“TÜRK İSLAM CUMHURİYETİ 2013'TE 1. YILI KUTLAYACAK!!” DİYENLERİ SANDIĞA GÖMMEK İSTİYOR MUSUNUZ?!
O halde “Hayir!” demenizin zamanı.. Kimler bu vakte taraf? Türkiye İslam Cumhuriyeti 2013’te 1. yılını kutlayacakmış.. 25 yıllık arkadaş grubu içinde ilginç görüşleri olan bir arkadaşımız var. Farklı görüşlerini zevkle dinliyor olsak da, bazen aykırı düşünceleriyle sinir bozduğu da olur.
Hoşuma giden yanı, aykırılıkları savunurken bile kararlılığını bozmaması. Söylediklerinin yüzde 60’ı doğru çıkan birinden çok, söylediklerinin yüzde 60’ına katıldığımız bu arkadaş 2009’un 11 Kasım’ında TMMOB-İMO lokalinde öyle bir şey söylemişti ki, hala aklımdan çıkmış değil.. Sinirlerimizi bozmadı, ama düşündürttü (düttürü gibi bir şey oldu kusura bakmayın): “Ülkemiz, 2013 yılında ‘Türkiye İslam Cumhuriyeti’nin 1. yılını kutlayacak!!!!” Yani; TC yerine TİC...
Masada bir sessizlik...Sessizliği ben bozuyorum: -Haydaaa, nerden çıktı bu??!!. Senin bu sözlerin bana gözdağı (Arapça tehdit.. ) veren bir internet delisinin(Arapça meczûb..) elektronik postasındaki; “TBMM’i, Cumhurbaşkanlığı, TRT teslim alındı, sırada Asker ve Anayasa Mahkemesi var, gel, diretme sen de teslim ol, Cumhuriyetinizi yıkacağız, İslam cumhuriyet’i kaçınılmaz.. ” saçmalıklarını aklıma getirdi. Bunları onaylayan kanıya nerden vardın?
- - Güneydoğu’da sen de kaldın, Köy Hizmetleri Diyarbakır Bölge Müdürlüğü yaptın. Kırsaldaki insanları az çok tanıdın. İnsanların çoğu İslamist yapıda. Tarihteki isyanların çoğunun kökeni İslamisttir. En belirgini de Şeyh Said isyanıdır. Ki isyancıların yanında yer aldığı söylenen ve zamanın en iyisi (Bediüzzaman) görülen, Risale-i Nur Külliyatı'nın yazarı ve Risale-i Nur hareketinin, yani nurculuğun kurucusu Said-i Kürdi (Nursi) bu yapının kuramcısı (teoriysen..) olmanın yanında Güneydoğu halkının gizdeki lideri, Atatürk’üdür...
Kürt açılımı, Kürt milliyetçiliği, Kürt sosyalistliği, Öcalan, PKK, Ahmet Türk hareketleri bu hareketin ikinci planında kalıyor. Reter bunları bildiğinden değil, bilenlerin dayatmasıyla, Güneydoğu’nun bu yumuşak karnına oynuyor. Önce PKK ve demokrasi bütününde olayları ele aldı, fakat genelde İslamist yaklaşmakta ve onumuzdeki referandum ve ardından gelecek genel seçimlerde olguyu bu çizgide işleyecek..
Bir de bu sürecin Arap kökenli halkın hareketiyle beslendiğini düşünün, o zaman karşımıza çıkacak tablonun, işaret etmeye çalıştığım tabloyu güçlendireceğini söyleyebiliriz.. Bitlis’teki son seçimde tulum çıkardıklarını gördük. Önümüzdeki seçimlerde tüm Güneydoğu illerde AKP tulum çıkaracak; bakmayın yüzde 27’lere düştüğünü yüzde 60’lara çıkacak.. Bülent Arınç çok akıllı bir insan, neyi ne zaman söyleyeceğini çok iyi biliyor. Söylediklerini bir düşünün...
Demokratik açılım bir aldatmaca, amaç İslamist açılım.. Adamlar adım-adım İslam Cumhuriyetine doğru gidiyorlar... Söylemleri bu denli detay ve düzen içermiyordu; konuşmalarını çok yazma ukalalığımla bu hale getirdim.. Buluşmalarda arkadaşlar benim için ‘Çok yazan’, onun için de ‘çok okuyan geldi’ derler genellikle.. Söyledikleri karşısında bir anda, beynimin düşünce tuşlarına basar oldum; ‘çok okuyor ya, çok biliyor’ Hani çok yaşayan değil, çok okuyan bilir ya; ben çok yaşayıp çok yazan biri olarak belli ki onun kadar bilememişim, salt ben değil masadakiler de...
Yine de söylediklerine yanıt vermeye çalıştım: Söylediklerin yabana atılır şeyler değil. İyi de bu halk ve sorumlular, aydınlar bu denli duyarsız mı, Belli ki bunlar sana güven vermediği için bunları söyleyebiliyorsun..Dünü dek küfrettiğin sınırsız ve kuralsız demokrasi avcılarının söylemi bu söylediklerin.. Hani güçlüden yana düşüncelerini satan sol eskisi kimlikler..
Bunlar DSP-MHP iktidarında da aynı şeyleri MHP için söylüyorlardı.. Belli ki yarın başka bir partiyi besleyecekler, bugün AKP’yi besledikleri gibi.. Evet, haklısın; Güneydoğumuzun halkı, toprak ağası aşiret reislerinin çıkar eksenli düşün kalıplarıyla hareket ediyor. Kürt, Arap (Başta Siirt, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Bitlis), Alevi, hatta Türkler iç-içe geçmiş kültürleriyle adeta kaynaşmışlar, birbirlerinin dillerini konuşuyorlar; fakat özgür düşünceden yoksun, dinsel ve feodal baskıların altında karar verme yetilerini istenen boyutta yansıtamıyorlar; sürekli birileri tarafından yönlendiriliyorlar.
Özellikle feodal egemenlerin siyasi duruşları sürekli değişiklikler göstermektedir. Bugün A partisinde siyaset yapan bir egemeni, yarın X partisinde görebiliyorsunuz.. Fakat yerel seçimlerde PKK baskısıyla Kürt partisine oy veriyorlardı ve vermeye başlamışlardı; son seçimler gösterdi ki genel seçimlerde de Kürt partisine yönelmeye başladılar. Ki bu yönelişin Mersin, Antalya, Adana ve İstanbul gibi benzer illerini zorladıklarını gördük.
Şimdi size göre bu yöneliş İslamist partilere kayacak ve TİC kurulacak.. Doğrudur, Bitlis’te AKP tulum çıkarmıştır; unutulmasın ki Saidi Nürsi Bitlis’in Nurs köyündendir ve burada Araplar ve siyasal İslam etkindir; bu nedenle tektürel ( homogen diyorlar) bir sonuç alınmıştır. Şu bir gerçek ki, bugünkü siyasi egemen yapının zirvesinde, Nurcular ve Gülenciler ayrışması vardır ve bu seçimlerdeki İslamist tektürellik(türdeş) için engeldir...
Sana göre Kürdistan mürdistan hikaye, onlar için varsa yoksa İslamistan.. Bir bağlamda diyorsun ki ‘ikinci cumhuriyetçilerin’ de zaferi olacaktır AKP’nin yüzde 60’lara yaklaşmasıyla (Bu konuşmadan bir hafta sonra Başbakan’ın; Kürtlerin birinci partisi AK partidir demesi beni daha da düşündürdü..)... Bilindiği gibi ‘ikinci Cumhuriyet’ sloganının dilimize kazandıran Mehmet Altan’dır; Çetin Altan’ın oğlu.
Bana göre nedeni; Babası Milletvekili iken TBMM’inde; günümüz siyasi yapının oluşum kaynağı sağcı Milletvekilleri tarafından linç edilmek istenmiştir ve bu linç olayında bugünkü Cumhuriyet’i sorumlu tutmuş ve Atatürk Cumhuriyet’ine savaş açmıştır; Cumhuriyet’i ve Atatürk’ü ve de Kuran’ı siyasi materyale dönüştürenlere açması gerekirken... Eğer savaşı bunlara açmış olsaydı haklı görürdüm, o aksini yapmıştır ve yaptırmayı sürdürmektedir..
Bir nevi İntikam.. Kim ne derse desin, benim ikinci cumhuriyet öyküm bu... TİC’e, kolay-kolay politikalarını kuşkuyla karşıladığımız iktidarın bile cesaret edeceğini zannetmiyorum, çünkü küresel efendiler buna izin vermez; TİC hayali bence ticanilerin hayalidir... Baksanıza; Wall Street Journal tarafından yayınlanan "Türkiye'siz bir NATO?" başlıklı bir makalede Türk hükümetinin bölge politikaları eleştirilirken "NATO'nun Türkiye'de en kötü senaryoya ilişkin düşünmeye başlaması zamanı geldi. Çünkü, giderek İslamlaşan devlet NATO ortağı olmayı sürdürürse de Türkiye, güvenilmez bir ortak olacak gibi görünüyor" uyarısında bulunabiliyor. (06/11/2009).
Gerçi batının, özellikle küresel efendinin bu konularda sürekli duruşunu bozarak, akılları karıştırdığını biliyor ve yaşıyoruz.. En son “bizim çocuklar işi bitirdi” diyerek 12 Eylül’ü müjdeleyen ve de bugün eleştirdikleri yapının temellerini atan kim??? Darbeciler! Peki bugün, askeri ergenekon bütününde darbecilikle suçlayan ve olmadık insanları yargılayan, fakat 12 Eylül darbecilerini korumaya alanlara karşı suskun duran kim? Küresel efendi ve taşeronları..
Bin Ladin’i, Saddam’ı, El Kaide’yi besleyen kim?Küresel efendi!.. Daha dün Arap kökenli binbaşı Nadal malik Hasan Teksas eyaletindeki bir askeri üste düzenlediği silahlı saldırıda, 13 kişiyi öldürüp, 31 kişiyi yaralamadı mı? İyi de bu kökten dinci deliye görev veren kim? Kendisi..Adam duruşuyla, giyinişiyle resmen bir meczup; bundan faydalanma adına besliyor, gözünü oymaya kalkınca da ‘yandım anamları’ oynayarak, suçsuz Müslümanları yakıyor-katlediyor....
Dedim ya, küresel efendi sürekli kafa karıştırıyor. Geçen yıllarda Ankara'da temaslarda bulunan FBI Başkanı Robert Mueller, Ankara'dan kara, hava, deniz ve demiryollarını kullanan şüphelilerin biyometrik(ortalama yaşam süreleri) bilgisini istiyormuş... İnsanın aklına “Niyeti, öldürüp dümene geçmek mı?” sorusu gelmiyor değil; fakat sonra düşünüyorsun “yahu zaten dümende diye” ama yine de kafandaki öfke ile harmanlanmış soruların yaratığı karışıklığın önünü alamıyorsun.. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Başbakanlık'a bağlı kurum ve kuruluşların bütçeleri görüşülürken (04/11/2009)
"Kürtçülük" kavgası çıkmasına neden DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan’ın Türkiye'de yaşayan Kürtlerin sayısının 20 milyon olduğunu, ancak sayının kesin olarak belirlenmesi gerektiğini söylemesi, teslimiyet konusuna biraz netlik kazandırır düşüncesindeyim. Aslında kısmen haksız da değil, çünkü bugünkü yapının İslamist yapı bağlamında, müthiş bir alt yapıya sahip olduğunu görüyoruz..
İşte bana ulaşan altyapı gerçeklerinin rakamlarla dökümü:
- Türkiye'de kaç okul var ? 67.000
- -Kaç hastane var ? 1.220
- -Kaç sağlık ocağı var ? 6.300
- -Peki kaç cami var ? 85.000
- Her 60 bin kişiye 1 hastane düşerken, 350 kişiye 1 cami düşüyor. Peki, kaç kilise var ? 270
- -Kaç cemevi var ? 100
- -Türkiye'de kaç doktor var ? 77.000
- -Peki, kaç din görevlisi var ? 90.000 Türkiye'de her 900 kişiye bir doktor düşerken, her 780 kişiye bir din görevlisi düşüyor. Eğitim-Sen'e göre Türkiye'nin 200 bin öğretmen açığı var.
- Türkiye'de kaç kütüphane var?1.435
- -Almanya'da kaç kütüphane var?11.000
- -Türkiye'nin kaç kentinde devlet tiyatrosu var ?13
- -Kaç kentte kuran kursu var?81
- -Bu kursların toplam sayısı kaç ? 3.852
- Türkiye'de 1 opera derneği var,
- 11 bale, 10 heykel, 18 resim, 18 sinema, 38 tiyatro derneği var.
- Peki, kaç tane 'cami yaptırma derneği' var ? 35.000
- -İçişleri Bakanlığı'nın bütçesi ne kadar ? 783 trilyon
- -Ulaştırma Bakanlığı'nın ? 678 trilyon
- -Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın ? 677 trilyon-Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın ? 632 trilyon
- - Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın ? 280 trilyon-Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ? 249 trilyon
- -Çevre ve Orman Bakanlığı'nın ? 404 trilyon... Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bütçesi ne kadar ? 1.3 katrilyon... 8 bakanlığın bütçesi kadar... 22 üniversitenin toplam bütçesine denk...
- Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesinin yıldan yıla büyümesine bakalım: 1997'de 66 trilyon.1998'de 119..1999'da 180..2000'de 270..2001'de 302..2002'de 553... 2003'te 771..2004'te 1 katrilyon...2005'te 1katrilyon..2006'da 1,3 katrilyon.. 2007'de 2,7 katrilyon..
- Bir ülke, Diyanet'e, bütün üniversitelerine ayırdığı bütçe kadar pay ayırıyor, bunu son bir yılda ikiye katlıyorsa, doktordan, öğretmenden fazla imam yetiştiriyorsa, hastane değil cami yaptırıyor, kütüphaneden çok Kuran kursu açıyorsa, o ülkenin durup bir daha düşünmesi gerekmez mi?
Diyanet böylesi devasa bütçeyle tüm inançlara eşit durması gerekir, çünkü bu devasa bütçe ile inanç demokrasisini işletme olanağına sahip, eğer bu inanç demokrasisini işletir ise, inanın, Vatikan’ı aşarak evrensel barışın en güçlü kurumu olur.
Bunun için kendisini siyasal İslam ve onun örtüsü türbandan (başörtüsü ile karıştırılmasın) uzak, Cumhuriyet’e ve inananlara yakın tutması gerekir... Özellikle bir elinde Aydınlık, bir elinde karanlık meşale ile siyaset yapanlara asla ödün vermemelidir..
Aksi taktirde birileri bir zaman sonra kendi-kendine şu soruyu sorar: “Biz yoksa TİC’i yaşıyoruz da farkında mı değiliz??!!” Farkındayız, farkında olmasına da, asıl tehlike halkın beynine korku imparatorluğunu kazımak...
Bakın bu korku imparatorluğunun kurumsallaşması için teorisyenliğini üstlenen, küresel efendi odaklı dünün solcusu taraf(lı) duruşuyla yazdığı senaryoya: “Erdoğan, Başbakanlık görevlilerinden bir çalışma yapmalarını istedi. Bu çalışma, Genelkurmay Başkanı’nın ve 1. Ordu Komutanı’nın nasıl görevden alınabileceği üzerineydi; generalleri açığa alma, görevden el çektirme ve istifalarını talep etme durumunda ne olacağı, böyle bir kararın hangi aşamalardan geçerek yürürlüğe gireceği, itiraz hakkının nasıl işleyeceği ve belli şahısların görevden alınması durumunda komuta kademesinin nasıl oluşacağı gibi ayrıntılar, çalışmanın konusuna dahildi...”
Bu nedir biliyor musunuz?
Askeri e-muhtiraya tetikleyerek, iktidara mağdurlukları ve mazlumları oynatma şansı yakalatmaktır, ardından, erken seçime taşımak ve de çok okuyan kardeşimin dediği gibi seçimde yüzde 50’lere taşımaktır.. Bu da laik demokratik çağdaş olduğu savlanan Cumhuriyet’in istenen çizgiye taşınamadan, yerini TİC’e bırakıp tümden taşınması demektir..
Lütfen her dine ve dile devlet kurmak isteyen emperyalist sömürücülerin oyununa gelmeyin. Karşıt duruşu sergileyin. Halk oylaması bunun tam zamanı. Halkı kendi oyuyla oyuna getirmek isteyenlere 12 Eylül’de tokat atın. Eğer 12 Eylüllerde tokat yemek istemiyorsanız..
Dahasa aklınızı başınıza toplayın, aksi taktirde birileri sizi zor toplar.. Dikkat ettiniz mi? Sizi sizin sılahınızla vuruyor. Arınç söyledikleri hiç mi düşündürtmüyor sizi ve söylediklerini söyledikleriyle örtüştürüyorsunuz utanmadan. Ne diyor Arınç (Özkan ve Balbay’ın dedikleri Bu nedir biliyor musunuz? Askeri e-muhtiraya tetikleyerek, iktidara mağdurlurları ve mazlumları oynatma şansı yakalatmaktır, ardından, erken seçime taşımak ve de çok okuyan kardeşimin dediği gibi seçimde yüzde 50’lere taşımaktır..
Bu da laik demokratik çağdaş olduğu savlanan Cumhuriyet’in istenen çizgiye taşınamadan, yerini TİC’e bırakıp tümden taşınması demektir.. Lütfen her dine ve dile devlet kurmak isteyen emperyalist sömürücülerin oyununa gelmeyin.Karşıt duruşu sergileyin. Halk oylaması bunun tam zamanı. Halkı kendi oyuyla oyuna getirmek isteyenlere 12 Eylül’de tokat atın. Eğer 12 Eylüllerde tokat yemek istemiyorsanız.. Dahasa aklınızı başınıza toplayın, aksi taktirde birileri sizi zor toplar..
Ne diyor adaşım Şevket Eygi: Asla düşündaşım olmayan bu adaşımın “Ahı…”nı uyarlamak istedim: Allah Cezanızı Versin!.. Mehmet Şevket Eygi / Milli Gazete İslamcılığın (Solculuğunu) cıcığını çıkarttınız, Allah belânızı versin!.. Ben çoğunuzun o eski mücahitlik (solculuk) günlerini bilirim, ne nutuklar atıyor, mangallarda kül bırakmıyordunuz. Sonra mücahitlik (solculuk) postunu çıkardınız müteahhit oldunuz. Müslümansan (solcuysan), hangi meşreb ve mezhepten olursan ol, mutlaka doğru ve dürüst olmak zorundasın.
Siz yıllar var ki, doğruluk şişesini taşa vurup paramparça ettiniz. Allah bin kere belânızı versin! Namaz kılıyor (kitap okuyorsunuz), günde onlarca defa Allah'tan sirat-ı müstaqime (doğru yola) kılavuzlamasını lisan ile niyaz ediyorsunuz ve hayatta tam tersini yapıyorsunuz. Bre uğursuzlar!..
- İslamlıkta (Solculukta) devlet ve belediye bütçelerini hortumlayanları alkışlamak var mıdır?
- Rüşvet almak var mıdır?
- Haram yemek var mıdır?
- Her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır?
- Yalan söylemek, halkı aldatmak var mıdır?
- Arsa ve arazileri yapılaşmaya açarak, binalara fazla kat çıkma izni sağlayarak haram komisyonlar almak var mıdır?
- İhalelere fesat karıştırmak var mıdır?
- Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır?
Tüm bunları yapanları demokrasi ile özdeşleştiren Size beddua ediyorum. Allah belanızı versin!. İki yakanız bir araya gelmesin!... Düşüncelerinizi satarak edindiğiniz Haram servetlerinizi huzur içinde yiyemeyin emi!.. Müslümanların (solcuların-Atatürkçülerini) yüzünü kara çıkarttınız...
Başınız belâdan kurtulmasın. Başbakan Yardımcısı Arınç, Tuncay Özkan'ın 'Komutanlara darbe yapmaları emrini biz mi verdik' şeklindeki sözlerine verdiği yanıtı şifresini çözemeyen siz solcuların başı bunlardan kurtulmasın…
“Bundan önce Başbakan göstermelik olarak YAŞ'a katılır, öğleye doğru bir Anıtkabir ziyareti yapılır ve ardından da 'Bana müsaade' diyerek kuruldan ayrılırdı. Birkaç yıldır Başbakan 'Madem bu kurulun başkanıyım, toplantılara aktif olarak katılmalıyım' fikriyle YAŞ'ta görev aldı. Ki kanunlarda Genelkurmay Başkanı ve komutanların nasıl atanacağı bellidir. Başbakan veya Cumhurbaşkanı'nın görüşleri neden birilerini rahatsız ediyor. Daha önce de benzer durumlar yaşandı, yaşananların AK Parti'ye mal edilmesi yanlış. Sayın Genelkurmay Başkanı'nın veya 1. Ordu Komutanı'nın herhangi bir açıklama yaptığına şahit oldunuz mu? Olmaması da doğaldır zaten.
Başbakan ya da Cumhurbaşkanı'nın atamalardaki itirazları doğal karşılanmalı. Anayasa paketinde yeni getirilen değişiklikle YAŞ'ta TSK'dan atılan subaylar artık yargıda haklarını arayabilecek, bu büyük bir devrimdir. Ahmet Necdet Sezer, Cumhurbaşkanı olmadan önceAnayasa MahkemesiBaşkanılığı sırasında yaptığı tüm konuşmalarda YAŞ'ta ve HSYK'da alınan kararlara yargı yolunun açılmasını savunmuştur. Balyoz soruşturmasında iddianame tanzim edildikten sonra bir mahkeme yakalama kararı vermiş. Sonuçta yorumlar farklı olsa da bir hukuki tedbirdir.
Bir subay para çekmek için orduevinden çıkınca yakalanıyor, hatta bir tane subay İçişleri Bakanı'yla birlikte cenazeye katılıyor. Yakalama emri çıkarılması konusunda ne Adalet Bakanı'nın ne de hükümetin bir dahli vardır, biz talimat vermiyoruz. Bu söylemlerin sahiplerinin. Adım-adım TİC’e koştuklarını göremeyen sizin gibi solcuların Allah belasını….
Tuncay Özkan ve diğer tutuklukluların, 'Komutanlara darbe yapmaları emrini biz mi verdik, asıl sorumlular neden dışarıda ve biz neden hala içerideyiz' şeklindeki feryatlarına kulak vermeliyiz. Olayın asli failleri vardır, bir de yardım etmek, suçu övmek gibi unsurlar vardır. En sondaki insanların ilk baştakilere bakarak ben haksızlığa uğruyorum demesini ben önemsiyorum. Diyen Arınç’ın amacının askerleri karalamak olduğunu göremeyen, dahası görmeyip bu iki yüzlüleri demokrasi havarisi ilan eden sizin gibi solcuların…Allah…Belasını…
Kılıçdaroğlu'nun meydanlarda söylediklerine dikkat etmek lazım. Ne kalpazanlığımız, ne sahtekarlığımız, ne vatan satmışlığımız kaldı... Her şeyi söyledi, bunu yapmaması lazım ancak yapıyor.
CHP liderinin başlattığı polemiklere Başbakan Erdoğan tepki verirse burada kim haklı?
Söylediği şeyler eskiden cinayet çıkaran şeyler... Leman ve Penguen dergilerine saygı duyuyorum, Başbakan'ın bu dergilere açtığı davalardan vazgeçmesini söyledim, bu dergileri ziyaret etmek istediğimi açıkladım. Kılıçdaroğlu, boyuyla ilgili sözlerimi nereye havale ederse etsin. 10-15 evin olduğu bir sitede ortada bir havuzun olması neden önemli? Aşk gemisi gibi ne bu böyle?
Peş peşe kasetler çıkıyor, bir Genel Başkan'ı yerinde duramaz hale getiren kasetten sonra yeni bir kaset daha çıkıyor. Deniyor ki, özel hayatı karıştırmayalım, tamam karıştırmayalım da her gün niye kaset çıkıyor? Referandum mührünün üzerinde 'evet' yazmasının karışıklık yaratacağını düşünmüyorum. “Ananı da al git diyen bir zatı” istemeyerek savunan ve de Kılıçdaroğlu karşısında eski düşmanları Baykal duruşuna sarılan bu iki yüzlüleri ayird edemeyen sizin gibi solcuların….
CHP’de iç savaş çıktı diyerek vaveyla kopartanlara cesaret veren…Ne olur ne olmaz diyerek Sayın Baykal’ın rahatsız eden, bir ayağı Kılıçdaroğlu, bir ayağı Baykal platformunda olan ve bir taşla iki kuş vurmak isteyenlere hizmet eden sizin gibi solcuların Allah, belasını…. Tayyip’in amacı Muhammed’in muzaffer ordularını kurmaktır diyen sapıkları görmeyen ve onları ciddiye alıp tartışan sizin gibi solcuların…… Ben gerçek solcuların ve antidemokrasi yanlısı olmayan, Artıdemokrasi yanlısı yurtseverlerin “E-VET” değil, “E-RET” diyeceğine inanıyorum..
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder