ŞİMDİLERİN “X Y Z” KUŞAĞI VE DÜNLERİN SİYAH BEYAZ AYRIMCILIĞI VE CORONACI 65 YAŞ..
Önceki kuşaklarla birlikte günümüz kuşakları “X Y Z“ kuşaklarını tanıyalım. Dahası kuşak üzerinden nasıl ayrımcılık yapıldığını görelim. Biliyorsun ki; ‘her ne kadar önceki kuşakları(1920’ler) bilmesen de; “Siyah- Beyaz” ve 65 yaş ayrımcılığını az çok biliyorsun, biliyoruz. Biliyoruz çünkü, siyah-beyaz ve 65 yaş ayrımcılığı bayağı ses getirmiş ve 65 olanı hala getiriyor.
Gerçekten, siyah-beyaz, solcu-sağcı, ırkçı-dinci ayrışmalarla birbirimizi ötekileştirken, devreye Kuşak ayrımcılığı girdi ve adeta 1927-45 arası sessiz kuşak gibi sessiz yürür oldu. Ve de ardında Coronacı 65 ile genç-yaşlı ayrımcılığı kendini gösterdi..
Efendim günümüz kuşak ayrımcılığı olan X Y Z Kuşakları Hakkında bir Değerlendirme yapılmış ve Türkiye’de Kaç Kuşak Bir Arada Yaşadığına karar vermişler. Resmen adamlar kuşak geçiyorlar, insan yaşamıyla..Ve bu kuşağı geçenler de tepedeki 65 yaş üstü egemenler..
Ayrımcı kardeşim; “0-100” yaşı baz alalım, bu yaş aralığında yaşayan her insan insan değil mi, çocuk, delikanlı, yaşlı da olsa.. Hangi hakla bunları kuşak safsatasıyla kategorize edip, birini diğerinden üstün kılarsın. Çocuğu, genci, yaşlısı aynı havayı soluduğu gibi, aynı teknolojiyi, bilimselliği solumuyor mu?
Neymiş efendim; insanlar yaşlarına göre türlere ayrılıyormuş:- Sessiz Kuşak veya cumhuriyet kuşağı: 1927-1945 döneminde doğanlar olarak anılır ki; onlar babaannelerimiz, anneannelerimiz ve dedelerimizdir.
- Yaşamak için çalışan kuşak: Ülkemizin yalnızca % 7’sini oluşturmakta olan bu kuşağın yaşam felsefesi yaşamak için çalışmaktır. Bu kuşağın temel yaşama felsefesi ihtiyaçlarını karşılayacak kazancı elde edebilmektir. O yüzden bu kuşağın tüketim alışkanlığı ihtiyaç odaklıdır.
- Baby Boomers kuşağı: Bu kuşak ise 1946-1964 yılları arasında doğan “Baby Boomers” kuşağı olarak isimlendirilen “Patlama Kuşağı”dır. Bu dönemdeki insanların bu şekilde isimlendirilmesinin nedeni ise nüfus artış hızıyla ilintilidir. Diğer bir ifadeyle bu dönemde yıllık doğum hızında büyük artış görülmüştür. Teknoloji yaygın olmadığı için çoğu zaman işlerini kendi kendilerine yapmak zorunda kalmışlardır.
- Kurallara sadık bir kuşak: “Kuralcı” bir kuşak olarak da bilinirler. Sadakat duyguları yüksektir. Aynı zamanda bir yerde uzun süre çalışabilen bir yapıya sahiptirler. Zor işlerde uzun saat çalışmanın önemine inanarak uzun dönem istihdam anlayışıyla çalışırlar. Tüketim alışkanlıklarında da sadakat ağır basar.
X Y Z Kuşakları Hakkında
5- X Kuşağı: 1965-1979 yılları arası doğanlara literatürde “X Kuşağı” denilmektedir. Geçiş dönemi çocukları olarak adlandırılan bu kuşağın o şekilde adlandırılmasının nedeni; söz konusu yıllarda dünyanın önemli değişimler yaşamaya başlamasından kaynaklanmaktadır. Kurallara uyumlu, sadık ve çalışkanlığa önem veren bir kuşak olarak tanımlanıyor.
Bireycilik ve rekabetçiliğin önemli olduğu bir kuşak…Çamaşır makinesi, kaset çalar gibi aletleri gören X kuşağı pek çok dönüşüm yaşamıştır. Paraya fazla odaklanmış olan bu kuşakta bireycilik ve rekabetçilik gibi olgular biraz daha önem kazanmıştır.
6- Y Kuşağı: 1980-1999 yılları arası doğanlar “Y Kuşağı” olarak adlandırılmaktadır. Kuşaklar arası farklılığın en çok hissedildiği nesil özelliğini taşırlar. Teknoloji dostu, bireysel, girişimci, rahat, küreselleşmeye başlayan nesildir. Yaşam şartlarında meydana gelen değişimler diğer kuşaklardan farklı tercihlere sahip olmalarını beraberinde getirmiştir.
Yetenek ve başarı odaklı bir kuşak…
Yeteneğe ve başarıya çok fazla saygı gösteriyorlar. Bu nedenle kişisel gelişime ve girişim fırsatlarına daha fazla önem verirler. Bir diğer özellikleri ise yaratıcı ve yenilikçi fikirlere oldukça açık olmalarıdır. Aslında bu kuşağa sosyal medya kuşağı da diyebiliriz. Nedeni ise teknolojiyi çok yakından takip eden, internet üzerinden alışveriş yapan, bilgisayar ve akıllı telefonlar sayesinde birden fazla işi aynı anda yapabilen¹ bir nesil olmalarıdır.
7- Z Kuşağı: 2000 yılından sonrası doğanlar için tanımlanan “Z Kuşağı”na gelecek olursak bu kuşak sokaklarda yakar top, saklambaç gibi oyunlarla değil de internet aracılığıyla sosyalleşmeyi tercih eden bir kuşaktır. Teknolojinin direkt kucağında doğan ve teknolojiyle yaşayan bu nesil birden fazla işi aynı anda¹, kısa süre de ve titiz biçimde yerine getirebilme² yeteneğine sahiptir. Hayat standartlarında meydana gelen değişimler Z kuşağı bireylerinin apayrı bir dünyada yetişmelerini sağlamıştır. Özellikle teknoloji alanında meydana gelen gelişmeler söz konusu kuşağın bireysel özelliklerinin diğer kuşaklardan ayrılmasına neden olmuştur.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Bir Y kuşağı olarak düşüncelerinize katılıyorum. Gözlemleriniz bizim için değerli daha ayrıntılı yazılarınızı bekleriz. Kuşaklar arasında en fazla Y kuşağının avantajlı olduğunu görüyorum. Bu kuşak tam sıçrama sonrasında bütün gelişmelere en başından şahit oldu ve olayların az çok farkında.
YanıtlaSilZ kuşağında ise işleri kolay yapmanın getirdiği bir tembellik var. İnternetin getirdiği kolaylık olmadan bir çok iş emekle yapılıyordu. Z kuşağı bir hizmeti almak için beklenen kuyrukları, çekilen sıkıntıları bilmez. Bunun farkına varan Z kuşağı ona göre tedbirini alacaktır. Zamanla bu tembellik bağımlılık yaptığında bu internet hizmetlerinin tamamının fiyatı aratacaktır ki geri dönüş için fırsat olmayacaktır.
Bu aynı insanın hava ulaşımı yerine her yeri asfaltlayan kara ulaşımını seçmesi gibi bir tercih...
Yazı için teşekkürler.
İnsanlar doğumla birlikte çeşitli nedenlerle birbirinden üstün ve zayıf olabiliyor. Bu farklılık milletler, toplumlar içinde rassal oluşurken üstünler sürekli üstün zayıflar sürekli zayıf olacaktır, şeklinde bir ilizyon karşılıyor bizleri. Bu konu uzunca bir süre aklımda kalmıştı. Sonuçlara baktığımda ise bir dengeleyici unsurun olduğunu farkettim fakat ne olduğunu kavrayamamıştım.
YanıtlaSilSon okuduğum, Nassim Hicholas Taleb-Siyah Kuğu kitabında konuya şu şekilde bir açıklama getirilmiş.
İnsanlar yetenekleri, becerileri, üstünlükleri açısından birbirinden zayıf veya güçlü olabilir.
Şans faktörü burada dengeleyici unsurdur şeklinde bir açıklama getiriyor konuya.
İşte dengeyi sağlayabilen faktör şans faktörü...
Şans faktörünü ise bir çok parametre belirliyor;
*İlahi bir yardım,
*Doğru zamanda doğru yerde olmak,
*İnsanın o anki ruh hali,
*Nasip, kısmet, kader, sürprizler gibi faktörler,
*Zeka, kıvrak hareket etmek, hızlı davranmak, uyanık olmak,
ve daha hatırlayamadığım birçok parametre şans faktörünü belirliyor.
Bir paylaşımda 2 kişi olsun. Birisi avantajlı diğeri avantajsız olsun.
Mantık çerçevesinde her zaman avantajlı olan birşeyleri daha kolay elde edecektir. Birçok yerde ve şekilde karşılaşılacağı üzere avantajsız olanın kazandığı görülebilir.
Burada devreye giren şans faktörüdür. Şans dengeyi sağlamış oluyor.
Bu benim aklıma çok yattı. Bu yazıyı okuyanlar da bu bilgiyi kullanabilir ki kitabı da okumanızı tavsiye ederim. Yazarın 3 kitabı var;
Nassim Nicholas Taleb
*Siyah Kuğu,
*Antikırılganlık,
*Taşın altındaki el,