın deniz yolu ile yapılmasına karar verildi.
Bölgede bulunan, 5 ton üzeri büyüklükte 28 geminin toplam taşıma kapasitelerinin yaklaşık olarak 7800 ton olmasına karşılık, Sovyetler Birliğinin Batum, Tuapse ve Novorosysky limanları üzerinden, Ağustos 1922’ye kadar 200 irili ufaklı deniz vasıtası ile İnebolu, Trabzon ve Samsun limanlarına 46 ayda toplam 300,000 ton harp malzemesi taşındı ve Kurtuluş Savaşı destanı yazıldı.
Özellikle I. İnönü savaşında elde edilen askeri başarıdan sonra artarak devam eden Rus lojistik desteği, Kurtuluş Savaşının kaderini belirleyen ana eksen oldu.
Karadenizliler ve takaların ‘Kurtuluş Destanındaki’ katkısı çok büyüktü:
Kurtuluş Savaşının denizler üzerindeki bu lojistik cephesinde, silah altına çağrılan Karadenizli takacılar ve de 1919-1922 arasında Anadolu’ya kaçan ve işgalcilerle işbirliği içindeki Osmanlı Donanmasını terk ederek namus cephesine katılan toplam 233 denizci, Kurtuluş savaşının kaderini değiştirdi.
Türk denizcisinin sayesinde Atatürk, “gözüm Sakarya’da, kulağım İnebolu’da” diyebilmişti.
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder