TORUNLARIMIZ ÇAĞINDA DÜNYAYA HANGİ FELSEFE HAKİM OLACAKTIR!?
Virüsün biz insanlara sızması üzücü, fakat siyasetin içine sızması benim için sevindirici. Evet, siyasetin virüslerini deklare etmesi bağlamında; ille de ABD siyasetini ve ülkem siyasetini.. Sürekli yaptığım vurguya yapacağım; “20.Yüzyıl ideolojileri yorgun, çünkü yaşlandılar. Kesin; genç ve dinamik 21. Yüzyıl İdeolojisini yaratacaktır..”
Bir virüs yayılması senaryosu üzerinden bütün dünya ülkeleri büyük sarsıntılara doğru sürüklenirken, yirminci yüzyılın dünyasının süper gücü olarak bütün dünyaya egemen olan Amerika Birleşik Devletleri de, bu süreçten etkilenerek geniş boyutlu toplumsal kargaşalara doğru kaydırıldı. Bu yıla kadar dünya düzeni ABD ağırlıklı olarak sürdürülürken ve her şeyin altında bu yüzden herkes bir ABD parmağı arar oldu.
Bugün gelinen noktada ABD büyük sarsıntılar içine girerken herkes ABD’ye karşı gündeme getirilen toplumsal kargaşanın, saldırı ve şiddet olaylarının arkasında kimin olduğunu araştırmaya ve tartışmaya başladı. Bir Amerikan dolarının arka yüzüne “Ordo ab Cao(Kaostan gelen düzen) sloganı yazılabiliyor.
İşin ilginç yanı; 1 Mayıs 1776 İlluminati örgütünün kuruluşu ile 1 Mayıs işçi bayramının aynı tarihte olması ve de İlluminatinin temel ilkeleri ile solun temel ilkeleri aynı olması düşündürücü. Süreç; din ve milliyetçi devletlerin, dahası böylesi ideolojilerin olmadığı yeni dünya düzenine mı taşınmak isteniyor? Bu benim kabulum, çünkü bu benim yaklaşımımı onaylayan bir duruş…
Yoksa yine önceki yazılarımda belirttiğim gibi kaostan sonra düzen kavramını insanlığın beynine yerleştirilerek yeni bir totaliter düzen mı özdeki amaç. Öyle ki; virüs gerekçeli toplumsal kaos hareketlerini başlatarak, dünyanın en büyük devleti görünümündeki ABD’de siyasal kargaşa yaratarak, çok büyük problemlerle kuşatılmış biçimde, ABD’nin uluslararası konjonktürün tam ortasına oturtulmaya çalışıldığı gözlemlenmiyor değil.
Her zaman için dünyanın gündemini kendi çıkarları doğrultusunda belirleme gücüne sahip olan ABD, bugün gelinen yeni aşamada kendisi dünyanın gündemi haline geldi. İşte dünya böylesine yeni bir siyasal dönüşüm noktasına gelirken, Amerikan devletinin yirmi birinci yüzyılda geçen asırdaki gibi hegemon süper güç konumunu koruyamayacağı anlaşılıyor… Zaman-zaman satır aralarında Almanların yoğun olduğu Ontario bölgesinin, ABD tarafından satın alınan Alaska ve Teksas’ın bağımsızlık istediğini okumuşsunuzdur
Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra iki kutuplu dünya düzeni biterken, kapitalist ekonominin patronlarının yönlendirdiği bir doğrultuda yeni dünya düzeni tek kutuplu bir merkeze dayalı olarak kurulacaktı. Kapitalizmin neoliberalizmin de kirleten oligarklarıyla kurumsallaştıran Rusya yine güçlü ve yine bir kutup. Trajikomik olan; Kapitalizmin ken içinde 2 kutup oluşturması; ABD ve Rusya...
“28 Temmuz 1914’e dek, dahası Birinci dünya savaşına(28 Temmuz 1914-18) dek dünyaya kim egemendi? sömürgeciliğe 1668’de başlayan İngiltere. Yani, güneş batmaz İngiltere imparatorluğu. Evet; tüm dünyayı sömürgeleri sayesinde 300 yıla yakın yöneten sömürgeciliğin efendisi İngiltere...
İngiltere’ye 18. Yüzyılda Fransa sömürgeclikte rakip oldu. Yine de İngiltere egemen konumunu 1945'lere kadar sürdürdü. Sonrasında devreye ABD giriyor. Evet ABD ancak 1898 yılındaki İspanya Savaşı sonrasında büyük güç konumuna gelerek, İngiltere ve Fransa ile hegemonya yarışına dahil olmuş.. Aslında ABD'nin yükselerek küresel hegemonyayı ele geçirme süreci 1873'lerde başlıyor, çünkü İngiltere bu tarihten itibaren hegemonya yarışında gerilemeye başlamıştı.
Batı Avrupa’nın sömürgeciliği beş asırlık bir zaman dilimi içinde dünya hegemonyasını sürdürürken , Amerika Birleşik Devletleri on eyalet ile çıkmış olduğu oluşum sürecini elli eyalete ulaşarak tamamlamaya çalışıyordu . ABD bir yandan sürekli batıya giderek Atlas Okyanusundan Büyük Okyanus’a ulaşmaya çalışırken , Avrupalı sömürgeci devletler dünyanın her bölgesinde birbirleriyle savaşlara kalkışıyorlardı.
ABD dünyaya açılmak üzere harekete geçtiği aşamada, doların gücünü her alanda öne çıkarmaya çalışırken Alaska Ruslar’dan , Texas eyaletini ise Meksikalılar’dan para ile satın alarak ülkesel bütünlüğünü tamamlamaya öncelik veriyordu . İki okyanus arasında sıkışıp kalmış bir konumdan kurtulmak üzere de ülke güvenliği için Büyük Okyanus’un tam ortasında yer alan ada devleti Hawaii’yi işgal ederek burasını bölgesel federasyonun son eyaleti olarak kendi içine alıyordu.
Avrupa ulus devletleri arasındaki çekişmeler dünyayı cihan savaşlarına götürürken ABD geride kalıyor , Birinci dünya savaşında İngiltere Almanya’yı yenerken ABD arka planda kalarak İngiltere’ye yardım ediyordu .İkinci dünya savaşında ise ABD bu sefer Almanya’ya karşı Rusya’yı öne sürerek İngiltere ile beraber hareket ediyordu.
Ve; İngiltere sömürgesi olan, ABD’ye gücünü devretti. İngiltere, kendisinin yapamadığın, yani dünyaya egemen olmasını ABD’den bekler oldu. ABD, Sovyetler Birliği dağılmasına karşın tek merkezli yeni hegemonya düzenini gerçekleştirilemeyince ve de Avrupa Birliğinin(AB) gün geçtikçe Fransa-Almanya hegemonyasına girmesi sonrası İngiltere AB’den koptu. Niyeti elbet sömürgelerini geri almak değil, fakat dünyadaki Yeni Dünya Düzeninde başrol oynayacağı kesin.
İngiltere dünya’yı yönetendi, doğrudur, ABD bile sömürgesi idi, dahası egemenliği altındaydı!! Sonra ne oldu? Dünyamız iki kutbun; Sovyetler Birliği ve düne dek İngiltere İmparatorluğuna bağlı ABD’nin egemenliği altına girdi. Bu süreç soğuk savaş süreci idi ve gezegenimizde soğuk coğrafyalar oluşturarak gezegenimizi büyük oranda üşütüyorlardı.
Bugünkü dünya düzeninin kurucusu olan İngiltere kimliğini yitirmiş, bir başka kimlik olan ABD’nin güdümüne girerek İngiltere ABD’den medet umar olmuş ve yeni bir dünya düzenin oluşturulmasını ister olmuştu.. Demem o ki; İngiltere ABD merkezli bir dünya imparatorluğunun kurulmasını istedi. Ama bir türlü süper güç merkezli-tek kutuplu bir ABD imparatorluğu oluşamadı. Dahası; ABD ağabeylik yapamayıp, ağalığa soyununca kaybetti.. Kaybedişi 20 yüzyılın ideolojilerinin yorulduğunu kanıtıdır ve savladığım gibi 21.yüzyıl kendi ideolojisini oluşturacaktır.. Son virüs hamlesi bunun kanıtıdır..
Acaba diyorum; İngiltere ABD’nin ağabeyliği değil de ağalığı benimsemesinden dolayı, dünya lideri olmasından umudu kesince, dünya liderliği için geçmişteki sömürge DNA’sını tekrar öne mi çıkarmaya başladı. Baksanıza İngiltere artık; Ne ABD ne AB diyor, ille de yalnızlık da bu yalnız kalmadaki giz ne olabilir..
Hala tanısı konamayan, sadece Yeni tip corona virüs diye tanımlanan Covid-19 sonrası yazılan (benim ise Covid- 19’dan önce yazdığım) senaryolar mı yaşama geçecek?
Bence komplo teorileri bütünündeki dijital-onlıne ağırlıklı ve de 60 yaş üstünü öteleyen “Yeni bir dünya düzeni” değil, yorulan ve dökülen 20 yüzyıl ideolojileri yerini; kesinlikle dinsel ve ırksal siyasetlerden soyut 21 yüzyılın emek ve demokrası ve de özgür düşün ağırlıklı, evrensel ideolojilerine yerini bırakacak ve dünya lideri ülke belirlenecektir.
14-17 yüzyıl dünyaya egemen, sömürgeciliğin babası İspanya ve İspanya Portekiz dayanışması mı, günümüz dünya düzenini 17. yüzyıl sonrası kurumsallaştıran ve yaygınlaştıran İngiltere mi, ABD mi, SSCB’liğinden Rusya’ya indirgenen Putinli olıgarkların imparatorluğu Rusya mı yoksa, Avrupa’ya, Afrika’ya egemen 500 yıllık 15.Yüzyıl Osmanlısı mı egemen olacak, yoksa; Covid-19 ürünü Dijital Onlıne Yeni Dünya Düzeni ve Covid-19 sürecinde ABD parçalanmasını ilke edinenlerin kurgulaması; Gizli Dünya Devleti” yanlıları mı, ve de Osmanlı İmparatorluğunu sonlandırarak Anadolu’yu Anadolu insanıyla İngiliz emperyalizmine dünyada ilk tokadı atan Atatürk’ün evrensel kurtuluş felsefesini korumaya çalışan Türkiye mi?!
Birileri Dijital Yeni Dünya Düzeninden söz ederken, birileri de ABD’nin parçalanmasıyla dolar baronlarının gizli dünya devleti projesi hazırlığı içinde olduklarını söylüyorlar. Ben ise bildiğiniz gibi, yorulan 20.yüzyıl ideolojileri yerine, 21.yüzyıl kendi ideolojilerini oluşturacaktır, payşaımcı ve özgürlükçı ideolojilerini..
Elbet kafalarda soru işaretleri beliriyor; acaba, yüksek teknolojili, yapay zekalı veya insan bedenine yerleştirilmiş insansı zekalı robotların(Cyborglar ve de Avatarlar) egemen olduğu, insan denen eliti yok eden seçkinci faşistlerin yönlendirdiği Dijital Yeni Dünya Düzeni’nin parçası mı, bu “Tek bir Dünya Devleti” projesi?
Sözde geleceğin dünyasında tek bir dünya devletini inşa edenler, ulus devletlerini inşa eden Hristiyanlar ve Müslümanlar değil, Müseviler, yani Siyonistler, daha da yani İsrailliler..
Sık aralıklarla, BOH’u yani Büyük Ortadoğu haritasının tanımlarken; “Türkiye’ye, dahası AKP’ye, Ermenilere, İsraililere ve Kürtlere büyük Türkiye, Büyük İsrail, Büyük Ermenistan ve Büyük Kurdistan sözü veren; BOH’mimarı bu aynı Ortadoğu coğrafyasına nasıl 4 büyüğü sığdıracaktır. Burada uzak karakolu olan İsrail ancak öne çıkarılır, diğerleri Büyük İsrail projesinin ara sıcakları.
Büyük Türkiye derdi, Morison azatlaması, ABD dayatması Süleyman Demirel. Kapitalizmin kirli yüzü bu sefer; İngiltere büyük olamadı, ABD olamadı, R.T.Erdoğan diyecek değil ya elbet İsrail diyecek ve Ulus devletleri uyduluğunda Bir Tek Dünya Devleti, dahası Büyük İsrail İmparatorluğunu oluşturmak isteyeceklerdir.
Kim bunlar? Kim olacak, dediğim gibi iş adamı görünümlü dolar baronları. Sözde, Tapınak Şövalyeleri(1119), İlluminati(1776) vb gizli örgütler Bütük İsrail’i işaret etmekteymiş, çünkü bunaların kullandığı simgeler ve işaretlerin Musevi geleneği benzerliği taşımaktası dünya kamuoyunda önemli yansımalar yaratmıştır.
Betimlediğim gibi, dolar ulus devletlerin elinden alınacak ve sahte küreselleşme süreciyle ekonomi tümden “Tek bir Dünya Devleti” nin eline verilecekmiş ve de ulus devleti de bunu etrafında dolanıp duracaklarmış. Zamanla da tüm değerleri yok edilmiş ulus devletleri, Gizli dünya devletinin temsilcisi küresel şirketler tarafından yok edicekmiş. Süeç içinde; nasıl ki Sovyetler Birliği dağılınca ortaya 15 adet,Yugoslavya Federasyonu dağılınca benzeri bir biçimde 7 devlet doğmuştu gelinen yeni aşamada ulus devletler içinden iki bin eyalet devleti çıkartılacakmış.
İşte bu noktada; Amerika Birleşik Devletleri de dağılacakmış. Öyle ki; Sovyetler Birliği gibi Amerika Birleşik Devletlerinin de dağılması 50 adet devletin ortaya çıkmasına yol açacakmış. Nedeni yazı akışında belirlendiği gibi; ABD, SSCB sosyalist sistemi dağıldığında, tek kutuplu dünya lideri olamayışıdır.
Ve de bugün dağılma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Özellikle maden düzlemi Alaska, ekonomik güç Kaliforniya ve tarım merkezi Teksas gibi çok büyük eyaletler bağımsızlık kazanacak ve dünya dengeleri alt üst olacaktır. Corona virüsü projesi son üç aydır en büyük sorunu ABD’de yaratmıştır.
Bir iddiaya göre; New York valisinin başkanlığında doğu bölgesindeki on eyalet Washington yönetimine isyan ederek bir Doğu Amerika Birliği gibi çalışarak dünyanın en büyük devleti olan ABD’yi resmen parçalama sürecine sokmuştur. Gizli Dünya Devletinin başkenti; Birleşmiş Milletlerin yer aldığı New York kenti olacakmış.
İşin düşündürücü ve komik yanı; ABD başkanı Trump aslında Gizli dünya devleti emperyalizmine karşı çıkmak üzere Beyaz Saray’a Pentagon tarafından getirilmiş ve küresel sermayenin temsilcisi olarak Gizli Dünya Devletine çalışan Hilary Clinton’un başkanlığa seçilmesi önlenmiş.. Gizli Dünya Devleti projesi Siyonistlerin Büyük İsrail projesi imiş. Küresel sermaye açıkça İsrail ve bir dünya devleti kurmak için Amerikan devletini yıkmaktadır.
ABD’den böylesi kopmalar bir çeşit antık kent devletlerini de beraberinde getirecek ve Amerikan üstünlüğünü son erdirecektir. ABD’nin ortadan kalkması da beraberinde dünya kaosunu getirecektir. Böylece devlet sayısı iki yüzden iki bine çıkarken, küresel sermayenin denetimindeki Gizli Dünya Devleti, kıtasal alanlarda kurulacak çok uluslu federasyonlar aracılığı ile yönetimi üstlenecektir.
Antrparantez:
[[ Her iki dünya savaşı sırasında müstakbel İsrail önce İngiltere’nin ,daha sonra da ABD’nin omuzları üzerinde yeni dünya düzeni oluşumunun önde gelen aktörü konumuna sahip olmaya çalışıyordu . Atlantik okyanusunun doğusundaki İngiltere ile batısındaki ABD , bir anlamda Atlantik emperyalizminin temsilcileri olarak Avrupa kıtasına meydan okurlarken , İsrail gibi geleceğin devleti olabilecek bir siyasal oluşumun taşıyıcılığını da yapmak zorunda kalıyorlardı . Birleşik Krallık olarak hareket eden Britanya İmparatorluğu Birinci savaş sonrasında bir Yahudi devletinin kurulması girişimlerine karşı çıkarak , İsrail’in kurulmasına izin vermiyordu . Bir Yahudi devleti ve sonrasında da bir dünya imparatorluğu kurmak üzere yola çıkmış olan Siyonist hareket ,İsrail’i İngiltere’ye kabül ettiremeyince , bu sefer ikinci dünya savaşını Hitler provakasyonu ile çıkartarak İsrail’in kurulmasına giden yolun açılması doğrultusunda ABD’yi bu amaçla kullanıyorlardı .
Üç büyük din dünya sahnesinde yaşanırken ve özellikle Hrıstıyanlık ve Müslümanlık dinlerinin çok yayılmış olduğu alanların daha küçük ulus devletlere yönlendirilmesiyle farklı bir oluşum süreci ortaya çıkınca , üç büyük dinden ikisi ulus devletler olarak paramparça bir konuma gelmiştir . Üçüncü büyük tek tanrılı din olarak Yahudilik kendi ulus devletini Birinci Dünya Savaşı sonrasında kuramayınca , bir yeni senaryo ve provakasyonlar üzerinden ikinci dünya savaşı çıkartılarak , üçüncü tek tanrılı dinin ulus devleti olarak İsrail , Tevrat tarafından kutsal topraklar olarak gösterilen Filistin’de kurulmuştur . Ne var ki , İsrail kuruluşu itibarıyla Tevrat’a dayandığı için bir ulus devlet olarak değil bir din devleti olarak ortaya çıkmış ve bu nedenle de devletin anayasası yerine Tevrat kabül edilmiştir . Vatikan’ın engellemeleri yüzünden İsrail bir din devleti olarak Hrıstıyan Avrupa’da kurulamamıştır .]]
Fakat değil Avrupa ve ABD’yi, İsrail dünyayı ele geçirme savaşında:
Sayıları sadece Amerika'da 70 milyona, dünyada 500 milyona ulaşan, Başkan George W. Bush'un da en büyük takipçisi olduğu Evangelistler, İncil'de yer alan kehanetleri gerçekleştirmek için çalışıyormuş.
Evet; Hrıstıyanlık ve Yahudilik arasındaki ana çekişme, daha sonraki aşamada bir Siyonist Hrıstıyan mezhebi olarak Evanjelizm’in Amerika merkezli olarak kurulması ile farklı bir çizgiye gelmiştir. Hrıstıyan toplumlarına karşı sayıca çok az bir durumda olan Yahudiler, toplumsal tabanı genişletmek üzere bir kısım Hrıstıyan topluluğunu Siyonist bir tarikatın çatısı altında toplayarak ve siyasal etkinlik yaratarak Hrıstıyan mezheplerini dengelemeye yönelmişlerdir.
Avrupa’daki geleneksel Hrıstıyan mezhepleri anti-siyonizmden anti-semitizeme yönelirlerken , İsrail’in kuruluşu sırasında Amerika’da oluşturulmuş olan Evanjelizm mezhebi Hrıstıyanları Siyonistleştirerek ABD’nin İsrail’i desteklemesini sağlayarak , Avrupa karşıtı çizgide büyük katkıları olmuştur .İki bin yıl süren dinler kavgası Avrupa’yı İsrail karşıtı bir noktaya getirirken , Evanjelik tarikatı Amerika’yı İsrail’ci bir çizgiye getirerek ,Avrupa ve İngiltere’nin önlemeye çalıştığı İsrail devletinin kuruluşunu sağlamıştır.
İşte bu noktada; böylesi koyu Hıristiyanlara göre kıyamet 2000'li yıllarda Ortadoğu'da kopacak ve onlar da İsa Mesih sayesinde dünyaya hakim olacaklarmış. Gizli Dünya Devleti projesi de bu gizemli oyunun, yalanın bir parçası bence.. Doğru yanlış bilemem, fakat; İsrail’in vaat edilmiş topraklara kavuşturulması, yani İsrail devletinin kurulması ve günümüze yaşanan tüm bu kaoslarla 3.dünya savaşı, yani Armageddon savaşı çıkarılmak istendiği bir gerçek.
Yaşananların; bu gizemli projenin ön çalışmaları olduğu, bu nedenle seçilmiş insanlar olan Yahudi’leinr İsa gelmezden kıyamet Armageddon sürecinde Filistin topraklarına yerleştirildiği pek çok kimseye mantıksız gelmez. Bana mantıksız gelen, ölümü gösterip sıtmaya razı etmek amaçlı dünyanın bu gizemli gizli devlete karşı Trump’un yanında yer alınması gerektiğini savlamak.
Covid-19 salgını-saldırısı ulus devletlerle ve ABD’ye bir operason ise; ve de amaç Gizli Dünya Devleti projesi deniyorsa, Gizli Dünya Devleti projesiyle, Yeni Dünya ‘Onlıne-dijital’ Düzen örtüşmektedir.
Trump, R.T.Erdoğan, Gizli Dünya Devleti projesi ve Yeni Dünya ‘Onlıne-dijital’ Düzen projeleri.. Allah’ım akılı adam ve akıllı süreci neden öteledin?!
Şu bir gerçek; Küresel efendiler ve onun yerli işbirlikçileri ulus devletini hedef tahtasına oturtmuşlardır . Küresel sermaye hegemonyasına teslim olmamak için bütün ulus devletlerin bir araya gelerek emperyalizme karşı enternasyonel bir dayanışma düzeni kurmaları kesin zorunlu. Ama ben bunu ABD-Trump, Türkiye- R.T.Erdoğan ile kurmam. Gizli Dünya Devleti projesi ve Yeni Dünya ‘Onlıne-dijital’ Düzen projeleri ile hiç işim olamaz. Benim için varsa yoksa 21.yüzyılın kendi ideolojilerini yaratması projesi..
Düşünün; Trump ve eşyanın tabiatına aykırı R.T.Erdoğan İle Ulus Devletleri kurtarıyorsun.. Gerçekten işte o zaman dünyanın sonu gelmiş demektir.
Dünya Liderleri iken biten İspanya- Portekiz, Osmanlı, İngiltere ve ABD’nın yıkılış temellerine bakalım: Evete, konuyu daha kavrayabilmek adına, İspanya’yı, Osmanlı’yı, İngiltere’yi ve ABD’yi ele almamız gerek.
Şu bir gerçek İngiltere’den önce Portekiz, sonrası İspanya sömürgeciğin efendisi idi. Dünya’ya egemnlik olgunsu sıraya koyarsak; Portekiz; İspanya, Osmanlı, İngiltere ve ABD ve de Sovyetler Birliği gelir. Bugün dünyanın egemeni yok, sadece yoksul ülkelerin madenlerini, doğalgaz ve petrolünü paylaşan varsıl ülkeler vardır. Biri diğerinden üstün değil, salt birbirini tehdit eden varsıl ülkeler.. İngiltere bunu vurgulamıştır, sadece iki süper güç soğuk savaş sonrası, kendilerine ram olmuş ülkelerle, birbirine soğuk bakmaktadır..
Sömürgeciliği dünyada ilk başlatan Portekiz’dir, sonrası akrabası İspanya devreye girmiştir, ardından İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika ve Danimarka.... Portekiz; 14. yüzyıldaki Coğrafi keşiflerle dünyanın dört bir yanına yayıldı; gittikleri ülkelere dili ve kültürünü de taşıyarak. Dünyaca ünlü kaşifler Portekizlidir; Kristof Kolomb, Vasco De Gama, Alvaro Fernandes, Luis Cadamosto, Bartolomeu Dias, Joao Rodrigues Cabrilho ve Denizci Prens Henry..
Bu kaşiflerin sayesine dünyanın dört bir yanına yayıldı ve çok sayıda ülkeyi kolonileştirdi. Afrika ülkelerinden Uzakdoğu'ya ve Güney Amerika'ya kadar birçok ülkeyi sömürgeleştiren Portekiz, dünyanın en büyük sömürgecisi idi...Ne zamanki; İspanya Kralı II. Felippe’nin, 1580’de tahtı eline geçirdi ülke 1690’a kadar İspanya’nın egemenliği altında kaldı. Ve sonrası çökerek bugün Avrupa’nın en yoksul ülkesi haline dönüştü..
Tarihteki ilk okyanus ötesi imparatorluğu kuran İspanya 17-18 yüzyılda Orta Amerika ve Güney Amerika’nın doğu yakasını tamamen ele geçirdi.19.yüzyıl başında(1822): İngiltere Avustralya’yı keşfediyor. Çarlık Rusya sınırlarını kutuplara kadar genişletmeye devam ettiği süreçte ise, İspanya ve Portekiz birçok sömürgesini kaybediyor…
İngiltere sömürgeciliğe iç savaş ardından yapılan1688 Devrimi ile başladı. Bu devrim ile İngiltere de yönetim meşruti ve anayasal oldu. Parlamento ülkenin gerçek gücü haline geldi. Fakat devreye ticaret burjuvazisi girerek, sömürgecilik süreci başladı. Bu devrim ve daha sonra Hannover Hanedanı’nın iktidara gelmesi ticaret burjuvazisinin işine yarayıp İngiliz sömürgeciliğini tetikleyen güç oldu…
İngiltere’nin bu yayılması diğer büyük güçleri İngiltere aleyhinde ittifaka itti. Bu rekabetin getirdiği savaş ters bir etki yaparak İngiltere’nin yayılmasına yaradı. İspanya Veraset Savaşı (1701-1713) ve Yedi Yıl Savaşları (1756-1763) İngiltere’nin çok önemli sömürgeler elde etmesine yaradı. Ayrıca Hindistan’da bölge hakimiyeti için Fransa ile yapılan Plasey Savaşı neticesinde, bölgeden Fransızlar’ın çekilmesine ve buraları İngilizler’e devretmesine neden oldu…
1770’lere doğru Amerika ve Hindistan olmak üzere iki İngiliz nüfuz bölgesi oluşmuştu… Ve, Hindistan ile İngiltere arasındaki en önemli geçiş yeri olan Ortadoğu bölgesinin İngiltere açısından önemi artmaya başladı….
İngiltere 1919’da Afrika’nın %40’ını, Avusturalya ve Kuzey Amerika’nı, Hindistan ve Pakistan’ın tamamını sömürgeleştirdi..İngiltere özellikle; Alman kökenli bir kraliyet hanedanlığı olan; Hannover Hanedanlığı Hannover Krallığını ve aynı zamanda Braunschweig-Lüneburg düklüğünü ve de 1714'den sonra Hannover Hanedanlığı Büyük Britanya Krallığını ardından 1760 sonrası İrlanda’yı yönetmeye başladılar derken “Üzerinde güneş batmayan” İngiltere İmparatorluğunu yarattılar ve dünya düzenini kurdular..
Bu dönemde İngiltere’ de; kökeni ilk çağa dayanan; ahlak, ideoloji, toplum, devlet modeli olarak kendisini her alanda ortaya koyan libarelizmin yükselişi ile toplumsal değişme meydana gelmiştir. İngiltere kölelere sahip çıktı.. Bu da Asya ve Afrika’da küçük devletlere müdahale hakkı vermiştir. 1830’larda Sanayi Devrimi ile üretimin çapında artış yaşanmaya başlandı ve Avrupa ticaretini geliştirdi.
Bu da üretimi artışını ve fiyat düşüşünü beraberinde getirdi, yani hayat ucuzladı. Artık dünyada her şey İngiltere tarafın yönlendiriliyordu, yönlendirmesine de başına gelecekleri öngöremiyordu da. Çünkü; Ticaret burjuvazisinn yerini alan XVII. ve XVIII. yüzyılların zayıf sanayi burjuvazisi politikaya ağırlığını koymaya başladı. Bunun sayesinde sömürgeler ve pazarlar üzerindeki İngiliz ticaret şirketlerinin tekeli kırılıp serbest piyasa ekonomisi getirildi..
Nihayet 19. yüzyılda Avrupa, İspanyol Amerika(Latin toprakları) ve Kuzey Amerika’da liberal devletler kurulmaya başlandı. 1929 yılında başlayan Büyük Bunalım liberal ekonomi desteğini azaltınca, Avrupa ve Kuzey Amerika’da sosyal liberal görüşler yükselişe geçti ve refah devletinin genişlemesinde belirleyici oldu…
20. yüzyılın sonlarında da sosyal liberalizme karşı reaksiyon büyük oranda neoliberalizmden geldi. Bu yüzyıldaki önemli bir ideolojik bölünmeyse Amerika’da bireycilik ve Laissez-Faire (Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler, yani; Hükümetin sanayi ve ticaret işlerine müdahale etmemesi prensibi) ekonomi fikirlerinin Liberteryen (17. yy İngiltere’sinde ortaya çıkan özgürlük kavramının ilk savunucuları), okulun temelini oluşturmasıydı.
Kısa bir zaman sonra İngiltere büyümekte olan Almanya karşısında en büyük rakibi olan Fransa ile işbirliğine gitmek zorunda kaldı. I.Dünya Savaşı’nı kazanan bu devletler yenilen devletleri-özellikle Osmanlı’yı-aralarında paylaştılar. İngiltere bu paylaşımdan stratejik ve petrol zengini olan yerleri aldı. Bu dönemde petrolün rolünün iyice artması artık İngiltere’nin tamamen Ortadoğu’ya dönmesine neden oldu. Bu hakimiyeti Manda Rejimi ile sürdürüldü. Ayrıca İran gibi ülkeleri de siyasi ve askeri gücüne dayanarak sömürmeye devam etti.
14 ve 15.yüzyılda Porteki’den sonra dünyanın en büyük gücü; 500 yıllık Osmanlı İmparatorlüğü çöküyor: Osmanlı’da ise Ermeni, Rum ve Hristiyanlar etkindi.. Görüldüğü gibi bölgede kendine yardımcı olarak bulduğu grupları, kendi çıkarları gereği kullanan İngiltere bu konuda en çok Osmanlı İmparatorluğu yapısında avantajlı idi..
İngiltere 19.yy başlarında Osmanlıyı yıkmamayı düşündü.
Bu dönemde İngiltere’nin Osmanlı siyaseti; Osmanlı’nın yıkılmaması yönündeydi. Osmanlı İngiltere’nin bölge üzerindeki siyasetinde en önemli yeri teşkil eder ve Osmanlı’nın toprak bütünlüğünden yanadır.
Bunun temel olarak iki sebebi vardir; ilki Osmanlı’ya karşı düşmanca bir tavır takınan Çarlık Rusyası’nın toprak genişletmesini engellemek, ikinci olarak ise, Osmanlı pazarını başta Almanya olmak üzre diğer devletlere kaptırmak istememesidir. İngiltere’nin asıl isteği; dağılama süreci yavaşlatılmış ve İngiltere ile ekonomik ve siyasal bağları güçlendirilmiş bir Osmanlıydı.
Osmanlı’yı sömürmesi içim onu dağıtmadan ayakta tutması gerekiyordu. İngiltere bu yüzden reformlar yaptırarak Osmanlı’yı ayakta tutmaya çalışmıştır. Böylece kendi dışındaki Avrupa Devletleri’nin müdaheelesini engellemeye çalışmıştır. Çünkü Osmanlı’nın idaresi altındaki bölgeler, stratejık ve ekonomik olarak İngiltere için çok önemli bölgelerdi.
İngiltere sömürülen ülkede kendi ekonomik gereksinmeleri olan hammadde kaynaklarını geliştirmek için çaba harcıyordu ve bunu da tek yönlü yapıyordu. Ortadoğu tarımsal alan ve işletmelerde(plantasyon) yetiştirilecek ürünü İngiltere belirlemekte idi. Bu ürünleri kendi belirlediği sabit fiyatlar ile alması yerli sermayenin oluşmasına engel oluyordu.
Fakat unutulamaması gereken husus İngiltere bölgeleri sömürürken , diğere taraftan bölge halkının satın alma gücünün belirli bir orandan aşağıya düşmemesini sağlıyordu. Çünkü bu kendi pazarını yok etmek anlamına gelirdi. Ayrıca bu bölgelerde üretken güçleri de harekete geçirirdi ama kendi gereksinimleri doğrultusunda . Örneğin etkisi günümüze kadar devam etmiş olan bu olgu – Mısır’ın pamuk üretiminde yoğunlaşması gibi- tamamen İngiltere yönlendirmesi ile oluyordu.
İngiltere sonradan vazgeçti ve Osmanlı’yı parçalamaya başladı: Osmanlı’nın bölünmesi ise bu dönem için İngiltere’nin işine geliyordu. Almanya tehlikesi karşısında bölgedeki stratejik mevkileri sağlama alması gerekiyordu. Böylece Almanya’nın büyümesi, başka bir deyişle ise kendi küçülmesinin önüne geçmeye çalışmıştır.
Eğer Almanya sayesinde Osmanlı’nın Panislamist politikası başarıya ulaşırsa, o zaman bölgede İngiltere’nin hiç bir etkisi kalmazdı. Bu yüzden İngiltere, Osmanlı’yı parçalama -ki aslında islam devletleri bütünlüğünü parçalamadır- planını uygulamaya koydu. Bu ulusçuluk hareketi ile İslam toplumu parçalanma evresine girdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun 34. padişahı ve çöküş sürecindeki devlette mutlak monarşist II. Abdülhamit dönemi Osmanlı İmparatorluğunun toprak kaybetme sürecidir. Öyle ki savaşsız toprak kayıpları yanında, Filistin para ile Yahudilere, Kıbrıs’ta İngilizlere satılmıştır..
Burada Osmanlı İmparatorluğunun Etkisine Ve Yıkılışına Antrparantez Açmam Gerek: Atatürk Türk Dil Kurumu’na Ermeni dil uzmanı atayınca kıyameti koparan dinden ve ırktan geçinen o dönem muhafazakarları, acaba Osmanlı bürokrasının ve İmparatorluk kademeleri ve dahi padişah anaları kimlerden oluşuyordu hiç düşündüler mi. Bu yapı emperyal güçlere Osmanlı’yı parçalama kolaylığı getirdiğini hiç akıllarına getirdi mi. Emperyaller Osmanlı’yı hep içten vurmakla işe başladılar ve Anadolu insanı olmayan yetkililer ve Analar verdiler Osmanlı’ya. Günümüzde ise farklı versiyonu sunuyorlar, yetersiz, cahil, vatanından çok çıkarını sevenleri iktidara taşıdı ve taşımaktadır…
[[1453’te İstanbul’un Fethi’nden sonra başlayan Rönesans hareketleriyle birlikte pusulanın bulunması, Coğrafi Keşifler’in başlamasına neden olmuş ve Avrupa ülkeleri ‘yeni dünyalar’ keşfetmiştir. Keşiflerin öncülüğünü Portekizliler ve İspanyollar yapsa da, zamanla keşif yapan ulus sayısı artmış ve bir çok Avrupa ülkesi yeni topraklar keşfetmiştir. İspanya ve Portekiz gibi iki okyanus ülkesinden denizlere açılınmış ve arkadan İngiltere, Fransa, Hollanda, Belçika gibi batı Avrupa ülkeleri denizlere açılarak önce keşifleri tamamlamışlar sonra da sömürge ülkelerini belirleyerek kendi evrensel imparatorluklarını kurmuşlardır..
İngiltere bu aşamada sömürge devletleri ile kendi imparatorluğunu yönetmeye çalışırken, ABD batıya yönelerek önce kendi ülkesini ve daha sonra da bütün Amerikan kıtasını ele geçirebilmenin arayışı içinde olmuştur . İngiltere ve Fransa’nın zenginleri sömürgeleri üzerinden aynı zamanda dünyanın da zenginleri olmuşlardır.
Avrupa devletlerinin bu keşifleri ise bu toprakların yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürmeleriyle sonuçlanmıştır.. Sürece 15 yüzyıl sonrası Osmanlı da katılıyor. Doğrusu fetihlerle topraklarını genişleterek Arabistan yarım adsının batısını, Avrupa’nın yarısını, Atlas ülkelerini, Mısır’ı ve Ortadoğuyu tümden ele geçiriyor ve 19.yüzyıl sonunda (1885) kopuşlar başlıyor…
Balkan savaşı ile Avrupa’dan sökülüp atılmaya başlanır. Bu bir Hristiyan-Müslüman çatışmasıdır ve ikinci dünya savaşından sonra 3. tek tanrılı din Müsevilik ve onun devleti Müslümanlar ve Hırıstiyanlar arasına konuşlandırılır.
Ve bu bilinsin ki 3 tek tanrılı dinler arası çekişme, İsrail’in başını çekeceği 3.dünya savaşına neden olma olasılığını yadsıyamayız ve bu bir küçük kıyamet olacaktır. Yani; büyük Hrıstıyan birliği, büyük İslam birliği ve büyük müsevi birliğinin yaratacağı kıyamet....
Osmanlı neden yıkıldı; Osmanlı İmparatorluk kademelerini, dahası İmparatorluğunu Hıristiyan ve Musevilerle yönetti; Anadolu’daki-Osmanlıdaki; Türklerle, Lazlarla, Çerkezlerle ve Gürcülerle ve de Kürtlerle yönetmedi. İngiliz İmparatorluğu da kolay bu yapıyı yıktı. Tamamen yok edecekti fakat İngilizlere Çanakkale’de tokat atmaya başlayan Atatürk Türkü, Lazi, Kürdü, Çerkezi ve Gürcüsü ile Sakarya’da attığı son tokatla durdurdu ve dünyanın coğrafi sınırlarıyla en yakışıklı ülkesini yarattı.
Yönetimini de bu Anadolu halklarıyla oluşturdu ve de Türk üst kimliğiyle Türkiye’yi yarattı. Bu üst kimlik Anadolu’nun en kadım halkı Laz da olabilirdi, Kürt’te vs Fakat Atatürk Türk adını seçti ve bu onun Enver Paşa gibi Türkçü olduğunu, Turancı olduğunu asla kimse düşünmedi..
Demem o ki Osmanlı Türkçülük ile değil, gizemli Hıristiyan hayranlığı ile çöktü..
Olguyu daha iyi tanımlayabilmek için 33 senelik Halife-i Müslümin 2. Abdülhamid Devrinin Osmanlı Devlet Erkanına bakalım:
Evet: “Payitaht- Abdülhamit” diye hakkında methiyeli, abartılı TV dizileri yapılan ve Osmanlı’yı bitirme sürecinde borç karşılığı toprak satan ve de son günlerde Abdülhamit’e dil uzattı diye Tarikat pisliği Cübbeli Ahmet denen meczup ve ak itler, çağdaş ve Atatürkçü Merdan Yanardağ için linç kampanyası başlattıkları mutlak monarşist-faşist 2.Abdülhamit dönemine Allah Lillah için bir bakın eyyy feraseti yüksek cahiller…
Hariciye Nazırları; Aleksandros Karateodori Paşa (1878-1879)…..Gabriel Pasha ve Sava Paşa (1879-1880)…..Hazine-i Hassa Nazırları: Agop Ohanes Kazazyan (1876-1891)….Mikail Portakalyan Efendi (1891-1897)….Ohanes Sakız Efendi (1897-1908)….Maliye Nazırı: Agop Ohanes Kazasyan Paşa (28-30 Ağustos 1885) (Aralık 1886 - Mart 1887) (1888-1891)….Nafia Nazırları: Ohanes Çamiç Efendi (1877-1878)….Aleksandr Karateodori Paşa (1878)….Sava Paşa (1878-1879)….Orman ve Maadin Nazırları; Mavrokordato Efendi (1908-1909)….Aristidi Paşa ( 1909)…..Ticaret ve Ziraat Nazırları: Bedros Kuyumcuyan Efendi (1880)….Gabriel Noradonkyan Efendi (1908-1909)
Ayan Üyeleri, Yani Yerel egemenler(1876): Antopolos Efendi Aristarki Bey….Daviçon Karmona Efendi….Musurus Paşa….Serviçen Efendi….Stoyanoviç Efendi….Dr. De Kastro Bey….Mavroyeni Paşa Karatodri Paşa….Abraham Karakahya Paşa.
Ayan Üyeleri(1908) Azaryan Efendi: Basarya Efendi
Bohor Efendi….Fethi Franko Bey…..Gabriyel Noradonkyan Efendi….Mavrokordato Efendi….Mavroyeni Bey Oksanti Efendi….Yorgiyadis Efendi….Aram Efendi….Popoviç Temko Efendi….2. Dünya savaşı sonrası Ermeniler için toprkal talep eden ve Lozan konferansına Ermenileri temsil eden;Babıali Hukuk Müşaviri Gabriel Efendi; Elçiler:
Y. Fotiades Bey ve Gobdan Efendi’nin Atina….Azaryan Efendi’nin Belgrad….E. Karatodri Efendi’nin Brüksel….Blak Bey’in Bükreş….Yanko Karaca Misak Efendi ve Aritraki Efendi’nin Lahey….K. Musurus Paşa Alfred Rüstem Paşa ve Antopulo Paşa’nın Londra….Naum Paşa’nın Paris S. Musurus Bey ve Y. Fotiades Bey’in Roma….Nikola Gobdan Efendi’nin Sofya….A. Vogorides Paşa’nın Viyana….L. Aristarki Bey ve A. Mavroyeni Bey’in Washington’da Büyükelçi.. Konsolos ve kâtipliklerde de Türk unsurundan ziyade Ermeni ve bilhassa Rum memurlar kullanılmakta idi.
Valilik koltuklarının çoğunda da gayrimüslimler oturuyordu: Şarkî Rumeli Valileri; Sava Paşa Aleko. Vogorides Paşa Gavril Paşa. Hristoiç Alexandre de Battenberg Ferdinand de Saxe-Cobourg et Gotha
Sisam Beyleri(Yunanistan adası); Mişel Gregoriyadis Bey. Aleksander Mavroyeni Bey. Yanko Vitinos Bey. Kostaki Karateodori Paşa. Yorgi Yorgiadis Efendi. Andrea Kopasis Efendi
Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı veya Cebel-i Lübnan Sancağı Mutasarrıfları(Vali kadar yetkin Sancak yöneticisi); Vasa Paşa Naum Paşa. Yusuf Franko Paşa
Maliyesini hariciyesini tarımını madenlerini ve de mülkiyesini gayrimüslimlere bırakmış devletin başında bir İslam Halifesi (!) vardır…
Atatürk TDK’ya, canım Türk dil Kurumuna Ermeni dilbilgisi uzmanı atayınca kıyamet koparanlar, acaba Anladınız mı Atatürk’ün Kimlerin Tekerine Çomak Soktuğunu!!??
Annelerine ve hatunlarına bakalım:
Ertuğrul Bey(1231- 1281). Hayme Hatun…1) Osman Bey(1281 -1326): Annesi: Hayme Hanım. Hatunlar: Moğol Bala Hatun- Mal Hatun (İki Kız Kardeş)…..2) Orhan Bey(1324-1360): Annesi: Moğol Mal Hatun. Hatunları: Rum Horofine Rum Asporce Rum Teodora…..3) Murat Hüdavendigar: (1360-1389) Annesi; Rum Horofira (Nilüfer Hatun).Hatunları: Bulgar Tamar Bulgar Marya…..4) Yıldırım Bayezid(1389-1402): Annesi Bulgar Marya (Gülçiçek Hatun). Hatunları: Germ. Oğl. Devlet Hatun. Bulgar Olga. Sırp Olivera…..5) Mehmet Çelebi(1413- 1421): Annesi Bulgar Olga. Hatunları: Hırsty. Sofya Hırsty. Veronika Hırsty. Cary. Anna…..6) Iı. Murat(1421-1451): Annesi: Hırsty. Veronika. Hatunlar: Fr. Aime Sırp Mara Despina İtaly. Stella…..7) F. Sultan Mehmet(1451-1481): Annesi: Sırp Maria Despina (Hûma Hatun).Hatunları: Mora Desp. Kızı Helen Rum Kornella. Pontus Kralının Kızı Anna Hırsty. Yunan Tamara…..8) Iı. Beyazid(1481-1512): Annesi: Rum Kornella (Gülbahar Hatun). Hatunları : Hırs. Anita Hırs. Beti Hırsty. Suzi….9)Yavuz Sultan Selim(1512-1520): Annesi: Hırsty. Beti (Ayşe Hatun). Hatunlari: Polonya Yahudisi Helga (Hafsa Sultan). Sırp. Aleksandra(Ayse Sultan)…..10) Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566): Annesi: Polonya Yahudisi Helga (Hafsa Sultan). Hatunları: Polonyalı Anna, Arnavut Mahi Devran Sultan. Gülfem Hatun. Rus Papazın Kızı Roksana (Hurrem Sultan) Sicilyalı Rozalina…..11) Iı. Selim: (1566-1574): Annesi: Rus Roksana (Hurrem Sultan). Hatunları: Yahudi Rasel (Nurbanu Sultan)…..12) Iıı. Murat(1574- 1595): Annesi: Yah. Rasel(Nurbanu Sultan).Hatunları : Macar Ninuşka Polny. Mona.Venedikli Bafo Rus Olga Romen Meri…..13) Iıı. Mehmet : (1595- 1603). Annesi: Venedikli Bafo (Safiye Sultan). Hatunları: İspanyol Violetta Yunanlı Helen…..14) I. Ahmet(1603-1617): Annesi: Yunanlı Helen (Handan Sultan). Hatunları: Rum Anastasya Rum Evdoksiya…..15) I. Mustafa (1617-1618): Annesi: İspanyol Violetta…..16) Genç Osman (1618-1622). Annesi: Rum Evdoksiya (Mahfiruz Sultan). Hatunları: Rum Marica Arnavut Àkile…..17) Iv. Murat(1623- 1640): Annesi: Rum Anastasya (Mahpeyker Sultan). Hatunları: Rum Keti Rum Anna Rum Helena…..18) I. İbrahim(1640-1648): Annesi: Rum Anastasya. Hatunları: Rus Nadya Polonyalı Eva. Ermeni Maryam Sırp Katrin…..19) Iv. Mehmet(1648-1687): Annesi: Rus Nadya (Turhan Sultan). Hatunları: Rum Evamia Korsikali Bella. Romen Cesika Ermeni Flora Rum Helen…..20) Iı. Süleyman(1687-1691): Annesi: Sırp Katrin (Dilaşüb Hatun)…..21) Iı. Ahmet(1691-1695): Annesi: Polonyalı Eva (Hatice Sultan). Hatunları: Giritli Rum Yeremiye, Rum Diyana…..22) Iı. Mustafa(1695-1703): Annesi: Rum Evamiya (Emetullah Sultan). Hatunları: Rus Vera, Rum Anjela, Sırp Mari. Rum Aleksandra…..23) III. Ahmet(1703-1730): Annesi: Rum Evamiya (Emetullah Sultan). Hatunları: Margaret-İzabel- Luiz- Janet- İda-Şarlot-Katerin- Jenifer- Beti- Suzan-Elizabet(Bunlardan 32 Kızı Ve 21 Erkek Çocuğu Oldu)…..24) I. Mahmut(1730-1754): Annesi: Rum Aleksandra (Saliha Sultan). Hatunları: Bulgar Sofia Fr. Julien, Sicilyali Lilien, Macar Maggi Rus Olga…..25) Iıı: Osman(1754-1757): Annesi: Sırp Mari (Şehsüvar Sultan). Hatunları: Sicilyalı Olivya, Sırp Olga…..26) Iıı. Mustafa(1757-1774): Annesi: Fr. Janet (Mihrişah Sultan). Hatunları: Cenevizli Agnes Korsikali Elsa Rumen Emily Pol. Mona Gürcü Poli…..27) I. Abdülhamit (1774-1789): Annesi: Rum İda (Şermi Sultan). Hatunları: Fr. Nache Bulg. Sonya Macar Melina. Rum Meri Ukr. Rudi Cenevizli Afro Venedikli Helen Sırp Marya…..28) Iıı. Selim (1789.1807): Annesi: Cenevizli Agnes (Mihrişah Sultan). Hatunları: Patricia Linda Berti Alis Lisa Rosanna Anna Magdalena…..29) Iv. Mustafa(1807-1808): Annesi: Bulg. Sonya (Sineperver Sultan). Hatunları: Flora Adela Sofi Glorya. (Iv. Mustafa Iıı. Selim`İn Butun Çocuklarını Ve Hatunlarını Bogdurttu)…..30) Iı. Mahmut(1808-1839): Annesi: Fr. Nache (Nakşi-Dil Sultan). Hatunları: Ermeni Maryam. Arap Çingene Fatma. Zenci Arap Furi Acem-Boşnak Kerime Boşnak. Margareta Grek. Nora Rus Olga. Cenovali Papaz Kızı Rozi Rum Nina Bulg. Ester Gürcü Flora Arn. Sofi Rus Suzi. Yahudi Suzan Sırp Zona Çing. Besime…..31) Abdülmecit(1839-1861): Annesi: Rus Suzi (Bezm-İ Âlem Valide Sultan). Hatunları: İng. Hanriet Fr. Vilma Rus-Erm. Virjin Rum Karolin…..32) Abdülaziz(1861-1871): Annesi: Çingene. Besime (Pertevniyal Sultan)…..Hatunları: Adela-Aliş Camelia Asporce Anna…..33) V. Murat(1876-3ay): Annesi: Fr Vilma (Şevkefza Sultan). Hatunları: Carmen Marone Elfi Clarissa…..34) Iı. Abdülhamid: (1876-1909). Annesi: Rus Ermenisi Virjin (Tirimüjgan Sultan). Hatunları: Lucien Sylvia İliana Helga-Etiene Marica Zarah Sevilla Lester Ovsanna Ruth Meri Elisa…..35) Mehmet Reşat: (1909-1918). Annesi: Arnavut. Sofi (Gülcemal Sultan). Hatunları: Vivian Theresa Chantal…..36) Vı. Mehmed Vahdettin: (1918-1922) . Annesi: İng. Hanriet (Gülistan Sultan). Hatunları: Silva İsabel Drina Adrien Ravena..
Soncelikle;
Yazım akışında; “Önümüzdeki torunlarımız çağında dünya lideri kim olacak?” sorusu sormuş ve şu seçenekleri ileri sürmüştüm:
14-17 yüzyıl dünyaya egemen, sömürgeciliğin babası İspanya ve İspanya Portekiz dayanışması mı, günümüz dünya düzenini 17. yüzyıl sonrası kurumsallaştıran ve yaygınlaştıran İngiltere mi, ABD mi, SSCB’liğinden Rusya’ya indirgenen Putinli olıgarkların imparatorluğu Rusya mı yoksa, Avrupa’ya, Afrika’ya egemen 500 yıllık 15.Yüzyıl Osmanlısı mı egemen olacak, yoksa; Covid-19 ürünü Dijital Onlıne Yeni Dünya Düzeni ve Covid-19 sürecinde ABD parçalanmasını ilke edinenlerin kurgulaması; Gizli Dünya Devleti” yanlıları mı, ve de Osmanlı İmparatorluğunu sonlandırarak Anadolu’yu Anadolu insanıyla İngiliz emperyalizmine dünyada ilk tokadı atan Atatürk’ün evrensel kurtuluş felsefesini korumaya çalışan Türkiye mi?!
Benim seçeneğim; emek, özgürlük, demokrasi ve yurtseverlik bütününde harmanlanmış, din ve ırk kutsiyetini siyasallaştırmayan, dünyada mazlum ülkelere rehber olmuş’: Atatürk’ün Anadolu halklarıyla emperyaller attığı ilk tokatlarla oluşturduğu, Kurtuluş destanının ruhu: “Evrensel Kurtuluş Felsefesi”’ni benimsemiş Türkiye, gelecek de dünyaya egemen olacaktır..
Yorumlar
Yorum Gönder