YAKMA İŞLEMİ TAMAM, ŞİMDİ İNŞAAT YAPMA ZAMAN...ARHAVİ’DE SEL FELAKETİ DERKEN YANGIN FELAKETİ GELDİ ERKEN VE DE TANJU ÖZCAN
Zorunlu detay: “Kesmeye ara verince yakıyorlar, yanasıcalar!” diyerek detaylandırmaya başlayalım: “Manavgat-Marmaris- Köyceğiz- Didim-Bodrum-Güvercinlik- Adana-Kayseri-Osmaniye-Kocaeli- Kütahya-Alanya-Kilis ve Mersin ormanlık alanları yanıyor. Marmaris’te ve Manavgat’ta yerleşim yerlerine dek yayıldı, 3 insanımız yandı.”
Önce sel, sonra yangın. Düşünmedim değil; Arhavi ve çevresindeki sele neden olan yağmurlar keşke yanan bölgelere yağsa.. Çünkü ülkemin büyük bölümünü sarmalayan yangın salt ağaçları değil insanımızı öldürüyor..
Yangından hızlı komplo teorileri yayılmaya başladı.
Bizde katılalım: Son bir haftadır Safranbolu ve Bolu Abant çevresini iş ve gezmek için geziyoruz (harika bir cümle). Özellikle Sakarya ve çevresinden gelen muhafazakâr kesimin çokluğu dikkatimi çekti. Fakat içlerinde ben Suriyeli, Afganlıyım diyen de çok. Bunu hal ve hareketlerinden konuşmalarından anlıyorsunuz. Hepsi de mangalcı. Abant ve çevresinde yerel yönetimlerin hazırladığı mangal yakma yerleri yetmemiş olacak ki, adamlar ağaç diplerinde mangal ateşi yakmaya başlamış. Göz önünde olmaları gerekirken ormanın içine girenler de var... Bunların mangal ateşini nasıl söndürdüklerini bilmiyoruz. Yani bunlar potansiyel yangıncılar.
- 1- Hani desek ki, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan “Yabancılardan 10 kat fazla hizmet bedeli alacağım” deyince Afganlılar, Suriyeliler örgütlendi ve Tanju’ya tepki olarak “Madem sen bizi istemiyorsun ben de seni yakarım..” diyerek meşalelerle dolaşmaya başladı. İyi de Bolu ormanlarını neden yakmadılar da Akdeniz’e, Ege’ye indiler?! Tepki olduğu anlaşılmasın diye mi!?..
- Bir ikincisi; Bolu nemli kolay-kolay yanmaz, fakat Akdeniz bölgesi bir kıvılcıma bakar da ondan mı!?....
- 2- Vazgeçilmez teori; PKK yaktı... O yaktıysa IŞİD de yakabilir (Hatay’da yaşayan 13 yaşındaki Suriyeli bir çocuk IŞİD’a katılacağım ve dediklerini şeriat adına yapacağım demesini unutmayın), El Kaide de, El Nusra da yakabilir. Erdoğan’a tepki olarak Taliban milislerini göndererek ülkemizi yakmaya başlamış da olabilir..
- 3- Ve en can alıcı ve de düşündürücü komplo teorisi: Marmaris, Manavgat, Alanya, Didim, Bodrum, Güvercinlik, turizm yerlerinin ormanlık alanlarında yangın acımasız ve yoğun, fakat Adana, Kocaeli, Kütahya, Osmaniye, Kilis vb yerlerde yangın adeta göstermelik, yani turizm bölgelerindeki yangınlar sabotaj değil, bakın buralarda yanıyor izlenimi vermek.. Bu yangınları, 10 yaşındaki çocuklar kitap yakarken çıkardı gibi benzer argümanlara bağlamak vatan hainliğidir.. Marmaris yangınını söndürme çalışmalarına katılan Şahin Akdemir’in katilleri sizlersiniz, sizler..
Her ne ise demeyelim, tüm bu sel ve yangın felaketlerinden AKP iktidarı, pardon Cumhur İttifakı Koalisyonu sorumludur. Yangını çıkaran demiyorum, yangını çıkaranları bulmaması, suskun kalması ve sel ve yangınların şiddetini, yani can ve mal kaybının yoğunluğunu azaltamaması. Yani felaketler öncesi ve sonrası kalıcı önlemler geliştirememesi.. Yangında ve selde zarar görenlere yardıma başlamak, suçsavarlıktır. Tamam doğanın zararını karşıladın, peki doğaya verdiğin zararı nasıl karşılayacaksın?!. Karşılarsın yanan alanı 5’li çeteye otel inşası için ver, ona da de ki fazla yanan yerleri ağaçlandır, sonra çık kamuoyuna ağaçlandırıyoruz de..
Demem o ki önlemler yetersiz..
Ergen ülkücü görünümüyle Cumhur ittifakının neferim diyen kişi ilgili bakanlığın başında, yani Bakan, bakan; seyreden kişi. Hakkını yemeyelim her felaketi ranta çevirdikleri gibi BU felaketi de ranta çevirdiler. Ruslardan bir yandaş firma yangın söndürme uçakları kiralıyor, o da cumhur ittifakına..
Eee, yangın sönünce de icraata devam edecekler, Marmaris, Manavgat, Didim, Bodrum, Güvercinlik, Alanya vesselam kısa kelam turizm gözde yerlerinde yanan ormanlık alanlara 5'li çete bir dizi oteller zinciri inşa etmeye başlar..
Yandaş medya bile yapmadığını, sözde halkın televizyonu TRT yapıyor; başta ABD'de olmak üzere batı ülkelerinde yangınları adeta bizim yangınla karşılaştırarak. O yangınlar bizim yangınlardan büyükmüş. Bunun adına yangını yangınla bastırmak denir.. Acaba hiç düşündüler mi, o yangınlar bizdeki gibi 15, 20 yerde birden mi çıkmış ve hangi sürede söndürmüşler!!??
Yakma işlemi tamam. Şimdi inşaata başlama zamanı: Anlaşıldı yangın üç aşamalıymış: “1- Yak 2- Kap 3-Yap” Demem o ki önce yak, sonra Kap ve ardından inşaat yap.
Şöyle ki; Yangin 28 Temmuz 2021 tarihinde başlıyor. Başladığı gün;7334 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun resmî gazetede yayınlanıyor!
Kanunun 1. Maddesi d fıkrasına göre “Kültür Ve Turizm gelişme bölgeleri dışında kalsa bile “ orman arazileri “kamu yararı “ kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek !!!!
Yeri mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararı ile tespit ve ilan edilecek bu alanlardaki bütün devlet taşınmazları da turizm kapsamına alınabilecek..
Bu bir rastlantı olamaz!
Nasıl ve neden yaktığımızın anatomisi: 12 Eylül 1980 Faşist darbesinde inşa ettiği hapishaneye ilk kendi giren meslektaşım değerli ağabeyim Asım Beşikçi’nin yazıma yorumu her şeyi anlatıyor:
[[ Değerli dostlar işin aslı şu mevcut hükümet yangın söndürme uçağı ve helikopter işini özel sektöre ihale etti. Yurtdışından bunları özel sektör ( kuşkusuz birilerinin adamları) temin edip ilgili bakanlığa kiralıyor. Bu nedenle de THK kasıtlı olarak devre dışı bırakıldı, uçakların bakımı bile yaptırılmadı. Yani makama ait dünyanın en pahalı uçakları alınır, cemaati olmayan yere cami yapılır, şatafalı camiler başka ülkelerde bile yapılır ama yangın söndürme uçakları, helikopterleri alınmaz ve de doğrudan kamu tarafından kiralanmaz, daha önce baş tacı yaptıkları suç örgütü liderinin başka bir ülkede olsa hükümetleri istifa ettirecek, ülkeyi ayağa kaldıracak açıklamaları için bir cumhuriyet savcısı bile soruşturma açmaz, Merkez Bankasının 128 milyar doları buharlaştırılır hiç bir yetkili açıklama yapmaz, ülkenin Ticaret Bakanı kendi şirketinden kendi bakanlığına hem de fahiş fiyatlarla mal satar ama soruşturma konusu bile olmaz ABD projesi FETÖ'ye ne istediniz de vermedik der sonra da aldatıldım diye açıklama yapar bir şey olmaz, kamu görevlilerinin evlerinde ayakkabı kutularında milyon dolarlar, para sayma makinaları bulunur üstü kapatılır, paraların sıfırlanma bant kayıtları yok sayılır, diploması yok iddiasına yanıt verilmez. Yazmaya devam etsem kitaplar yazılır. Siz halâ yangınları selleri mi yadırgıyorsunuz? Tarih içinde olduğumuz bugünleri; insanın, doğanın, hiç bir canlının değerinin, dolayısıyla insan haklarının, özgürlüklerin, hak ve adaletin olmadığı sınırlarının yol geçen hanı olduğu , cehaletin kol gezdiği, ülkeyi bu duruma getiren yöneticilerin emperyal güçlerin kuklası olduğu, uluslararası bir itibarın olmadığı, din ticaretinin başat olarak bir avuç azınlık için rant, yalan, talan ekonomisiyle ülkenin geleceğinin de borçlandırılarak ülke kaynaklarının sıfırlandığı, eğitimin adının bile kalmadığı bir ülke olarak yazılacak..]]
Allahım, bu nasıl bir mantık kayması!!?? Erdoğan yangın yerinde çay dağıtıyor::)) Aslında dağıtılan çay değil, aklını dağıttıyor. Evet; Erdoğan resmen dağıtmaya başladı..
Dört gündür orman yangınının sürdüğü Antalya’nın Manavgat ilçesinde yardım paralarının öncelikli olarak AKP'lilere verildiği iddia edilmesine ne diyeli. Ne diyeceğiz aşıda yaptıklarını yangında da yapıyorlar...
Allah birilerine öyle bir bela verecek ki, cehennem ateşine bile razı olacaklar..
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
DEMİR AKIN: Evet AKP sorunu yarattı, büyüttü. Yüzsüzce de sırıtarak demeç veriyorlar.
YanıtlaSil[1/8 13:24] Asim Beşikçi: - Eğer Tanrı'ya inanıyorsanız; doğa, bizlerin öğrenmemiz için Tanrı'nın yazdığı bir kitaptır diyebilirsiniz. Kitabı tahrif etmeyin, yalnızca kitabın dilini öğrenip okumaya çalışın. Doğayı, doğanın doğal dengelerini bozmak bu kitabı bozmaktır.
YanıtlaSilEğer Tanrı'ya inanmıyorsanız; gene doğaya saygılı olmakla yükümlüsünüz çünkü, o doğanın bir parçasısınız ve ondan öğreniyor, ondan geliyor, ona dönüyorsunuz. Biliyoruz ki; her şeyi doğadan öğreniriz. Öğrendiklerinizi bilgiye dönüştürürüz, bilgiyi tekrar yeni bilgiler öğrenmek için basamak yaparız ve bu böyle kesintisiz sürüp gider. Öğrendiklerimizi, bilgilerimizi doğayı bozmak için değil doğanın bir parçası olarak onunla uyumlu yaşamak için kullanmalıyız. Doğa kendi dengelerini kurar yeter ki biz müdahale etmeyelim, biz onu bozmayalım yoksa doğa yoluna bizsiz devam edecektir.
[1/8 13:24] Asim Beşikçi: Söylediklerim başlıklı yazılarımdan. Sevgilerimle Asım Beşikci