GALATASARAY KEWELL İLE TURU GEÇTİ..
Galatasaray’ı hafif kayık gören kayıkların, zaman kaybetmeksizin küreklerini hızla uçuruma doğru çektiklerini kanıksar olduk artık. Anlayacağınız pek önemsemiyorum. Fakat bu tutkuya bazen bizler de katkı vermiyoruz değil. Örneğin geçen haftaki yazım:
http://blog.milliyet.com.tr/Galatasaray__Rijkaard_ile_degil_kosmak__yurumuyor/Blog/?BlogNo=256222
OFK ile berabere kalınca, hepimiz derinden bir “Oooof” çekerek “Bu Galatasaray Rijkaard ile nereye koşuyor” sorusu sorduk..Felaket telaları ise hemen devreye girdi ve başladı felaket senaryolarının başlıklarını atmaya:
Rijkaard’la yollar ayrılacak, Fatih Terim’in adı ön plana çıkacak. Muhalefet güçlenecek, Polat yönetimine
olan tepkiler artacak. Muhalefet güçlenecek. Tribün karışacak. Avrupa’da oynayamaması, G.Saray’ın yıldız transferi planını büyük sekteye uğratacak. Vitrine çıkamayacaklar. Oyuncuların değerlerinde yükselme olmayacak ve yıldızlar prim yapamayacak…
Hiç kimse-ki ben son yazımda bu vurguları yaptım- çıkıp, Galatasaray’ın çok akılcı bir transfer politikası izlediğinden, say Adnan Polat’ın, “5 şampiyonluğa bedel” yorumunu yaptığı; 30 Temmuz 2010 tarihi G.Saray Kulübü için adeta bir milat olan, ‘Galatasaray Sportif A.Ş ile Galatasaray Futbol A.Ş’nin birleşmesiyle sarı kırmızılılar, tam 600 milyon dolarlık zarardan kurtaran anlaşmadan söz etmedi..
Daha net olarak; 4 yıldır Işın Çelebi başta olmak üzere G.Saray yönetimi Riva için sayısız görüşmede bulunarak Riva arazisinin ruhsatının alınması için 120 bin imza atılarak, harcanan emeklerin karşılığı olan ruhsatın alınmasıyla, Riva’nın değeri 3 yıl önce 50 milyon dolarken şimdiden 200 milyon dolara çıktığından ve de uygulanacak modelle beklenen hasılatın 600 milyon dolara yükseleceğinden...
Özhan Canaydın döneminde temeli atılan stat için G.Saray’ın mevcut yönetimi gece gündüz çalışarak, Türk Telekom’la stadın ismi hakkında 110 milyon dolarlık dev bir sponsorluk anlaşması yapılmasından ve Türk Telekom Arena’dan yıllık ekstra 50 milyon dolar beklendiğinden…
G.Saray’ın tüzüğü tam 30 yıllıktı ve yönetim oluşabilecek tüm olumsuzlukları göze alıp kulübün anayasasını değiştirme kararı alarak, Sarı kırmızılıların son model anayasasının 16 Ekim’de yürürlüğe gireceğinden söz etmedi.. Etmediler, çünkü işlerine gelmiyordu..
İşte benim de; “Orda maç 1-1 biter, Galatasaray gider” dediğim ‘Cimbom’ Beograd’da “Booom!” diye patlayarak Avrupa’daki yoluna devam etti..
İlk maç sonrası ; Frank Rijkaard kendisi için önceliğin, netice değil güzel futbol olduğunu söyledi, “Türkiye’de tabelaya bakılıyor” demişti. Haklı çıktı diyemem, fakat bizleri mutlu etti, çünkü hem güzel futbol vardı, hem de netice...
Eksiği yok muydu? Her doğrunun içinde var olan yanlış kadar eksik vardı ki, o da orta saha ve defans uyumsuzluğu idi..Galatasaray7ın bir önemli eksikliği de Aykut istikrasızlığı. Bir var, bir yok. Aslında bir var ise, üç yok..Bugün bir vardı, pir vardı..Böyle bir Aykut’u Avrupa’nın süperleri bir gün Galatasaray’da bırakmaz..Aykut bugün, bir hafta önceki Volkan ve Hakan gibi idi. Volkan ise dün bir haftaki Aykut gibi..
Kewell bence harika oynadı. Ayhan iyi idi. Arda 70. dakikada ortaya çıktı. Pino bence Q7’den iyi, çünkü futbol IQ’su müthiş..Mehmet Batdal’ın gol atması geleceğin Hakan Şükür’ü olma yolundaki en büyük güvence..M.Sarp, al sana bir Aykut daha. O da bir var, bir yok, fakat bugün varını yoğunu ortaya koydu. Servet belli ki takımın değişmezi. Rijkaard ile barışması takıma çok şey kazandıracak. Cana ve Neil, iyi idiler. Sabri her zamanki gibi başarılı. Hakan Balta bugün baltalığını üzerinden atmış..Serdar Özkan bir Ayhan gibi kalıcı olma yolunda bence Pino nedeniyle şansız..Ali Turan bu takıma faydalı olur..
Galatasaray’ın eksikleri belli. Onları giderdiğinde ligde ve Avrupa7da emin adımlarla ilerliyebilir..
Geçen hafta Galatasaray iyi değildi. Bu hafta FB iyi değildi. BJK’nin de bugünkü maçta zorlanacağını düşünüyorum. Çünkü benim de abartığım gibi geçen hafta salt Galatasaray kötü değildi, çünkü FG ve BJK de iyi değildi..İyi olmayanların biri eledi, diğeri elendi, inşallah BJK de eler. Eğer BJK elenirse, seyreyleyin Q7 şakşakçılarını..
Bu noktada, BJK başkan yardımcısı Erdoğan Toprak’ın
Galatasaray’a taş atmasına değinmek isterim. Beşiktaş bu yıl taş gibi takım yarattı denebilir. Buradan yola çıkarak sayın Toprak’ın Galatasaray üzerine toprak atarcasına taş atmasını garipsemenin ötesinde üzüldüm de, çünkü Toprak siyaset yapan biri. Siyaset yapanların böylesi duruşlarla siyaset yaptıkları partilere zarar vereceklerini unutmamaları gerekir..
Erdoğan Toprak, “BJK stadını birileri gibi tok’ye gereksinim duymaksız yapacaktır..” taşı sonrası şu yorumu yaptım: “Kusura bakmayın da; ya siyaset yapın, ya da spor yöneticiliği..Sizin bu duruşunuz siyaset yapacağınız partiye büyük zarar verir..Ben olsam sizi aday yapmam..”
Bir olguyu anımsatmak isterim:
Nick Harris'in Sporting Intelligence sitesinden yer alan 'dünyanın en popüler spor kulüpleri' listesinin ilk 10'u:
1. Galatasaray - Futbol Kulübü - Türkiye - 4.1 milyon
2. Barcelona - Futbol Kulübü - İspanya - 3.4 milyon
3. Fenerbahçe Futbol Kulübü - Türkiye - 2.8 milyon
4. Real Madrid - Futbol Kulübü - İspanya - 2.7 milyon
5. LA Lakers - Basketbol Kulübü - ABD - 2.3 milyon
6. Liverpool - Futbol Kulübü - İngiltere - 1.9 milyon
7. NY Yankees - Beyzbol - ABD - 1.8 milyon
8. Beşiktaş - Futbol Kulübü - Türkiye - 1.5 milyon
9. Boston Red Soxs - Beyzbol - ABD - 1.3 milyon
10. Manchester United - Futbol Kulübü - İngiltere - 1.2 milyon.
Galatasaray bu işte, ister işle, ister dişle..Yalnız dikkat et dişin kırılabilir..
Fatih Altaylı’nın “Galatasaray’dan bir halt olmaz!” sözüne katılmak için erken..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Galatasaray’ı hafif kayık gören kayıkların, zaman kaybetmeksizin küreklerini hızla uçuruma doğru çektiklerini kanıksar olduk artık. Anlayacağınız pek önemsemiyorum. Fakat bu tutkuya bazen bizler de katkı vermiyoruz değil. Örneğin geçen haftaki yazım:
http://blog.milliyet.com.tr/Galatasaray__Rijkaard_ile_degil_kosmak__yurumuyor/Blog/?BlogNo=256222
OFK ile berabere kalınca, hepimiz derinden bir “Oooof” çekerek “Bu Galatasaray Rijkaard ile nereye koşuyor” sorusu sorduk..Felaket telaları ise hemen devreye girdi ve başladı felaket senaryolarının başlıklarını atmaya:
Rijkaard’la yollar ayrılacak, Fatih Terim’in adı ön plana çıkacak. Muhalefet güçlenecek, Polat yönetimine
olan tepkiler artacak. Muhalefet güçlenecek. Tribün karışacak. Avrupa’da oynayamaması, G.Saray’ın yıldız transferi planını büyük sekteye uğratacak. Vitrine çıkamayacaklar. Oyuncuların değerlerinde yükselme olmayacak ve yıldızlar prim yapamayacak…
Hiç kimse-ki ben son yazımda bu vurguları yaptım- çıkıp, Galatasaray’ın çok akılcı bir transfer politikası izlediğinden, say Adnan Polat’ın, “5 şampiyonluğa bedel” yorumunu yaptığı; 30 Temmuz 2010 tarihi G.Saray Kulübü için adeta bir milat olan, ‘Galatasaray Sportif A.Ş ile Galatasaray Futbol A.Ş’nin birleşmesiyle sarı kırmızılılar, tam 600 milyon dolarlık zarardan kurtaran anlaşmadan söz etmedi..
Daha net olarak; 4 yıldır Işın Çelebi başta olmak üzere G.Saray yönetimi Riva için sayısız görüşmede bulunarak Riva arazisinin ruhsatının alınması için 120 bin imza atılarak, harcanan emeklerin karşılığı olan ruhsatın alınmasıyla, Riva’nın değeri 3 yıl önce 50 milyon dolarken şimdiden 200 milyon dolara çıktığından ve de uygulanacak modelle beklenen hasılatın 600 milyon dolara yükseleceğinden...
Özhan Canaydın döneminde temeli atılan stat için G.Saray’ın mevcut yönetimi gece gündüz çalışarak, Türk Telekom’la stadın ismi hakkında 110 milyon dolarlık dev bir sponsorluk anlaşması yapılmasından ve Türk Telekom Arena’dan yıllık ekstra 50 milyon dolar beklendiğinden…
G.Saray’ın tüzüğü tam 30 yıllıktı ve yönetim oluşabilecek tüm olumsuzlukları göze alıp kulübün anayasasını değiştirme kararı alarak, Sarı kırmızılıların son model anayasasının 16 Ekim’de yürürlüğe gireceğinden söz etmedi.. Etmediler, çünkü işlerine gelmiyordu..
İşte benim de; “Orda maç 1-1 biter, Galatasaray gider” dediğim ‘Cimbom’ Beograd’da “Booom!” diye patlayarak Avrupa’daki yoluna devam etti..
İlk maç sonrası ; Frank Rijkaard kendisi için önceliğin, netice değil güzel futbol olduğunu söyledi, “Türkiye’de tabelaya bakılıyor” demişti. Haklı çıktı diyemem, fakat bizleri mutlu etti, çünkü hem güzel futbol vardı, hem de netice...
Eksiği yok muydu? Her doğrunun içinde var olan yanlış kadar eksik vardı ki, o da orta saha ve defans uyumsuzluğu idi..Galatasaray7ın bir önemli eksikliği de Aykut istikrasızlığı. Bir var, bir yok. Aslında bir var ise, üç yok..Bugün bir vardı, pir vardı..Böyle bir Aykut’u Avrupa’nın süperleri bir gün Galatasaray’da bırakmaz..Aykut bugün, bir hafta önceki Volkan ve Hakan gibi idi. Volkan ise dün bir haftaki Aykut gibi..
Kewell bence harika oynadı. Ayhan iyi idi. Arda 70. dakikada ortaya çıktı. Pino bence Q7’den iyi, çünkü futbol IQ’su müthiş..Mehmet Batdal’ın gol atması geleceğin Hakan Şükür’ü olma yolundaki en büyük güvence..M.Sarp, al sana bir Aykut daha. O da bir var, bir yok, fakat bugün varını yoğunu ortaya koydu. Servet belli ki takımın değişmezi. Rijkaard ile barışması takıma çok şey kazandıracak. Cana ve Neil, iyi idiler. Sabri her zamanki gibi başarılı. Hakan Balta bugün baltalığını üzerinden atmış..Serdar Özkan bir Ayhan gibi kalıcı olma yolunda bence Pino nedeniyle şansız..Ali Turan bu takıma faydalı olur..
Galatasaray’ın eksikleri belli. Onları giderdiğinde ligde ve Avrupa7da emin adımlarla ilerliyebilir..
Geçen hafta Galatasaray iyi değildi. Bu hafta FB iyi değildi. BJK’nin de bugünkü maçta zorlanacağını düşünüyorum. Çünkü benim de abartığım gibi geçen hafta salt Galatasaray kötü değildi, çünkü FG ve BJK de iyi değildi..İyi olmayanların biri eledi, diğeri elendi, inşallah BJK de eler. Eğer BJK elenirse, seyreyleyin Q7 şakşakçılarını..
Bu noktada, BJK başkan yardımcısı Erdoğan Toprak’ın
Galatasaray’a taş atmasına değinmek isterim. Beşiktaş bu yıl taş gibi takım yarattı denebilir. Buradan yola çıkarak sayın Toprak’ın Galatasaray üzerine toprak atarcasına taş atmasını garipsemenin ötesinde üzüldüm de, çünkü Toprak siyaset yapan biri. Siyaset yapanların böylesi duruşlarla siyaset yaptıkları partilere zarar vereceklerini unutmamaları gerekir..
Erdoğan Toprak, “BJK stadını birileri gibi tok’ye gereksinim duymaksız yapacaktır..” taşı sonrası şu yorumu yaptım: “Kusura bakmayın da; ya siyaset yapın, ya da spor yöneticiliği..Sizin bu duruşunuz siyaset yapacağınız partiye büyük zarar verir..Ben olsam sizi aday yapmam..”
Bir olguyu anımsatmak isterim:
Nick Harris'in Sporting Intelligence sitesinden yer alan 'dünyanın en popüler spor kulüpleri' listesinin ilk 10'u:
1. Galatasaray - Futbol Kulübü - Türkiye - 4.1 milyon
2. Barcelona - Futbol Kulübü - İspanya - 3.4 milyon
3. Fenerbahçe Futbol Kulübü - Türkiye - 2.8 milyon
4. Real Madrid - Futbol Kulübü - İspanya - 2.7 milyon
5. LA Lakers - Basketbol Kulübü - ABD - 2.3 milyon
6. Liverpool - Futbol Kulübü - İngiltere - 1.9 milyon
7. NY Yankees - Beyzbol - ABD - 1.8 milyon
8. Beşiktaş - Futbol Kulübü - Türkiye - 1.5 milyon
9. Boston Red Soxs - Beyzbol - ABD - 1.3 milyon
10. Manchester United - Futbol Kulübü - İngiltere - 1.2 milyon.
Galatasaray bu işte, ister işle, ister dişle..Yalnız dikkat et dişin kırılabilir..
Fatih Altaylı’nın “Galatasaray’dan bir halt olmaz!” sözüne katılmak için erken..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Yorumlar
Yorum Gönder