KİRLİ ENERJİ NÜKLEER İHALESİ İLE NOBEL VE UNESCO ÖDÜLLÜ İKİ BİLİM İNSANINA NÜKLEER ENERJİYE TEMİZ ENERJİ DEDİRTME OYUNU
“Türkiye’nin dünyaca tanınan iki ünlü bilim insanı; Akkuyu Nükleer Enerji Santralı ihalesi öncesi; Nükleer Enerjinin önemini anlatmak için kamera karşısına geçirildi.” Bence; Türkiye’nin dünyaca tanınan iki ünlü bilim insanı nükleer enerjinin önemini anlatmak için kamera karşısına geçmedi, onlar temiz, yani yinelenebilir enerjinin önemi için kamera karşısına geçtiler.
Bu bir yanıltmacadır. Çünkü; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan kamu spotunda 2 bilim insanının nükleer enerji sistemine övgüler yağdırdı şeklinde kamu aldatılmıştır. Evet; Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar ve UNESCO ödüllü Prof. Dr. Bilge Demirköz’ün burada kullanılmışlardır. Bağımsız ve temiz enerjinin işlendiği filmde ‘Güçlü Türkiye’ imajı ile nükleer öne çıkartılmıştır..
Olguyu nasıl saptırıp nükleer yanlısı bilim insanı izlenimi yaratıyorlar. Dahası NOBEL ödüllü Aziz Sancar'ı ketempereye getirmek, amiyane tabirle..Bunu inanarak söylüyorum: Gelişmekte ve yoksul ülkelerde Nükleer santral inşa edenler, evrende kesin başka gezegen bulmuş küresel efendilerdir. Kendi ülkelerinin dışında Nükleer’e ağırlık vermelerinin temel amacı; buldukları gezegene, göçerken arkada bir canlı bırakmamak için, dünyayı bu nükleerlerle yukarıdan kolaylıkla yok edebilmektir. Ülkem enerji zengini oluyor, yoksulluk bitecek herkes zengin olacak diyerek sizi aldatan aldatılanların efendisi ve sen kıyamet geldi diye aşağıda salavat getireceksiniz..
Çünkü; İlk santral projesi olan Akkuyu Nükleer Güç Santral (NGS) temelİ bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Başkanı Putin’in katılımları ile atıldı. Sözde, Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacak Akkuyu Santralı’nın 2023 yılına yetiştirilmesi planlanıyor.
İşin en ilginç gelişmesi Cüneyt Zapsu gelişmesidir.
Evet; Türkiye ilk nükleer santrali olacak Akkuyu Nükleer Anonim Şirketi’nin yönetimine kim getiriliyor biliyor musunuz?
“Süpürmeyin kullanın biraz daha diyen adamı. Yani, fındık kabuğu tüccarı ABD’nin kankası Cüneyd Zapsu. Olur a, süpürtmemek için Sinop Nükleer’i de küresel efendi ABD’ye vermesin..
Eyyy, doğa düşmanı dolar dostlar, doğaya ve doğana dost olanlar diyor ki; “Dünyada temiz enerjiye yatırım her geçen gün artıyor ve de artmalıdır, gezegenimizi kurtarmak için..”
Evet; “Dünyada temiz enerjiye yatırım, 333 milyar doları geçti”
Nedir bu temiz enerjiler?
İşte yenilenebilir temiz enerjiler.. Duyarız da çoğunluğumuz bilmeyiz “Yenilenebilir Enerji” tümcesini. Yenilenebilir Enerji kısaca; “Kaynağın tükenme hızından daha çabuk bir şekilde kendini yenileyebilmesi” Yenilenebilir Enerji; sürekli devam eden doğal süreçlerdeki var olan enerji akışından elde edilen enerjidirve bir adı da doğaya ve doğana zarar vermediği için “Temiz Enerji”’dir..
Bu kaynaklar; “Güneş Enerjisi, Rüzgâr Enerjisi, Jeotermal Enerji, Hidrolik Enerjisi, Biyoenerji-Biyokütle Enerjisi Ve Hidrojen Enerjisi” olarak sıralanabilir.
Atom çekirdeklerini parçalayıp enerji elde eden Nükleer Santral enerjisi asla temiz, yani yenilenebilir enerji seçeneği değil, yiyebilir kirli enerjidir. Gelişmiş ülkeler asla gerekli görmemektedirler.
Hatta; nükleer santraller küresel sermayenin fazla işine gelmiyor, oralarda temel maliyet yapım maliyeti, halbuki küresel sermayenin hem yapımda, hem de sonrasında kazanması temel amacı. Bu nedenle ‘önceki yazılarımda belirttiğim gibi’ Rusya lehinde bir anlaşma yapılmıştır ve ülkem değil ülkemin dinden geçinen elitleri bu inşadan özdeksel çıkar sağlayacaktır.
Düşünün bize bizim enerjimizi en yüksek fiyattan satacaktır Rusya.. Dahası, nükleer atıkların saklanmasının maliyeti yüksek olduğu için anlaşmaya göre, en az radyoaktif patlama kadar tehlikeli olan bu atıkları Türkiye saklayacak..
- 1- Hidrojen Enerjisi: Atmosferdeki saf hidrojenlerin, oksijen ile bileşime sokulmasından elde edilen tükenmeyen enerji. Yap arabanı ve bir hidrojen deposuyla binlerce kilometre yol kat et ve kendine ve kentine mutluluk yaşat.. Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 2- Güneş Enerjisi: Doğaya ve doğana, enerji ve yaşam katan-veren bu enerji şemsiyesinden neden enerji elde etmeyiz? Miskin-miskin sadece doğduğunda ısınır, onun sadece doğunca değil, doğmayınca da ısıttığının algısıyla düzenek kurmayız. Ülkemiz resmen rüzgar ve güneş tarlası..Evet; Sadece yazları değil her gün Dünya'yı ısıtan Güneş ile tüm dünyanın enerji enerji gereksiniminin büyük bir bölümünü karşılayabilecek atıl bir enerji deposudur. Neden bu enerji potansiyeliyle çevreci elektrik motorlu(Hibrit) araçlar yaygınlaştırılmaz ki?Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 3- Jeotermal Enerji: Depremler önlem alırsan öldürür, fakat depremlerde oluşan fay hatlarının çatlaklığıyla ortaya çıkan enerji. İzlanda, salt;Kendiliğinden veya yerbilimi teknikleriyle yeryüzüne çıkartılan jeotermal enerjiyi kullanmaktadır.. Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 4- Hidroelektrik Enerjisi: Çoğumuzun, fizibililite ve çed raporları dikkate alınmadığı için karşı çıktığı Kaynağı su olan HES(Hidro Elelektrik Santralleri). Dahası; bir havza veya barajda biriktirilen su kütlesini, inşa edilen düzenekle kademeli olarak suyu akıtmaya ve bu akışla potonsiyel enerjinin, yani atıl enerjinin, hareketli enerji dediğimiz kinetik enerji, yani Hidroelektrik enerjiye elde etmeye dayanır. Günümüzde Türkiye’mizde olgu egzejer(abartı) edilerek, çaylara ve dereciklere de Küçük Ölçekli Hidro Elektrik Santralleri(KÖHES)” inşa ederek, çayları ve dereleri de kurutan veya çayları ve dereleri toplayarak kurutup HES’e dönştürenlere şiddetle karşıyız. Su tutucu Baraj sistemli HES’ler eğer doğayı ve doğanı yok etmiyorsa karşı değiliz, fakat doğayı ve doğanı yok eden Yusufeli Barajına karşıyız.. Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 5- Dalga Enerjisi: Doğaya ve doğana yaptıklarıyla gezegenimizle dalga geçenler ve de “Su akar Türkler bakar” diyerek sözde erdemli söz ettiğini sanan erdem..liler nedense denizlerimizdeki dalgaları trene bakarcasına sadece seyrediyorlar. Deniz ve okyanuslarda meydana gelen dalgaların oluşturduğu titreşim ve akımla birlikte elde edilen enerji türü olan ve de dünyadaki fosil yakıt enerji kaynaklarının katbekat büyüklüğündeki “Dalga enerjisini” hiç akıllarına getirmezler.. Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 6- Rüzgar Enerjisi: Esin kaynağı asırlar önce inşa edilen yel değirmenler ve yelkenli gemilerdir. Hiç tükenmeyen enerji kaynağıdır; rüzgar. Rüzgar enerjisi, günümüzdeki gelişmiş devletlerin bir çoğunun nükleer enerji yerine tercih ettikleri bir seçenek..Gezin Avrupa’yı, görün enerji veren Rüzgar güllerini. Yalnız her gülün bir dikeni olduğu gibi, bunda da kuşların göç yolu dikkate alınarak fizibilite ve ÇED raporlarına öncelik verilmelidir… Dünya genelinde elektrik üretiminin nükleer enerjinin katkısının %13, rüzgar enerjisinin payının ise %3.5'u geçmemesi acı bir gerçektik.. Neden acaba? Nedeni; Yakıt maliyetinini yüksek olduğu Nükleer santralin ilk yatırım maliyetinin yaklaşık 2250$/kW, yakıt maliyetinin sıfır olduğu Rüzgar santralin ilk yatırım maliyetinin 1000-1250$/kW olmasın!? Bir önemli olgu; Rüzgar türbinlerinin (gülleri) ve Nükleer santrallerin ömrünün ortalam 30 yıl ile aynı olması ve de nükleer sanrallarının kaldırılmasının en az patlaması kadar tehlikeli olduğunu yadsımak da ayri bir talıhsizlik. Ne fark ede Rüzgar türbinini 20 yıl, Nükleer ömrününü 30 olması (öyle diyenler var da..).. En düşündürücü olanı da Nükleer santralleri nesilleştirmektir; 1.nesil ve 2.nesil şeklinde. Patlayan, Çernobil ve Fukushima nükleer iki santral 1970'li yıllarda yapılan 2.Nesil santralmış ve 1.nesil patlamazmış.. Be saf kardeşim; hangi doğa gücü yapay insan gücünü yenememiştir bana söyler misin?! Yazıklar olsun!! sizlere..Çekinmeden de; Nükleer enerji, Rüzgar enerjisi gibi temiz enerji sınıfına girmeymiş. Çünkü nükleer enerji santrallerinde artık madde olarak CO2 açığa çıkmıyormuş…Yazık ki ne yazık..En üstün nesil teknolojisi ile inşa edilen N.Sanraller bile %2-5 CO2 açığa çıkarıyor. Bu bir yana; Dünyada her sene ortalama olarak 200-300 kişi nükleer kazalar sebebiyle hayatını kaybediyor… Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 7- Gel-Git Enerjisi: Bu bizi ilgilendiren enerji düzlemi değil, çünkü “Gel-Git Enerjisi” salt okyanus kıyısı ülkelerin (Kanada, İspanya, Fas, ABD, Rusya, Hindistan vd..) enerji düzlemidir. Gel-gitlerin yarattığı enerjinin depolanması da gel-git enerjisinin kullanımını mümkün kılan ana etkendir. Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 8- Biyo Enerji: Doğada var olan bitkisel ürünlerden elde edilen bir gaz çeşidi olan ve Çin ile Hindistan’ın faydalandığı enerji türü. Biyo enerji; oksijensiz ortamda tutulan bitkilerin fermantasyonu (mayalanma), yani biyokimyasal süreç sonucu ortaya çıkarılan enerji. Dünyada yaygınlaştırılmaktadır. Yook, o Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
- 9- Biyokütle için mısır, buğday gibi özel olarak yetiştirilen bitkiler, otlar, yosunlar, denizdeki algler, hayvan dışkıları, gübre ve sanayi atıkları, evlerden atılan tüm organik çöpler (meyve ve sebze artıkları) kaynak oluşturmaktadır. Petrol, kömür, doğal gaz gibi tükenmekte olan enerji kaynaklarının kısıtlı olması, ayrıca bunların çevre kirliliği oluşturması nedeni ile, temiz enerji biyokütle kullanımı enerji sorununu çözmek için giderek önem kazanmaktadır.
- Not 1: Biyoenerji, biyolojik kaynaklardan elde edilen malzemelerden edinilen enerjidir. Biyokütle, kimyasal enerji şeklinde güneş ışığı depolamış olan herhangi bir organik malzemedir. Yani sonuç olarak biyoenerji biyokütle malzemeden elde edilir ve aynı enerjidir.
- Not 2:
diyorsa bilim adamlar, belli ki insan yürüyen bir enerji santralıdır. Gelişen bilimsel teknolojiler aracılığıyla belki sadece insandaki bu gizemli enerji kullanılacaktır. Yani, herkesin bir cep telefonu gibi, herkesin bir enerji santralı olacaktır. İşte bu dolar dostları doğa düşmanları doğayı ve doğanı yok ederken doğan canlılar içindeki enerji yüklü insanı da yok ederek kendisini de yok ettiğinin farkında değil..
- Yook, o ille de Nükleer enerji ile dünyayı birbirine katacak ve kaos yaşatacak!!
Akkuyu neler getirecek mi neler götürecek mi?
· Akkuyu NGS projesinin yüzde 35-40’lık kısmında yer alacak Türk şirketlerinin, milli ekonomiye 6-8 milyar dolar arasında katma değer sağlayacağı hesaplanıyor. Bana halkım ne kazanacak onu söyle, yandaş şirketlerinin kazanacağını değil. Dahası; ben halkın cebine ne girecek, yandaş Mehmetlerin cebine ne girecek?
· Türk şirketlerine nükleer projelerde yer alıp tecrübe kazandıktan sonra dünyadaki diğer nükleer santral projelerinde tedarikçi (Gerekli malzeme sağlayan) olabilme fırsatı doğacak. Bu süreçte Türk firmaları, uluslararası güvenlik standartları ile çalışma kültürü kazanacak, yüksek sıcaklık ve basınca dayanıklı malzeme üretme yeteneği artacak. Dalga mı geçiyorsun? senin yandaş sermayen “Nükleer santral inşasında” gerekli malzeme sağlayan birikim ve güce sahip olacak. Birincisi, bana ne. Benim için gerekli ne sağlayacak? İkincisi, dünya Nükleer Sanral’den vazgeçerken neye yarayacak bu yeterlilik? Yüksek sıcaklık ve basınca dayanıklı malzeme üretme yeteneği olan firmalar yok mu ülkemde. Dünya seni neden tercih etsin ki?
· Akkuyu NGS yaklaşık 20-22 milyar dolarlık maliyetiyle Türkiye’de tek kalemde yapılan en büyük yatırım olacak. Santral, 4 bin 800 megavatlık tam kapasitesiyle devreye girdiğinde, yaklaşık 35 milyar kilovatsaat elektrik üretimiyle İstanbul’un enerji ihtiyacını tek başına karşılayabilecek. Sen mavallardasın. İyi de İstanbullu ve Şemdinlili Rus’tan bunu kaçtan alacak? Bana ondan söz et!!
·Dünyanın elektrik talebinin yaklaşık yüzde 11’i nükleerden karşılanıyor. Bu oran her geçen gün azalıp, yenilenebilir enerji projelerine kaydığını senin makarnacı da biliyor..
· Avrupa Birliği üyesi 14 ülkede 129 nükleer santral mevcut. Bu santraller AB’de elektrik talebinin yüzde 25’ini karşılıyor. Bunların başını da, yoksul Slovakya çekiyor. Gittim ve gördüm, adım başı NGS inşa etmişler.. Gelişmiş AB ülkelerinini adeta kobayı Slovakya..
· Doğrudan Akkuyu’da çalışacak insanların dışında dolaylı olarak bu santral on binlerce kişiye istihdam sağlaması bekleniyor. Rusya’da Novoronej bölgesinde Nükleer santral inşa edilmeden önce 1000 kişi olan nüfus bugün 35 bin civarında. Ne güzel.. Adeta Nükleer bir oy deposu haline getirilecek..
· Nükleer santraller sadece elektrik üretimi değil, teknoloji ve know-how edinimi de sağlıyor. Güney Kore, 35 yıl içinde nükleer santralleri anahtar teslim yüzde 100 yerli olarak yapabiliyor. Türkiye’nin nihai olarak bu noktaya gelmesi hedefleniyor. Anlamadı galiba. Dünya NGS’den vaz geçerken ne yapacaksın nükleer teknoloji yeterliliğini ve teknik bilgi uzmanlığını (know-how..Türkçe yaz da insanlar anlasın) ne yapsın ki?
· Nükleer santrallerde kazanılacak tecrübe ile tüm termik santrallerde kullanılan ekipmanları üretebilme konusunda önemli bir adım atılacak. Buna itiraf denir: Kirli elektrik enerjisi elde etmek için nükleer ve termik santralleri yaygınlaştıracaksın besbelli ki!!
“Tüm termik santrallerde kullanılan ekipmanları üretebilme konusunda önemli bir adım atılacak..” derken; katı, sıvı ve buhar halindeki yakıtlarda var olan kimyasal enerjiyi ısı enerjisine, ısı enerjisini hareket (kinetik) enerjisine, hareket enerjisini de elektrik enerjisine dönüştüren, kısaca kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren ve atmosferi kirleten termik santrallere de ağırlık vereceksin.
https://sevketcorbaciogluteknopolitika.blogspot.com.tr/2015/08/zenginlerin-yeni-gezegen-ve-olumsuzlugu.htmlŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
Sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder