SADECE TÜRKLER VE LAZLAR DEĞİL HERKESLER YÜRÜYEN FAKAT DÜŞÜNEMEYEN, LİDERE TAPINAN EMEKSİZ KAZANIM MODUNDAKİ POSTMODERN CAHİL LÜMPENLİĞE KAYDIĞI BİR GERÇEK!!
Prof.Dr. Nur Banoğlu hocamız haklı bir sitemde bulunuyor:
[[ Kim beşyüz milyar ister yarışmasını izler misiniz.. Kalite çok düşük uzun süredir.. Bu akşam bir Hopalı çocuk çıktı.. Askerliğini de yapmış.. Bu kadar çapsız, bu kadar cahil, ama cehaletinin hiç farkında olmayıp, gereksiz sohbetlerle ilk 4 soruyu tüm jokerleri kullanarak ancak aşabilen biri.. Hayatımda Lazlar adına bu kadar utandığımı hatırlamıyorum…
Genel bir cehalet var, ama bir laz gencinin böyle olabileceğini düşünemezdim.. Sadece bilgi değil, genel hali.. Uzun süredir Arhaviye gitmedim.. Gençlerimiz böyle çapsızlaşmışsa çok üzülürüm.. Güney doğunun en cahil olabilecek gençleri bile bu derece çapsız değil..
Son yıllarda Karadeniz seçmen yapısının beni ve herkesi şaşırtmasının nedeni bu galiba.. Arkadan biri çıktı.. Bir Üniversitede şöfor.. Nereli dikkat etmedim ama sohbetine baktım bizim Hopalıdan çok da farklı değil.. ATV acaba özellikle böyle Aziz Nesinin yüzde 60 ını mı TV ye çıkarıyor ⁉]]
Şu bir gerçek; Lazın, Kürdün, Zazanın, Türkün, Çerkezin vd’nin sosyolojik yapılarını siyasiler 'fazla düşünemeyen zeka seviyeleriyle kodladılar; “Gel-git, al-at”. Yani İlk Okul'daki gibi; "Ali topu al, Ali topu bana At" gibi. Ve böylesi bireyler toplum sosyolojisini oluşturdu. Bunların çoğu Özal döneminin; emek vermeksizin kazanmayı ilke edinmiş, köşe dönücü, iş bitirci, kolay kazanım sevdasındaki postmodern cahil lümpenlerdir. Bunları yaygınlaştırdılar ve toplum içine saldılar.
AKP Genel başkanı bunları ve bunların çocukları kullanıyor; "Sandığa git, oyu bana at veya benim seçim alanına gel beni alkışla.."vs.. Daha dün; AKP Genel başkan "Başakşehir maçına gidin" deyince otobüslere doluşup Galatasaray Başakşehir maçına gitmediler mı. Bunlar robot bile değil. Bunlar, yürüyen ve düşünmeyen canlılar adeta..
Ülkemde bu canlıları kullanarak Ankara’da çeyrek asır belediye başkanlığı yapan Melih Gökçek AB dönem çalışmaların AB’ye girdik bayramına çevirmek için gecekondulardan otobüslerle Kızılay’a insanları taşımıştı. Bir TV muhabiri bu canlılardan birine mikrofon tutmutarak “Neden Kızılay’a geldiniz*”
Sorusu sormuş ve şu yanıtı almıştı; “Murat Karayalçın’a değil, Melih Gökçek’e oy vereceğiz..”. Düşünün adam AB’ye gelememiş hala belediye seçiminde, çünkü “Chip”i değiştirilmemiş.
İşte buna günümüzde cahil örgütlülüğü denir.Ve bu ülke bunlar yüzünden bu halde..
Cahil açığı ve cari açığı fazla değildir, fakat son zamanlarda siyasi taraftarlık bazıları yaratıcılığı öteleyip, kendi yeterliliğini edilgenleştiren, düşünme tembel yaptığını da yadsıyamayız. Dahası; postmodern cahil lümpenliğe kayış...
Bu postmodern cahil lümpenlerin en belirgin özellikleri:
1. Okuma yazma bilirler de asla okumazlar, yazmayı hak getire. Fakat her şeyi bilirler!
2. Kolektif çıkarı asla istemezler, onlar için varsa yoksa ‘arsa borsa’ bütününde bireysel çıkar
3. Karşısındakinin doğruların şiddetle karşı çıkar, kendi doğruların şiddetle savunurlar. Çünkü bigisizliğini şiddetle kapatır.
4. Gezegenin tüm varsıllıkları kendileri içindir modundalar.. Her şey benim mantığı.. Ve bu nedenle doğaya ve doğana (tüm canlılara) acımasız davranırlar..
5. Kendisinden söz etmeyi ve söz edilmeyi sever. Narsist ve de megalomansı panaroyaktırlar..
6. Kendisine yöneltilen ve boş teneke, cahil denmesini bırakın, duymaları onu kızdırır..
7. Çok düşünüp az konuşan değil, az düşünüp çok konuşandır.
8. Kısıtlı bigisine karşın bilgiçtir. Dahası; Uğur Mumcu’nun dediği gibi; “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibidirler” ve bir de ironi yapıp, sizi cahillikle itham edebilirler. Ezberlediği bazı fıkralarla sözde seni küçük düşürmeye çalışır..
9. Yeniliği ve değişimi sevmez, ama bu durumları ken yetmez kimliğiyle örtüştürmeye çalışır..
10. Sizin yeterliliğiniz, yaratıcılığını, üretkenliğiniz onun için yeterli özler değildir, çünkü kendi özünü esa alır yaşamda..
11. Tüm bu kendini dışlatan özelliklerini örtmek için dinden ve ırktan ve de futboldan geçinerek toplumu ayrıştırmayı severler..
12. Ve en önemlisi; kendi düşüncelerini öteleyip başkalarının düşüncelerini savunarak, kendi eksiklerini sizin eksiklerinizmiş dayatmasına giderler. Lider erkine taparlar. Birkaç kişi dinler, birçok kişinin (halkın) düşünebileceğini kabul etmezler..
Lazlar olarak sevgili Aytekin Lukumcu'nun Sakaray'daki "Livane"sindeydik; Kamil Aksoylu, Azmi Güney, İlker Giritlioğlu,Kemal Özbiyik, Şevket Çorbacıoğlu, Ali Faik Akgümüş, Aytekin Lokumcu, Mehmet Tamgüney, Mesut Korkmaz, Ali Hikmet Yıldız, Osman Hacıömeroğlu olarak. Bu akil lazlara Behzat-Ç'nin sevgili Haluk Demir'imiz de katıldı.. Ordan burdan, sağdan,soldan, çevreden, evrenden söz ettik. Siyaset bilimimin ülkemdeki aykırı insanlarını anlattık ve Haziran'a alınan erken seçim kararına katılmadık, katıla katıla güldük.. Lazlar'ın akıllı olup olmadığını hiç tartışmadık çünkü bix Lazla aklımızı bilen insanlarız..
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder