negatif bilim
Başarısızlıklardan öğrenme ve negatif bilgi
Hayatımın ilk zamanlarından beri uyguladığım bir şeyin adının olduğunu öğrendiğimde sevindim. Pozitif bilgi ve negatif bilgi. Pozitif bilgi okullarda verilen ileriye doğru giden bir bilgi iken negatif bilgi ise pozitif bilginin sağlamasını yapan bir yöntemdir diyebiliriz. Eğitim sisteminde her zaman ne yapılması veya ne yapılmaması gerektiği öğretilir fakat yapılmaması gereken yapılırsa ne olacağı hiç öğretilmez. Bu yöntem bir kazanç sağlamazken icat ve keşiflerin yoludur diyebiliriz.
İşin enteresan tarafı eğitim sisteminde bu yöntemin bir yeri yok. Üret ve tüket sistemi...
Pozitif bilim, bilimsel eğitim olarak anılırken negatif eğitimin bir yeri yoktur. Eğitim politikası karışık bir yapı iken nasıl bir eğitim verilmesi gerektiğine karar verenin stratejisi önemlidir. Bu konu çok geniş olmakla birlikte seçilen bir konu üzerinden işlenebilir. Şimdi bu konuya girmeyeceğim.
Spotify'da ilgi alanlarına yönelik güzel yayınlar var. Bir kanala denk geldim, gayrisafi fikirler. Bilim, felsefe konularında podcast yapıyorlar. Burada sanırım aşağıdaki podcast olması lazım bir kavram duydum ve internetten araştırdım. 03:44-05:50
Negatif bilgi nedir?
Hedefe gitmeyen yolları gösteren zihnin uyarı işaretlerinin toplamı ve yapılmaması gerekenleri bilme (negatif uzmanlık) olarak tanımlanmaktadır. Negatif bilgi, kişisel gelişim, problem çözme ve bilgelik düzeyinde öğrenmede kritik bir öneme sahiptir. Böyle bir bilgi varken bu bilginin olmadığını söyleyen kaynaklar da vardır.
Pozitif bilgi nedir?
İspatlanabilir, kanıtlanabilir, bilimsel bilgiye pozitif bilim deniliyor. İnternette bir çok yerde tanımları bulunmaktadır. Yalnız internette her yazan mutlak doğru anlaşılmamalıdır.
Negatif bilginin yararları nedir?
Negatif bilgi, mevcut bilgi teorilerine yeni açılımlar sağlayabilir ve profesyonel bilginin yeni analizlerine ipuçları verebilir. Pozitif bilgi öğrenildikten sonra negatif bilginin nasıl bir sonuç vereceği test edilebilir.
a) Negatif bilgi verimliliği artırır
Negatif bilgi, pozitif bilginin destekçisi, geliştiricisi konumundadır diyebiliriz. Profesyonel uygulayıcıların mutlaka üzerinde çalışması gerekir. Birşey böyleyken tersi yapıldığında ne olur sorusu verimliliği artırıcı etki yapabilir.
b) Negatif bilgi deneyimler üzerine düşünmeyi (yansıtmayı) artırır
Yansıtmanın en temel özelliği, bireyin deneyimleri ve epizodik bilgisinin içiçe girmesiyle birlikte negatif bilginin detaylı yansıtma süreçlerini artırdığı kabul edilmektedir.
c) Negatif bilgi kişisel gelişimi destekler
Hatalar, kişiye bilgelik kazandırıp, gelişimi artırabilir. Risk almaktan kaynaklanan hatalar, başarı için temeldir. Önemli olan şey, daha yüksek bir gerçekliğe ve hayata daha iyi bir bakış açısı için hataları faydalı adımlar olarak görebilmektir.
d) Negatif bilgi problem çözme becerisi kazandırır
Negatif bilgiler aracılığıyla bir problemin çözülebileceğine en güzel örnek, bir labirentten çıkış olabilir. Çıkışa ulaşılmadan önce labirentten çıkmanın doğru yolunu bulmak mümkün olmayacağı için, birey, onlar doğruya yönlendirmedikleri için yanlış olan (negatif) bilgileri toplamak zorundadır. Birey, çıkışı olmayan yerleri ne kadar iyi hatırlarsa, dışarıya çıkan tek yolu anlamak o kadar çabuk mümkün olacaktır. Bunun eğitimsel anlamı, hatalardan etkili bir şekilde öğrenme ve problem özellikli deneysel bilgiye ulaşmadır.
Bu durumda problemi çözen salt negatif bilgidir; çünkü labirentin yapısı hakkında pozitif bilgiyi edinmenin başka yolu yoktur. Burada problemi çözen bilgi, deneme-yanılma yoluyla negatif bilginin sistematik toplanmasıdır. Bu bakımdan, deneme yanılma stratejisi (negatif bilgi), karşıt olarak değil, yansıtmacı yaklaşımın pratik ve tamamlayıcı bir unsuru olarak değerlendirilebilir.
HATALARDAN ÖĞRENME
Negatif öğrenme kaynağı olarak ele alındığında hata, hedef yönelimli süreçlerin veya bunların sonuçlarının başarısız olduğu durumlarla ilişkilendirilen ve değerlendirme içeren bir kavram olarak tanımlanabilir.
Hatalardan öğrenme neden tercih edilmez?
Bugün için öğrenmenin tam olarak nasıl ve hangi yollarla gerçekleştiği bütün boyutlarıyla bilinmemektedir. Ancak öğrenmenin farklı birçok yolunun olduğu bilinmektedir. Bunlardan birisi de “hata ve başarısızlıklardan öğrenme”dir. Hata ve başarısızlık, insan olmanın kaçınılmaz yönüdür. Eğitimde üzerinde fazlaca durulmamasına rağmen, edebiyatımızda hatalardan öğrenmenin değerine vurgu yapan ”bir musibet, bin nasihatten evladır” gibi birçok atasözü ve özdeyişe rastlamak mümkündür.
Öğrenme süreci bir deneme-yanılmalar dizisi olarak açıklanabilir. Bu nedenle, musibetleri (hataları) toplumsal öğrenme sürecinin sağlıklı bir işleyişi saymak mümkündür. Hataların öğrenmeye ciddi bir yardımcı olma potansiyeli vardır. Buna rağmen gerek aile ve toplum ve gerekse okulda hatalardan öğrenme yolunun benimsendiği söylenemez.
Hatalardan öğrenebildiğimiz kabul edilmesine rağmen, bu yolun fazlaca benimsenmemesinin nedeni nedir?
Duyuşsal faktör
Hata yapmanın bireye utanmışlık hissi vermesidir.
Yetersiz gösterme
Hataların bireyin yetersizliğini göstermesi ve ima etmesidir. Bu yüzden özellikle sınıfta hata yapan öğrencinin yargılanması rahatsız edicidir. Dolayısıyla öğretmen ve öğrencilerin, hatayla baş etmenin bilişsel ve duyuşsal yollarını öğrenmesi önemlidir. Hatalardan öğrenme yolunun eğitimde kullanılabilmesi için öğretmenlerin hataların nedenleri ve hataları öğrenme fırsatı olarak kullanabilecek öğretim becerilerine sahip olması önemlidir.
Hata ve başarısızlıklar yoluyla öğrenme
Hatalardan öğrenme, deneysel öğrenmenin özel bir durumu olarak nitelendirilebilir. Bu anlamda hata bağlamlı öğrenme, episodik olaylardan bilgi yapılandırmasıdır. Hatalar, bir yapı, olgu ya da durumun aslında yapılmadığı veya çalışmadığı durumların bilgisini açıklar ki, buna negatif bilgi denir.
Konuyu öğrenme yöntemi bağlamında işleyen Karadağ (2009), hatalardan öğrenmeyi ‘öğrencinin hata yapmasına ve yaptığı hatalardan ders çıkarmasına izin verilerek onun öğrendiklerini pekiştirmesi ve anlamlandırmasını sağlayan bireysel bir öğretim yöntemi’ olarak açıklar. Konuyu yapılandırmacılık bağlamında ele alan Heinze (2005), öğrenme sürecinde hataların yasaklanmasının, bilgi yapılandırması fikrine (yapılandırmacılık) ters düştüğünü vurgular.
Bilgi yapılandırması, temelde ön bilgiyi gerektirdiği için bu “yasaklanmış hatalar” önemli boşlukları tespit etme fırsatı verir. Bu yüzden öğretmenler, hataların yasaklandığı izleniminden kaçınması gerekir.
Hataları, ‘öğrenmeyi uyaran olaylar’ olarak ele alan ve ‘kritik bilgi’ olarak nitelendiren Harteis ve diğerleri (2008), hatalardan öğrenmeyi ‘kişinin kendi ve başkalarının hatalarıyla ilintili olarak, yansıtma yoluyla bilgi inşa etmesidir‘ şeklinde tanımlamaktadır. Onlara göre bu şekildeki öğrenme, Kolb’un öğrenme modeline paraleldir.
Benzer şekilde, Bauer ve Mulder (2007, Akt. Gartmeier vd., 2008)’e göre de, hata bağlamlı öğrenme, Kolb’un deneysel öğrenme teorisi ile paralellik gösterir. Buna göre deneysel öğrenme teorisi temelde, hata bağlamlı öğrenme aktivitelerinin bir çerçevesini sunar. Bunlar:
a) neden-sonuç analizi,
b) gelecekteki hatadan kaçınmak için yeni
stratejilerin gelişimi ve
c) bu stratejilerin uygulanması ve denenmesidir.
SONUÇ
Negatif bilgi, genelde hata ve başarısızlıklardan deneme-yanılma ve yansıtmaya dayalı olarak yapılandırılan bilgidir. Yapılandırmacılık ve matabilişle ilişkilendirilen bu bilgi, büyük oranda kişisel ya da episodik deneyimlere dayalıdır.
Negatif bilgi, bireye neyi bilmediğini bildirerek ve sınırlarını tanıtarak kişisel gelişimine destek sağlar. Ayrıca negatif bilgi, “doğru” veya “gerçek”in sınırlarını bildirerek de, gerçeği daha iyi anlamalarını sağlar. Hata ve başarısızlıklara dayalı ve stresli bir süreç sonucu kazanılan negatif bilgi, bireyi, yeni ve daha büyük hatalar yapmaktan alıkoymada büyük öneme sahiptir. Bu özellikleriyle negatif bilgi, pozitif bilginin alternatifi değil,
tamamlayıcısı olarak kritik bir öneme sahiptir.
Negatif bilginin kaynağı olan hata ve başarısızlıklar, genelde bireye utanma ve yetersizlik duygusu verir ve birey, kendisini özellikle grup içerisinde deşifre olmuş gibi hisseder. Bu bakımdan eğitimde fazlaca dikkate alınmamaktadır. Oysaki yeri, dozajı ve yöntemi iyi ayarlanmak şartıyla, hata ve başarısızlıklardan öğrenme, öğretme-öğrenme sürecine yeni açılımlar sağlayabilir.
Bu açılımlar, bireyin derinliğine anlama ulaşmasını sağlama, karmaşık durumlarla başa çıkma-problem çözme becerisini artırma, bilgide uzmanlaşmayı ve üst düzeyde (bilgelik)
öğrenmeyi destekleme şeklinde özetlenebilir.
Eğitimde, sadece pozitif bilgiye odaklanma, öğrencileri risk alma, yeni yollar deneme, sorgulama ve yeni potansiyelleri görmekten alıkoyduğu için, üst düzey öğrenme ve yaratıcılığı sınırlayabilir. Çünkü bireyler hata yaptıklarında ve başarısız olduklarında daha fazla sorgulamaya başlarlar.
Zihinsel gerginliğe yol açan bu durum, derin öğrenme için önemli bir fırsat sağlar. Bu bakımdan eğitimde, pozitif bilginin tamamlayıcısı olarak negatif bilgiye de yer verilmelidir. Ancak eğitimde hataların, bir öğrenme yolu olarak kullanılmasında, hataların, daha fazla hata yapmayı önleyecek bir şekilde işe koşulmasına dikkat edilmelidir. Heinze (2005), bunu “hatayı üretici bir şekilde kullanmak” olarak adlandırmaktadır. Böylece birey, hatalardan daha etkili kaçınabilir. Bunun için bireyin hatalar konusundaki farkındalık düzeyinin yükseltilmesi ve yansıtmacı analiz gibi yeterliklerinin (negatif uzmanlık) geliştirilmesi önemlidir.
Negatif uzmanlık için öğretme-öğrenme sürecinde, günlük tutma, otobiyografi, örnek olay, tartışma, drama vb. çeşitli yöntem ve teknikler işe koşulabilir. Özellikle deneme-yanılma, yansıtma ve günlük tutma stratejilerinin, öğrencilere “felaket rehberliği” kazandırmada çok etkili olduğu belirtilmektedir.
Ayrıca hata ve başarısızlıklardan öğrenmenin uygulanmasında, okul yöneticileri ile öğretmenlerin hata yönetimi, hata durumunda yönlendirme, hatalar karşısında affedicilik ve esneklik gibi özellik ve yeterliklerinin geliştirilmesi de çok önemlidir.
Öğretme-öğrenme sürecinde, hata ve başarısızlıklara yer verilmemesi “yasaklanmış öğrenme fırsatları” olarak değerlendirilmektedir. Eğitimde hatalardan öğrenme, birey ya da grup şeklinde uygulanabilir. Ancak bireyin hatasının sınıf önünde analiz edilmesi veya tartışılması, onu deşifre etmek ve sorgulamak olarak algılanabileceğinden tercih edilmemelidir.
Bunun yerine, birey hatasından ders çıkarmada, öğretmen ve öğrencinin bire bir etkileşimi daha doğrudur. Fakat sınıfta yapılan toplu hatalar, sınıfça analiz edilebilir. Hatalardan öğrenme, bireyin gelişimi için ve sınıfla sınırlandırılamaz. Hata ve başarısızlıklar, okul başta olmak üzere çeşitli kurum/kuruluşlar için de, önemli öğrenme
ve gelişim fırsatları olarak görülebilir. Bu bağlamda, okulların birer “öğrenen organizasyonlar” haline gelebilmesi için, hata ve başarısızlıklar, birer “geri bildirim ve düzeltici eylem” (Alpkan ve Doğan, 2008) olarak işe koşulabilir.
Nitekim kurumların, başarıdan ziyade, başarısızlıklarına odaklanarak daha iyi geliştikleri bilinmektedir. Çünkü başarısızlık, yenileşmeyi tetikler ve ilgiyi potansiyel sorunlara çevirir; çözüm arayışını uyandırır ve çalışanları gelişmeye motive eder. Bu durum “akıllı başarısızlıklar” olarak nitelendirilmektedir (Baumard ve Starbuck, 2005).
Dolayısıyla okulların, küçük hataları yasaklayarak veya dikkate almayarak, aslında risk almaktan kaçındıkları ve öğrenme fırsatlarını kaçırarak daha büyük hata yaptıkları (Argüden, 2005) söylenebilir.
Son söz olarak, negatif bilgi kuramı, büyük oranda pozitif bilgiye odaklı olan, geleneksel öğretim şartlarında %20 dolaylarında olan başarı oranını (Bloom, 1984) daha yüksek düzeylere çıkarmada yeni açılımlar sağlayabilir.
Ayrıca negatif bilgi, kişisel gelişim ve etkili öğrenmede bilinen mevcut yollara alternatifler sağlayabilir. Negatif bilgi kavramı ile yapılandırmacı yaklaşım arasında paralellik bulunması, yapılandırmacılığa dayalı olduğu belirtilen yeni ilköğretim programlarının daha etkili uygulanmasına da destek sağlayabilir.
Bu yazımı linkinde bulunan pdf'den alıntı yaparak yazdım. Yazının silinme veya kaldırılma ihtimaline karşılık bu bağlantıdan da pdf formatında indirebilirsiniz. Başlangıç olması açısından bilgilendirici bir yazı yazmaya çalıştım.
Bu yazının hikayesi:
Yukarıda konuşmasını paylaştığım yayında "deneme yanılmanın çalışmadığı durumlar" şeklinde bir konuşma geçmişti. İnternetten ["deneme yanılma" "çalışmadığı" durumlar] şeklinde bir arama yaparak yukarıdaki dergiye ilk sırada eriştim ve bu yazı oluştu.
Bu yazıyı yazmamda katkısı bulunan spotify kanalına ses verdiği Ömer Faruk Anlı ve Tansel Erdem Yılmaz'a teşekkür ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder