“Kurtlar Vadisi”, Türkiye’deki derin devletin mafyalaşmış yüzünü abartılı bir şekilde işleyen bir dizi. İlk etapta ticari kaygılarla yapılmış abartılar olarak görülebilir. Fakat; ‘bastırılmış lümpenliği, Ergenekonculuğu, mafyalaşmış kolay kazanım özentisi duygularımı açığa çıkarırım’ korkusundan kendinizi soyutlayarak, bu diziyi izlediğinizde, göreceksiniz ki, hiç de öylesine üzerinde durulmayacak olgu olmadığını görürsünüz.
- Doğrudur; filmin kurgusal ve oyunsal yetenek boyutunda sanat yönü olmayan, sosyal iletiler sunmayan, aksine; vurdulu kırdılı ve de ölüm temasıyla gençleri olumsuz etkileyen, özendiren tehlikeli bir dizi olduğu. Bu diziyi izlemezdim. Fakat bazı arkadaşların ‘Mustafa Üstündağ’ın oynadığı ‘Muro’ karakterinden çok söz edince ilgimi çekti ve zaman-zaman izler oldum. Gördüm ki, bizim sol yanımızın kısmen de olsa barındırdığı solsuz yanımız; ‘güldüşün çizgisinde’ inciden ince alay edilerek çok iyi işlenmiş.
- İkincisi; dizi adeta ABD'nin, 'meşru olmayan, yani karanlık ve kirli olaylarını' bile deşifre ederek, sinema aracılığıyla ranta dönüştüren mantığın kopyası. Daha doğrusu; Watergate skandalı ve Ortadoğu-Uzakdoğu saldırılarındaki kirli oyunlarını, Hollywood aracılığıyla ekonomik ranta dönüştüren mantığın abartılı ilkeli. Öylesine komikler ki; Yeşil yerine, Kara, Kozinoğlu yerine Kaşifoğlu, Veli Küçük yerine İskender Büyük, vs,vs’lerle gerçek karakterleri gizlemekte ve film başlarken de, bunların gerçekle ilgisi olmayan hayali kimlikler olduğunu yazmaktadırlar.
İsterseniz oyundaki hayali karakterleri ve bu karakterlerin hayali olarak kimleri çağrıştırdığına bir göz atalım (Son 2.5 yılın karakterleri benden, diğerleri duyduklarım, okuduklarım. Lüzumsuz konuların zekası olarak, tüm karakterleri sıralayıp, ‘eğer seyrediyorsanız’, sizin de aynı zekaya sahip olup olmadığınızı test edeceğiz):
Laz Ziya, Dündar Kılıç’ı- İplikçi Nedim, Tefeci Nesim Malik’i- Nesrin Çakır; Alaattin Çakıcı’nın eşi Uğur Çakıcı’yı(Dündar Kılıç’ın kızı)- Avukat Elif Eylül, Avukat Şeyda Yıldırım’ı-Aslan Akbey, Yeşil’i-Şevko, İbrahim Telemen’i- Mehmet Karahanlı(Baron), Tuncay Özilhan, Mehmet Karmehmet, Mehmet Ağar, Uzeyir Garih, Aydın Doğan, Selahattin Beyazit, Yaşar Holding’in sahibi Muharrem Kayhan, Sakıp Sabancı, Rahmi Koç ve Uzeyir Garih kimlikleriyle harmanlanmış dizi karakterini-Doğu Bey, MİT Misteşarı Mehmet Fuat Doğu veya Alpaslan Türkeş’i- Barış Bulmaz, Savaş Buldan’ı- Önder Lütfü Koşal, Ömer Lütfü Topal’ı- Ersoy Ulubey, jandarma istihbaratına bağlı olarak Güneydoğu’da yıllarca görev yapmış bir devlet görevlisi ve başınabuyruk istihbaratçıyı- Husrev Ağa, Abuzer Uğurlu’yu- Hüsrev’in yardımcısı Şeyhmuz, Nejat Daş’ı( dizide yakalanan eroin ve uyuşturucu yüklü tüm gemilerinin gerçek sahiplerinin Urfi Çetinkaya, Hüseyin Baybaşin, Hurşit Han, Sami Yıldırım, Abuzer Uğurlu, Mehmet Kasar olduğu savlanıyor) - Polat Alemdar(Ali Candan), Abdullah Çatlı kimliğinden esinlenilmiş, yani yaratılmış dizi karakterini-Süleyman Çakır, Alattin Çakıcı’yı-Memati Baş, Çakıcı’nın sağ kolu Muradi Güler’i-Kılıç, Nihat Akgün’ü- Mito, MİT’in ikinci adamı Miktad Alpay’ı- Apo’ya kaç haberini uçuran kişi, Çevik Bir’i- Cerrahpaşalı kardeşler, Karagümrük çetesi Nuri ve Vedat Ergin kardeşleri- Şeref Zazaoğlu ve adamı Cevher, Deli Hikmet, Güllü Erhan, Deli Hüsnü, savcı Leyla Türkmen, Alper vd karakterler, diziyi tamamlayan ayrıntılar(Fr. Aksesuarlar) -Süleyman Çakır’ı ve Sedat Emin Bucak’ı Engin Baltacı ile sorgulayan savcı, Cengiz Engin’i(öldürüldü)- Kirve, Sedat Emin bucak’ı- Şahin ağa, İbrahim Şahin’i-Samuel Vanunu, Uzeyir Garih’i-Kirkor Terzioğlu, Hayam Garipoğlu’nu-Kürt Bedo, Kürt İdris’i- Nizamettin Güvenç, Bankacılık işlemlerini en iyi bilen ve TMSF tarafından el konulan bankaların Avukatı Aydoğan Semizer’i- Tombalacı Mehmet Çolak, Ali Fevzi Bir’i- Testere Nemci, Yaşar Avni Musullulu’yu(Sarı Avni)- Çakır’ın kumarhane müdürü Servet, Korkmaz Yiğit’i- Laz Ziya’nın yardımcısı Orhan, Tarık ümit’i-Halil İbrahim Kapar, Halil Havar’ı- Pala ve Yardımcıları, her ne kadar Yeşil dense de, bana göre Mafya’nın Ankara ayağı’nı-Abdülhey Çoban, Kuzey Irak’taki operasyonlarda kullanılan isimsiz bir Peşmergeyi- Hamit, PKK’ya karşı kullanılmış Hizbullah militanını-Tuncay Kantarcı; Tuncay Mataracı’yı-Çağrı Toros, Özdemir Sabancı’yı-Yalçın Yıldız, Aydın Doğan’ın sağ kolu Mehmet Ali Yalçındağ’ı-Yalçın Bulut, Aydın Doğan’ın adamı Mehmet Kutman’ı-Ahu Toros, Özdemir Sabancı’nın kızı Serra Sabancı’yı-Davut Tataroğlu, Aydın Doğan’ı-İnci Yıldız, Arzuhan Doğan Yalçındağ’ı-Kemal Yıldız, Mehmet Ali Yalçındağ’ın kardeşi Murat Yalçındağ’ı-Turan Kaçgar, Bülent Eczacıbaşı’nı-Kudret Hazarbeyoğlu, Halit Narin’i-Celal Karacadağ, Rahmi Koç’u-Hoca, Ali Kalkancı’yı-Palaska Zefer, Muzaffer Tekin’i-Avukat Cem, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arsla’ı-İskender’in, Arabasını Bombalayarak Öldürttüğü Gazeteci, Uğur Mumcu’yu-İskender ve örgütünü inceleyen savcı, Zekeriya Öz’ü-Öldürülen Gazeteci, Hrant Dink’i-Gazeteciyi Öldüren Kişi, Ogün Samast’ı-Ahmet Serkan, Adil Serdar Saçan’ı-Cevat Akarsu, genellikle CIA’nın kullandığı mafyalaşmış aşiret reis görünümündeki CIA ajanını oynadığı söyleniyor. Ve Turgut Kuyucu, Akrep Bekir, Abidin Seferoğlu, Abuzer Kömürcü, Sadri Cambazoğlu ile niceleri; kimbilir bu karakterler de seni beni oynamıştır. Ve şu an önemli görevlerde birini ve köşe tutmuş köşe yazarını ve bir parti liderini ve, ve, ve….
Ve Aron Feller; Küresel efendinin derin adamı. Türkiye başbakanının hastane odasına girebilecek kadar ve de pazarlık yapabilecek kadar güçlü kimlik. Başbakanın; “ ABD başkanına söylemiştim, seni Türkiye’den almalarını” diyecek kadar tehlikeli kimlik.
Benim sevdiğim karakter Muro’yu canlı bomba yapan şerefli(Oh be Polat öldürdü de, moralim düzeldi. Çok kötü idim. Bu nedenle: ülkemin elden gitmesi önemli değildi benim için, önemli olan Fe’nin gebermesi idi…)… İşte bu kimlik kimi canlandırıyor biliyor musunuz? Bir dönem CIA'ın Türkiye İstasyon Şefliği görevini yürüten ve daha sonra da Ortadoğu'dan sorumlu olan Graham Fuller'i… Feller ve Fuller… Ne kadar yaratıcılar değil mi?
Tüm bunları neden yazdım? Bilmem, belki çeşni olsun diye..Belki başımı belaya sokayım diye. Belki özenti içinde olup, yüreksiz olduğumu için yapamadıklarımı izleyerek tatmin olmaya çalıştığım için. Belki de, araştırmayı görev bilen biri olarak, bilinmeyenleri bilmeyenlere sunarak, bilerek diziyi izlemelerini istediğim için. Her ne ise, Kozinoğlu öldü. Daha önceleri, Adnan Kahveci, Üzeyir Garih, Recep Yazıcıoğlu öldüler. Ölümleri sır… Bilinmiyor. Öldüler mi, öldürüldüler mi, öldürttüler mi? Kozinoğlu ölümü ile dizideki Kaşifoğlu’nun ölümüne baktığınızda; Kurtlar Vadisi’nde, artık ölümler önceden senaryolaştırılmaya başlandığını görüyoruz. Dizinin gizemli sahipleri, ileriyi görebilen senaristlere sahip. İlerici diyemeyiz (sınırsız ve kuralsız demokrasi avcısı sol eskiler der. Onlar ki düşünce satıcısı, her şeyi derler. Bilmem belki de senaristlere materyal da sunuyorlardır. Baksana, taraf duruşlarıyla, tüm istihbarı bilgiler onlara akıyor). İleri demokrasiyle bütün, durmak yok, yola devam slogancısına hizmet eden bir dizi yapımı olduğunu söylemek istiyorum da, aklıma ‘Kurtlar Vadisi Pusu’ ile puştu gelmiyor değil... Gel de dizi yapımcılarını, derin şeylerin parçası olarak görme. Kaşif Kozinoğlu karakterini, Kazım Kaşifoğlu adıyla sun ve Kaşifoğlu’nu öldür, ardından esas Kaşif ölsün. Hade be!!... İnsanları aptal yerine koyup, filmdeki karakterler hayal ürünü diyen ekip, bırakın güncel olaylara değinmeyi, ülkemde yaşanan karanlığı işleyen ve o karanlığın parçası gibi duran ekip adeta. Karanlık sürecin içine konuşlandırılmış bir kamera gibi... Birileri bu film aracılığıyla birilerine mesaj gönderiyor olabilir mi? Bu diziye nasıl izin verilir, yoksa izin verenler de mi bu derin suların…. Sayın milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın söyledikleri düşündürücü olmanın ötesinde bir şey: ''Cezaevindeki hastalara rapor verenleri bile cezaevine atan, hasta odalarında baskın ve aramalar yapan bir zihniyetin, birilerinin kini susuncaya kadar ve intikamı alınmadan muhalifleri salıvermeyeceği ve ağır bedeller ödetmeye yeminli olduğu açıktır. Daha önce örnekleri görüldüğü üzere, devlete emanet edildiği söylenen bir kişi daha ölüme gitmiş ya da gönderilmiştir. Taammüden ölüme neden olan sahte dava kurgulayıcıları, tutuklayanlar devlet eliyle korumaya alınmış, tazminattan dahi muaf tutulmuşlardır. Hani hastalar için cezaevinde ambulans helikopter vardı? Hani hiç vakit kaybetmeden hastaneye yetiştirip hayat kurtarıyorlardı? Hani AİHM'e böyle bilgi verilmişti? Sağlıklı kişilerin yaşamını cezaevinde koruyup kollayamayan bir devlet çok hasta olan Mehmet Haberal'ı nasıl koruyacak? Bu haksız ve hukuksuz tutuklamaların sona ermesi için daha kaç kişinin ölmesi ya da isim-isim kimlerin ölmesi bekleniyor? Aydınları, gazetecileri, milletvekillerini, yurtseverleri zindanlarda ölmeye yatıranlar, halkın iradesine ve gücüne, kelepçeler ve süngülerle engel olanlar, bir gün bunun hesabını vereceklerdir.'' Beyler, sakın "Türkiye’de neler oluyor?" sorusunu sormayın. Olan nedir biliyor musunuz? Bunca şey açık-açık oynanırken senin duyarsızlığındır ve hala öteden beri bunları oynayanlara ‘oy’unu teslim edip oyunlarını güçlendirmendir. Biz resmen; “Kurtlar Vadisi Pusu” içinde; duyarsız karakterleri oynayan büyük bir kitleyiz. Eğer bu duyarsızlığımızı kırarak gerekli hesabı sormaz isek, çok kafamız kırılır.
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder