TARİH ASLA TEKERRÜRDEN İBARET DEĞİLDİR.. TARİH YİNELEME DEĞİL,TARİH YENİ ZAMANIYLA YENİLENMEDİR; KENDİNİ VE KENTİNİ YENİLEME VE DE SOLUNDAN KALKMAK
[[ Hayata koşu bandında bakarsanız hayatınızı yinelersiniz. Hayata tartan pisten bakarsanız hayatınızı yenilersiniz, yeni yollar alarak.. Bundandır ki; M.Akif Ersoy'un "Tarih tekerrürden ibarettir" tümcesi bana pek doyurucu gelmiyor..]]
demiştim, 3 Ağustos’da; 4 Ağustos’da da şunları söylüyorum: Bu nedenle; M.Akif Ersoy'un "Tarih tekerrürden ibarettir" tümcesi bana göre yenilenme değildir, yinelenmedir diyorum. Siz 1453'ü veya 19 Mayıs 1919'u bir kez daha yaşayamazsınız, ancak yeni bir yer fetheder veye yeni bir kurtuluş süreci başlatabilirsiniz.
İşte bu süreçlerin adı yenilenmedir, yinelenme (tekrar) değil. Dahası yeni bir zaman eski zamanı geride bırakır ve adı da "Tarih" olur; Tarih yeni zamanın, yenilenmenin arkada bıraktığı zamandır..
"Tarih tekerrürden ibaret" derken; "İnsanlar geçmişlerinden ders alıp geleceklerini ona göre şekillendirmez ise geçmişteki olayların benzerleri tekrar yaşanacaktır bu da insanları tekrar aynı sonuçlara götürüp zarara uğratacaktır.” Tamam katılıyorum; İnsan adam dövmekten hapis yatmasına karşın, tekrar adam döverse yanlış olur ve yalnız kalır..
İnsan bir aileyi teslim alıp, o aile üzerinde mutlak hakimiyeti sürdürür ise, mutlak monarşizm küçük bir biriminde salt kendi doğrularına dayanan yinelemeleri, yani tekrarları yaşar.. Bu yaşamın her alanında geçerlidir; evlilikte, gruplarda, toplumlarda, siyasette, ekonomide v.b... Öncelikle bunları sıraladım..
Soncelikle de diyorum ki: Siyasi liderler, ille de geleceğin önemli siyasi figürü; Ekrem İmamoğlu; olguya geçmişin siyasetçilerdeki yinelemelerini dikkate alarak, geleceğin yenilemeler sürecini kararlı bir şekilde sürdürür..
4 Ağustos 2019 Pazar sabahının köründe ise şunlara coşmuşum:
Vatanını Savunmaktan Kaçan Suriyeli vatan(ımızı)Severlerimiz. Arkadaşlar, bu şekilde hayırlı Pazarlar demek istemezdim:
[[Pazar'ın köründe, damalı taksi yalelliyi sonuna dek açmış bangır bangır gidiyor. Uyarım sert oldu. Durdu aynen parmak sallayarak "Erdogan- Erdogan.." diye feryat etti gitti. Taksi durağındaki sürücü arkadaşlar, "Taksi sahipleri bunlara taksi vermeye başladı, kural yok, zilden çağrılara gidiyoruz bunlar yolcuyu kapıyor, uyarıyoruz parmak sallayarak "Edogan, Erdogan" diye bağırıp kaçıyorlar.
Öğrendik ki bu şımarık korkaklar ülkesini savunmaktan kaçan Suriyeli vatanseverler.." ..Tam karşıda kahvehane; son zamanlarda kadınlı erkekli okey oynanmaya başlandı. Ben de öğrendim ki bunlar da Suriyeli lümpen vatanseverler.. Adama ayda 3 bin TL ödersen elbet çalışmaz, kahve köşelerinde okey oynar, ileri de nargile de çeker, yani ister..
Polisler gelip bu vatanseverlerin rahatsız edilmemesi için uyarmışlar.. Vesselam kısa kelam Ankara, Çinçin bağları artık.. Resmen 100 bin Suriyeliyi Vatandaş yaptık diyor; belli ki sıra geri kalan 3.5 milyon Suriyeli de.. Doğru; Afganlı, Somalili vd ne olacak.?!. Ummet toplumuna ve hilafette mi dersiniz, yoksa sabaha mı bırakırsınız!!??..]]
Adamlar öylesine şımartılıyorlar ki; renksiz hormonlu yandaş medya; Suriyeliler konusunda resmen algı oluşturma savaşında. Bugünkü manşetleri; “İstanbul Sefaköy’de kurulan Suriye TV, Avrupa, Ortadoğu ve Balkanlar’a yayın yapıyor. Öyle ki Esad bölgesinden bile izlenebiliyor.. Amaçları, 4 milyonu Türkiye’de olmak üzere, dünyaya dağılmış Suriyelileri ve Esad yanlılarını aynı düşün çatısı altında Türkiye’de toplamak. Allah aşkına Suriye’nin toplam nufusu ne kadar. Ülkem devleti içinde Suriye devleti mi kuruluyor.. 10 milyonu aşkın Suriyeli Esad’a karşı savaş verse Esad’ı yerle bir ederler. Türkiye’de dinden geçinenler ne yapmak istiyor?!.. Renksiz hormonlu yandaş medya beyni ve başı türbanlı 2 genç ile söyleşi yapmış. Soruyor; “Suriye’ye neden dönecekmisiniz*” Yanıy, “İstanbul çok güzel, biz ancak Suriye yeniden inşa edilirse döneriz..”.. Arkadaş inşa etmek için dönsene Suriye’ye.. Birilerinin ülkeni kendisi için onardığını göremiyor musun?
Bunlar adeta kuluçka makinesi gibi.. 3 değil en az 5 doğuruyorlar, 20 sene sonra bizlere dokuz doğurturlar, bizleri azınlıkta bırakarak..
Notamdır: Lütfen kimse çıkıp bana ' Evrensel göçmen politikasından ve de insan hakları evrensel sözleşmesinden' söz etmesin, bugünlerde zaten sinirlerim tepemde, kırarım sizleri..Hangi insan hakları evrensel sözleşmesi' be kardeşim, bu resmen insan haklarını yok eden evrenin ümmetsi karanlık sözleşmesi!!
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder