23 NİSANLAR, 19 MAYISLAR, 29 EKİMLER, 30 AĞUSTOSLAR ATATÜRK VE ANADOLU İNSANIN OLUŞTURDUĞU “EVRENSEL KURTULUŞ FELSEFESİ”’NİN KUTSAL ZAMANLARIDIR
Her 23 Nisan tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti devleti, Anadolu insanıyla kaynaşarak “Ulusal egemenlik ve Çocuk bayramı”nı kutluyor ve güzel insanı gündemine alıyor idi. Fakat; 2002 sonrasının her 23 Nisan’ı güzel insanı değil, bambaşka bir insanı gündemine alır oldu.
Bu ulusal etkinlik, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin aldığı bir karar ile ve bu doğrultuda yapılan yasal düzenlemeler çerçevesinde,Türk ulusu genciyle ve çocuklarıyla kucaklaşarak ve de devlet birimleri aracılığı ile yapılan resmi kutlama törenleri yanında; ulusal demokratik kitle örgütlerinin katılımı ile hazırlanan toplumsal programlar aracılığı ile, Anadolu insanının mutlu günü yurt genelinde kitlesel katılımlar sağlanarak kutlanıyordu.
Üzülerek belirteyim ki; Ulusal bayramlar eşliğinde vücut bulan etkin kutlamalar, 2002 sonrasının iktidar erki tarafından sistemli bir şekilde geçiştirilip, ulusal bayramlar unutturulmaya çalışılmaktadır.
Bunda genellikle olağanüstü durumlar bahane edilmektedir. Fakat dini bayramlarda olağanüstü eğilimleri unutma bir yana, Covid-19 pandemi döneminde ideolojik kongrelerini bile yapabilmişlerdir..
Evet; “Ulusal egemenlik ve Çocuk bayramı” ‘ni Yurtseverlere kutlatmamak için pandemi bahane edilmiştir. Neymiş efendim; Covid-19 hızla yayılması nedeniyle 4 gün insanları eve kapatma kuralı işletilecekmiş. Bakalım Ramazan bayramı için aynı duyarlılığı gösterecekler mi, pandemi döneminde parti kongrelerini yapanlar!!!??
Türkiye Cumhuriyetinin ulusal kurtuluş savaşı tarihinden gelen ulusal resmi bayramlar için, benzer sistemli unutturma yasakları son yıllarda alabildiğine yoğunlaşır oldu. Düşünün, Atatürk’ün Anadolu insanıyla oluşturduğu “Evrensel Kurtuluş Felsefesi”’nin başlangıç tarihi olan 19 Mayıs gençlik ve spor bayramı için de, siyasal baskılar içeren anlamsız bahaneli yasaklarla, Anadolu kentlerinde yapılmamıştır. Önümüzdeki 19 Mayıs’ın da kaderi aynı olacaktır.
Neden; “Mazlum ülkelere rehber Evrensel Kurtuluş Felsefesi” diyorum? Bunu netleştirmek için. Anadolu halklarını üst kimlik “Türklükle” kaynaştıran ve yıkılan bir İmparatorluğun enkazı üzerinde, T.C’yi inşa eden evrensel kimlik “Atatürk’ün” Anadolu insanıyla oluşturduğu destansı “Evrensel Kurtuluş Felsefesi”’ni oluşturan kronolojisine değinelim:
Büyük önder Atatürk, yurdumuzu düşman işgallerinden kurtarmak üzere Samsun’a çıktığı tarih olan 19 Mayıs 1919 ulusal kurtuluş savaşının başlangıç tarihidir. Bu nedenle 19 Mayıs ülkemizin geleceğini simgeleyen “Gençlik ve Spor Bayramı“ olarak ilan edildi.
Sonrasında Türkiye Cumhuriyeti devletinin resmi kuruluş tarihi olan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılış tarihini de Türk ulusunun geleceği çocuklara; 23 Nisan 1921 Milli Bayramı, 1935 Ulusal egemenlik ve 1927 çocuk bayramları esas alınarak1981’de “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak, çocuklar-ulusumuza armağan edildi. Devamında; Cumhuriyet rejiminin resmen ilan edildiği gün olan 29 Ekim tarihi de, cumhuriyet bayramı olarak bütün dünyaya açıklandı. Sonrasında, düşmanın büyük bir taarruz ile yenilgiye uğratıldığı tarih olarak 30 Ağustos 1935 günü de, Büyük Zafer bayramı olarak Türk tarihine altın harfler ile yazıldı.
Bundandır ki; tüm bu ulusal bayramlara, ulusal bilincin gelişmesini sağlayan Atatürk’ün “Evrensel Kurtuluş Felsefe”’sidir diyorum.. Benim için; 23 Nisanlar, 19 Mayıslar, 29 Ekimler, 30 Ağustoslar Atatürk ve Anadolu insanın oluşturduğu “evrensel kurtuluş felsefesi”’nin kutsal zamanlarıdır. Bu felsefe doğrultusunda; ulus devletlerin bilinçli uyguladıkları ulusal kalkınma ve gelişme programları, özellikle mazlum üçüncü dünya devlerinde güçlü ulusal duyguları beslemiştir. İşte bu evrensel duruştur ve de dünyada bunu sağlayan da Atatürk ve Anadolu insanıdır..
Küresel efendi böylesi evrensel boyuttaki ulusal dayanışma inşasına karşı olmuştur, içteki gerici unsurları destekleyerek ve hala olmaktadır..
Ülkem bunun sancısı içindedir. Er veya geç bu karanlık örtüyü kaldıracaktır..
Aslında ulusal bilinç, günümüz küresel efendilerden Fransa’da 18. yüzyılın sonlarında gerçekleşen Fransız devrimi başlamıştır, krallık rejimi yıkılarak. Süreç içinde halkın egemenliği doğrultusunda kurulan ulus devletleri hanedan egemenliğine son vermiştir.
Süreç 19. yüzyılda da işleyerek ulus bilincini ivmelendirmiş ve 19. yüzyıl sonlarında yaşadıkları topraklarda veya bizdeki gibi İmparatorluk sonrası kalan, Anadolu ve Rumeli topraklarında, emperyalizme karşı ulusal kurtuluş savaşları verilerek uluslaşma sürecini tamamlanmıştır. Bunun yanı sıra Asya ve Afrika ülkelerinde asırlardır devam eden sömürge yönetimleri birinci dünya savaşı sonrasında, halkların başkaldırışlarıyla sona ermiştir.
Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Anadolu insanının kötü yazgısını değiştirdiğinin kutsal zamanlardır, kutlanan ulusal bayramlar..
Dünya tarihinde, batı emperyalizmine karşı Anadolu toprakları üzerinde verilen savaş, ilk ciddi ulusal kurtuluş savaşıdır ve emperyalizme atılan Çanakkale sonrası ikinci tokattır. Ve de bu tokatları atan Atatürk ve Anadolu insanıdır..
Sömürgeci güçler ‘Osmanlı devletinden kalan’ Anadolu ve Rumeli topraklarını işgale geldikleri aşamada, eski Osmanlı ahalisi Anadolu insanı Mustafa Kemal’in önderliğinde savaşarak, Hasan İzzettin Dinamo’nun dediği gibi Kutsal isyanı başlattılar. Bu aynı zamanda Atatürk’ün Anadolu ve Rumeli insanıyla oluşturduğu “Evrensel Kurtuluş Felsefesi”nin ruhudur.. İşte bu ruhtur; Anadolu’da çağdaş bir ulus devletini dünya kamuoyunun önüne çıkaran..
Gerekirse, Anadolu insanı bu “Evrensel kurtuluş Felsefesi”’nin ruhunu tekrar duyumsar ve yapılanları fazlasıyla tekrarlar.
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder