MARAŞ, HATAY, ADANA, KİLİS, ADIYAMAN, OSMANİYE, URFA, MALATYA, DİYARBAKIR, ANTEP DEPREMİ BİR KIYAMETTİR CEHENNEMDİR VE SENSİN İNSANSIZ İNSAFSIZ BUNUN SUÇLUSU..MESÇİT VAR TUVALET YOK, TEKBİR GETİRTECEĞİNE YARDIM GETİRT
ASRIN LİDERLİĞİ VE KIYAMET ÖZETİ:
1- BENİM ANADOLU İNSANI AÇGÖZLÜ DEĞİL, TOKGÖZLU VE ONURLU..
2-ÖMER ÇELİĞ’İN DEDİĞİ GİBİ “TÜRKİYE YÖNETİLEMİYOR”..
3- “BU KIYAMETI VE CEHENNEM YARATAN İNSAFSIZ VE İNSANSIZ!!!!”..KAÇ KEZ SÖYLEDİK ÜLKEM; “ KUZEY ANADOLU FAY HATTI (KAF), DOĞU ANADOLU FAY HATTI (DAF) VE BATI ANADOLU FAY HATTI (BAF) OLMAK ÜZERE ÜÇ BÜYÜK FAY HATTI İLE YÜKLÜ ADETA AVRUPA VE ASYA ARASINDA DEPREM KÖPRÜSÜ, NE ZAMAN NEREDE KIRILACAĞI BELLİ DEĞİL, İNSANIN YAPAY GÜCÜ BU DOĞA GÜCÜNÜ YENEMEZ, ANCAK ŞİDDETİNİ VE BÜYÜKLÜĞÜNU AZALTIR ALINACAK ÖNLEMLERLE DEDİK, 20 YILDIR BU ÖNLEMLER ALINMADI, ALINAN ÖNLEMLERDEN DEPREM TOPLAMA ALANLARINI BİLE İMARA AÇILDI..
4- TEKBİR GETİRTECEĞİNE YARDIM GETİRT YARDIM!!
5- ASANSÖRDE KALAN 12 VATANDAŞIMIZ İLK ANDA TWİTTER ATIYORLAR VE BİR DAHA HABER ALINAMIYOR ÇÜNKÜ ŞEREF KATSIYISI YÜKSEK SOYLULAR TWİTTERLERİ KESİYOR.. BUNA İNSANLIK SUÇU MU DİYECEĞİZ YOKSA İNSANSIZLIK MI!!??
6- ÖMER ÇELİK 1999 KIYAMETİNDE NE DİYORDU ŞİMDİ NE DİYOR!!?? BU CİDDİYETSİZLİĞİN BİR YANSIMASI..
7- İNŞAAT SEKTÖRÜ İLE ÜLKEYİ ABAT DEĞİL BERBAT ETTİK!! İL VE İLÇE BAŞKANLARINI HARUN İKEN KARUN VE FİRAVUN YAPTIK NUMAN KURTULUŞ’UN BİR ZAMANKİ SÖYLEMİ GİBİ..
10 Şubat 2023
Birey olarak, can kayıplarını ve yaralıları ve de deprepzedelerin feryadını görünce ve bir şeyler yapamayınca canımız acıyor. Ekran tuşlarına basmanın ötesine geçemiyoruz. Bu acıyı çekerken yetkililerin siyasi kaygı nedeniyle sergiledikleri duruş sizi öfkenin ötesine taşıyarak, bedeniniz 9 şiddetinde sallanıyor..
Günaydın derken zorlandığımız en zor süreci yaşıyoruz canlar yok olurken. Biliyorum ilk baktığınız ‘can kaybı ve yaralı sayısının artmaması umuduyla’ TV ve sosyal medya ekranları. V sayılar sizi umutsuzluğa itiyor, çünkü artıyor, artıyor..Düşünün köylere ulaşılamadı daha. Düşününce çıldırıyor insan, o vatandaşlarımız ne yapıyor!!??Adam ise kurtarma savaşı veren ve eksikleri söyleyenlere “Şerefsizler” diye bağırıyor. Yağdanlıklar Dezenformasyon var, haklı olarak bant kısıtlandı diyebiliyor.. ..Asansörde kalan 12 vatandaşımız ilk anda twitter atıyorlar ve bir daha atamıyorlar çünkü şeref katasıyısı yüksek soylular twitterleri kesiyor.. Buna insanlık suçu mu diyeceğiz yoksa insansızlık mı!!??
Bu durumda ben nasıl iyi dileklerde bulunayım??!! Ayakta durmamız adına; Yine de iyi güzel günlerde sağlıkla buluşmak, daha kötü haberler almama dileğiyle, selam arkadaşlarım. İyi dileklerimiz ve dualarımız kötü günlerin panzehir olsun..
6 Şubat’ta saat 04.17'de Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7.7, saat 13.24'te de Elbistan ilçesinde 7.6 şiddetinde iki deprem meydana geldi ve Hatay, İskenderun, Adana, Osmaniye, Kilis, Diyarbakır, Urfa, Adıyaman, Antep’te Maraş’taki gibi büyük hasarlar meydana gelirken kurtarma çalışmaları hala sürüyor..9 Şubat 2023 14:25 Can Kaybı 14 bin 351- Yaralı sayısı 63 bin 794. 10 Şubat 2023 sabahı; insan kaybı 18 bin 342, yaralı 74.242..
Çocuklar katkı veriyorlar!!
Ececan ve Burak “T witter varken!!!” kurdukları iletişimle Ankaraya getirilen depremzedelerin Çankaya, Yenimahalle, Keçiören, Altındağ’daki adreslerini bulup arabalarını giyecek ve de yiyecek malzemeleriyle doldurduktan sonra semt-semt dolaşmaya başladılar. Ben zorunlu olarak evde kaldım. Edindikleri izlenim elbet içleracısı. Kapıdan bir genç, selam veriyorlar, geçmiş olsun deyince genç başlıyor ağlamaya, aile fertlerinin çoğunun enkaz altından cansız bedenlerini çıkarmışlar. İçeri girince kız kardeşi karşılıyor, iki küçük çocukla.Kız kardeşinin çocukları, eşi yaşamını yitirenler arasında. Yardım kolilerini sunduklarında; “Hüzünlü acı yüklü vucüt dilleriyle defalarca teşekkür ediyorlar. Çocuklar neye ihtiyaçlarını olduğunu söyleyince, tekrar teşekkür edip şimdilik ihtiyaçlarını olmadığını, daha muhtaç olanlar vardır diyerek çocukları yolcu ediyorlar.. Anlatılanlar bir gerçeği ortaya koyuyordu; Anadolu insanının birileri gibi açgözlü olmadığı, tok gözlü, yardım sever, dayanıklı ve gururlu ve de onurlu olduğunu..
Maraş’tan gelmişlerdi..Aklıma; Maraş, Adana, Hatay illerinde, özellikle Hatay’da yıkılan evleri ve AVM’leri yağmalayan birileri aklıma geldi..O birilerini sizler tahmin ediyorsunuz. Boğazda nargile içen ve Bizlere boğazınızı keseceğiz, buralar bizim diyenler. Burada onlara değinip ırkçı damgası yemek istemiyorum..
Ömer Çelik beye teşekkür ederim
Ömer Çelik bey diyor ki deprem bölgesinde; “Biz Cumhur ittifakı olarak buradayız..”..Bu bir itiraftır; Devlet bir yana hükümet bile olamadıklarının itirafı..
Teşekkürler Ömer bey: Doğru söyleyeni severim, fıtratından ötürü..
Ben seni gerçekten sever ve okurdum Star’da yazarken, çünkü doğruları yazıyordun, sonradan şimdiki safına bir rastlantı sonucu katılınca eğriyi doğru, doğruyu eğri yazar oldun. Öyle ki, bugünkü deprem felaketinden çok daha iyi çalışan o 1999 merkezi yönetimi yerden yere vuruyordun. İnsafsızca eleştiriyordun. İşte 23 ağustos 1999’da yeni şafak gazetesinde yazdığın o yazı: “..Depremin ilk saatlerinde ortada olmayan “devletlu” zevat, aradan saatler geçtikten sonra her köşe başından başlarını uzatıyor. iş yapmak adına bildikleri tek şey, açıklama yapmayı kesintisiz bir biçimde sürdürmek. yapılan işlerin ne kadar beceriksizce yapıldığını tespit edenlere görünürde kırgınlık ifade eden “yetkililer,” el altından da gözdağı veren bir tutumu, devletin âli menfaatlerini korumanın tek göstergesi gibi sunmanın gayreti içindeler. oysa tek âli toplumun hayat hakkını korumak olan devlet, tam bir şaşkınlık içine düşerek toplumu büyük bir felaketle baş başa bıraktı. Kırılan gururunu tamir etmek kaygısından arta kalan kırıntıları enkaz kaldırma ve kurtarma faaliyetlerine dönüştürmeye çalıştığında ise iş işten çoktan geçmişti... Devletin bütün imkanlarıyla ve başarıyla olaya müdahale ettiğini söyleyen başbakan, depremin ilk saatlerinde kendi bakanlarına bile telefonla ulaşamadığını söyleyerek yetkililere radyo ve televizyon aracılığıyla talimat vermeye çalışıyordu.. Kendisine en çok ihtiyaç duyulduğu anda “kamu otoritesi” kapsama alanı dışına çıkmış ve yetkililer, pili bitmiş bir uzaktan kumanda aletine dönüşmüştü. Apaçık ortada olan ve karşılıkları can kaybıyla, Türkiye’nin en az yirmi yılına mal olacak mal kaybıyla ödenen ihmalleri ve beceriksizlikleri dile getirenleri “şaibeli” duruma düşürmeye çalışmaktan başka bir gayreti hâlâ görünmüyor resmi sözcülerin. kendi sorumluluğunu örtbas etmek isteyen devlet erki hâlâ meseleyi mümkün olduğunca sümen altı etmeye harcıyor enerjisini. sanki ortadaki tek sorun, milletin baş başa kaldığı yıkımın bir ucundan devlet kurumlarına da bulaşmış olması. Sanki sadece halkın oturduğu binalar yıkılsa ve sarsılmaz bir kudret ve eleştirilmez bir erk kaynağı gibi görünmeyi seven devlet bu felaket karşısında yara almamış olsaydı, mesele kalmayacaktı. Milleti himaye edilmeye ve yol gösterilmeye muhtaç bir topluluk olarak gören devletçi bakışın rahatsız olduğu konu, aslında gerçekten neyin nasıl yapılması gerektiği konusunda yol gösterilmeye muhtaç olanın devlet olduğunun ortaya çıkmış olması sanki. Yoksa insanların canları niye kurtarılmadı diye kamu otoritesini eleştirenlere ya da canları kurtarılma ihtimali olanlara bir an evvel ulaşılması için seslerini yükseltenlere bu derece şiddetle karşılık verilmesinin ne anlamı olabilir? Bu depremle birlikte ortaya çıkan mekanizmalar ve ilişkiler meselenin sandığımızdan daha vahim olduğunu ortaya çıkardı. uzun zamandır normal hayatı olağanüstüleştirerek yaşamayı kanıksadığımız için, belli ki, içine düştüğümüz kıskacın vahametini algılamakta zaafa düşmüşüz. Çok basit ama bir o kadar da acı olan şu: Türkiye yönetilemiyor. ve, yönetemeyen, yönetmesi mümkün olmayan bir mekanizmanın yönetiyormuş gibi yapması binlerce cana mal oluyor. eğer bugün birilerin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin “milli birlik ve beraberlik” nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak, bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuş olacağız..”..Ömer bey, 1999’da Başbakan Ecevit, yardımcısı da Devlet Bahçeli idi. Devleti aradığınız bu yazıda bugün siz Devleti hiçe sayarak Cumhur ittifakı olarak deprem alanındayız diyen kişisiniz. Doğru söylüyor ve itiraf ediyorsunuz iftiralarınızla da iftihar… Evet devlet olamasınız, çünkü sizi Hükümet bile değilsiniz, tek adamın nınjaları gibisiniz..Sen Adana Milletvekili Bakan, Devlet Bahçeli Cumhur ittifakının savaşçısı..
Hiç sorguladın mı, Afet yasası ve Cumhubaşkanı yetkileri dururken OHAL’a sığınmayı!!??..Bizler ve Naci Görür gördü siz göremediniz, feryat ettik Maraş ve çevre illeri Doğu Anadolu Fay hattı tehdidi altında ve bizleri felaket tellalı ilan ettiniz, hatta vatan haini diyerek Silivri’ye gönderdiniz..
Biz yine uyarıyoruz; “Türkiye'de en fazla deprem üreten iki fay var. Biri Kuzey Anadolu fayı, diğeri Doğu Anadolu fayı. Her iki fay enerjisinin büyük bir kısmını boşalttı..İstanbul tehlikede. Bilimsel bütün araştırmalar, İstanbul’da felakete az kaldı..!!”
Kör olma da gör; 19 bin vatandaşımız yok oldu, 75 bin yaralı ve bilinmez sayıda enkaz altında kalan vatandaşlarımızı..Hükümet dişi kuruluşlar(NGO) nerede?! Yetki verdiğiniz AFAD sorumlusu mobil mescit koordinasyonu yapacağına işmakineleri ve gelen yardımları koordine edeceğine, edenleri alandan kovalamakla meşgul ve bu adam İmamhatip mezunu bir ilahiyatçı, keşke Nihat Hatipoğlu’nu görevlendirseydiniz daha iyi dua ederdi..
Ülkeyi İnşaat sektörü ile abat etmek mi berbat etmek mi?
Ne demişti hemşerim; “Ben ülkeyi İnşaat ile abat edeceğim..” Galiba berbat etti....Öyle berbatlık ki, depremin yok ettiği 10 kenti yeniden inşa ettirecek ve yandaşları yine abat edecek.. Bu sürece yabancı değilsiniz, bu süreç rutin rant döngüsü..
İnşaat sektörü ile Ülkeyi değil, yandaşlarını abat ettin. Bu abat ettiklerinin işmakinelerine, servetine neden el koymuyorsun!? Nered bunlar!!?*
Seyyar İmar yetkisi-görece imar yetkisi
İmar yetkisi, planlama yetkisi önce belediyelerde idi, belediyeleri kaybedince Şehircilik bakanlığına, Türizm Bakanlığuna vb’ne devretti..
Seyyar imar yetkisi..
Eeee, ne var bunda?
Ne mi var!?
Maraş, Hatay, Malatya, İskenderun, Adana, Osmaniye, Kilis, Diyarbakır, Urfa, Adiyaman, Antep yıkımları var!!! Ve şu an; 18 bin 342, yaralı74 bin 242..
Mesçit var, tuvalet yok, çünkü hala dinden geçinme var bu cehennem ortamında!!
Tekbir getirteceğine, yardım getirt yardım şerefli!!!
Asrın Liderliği Ve Kıyamet Özeti:
1- Benim Anadolu insanı açgözlü değil, tokgözlu ve onurlu..
2-Ömer Çeliğ’in dediği gibi “Türkiye yönetilemiyor”..
3- “Bu kıyametı ve cehennemi yaratan insafsız ve insansız!!!!”..Kaç kez söyledik ülkem; “ Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF) Ve Batı Anadolu Fay Hattı (BAF) Olmak Üzere Üç Büyük Fay Hattı İle Yüklü Adeta Avrupa ve Asya arasında deprem köprüsü, ne zaman nerede kırılacağı belli değil, insanın yapay gücü bu doğa gücünü yenemez, ancak şiddetini ve büyüklüğünu azaltır alınacak önlemlerle dedik, 20 yıldır bu önlemler alınmadı, alınan önlemlerden deprem toplama alanları bile imara açıldı..
4- Tekbir getirteceğine yardım getirt yardım!!
5- Asansörde kalan 12 vatandaşımız ilk anda twitter atıyorlar ve bir daha haber alınamıyor çünkü şeref katsıyısı yüksek soylular twitterleri kesiyor.. Buna insanlık suçu mu diyeceğiz yoksa insansızlık mı!!??
6- Ömer Çelik 1999 kıyametinde ne diyordu şimdi ne diyor!!?? Bu ciddiyetsizliğin bir yansıması..
7- İnşaat Sektörü ile ülkeyi abat değil berbat ettik!! İl ve İlçe başkanlarını Harun bir zamanki söylemi gibi..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM: 0506 609 00
Yorumlar
Yorum Gönder