BU AMİRALLER BİLDİRİSİNİN İÇİNDE BİR İŞ VAR
Olaya iki pencereden baktım;
Kurgu mu?
Burgu mu?
Montrö Antlaşması tartışmasını ilk başlatan AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 23 Aralık 2019'daki konuşmasıdır:
"… Montrö Antlaşması Türkiye'ye ne kazandırmıştır, ne kaybettirmiştir. Acaba bunu hiç düşündünüz mü? İnanın bunların böyle bir derdi yok. Fakat şimdi Kanal İstanbul'la, işte biz bunu onlara anlatacağız, göstereceğiz ve bunu görecekler".
Gündemi değiştiriyor diye suskun kalındı, ki doğru yapıldı. Bu süreç AKP’de rahatsızlık yarattı. Süreci işletmeliydi ve işletti de:
29 Mart 2021 günü '' AKP’li TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un ''Cumhurbaşkanı, Montrö'den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir” sözleri ülkemin siyaset duvarlarında yankılanmaya başladı. Ardından; 2 Nisan 2021 günü emekli Büyükelçilerin, üç gün sonrada(5 Nisan 2021) emekli milletvekillerin Montrö bildirgeleri geldi. Bundan rahatsız oldular. Onlara göre bu bildirgeler seçim malzemesi olarak kullanılamazdı, çünkü bildirge sahipleri ifade özgürlüğü bütünde özgür iradelerini kullanmışlardı ve kimlikleri nedeniyle suçlanamazlardı..
Dahası; Eski Büyükelçiler, eski Milletvekilleri aynı konuda bildiri yayınlayınca AKP ürküyor. Zaman kaybetmeksizin danışmanların tetiklemesiyle devreye kurguların efendisi giriyor. Çünkü Kanal İstanbul rantı elden gidiyordu..
Fakat yapay suç karinesi bulamıyorlardı. Bu nedenle endişeyle beklemeye geçtiler…Emekli Amirallerin ayni içerikte Montrö bildirgesiyle bekleyişin sonucunu aldılar ve sevinmeye başladılar.. Tamam, bunlar asker kimliğine sahipti ve üstelik kendilerinden değildi. Kendilerinden olmayan asker onlara göre ifade özgürlüğüne sahip olamazdı. Onlar, onlara göre darbecidir. Bu bildiriyle de darbe istiyorlardı ve olguyu siyasi ve ekonomik rantları doğrultusunda işletebilirlerdi…
Evet; Asker Cumhuriyet karşıtı olabilir, tarikat meclislerinin sarıklı amiralı olabilir, o’na bir şey denmemeli, ama Atatürk’ün “Evrensel Kurtuluş Felsefesi” savunucusuysa ve de yurtsever ise, o katıksız darbecidir.. Yaptıklarıyla işletilen süreç bu..
Işık hızıyla Amiraller hakkında soruşturma başlatıldı, çünkü Amiraller insan değil darbeciydi ve de onların düşüncesi ve dahi düşünme özgürlüğü olamazdı..
Korkunun efendisi yağdanlıklar; “Amirallere açılan soruşturma, demokrasinin kendisini korumasıdır.” derken; Büyükelçi ve milletvekillerinin karşısında demokrasi kendini nasıl koruyacağının yanıtını veremiyorlardı..
Sözde onlara göre “Ayasofya İmamı ve T.C’yi yıkıp, Ana dili Arapça olan devlet kuracağız diyen Emekli genaral bir birey, örgütlü değil; görüş açıklaması bireyi bağlar..”imiş.
İyi de, emekli amirallere örgütlü diyerek “Darbe” suçu işledi diyorsun da örgütlü Büyükelçiler ve milletvekileri ve de birey dediğin Ayasofya imamının işledikleri darbe suçu, nasıl oluyor da fikir ve ifade özgürlüğüne dönüşüyor? Darbe, darbe iken paradoksa nasıl dönüşür aniden..
Ayasofya İmamı, her konuda, hatta şeriat adına görüş değil, çığlık atarken ve deeee; SADAT kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi "Asrika kuruluyor, başkenti İstanbul,resmi dili Arapça" diyerek TC devletinin yıkılacağını söylüyor ama darbeci değiller,103 amiral montrö ve Atatürk devrimlerini savunduğu için darbeci!
İşte bu; Emekli amiralller kendi konusunda görüş açıklayamaz, bizden değilse darbecidir, mantığı, düz değil, düpedüz dümdüz mantıktır.. Ülkem siyasi ve ekonomik rantla harmanlanmış bu dümdüz mantıkla yönetiliyor!!!
Düpedüz Dümdüz Mantığa Düz Mantıkla Yanıtımdır:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şu anda bu 104 amiralin içerisinde bizzat Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesi olan, kendisi, karısı, yeğeni, oğlu, şusu busu olanlar var. Bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz. Bu işin merkezinde aslında ana muhalefet partisinin ta kendisi var"
Mühendis Şevket Çorbacıoğlu, “Şu anda, Harp akademisi mezunu olmayan ve 15 Temmuz sonrası kararname ile kendisine kurmay olma hakkı verilerek amiral yapılan bu sarık ve cübbeli Tuğamiral Mehmet Sarı çevresinde bizzat AKP ve tarikat üyesi olan, kendisi, karısı, yeğeni, oğlu, şusu busu olanlar var. Bunları da yakın zamanda yazılı ve görsel medyada göreceksiniz. Bu işin merkezinde aslında AKP’nin ta kendisi var"
Erdoğan, "CHP bir grup emekli amiralin buram buram darbe kokan bildirisini aklamaya çalışıyor. Çok açık net söylüyorum, şu anda bu emekli generallerin merkezinde CHP'nin kendisi vardır." dedi. Erdoğan ayrıca "İsteseniz de istemeseniz de biz Kanal İstanbul'a başlıyoruz, yapacağız ve milletimizin emrine amade edeceğiz."
Bu insanlar; Kanal İstanbul’u millete değil, illete amade edeceğini çok iyi biliyor..Yapamayacaksın gündemlerin efendisi..
Sadece seçim rantı hezeyanlarındır tüm bunlar...
Amirallerin bildirgesi kurgu mu burgu mu, siz karar verin!!
Cüppeli amiralin öyküsü:
Makam arabasıyla gittiği bir tarikat evinde, askeri üniforması üzerindeki sarık ve cüppe ile fotoğraflarının ortaya çıkmasının ardından hakkında Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından inceleme başlatılan Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın Deniz Harp Okulu mezunu olmadığı belirlendi.
Mehmet Sarı’nın, sivil üniversiteyi bitirdikten sonra mühendis kadrosundan “sözleşmeli subay” olarak istihdam edilmek üzere Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na alındığı saptandı. Sarı’nın, “sözleşmeli subay” kadrosunda olduğu için Harp Akademisi’ne gitme, dolayısıyla general ve amirallik için gerekli olan “kurmay” olma, albaylıktan daha üst bir rütbeye yükselme hakkı da bulunmuyordu.
Ancak 15 Temmuz sonrası düzenlenen bir kararname ile astsubaylıktan subaylığı geçenler dahil, akademiye gidip kurmay olma koşulu aranmaksızın tüm subaylara Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla general-amiral olma olanağı tanındı.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre tekkede sarık ve cüppe ile fotoğrafları yayımlanan Sarı, bu düzenleme ile karacılarda alay komutanlığı ile eşdeğer bağımsız bir görev olan filotilla komutanlığına getirildi. Kurmaylık hakkı tanındı ve Harp Akademisi’ni bitirmiş kurmay subaylar YAŞ’ta emekli edilirken aynı YAŞ kararları ile amiralliğe yükseltildi.
Sarı’nın TSK içindeki lakabının da “Hoca efendi” olduğu ileri sürülüyor. 5 Ağustos 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanan YAŞ kararı uyarınca Tersaneler Genel Müdür Yardımcısı olan Sarı, Deniz İkmal Komutanlığı’na atanmıştı.
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Dizayn; siyasetin, askerin, cemaatlerin, toplumun, milletin, devletin dizaynı...
YanıtlaSilKriz; Kriz çıkar, krizi fırsata çevir,
Taktik strateji, işi çevirme,
Kendi lehine çevirme,
Rant, bildiğim 2002 seçimlerinden beri Turkiyede işler bu şekilde dönüyor.
Yukarıda saydığım işleri herkes yapabilir, herkes yapmaya kalkarsa kim güçlüyse onun dediği olur ki bu işler hicbir zaman sonuç getirmez. Milletçe daha çok havanda şu döveceğiz. Başımızı kaldırıp abd ye avrupaya bakalım yukarda saydıklarımdan hangisi var. Millet çalışıyor iş yapıyor.