GÜNLERİN HEPSİ HAYIRLIDIR, SADECE CUMA DEĞİL VE DE SİYASETTE ÇIKAR ENDEKSLİ CİDDİYETSİZLİK
Bir ileti geldi bana, HDP ve AKP’de kardeşlerin aday olduğunu gösteren ileti.. İletinin de altında; Cumayı hayırlıyan ve güzel temenniler içeren yazı dikkatimi çekti. Önce şu Cuma hayırlamasına değineyim:. Kardeşim; benim Cumam'dan sana ne; giderim gitmem kime ne!?
Neden bu güzel temenniler salt Cuma için yapılır da, diğer günlerdeki güzellikler çuvala sokulur?!
Tüm günler Allah'ın günü ise benim için tümü hayırlıdır.. Günleri de ayrıştırdık, biz niçin ayrış mayalım?! Doğrusu; AKP günlere de ideoloji yükledi ve insanları ayrıştırdı ve dahi ötekileştirdi; dinli ve dinsız diye..
Diyorum ki; Hayırlı günler.. Aydınlık günler.. Barış dolu özgürlük kokan günler.
Gelelim HDP'li kardeşlerin AKP'den aday olmalarına:
HDP'den Sırrı Sakık'ın kardeşi Namık Sakık AKP'den ve Abdullah Zeydan'ın kardeşi Rüstem Zeydan, Celadet Gaydalı'nın kardeşi Safter Gaydalı AKP’den aday adayı olabiliyorlar ve bunlardan Leyla Birlik'in kardeşi Rizgin Birlik gerçekten AKP'den 1. sıra adayı oluyor ve buna birileri demokratik duruş diyor.. Buna itirazım yok; itirazım bu denli rastlantının gündeme gelmesi.
Öyle ki; AKP tarafından, "CHP, HDP ve terör örgütü ile omuz omuza" suçlaması getirilen bu günlerde CHP'nin suskun kalmasına ve bu olguyu siyasi ranta dönüştürememesine ben ne diyeyim, siz söyleyin?!
Güney Doğuda yaşadığım bir kısa öyküsel anımı ( anekdot ) anlatayım: 2001'de Diyarbakır"a atandım; eskilerin deyimiyle "Kerhen", çünkü, o zaman TMMOB- İMO genel sekreteri idim ve de Cumhurıyet gazetesinde "Köy Kent Utopya mı?" başlıklı bir yazım çıkmıştı. Bu yazıyı beğenen ve de beni az da olsa tanıyan sayın Bülent Ecevit KHGM'de çalıştığımı öğrenmiş ve üst düzey göreve atamak istemiş. Ve bir grup Milletvekilini KHGM'ye göndermiş.
Gelen heyete benim görev istemediğim söyleniyor. Bu bana çok sonra; bir başka bakanlığa geçen KHGM'deki üst düzey görevlisi.. Sonradan nereden gerektiyse Diyarbakır'a KHGM Bölge Müdürü olarak gönderdiler. Ve beni,12 Eyül'de uzaklaştırılmam sonrası, 1999'da KHGM'ye başlatan Aydın Muratoğlu ve Murat Alioğlu, beklenmedik bu göreve evet dememi istediler; "Boş ver git.. Deneyim kazanırsın" diyerek..
Gaffar Okan'ın vurulduğu ve de OHAL'in hüküm sürdüğü bölgede göreve başladım ve heyeyecanlı bir görev aşkıyla "OHAL Valisi Gökhan Aydiner ve İl Valisi Cemil Serhadlı dikkatli olmam gerektiği konusunda uyarmasına karşın" tehlikeleri dikkate almaksızın dağ taş dolanır oldum. Öyle ki, akşam sonrası askerin girmediği bölgelere bile giriyordum; İl Müdürleri kardeşlerimi yanıma alarak. Bir keresinde PKK'nın ilk eylem yaptığı Eruh- Dörtbölük köyüne gittik.
Köyün aşiret reisi benim bölge müdürü, yanımdakilerin de İl Müdürü olduğunu örenince çok sevindi ve şunları söyledi: "Bügüne dek buraya bir teknisyen bile gelmedi. Ve sen tüm KHGM'yi getirmişsın. Allah razı olsun. Ben bir şey istemiyorum. Bu duruşunuz bana yeter.." içerikli otantik söylemde bulundu...
Evet; ihale peşinde koşmadık dağ taş hizmet peşinde koştuk. Yörede beğenildik ki AKP beni geri götürmek istedi, reddettim. Anlamayacağınız o yöreyi ve insanları kısa sürede, az da olsa istemleri ve özlemleriyle tanıma fırsatım oldu. Bir gün bana Diyarbakır’ın Kent Feodal Beyi şunu söyledi: “Bizlerin siyasilerle ilişkisi maraba-aşiret kültürünün getirdiği var olma duruşudur. Bana 9 iyilik yap, 10’uncusunu yapma saf değiştirir, seni bırakır grubumla ona yönelirim. DSP benim 6.partim..
Bu Güneydoğunun bir realitesi idi. Yoksunluğun, yoksulluğun getirdiği savunma, korunma ve sığınma refleksinin yansımaları. Yöre insanı; insanlığa, ilgiye, sahiplenilmeye, diline ve de sevgiye, saygıya aç güzel insanlardır. Fakat kendilerini çıkara özdeş feodal yapının kurallarının kölesi olmaktan kurtaramadıkları için, ağalar ve kent feodal beyleri tarafından ‘iradelerinden soyut’, ‘saf değiştirenlerce’ yönlendirilmektedirler.
Bu o yörenin sosyal ve siyasi dokusudur ve kanıksanmıştır.. İşte AKP bu yapılanmayı da 'her şey gibi" bozmuş ve yozlaştırmıştır, yöre insanının bu yumuşak karnına çalışarak. Eveet, HDP ve AKP kardeş adaylıklar gibi böylesi bir siyasi duruş görülmedik bir duruştur. Ve siyaset kültürü ve bilimine ve dahi ahlakına son derece aykırıdır.
Tekrar ediyorum; bu doku 2002 sonrasının siyasi erki AKP tarafından kurumsallaştırılmıştır.. Dahası; eğer doğruysa kardeşlerin HDP ve AKP’den aday olmaları, bırakın ethiksizliği, böylesi ahlaksızlık çok ama çok düşündürücüdür ve siyaset biliminin laboratuvarlarında incelenmeye alınmalıdır..
İşin üzüntü veren yanı, muhalafetin bu siyaset ahlaksızlığını ve aykırılığını işleyememesidir.
Bana sakın; “Demokrasi” deme, küfrederim!!!
Güldüşünlerim:
1- “Muharrem İnce Hareketi”, Küresel efendinin 'Ehven-i Şer' diyerek sönümlendirdiği "Gezi Halk Hareketi"'nin evrilişidir.
2- "FETÖ darbesini Atatürkçüler engelledi" diyen Recep danışmanı Etyen Mahçupyan;"Oyum İnce'ye" diyorsa en az 2.tur diyorum.
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder