BENİM BU ARA MANİFESTOM BİLE ERDOĞAN’IN MANİFESTOSUNU DÖVER!
3 Mayıs 2018
Siyaset biliminin bile anlamakta zorlandığı bir siyaset fenomeni ile karşı karşıyayız. Buna karşı topyekun seferberlik ilan etme zamanı geldi.. Evet; arkadaşlar; yakınında, uzağında kim varsa deviren, fakat kendi devrilmeyen ve hep haklı çıkan düşündürücü bir siyaset figürü ile karşı karşı karşıyayız.
Bu figürü siyaset bilimi bile tanımlamakta zorluk çekeceğini düşünüyorum.. Adam, ne sağı tanıyor, ne solu. Gerçekten bir tanım, bir betimleme yapamıyorsun. İster istemez; Orhan Gencebay’ın; “Allah onu özel şeyler yapması için özel olarak gönderdi” dediği savlanan sözler aklınıza geliyor.
Demokrasiyi, özgür düşünceyi, yasamayı, yargıyı, yürütmeyi, doğayı ve doğanı; kendine evet dendiği boyutta kabul eden, varsa yoksa arsa borsa ve kasa bütününde ülkeyi yöneten bir kimlik.. Kimse indiremiyor, devamlı bindiriyor.. Evet, evet; attan düştü, iktidardan düşmedi..
Böylesi fenomeni siyasal bu düzlemden uzaklaştırmak için sağı solu, inançlı, imanlı, deisti, ataeisti ile Anadolu dayanışması gerek! Ve de; bu noktada, ÖDP’nin, HDP’nın (Neden, AKP bizi suçlar diye HDP’yi anmaktan korkulur? Düne dek AKP, HDP’yi kullanma adına, HDP ile içli dişli değil miydi!!??), DSP’nin, TKP’nin vd. dahi Vatan Partisi’nin dışlanarak oluşturulan ittifak sorgulanmalıdır!
Son ittifak’ın içinde salt CHP var ise; o zaman, bazı arkadaşların betimlediği gibi CHP sağa kaydı denir ve fenomen sağla, ancak var olan dışarıdaki sağ anlayışla baş edilebilir algısı yaratılır... Haklılık payı yok değil, bal gibi var!.. Böylesi sağa kayış izlenimini, Kılıçdaroğlu'nun 6. seneyi devriyesinden sonra söylemeye başladım ve söylüyorum.
Arkadaşlar, sağdan aday getirebilirsiniz amma oy getiremezsiniz; bu biline! Benim bu tezimi, her seçim sayın Kılıçdaroğlu doğruladı. Bir daha doğrulasın istemiyorum. Lütfen sıradan gördüğü biz Halkın sesine bir küçük kulak versin.. Bir zaman da kendis bizim gibi halkın sesi idi ve benimle aynı dergide ve gazetede yazı yazıyordu; STÖ başkanı idi.. O genel başkan oldu, ben ona sesimi bile duyuramıyorum..
Siyaset şans mıdır, yoksa egemenin seni seçmesi midir?
Önümüzdeki süreç Referandum kadar önemli bir süreç değildir. O refarundum kaybedildi ve Anayasa Başkanlık bahanesiyle “Tek Adam-Mutlak Monarşizm” olgusuna konuşlandırıldı. Şimdi yapılan sadece Cumhurbaşkanını seçmek..
İnanın olgu; 'kötünün iyisi deyişini de aştı!' Aştı, çünkü olgu; 'bu gitsin de kim gelirse gelsin' noktasına geldi. Ki katılıyorum.
Burada çok büyük tehlike ile karşı karşıyayız:
- Birincisi; Kürt oylarını alabilmek için, Kürt sosyalistlerine değil, çünkü onların demokratik yapıda ülke bütünlüğünde siyaset yaptıklarını ve de bunu sürdürmek zorunda kalacaklarını düşünüyorum. Evet bu bağlamda, Kürtlerin oyunu almak için; Kürt Sosyalistlerine değil, Kürt milliyetçilerine gizliden gizliye Eyalet kandırmacasıyla bağımsızlık sözünün verilmesi..
- İkincisi: Eğer CHP'nin ve İYİ partinin başını çektiği ittifakı da yener ise.. Umurumda olmaz.. Doğru; aklımıza bile getirmiyelim.. Fakat kesinlikle 'AKP' dahil tüm parti yönetimlerine karşı halkın ortak istenç savaşı açarak, 21. Yüzyıl ideolojisi doğrultusunda süreç işletilmelidir.. Çünkü; yorgun 20 yüzyıl ideolojileri asla 21.yüzyılı taşıyamaz. Bu nedenle, 21. yüzyıl kendi ideolojisini inşa etmek zorundadır..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder