GALATASARAY ELAZIĞ MAÇINDA MELO PENALTIYI VE GALATASARAY’I KURTARDI
24 Kasım 2012 günü, Sanica Boru Elazığspor ile
Galatasaray karşılaştı.
O güzelim Elazığspor’a böyle isim yakıştı mı? Adam, Chelse’yi satın alıyor ismini veriyor mu? Nedir bu sponsorun isimlerini takımlarımıza eklemek? Bu sadece bizde oluyor; olmasın kardeşim. Nedir sanica, manica, bal gibi Elazığspor işte.
Süper ligin 13 maçının İlk yarısında, Galatasaray biraz ataktı, o kadar. O nedenle biraz puan aldı ve ilk yarıyı 1 puanla kapattı.
İkinci yarı, bakalım 1’i 3’e çıkabilecek mi?
Galatasaray ilk yarı, nasıl oynayacağına karar veremedi. Bazen atak yaptı, bazen Deli Dumrul gibi kendi köprü başını tuttu, yani ikinci bölgesinden ayrılmadı.
Elazığ’da eski Galatasarayli Orhan Ak, BJK’li Aydın Karababa ve bugün olmayan Samsunsporlu Adem Algaşı var, fakat oyun yok.
Bu takımı, son 4 haftadır Yılmaz Vural çalıştırıyor.
Yılmaz takımı, keşkek üstü kaymak almadı, aksine takım çok kötü durumda Bülent Uygun’dan devraldı. İlk maçlarda biraz kıpırdanır gibi oldu, fakat gerisi gelmedi. Belli mi olur, bir bakmışsınız, Galatasaray’ı yenmiş. Olur ya, GS bu tarih yazmaya bayılır. Üstelik Elazığ’ın Karabük’ten aşağı kalır tarafı yok.
Bu yıl, ne GS, ne FB şampiyonlukta rahatlık beklemesin. Bu yıl BJK ikisinden de çok rahat. MHK başkanı, TFF başkanı onlardan. Beni şampiyon yapacaklar değil ya…
Galatasaray ikinci yarı, Elmander’i çıkararak, ileride Umut Bulutla tek forvete döndü.
Aslında oyun, Amrabat üzerine kurgulanmıştı. Ambrabat, hem sağa, hem sola, hem dikine gitmesi onu serbest kılan göstergelerdi. Bu serbestlik nedeniyle anlamlı anlamsız şutlar da çıkardı. Bence vasattı. Yekta iyi idi, çünkü ikinci ve üçüncü vasatlar Umut ve Elmander’in görevlerini de üstlendi.
İkinci yarı önde basan Galatasaray, Aydın Yılmaz’ın ivmelendirmesiyle daha atak oynar oldu. Ve sonucu 4 dakika sonra, Riera’nın pasına koşan Yekta Kurtuluş ile aldı. Bu Yekta’nın ilk golü idi aynı zamanda.
Melo çok iyi idi. Riera’da. Riera, bir orta saha oyuncusu olarak, solbekte yarattığı harikalar nedeniyle İspanya ulusal takımına çağrılırsa şaşırmayın. Doğrusu, takım, ikinci yarı en az 10 %100 pozisyon buldu, fakat, yine de vasatı kıl paya geçebildi.
Elazığı’ın, Karabükten farkı yok, hatta daha iyi bir takım. Karabük’ün yapacağını yapabilirdi de, fazlasıyla.
Maçın 90. Dakikasına dek 1-0 önde giren Galatasaray’ın durdurulması için, devreye Özgür Yankaya, yandan girdi. Elazığı’ın, Serdar isminde, sağ kanadı felç eden topçusu, yine sağdan daldı, kontrolsüz çıkan Muslera’nın hareketine penaltı verdi, doğru idi, yanlış olan kırmız kart vermesi idi.
Galatasaray’ın %100 penaltısını vermeyen, Yankaya, Galatasaray alehine hem penaltı, hem de kırmız kart verebildi.
Ve, haftalardır şikayet ettiğimiz Melo, eldivenleri, bir kaleci edasıyla taktı, kaleci kazağını giydi ve kaleye geçti; benim gole gereksinim var diye topu kapan Göksu’nun penaltısını ve Muslera’yi, ille de Galatasaray’ı kurtardı.
Göksu, üzülme, senin gole, ama Elazığ’ın da puana gereksinimi vardı(Tümer Metin)
Bravo Melo, sen bir harikasın. Galatasaray’ın sana ödediği parayı bu kurtarışınla fazlasıyla ödedin. Belki bu 3 puan Galatasaray’ı şampiyon yapacak.
Melo, artık Galatasaray’da efsane oldun; heykeli dikilen yurttaşın Alex’ten daha çok anılacaksın.
En güzeli; Galatasaray’ın ikinci bir Karabük olayı yaşamamasıydı.
Buraksız, Selçuksuz, Ebouesiz, Danysiz, Hamitsiz Galatasaray, belki destan yazmadı, fakat, destanlara kaynak bir Melo kurtarışı ile 3 puan aldı.
Ve de, birince devredeki, 1 puanı 3’e çıkararak İstanbul’a döndü; birileri ise dondu.
Hakemler:Özgür Yankaya, Gökhan Memişoğlu, Serkan Akal
Sanica Boru Elazığspor: Ivesa, Orhan Ak, Amr Zaki (Dk. 55 Sinan ), Köksal, Ahmet Görkem, Herve Tum (Dk. 59 Serdar), Aydın (Dk. 77 Göksu), Murat Kayalı, Sezer, Bilica, Faubert
Galatasaray:Muslera, Cris, Elmander (Dk. 46 Aydın Yılmaz), Melo, Riera, Umut Bulut, Semih, Yekta, Engin (Dk.66 Emre Çolak ), Amrabat (Dk. 80 Hakan Balta), Sabri
Goller:Dk. 50 Yekta (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 90 Sezer, Dk. 90 2 Orhan Ak (Sanica Boru Elazığspor), Dk. 77 Melo, Dk. 90 Cris (Galatasaray)
Kırmızı Kart: Dk. 88 Muslera (Galatasaray)
İkili stant, yani 2 yüzlülük yaşamımızın bir parçası
oldu.Bunu özellikle,futbol yorumcularında ve yazanlarında görüyoruz. Bağlı oldukları TV ve Gazetelerin izlenirliğini ve okunurluğunu (İng. Reyting diyorlar)artırmak için, önceki söylediklerini sonraki söyledikleriyle yadsıyabiliyorlar.
Örneğin, dün; “Aysal ve Terim hemen gidin! Karabükspor yenilgisi bardağı taşıran damladır..” diyenler;
Bugün çıkıp, “Sen bizim her şeyimizsin!
Başta Terim ve yardımcıları sonra bütün takım tebrike değer. Kucak dolusu sevgiler. Galatasaray ManU’yu evire çevire yendi. Helal olsun diyebiliyorlar.
Ve de izleyicilerin kimyasını bozuyorlar.
İzleyicilerin yoğun şikayetlerine neden olan, 19
Kasım 2012 tarihinde TV8’de yayınlanan Telegol programında ise, Manchester United futbol takımı ile Galatasaray futbol takımının şampiyonlar ligi müsabakası için yurda gelen konuk ekibi karşılamaya giden taraftarların yaptıkları taşkınlıkları, ekranda Erman Toroğlu tarafından abartılı bir şekilde, GS taraftarlarına hakarete dönüştürdü. RTÜK’ un de dikkatini çeken ve soruşturma açılan konu ise, ayrı bir düşündürücüdurum.
Erman hoca ve bazı yorumcular; yapmayın bunları. Söylemeyin bunları, germeyin insanları; yalvarıyorum size!!
Sizler bu duruşunuzla, tehlikeli gördüğünüz insanlardan daha tehlikeli olduğunuzu, lütfen aklınıza getirin.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder