ÖĞRETMENLER GÜNÜ VE ÇAMLICA TEPESİNE 72 BUÇUKLUK CAMİ
24 Kasım 2012
Dünün, bugünün ve yarının öğretmenlerinin ellerinden öpüyorum. Çünkü, onlar tüm zamanların vazgeçilmez büyükleri, saygın değerleridir.
Ben, Öğretmeni şöyle tanımlıyorum:
Öğretmenler; değerlere değer katan düşün mimarlarıdır.
Veya:
Öğretmenler; değerlere değer katmak için, düşün inşa eden eğitim mühendisleridir.
Bir önerim var; ‘Öğretmenler Günü’; “Öğretmenler ve Öğrenciler Günü” olarak değiştirilsin. Çünkü ikisi bir bütün. Özellikle öğrenci asla Öğretmensiz yapamaz.
Evdeki Öğretmen’imiz, Kadriye Çorbacıoğlu şiddetle karşı çıktı; “Bir öğretmenler günümüz var, onu da mı kaldırsınlar?! Birileri öğretmenlere zaten sıcak bakmıyor; önerini fırsat olarak görürler şimdi…”
Söylediğime pişman oldum. Halbuki, amacım; öğrenci boyutunda örselenen ‘öğretmen-öğrenci’ kaynaşmasını yeniden güçlendirmekti.
Öğrenemeyenlerin egemen olduğu ve karanlığın, Aydınlığa(Öğretmene) tercih edildiği günümüzde, Öğretmenleri yazmanın zorunlu olduğunu düşündüm ve yazmaya karar verdim
Öğrenemeyenler; öğretmene gününü gösterirken, öğrenemeyenlerin, ‘Öğretmenler Günü’nü kutlamaları öteden beri düşündürücü gelmiştir bana.
En düşündürücü olanı da; ülkemin Öğretmene ve Okula gereksinimi varken; okuldan çok cami inşa edilmesidir.
Son olarak, iki türbanlı bayana(baş örtüye karşı değilim. Başörtüyü modernize ediyorum yalanlı militan çıkar örtüsü türbana karşıyım) Süleymaniye Cami mimarisi kopya ettirilerek, ‘İstanbul’un son tepesi; Çamlıca Tepesi’ne konuşlandırılacak’ bir proje hazırlattırıldı.
Doğrusu, amaçlı ve gizemli ısmarlama bir proje.
Kimse Cami inşasına karşı değil. Aksine, İstanbul’un, ‘simge’ siluetleri olan ‘kubbeleri ve minareleri’ son 10 yıldır, inşa ettirdikleri 300’u aşkın sermaye tapınaklarıyla yok edenlere, karşı olduk ve sorguladık.
Eğer, benim ülkemde; 82 bin cami, 67 bin okul var ise ve Milli Eğitim Bakanlığının Bütçesi, Diyanet İşleri Başkanlığının bütçesinin(3 Milyar 891 TL) çok aşağılarında ise; ülkemin, hangisiyle, aydınlanmayı, çağdaş uygarlık seviyesini ve dünyanın özgün değişimini ve evrenselliği yakalayacağını sorgularım, arkadaş!
Eğer; benim ülkemde; pozitif bilimlere ağırlık veren “Laik eğitim” kurumu okul, Abdülhamid döneminden daha az inşa ediliyor ve hiç gerekmediği halde Çamlıca Tepesine, devasa bir cami inşa ediliyorsa, ben bunu sorgularım arkadaş. Öğretmeni öteleyip, salt imamı öne çıkaranı sorgularım arkadaş.
Evet, Abdülhamit döneminde okul sayısı, cami sayısının çok önündeydi. Günümüzde, padişah özentisi içinde olanlar bu gerçeği tersine çevirdi.
Bilindiği gibi, R-cep Cami için, Selatin camisidir, buyurdular. Selatin camisi; Osmanlı döneminde sultan veya sultanın ailesi tarafından İstanbul’un tepelerine inşa edilen camilere deniyor.
7 Tepeli İstanbul Yarımadası’nın ‘Çamlıca tepesi hariç’ tüm tepelerinde ‘Sultanların’ Selatin camileri vardır. Son tepeyi de R-cep kaptı. Kendisinden sonraki sultanlara tepe bırakmadı. Bu haksızlık bence.
Belli mi olur; ikinci boğaz inşa etmek isteyenler, tepeler inşa ettirip gelecekteki sultanları tepesiz bırakmayabilirler.
Evet; İstanbul’a hakim en son tepeye de hakim oldular. Akıl verenlere, akıl vermek gerekir; çünkü bu verdikleri akla, gün gelecek tarihin sayfalarında gülecekler. Doğru, asıl alay edilecekler, %50 ile o’nu sultan şımarıklığına itenlerdir.
Hiç duyulmamış bir dernek ortaya çıkıyor(sonradan kurulduğu anlaşıldı), Selatin Camisi için proje yarışması düzenliyor ve bugüne dek verilen en yüksek özdeksel ödülü veriyor. Kimse; ‘iki günde kurulan bu dernek, bu ödül parasını nerden buldu ?” sorusunu sormuyor. Verilen kısa sürede(ülkenin saygın projecileri bile bu sürenin yetersiz olduğunu söylediler ve yarışa katılmadılar) projeler tamamlandı.Fakat, ancak iki proje ikinciliğe laik görülebildi. Yani birinci yok. İkincilerden biri tercih edildi. Tercih edilen proje 2 türbanlı bayanın projesi idi.
Hiç çekinmeden de, kendilerine yapılan servisi yadsıyabildiler.
Neymiş efendim; projelerinin kazandığını medyadan öğrenmişler. Gülünesi durum.
Minarelerdeki şerefe sayısının, camiyi kaçıncı sultanın yaptığını işaret ettiği kesin bayanlara söylenmiştir. Bu camiyi sayın Abdullah Gül yaptırmış olsa, 11 şerefeli olacağını biliyorlardır, artık. Cami, büyük olasılıkla, Gül sonrası Cumhurbaşkanınca yaptırılacağına göre, 12 şerefeli olarak dizayn etmişlerdir.
İyi ki, Cumhuriyet ilan edildi de, Cumhurbaşkanlığı esas alındı ve şerefe sayısı 12’de kaldı. Eğer, Osmanlı İmparatorluğu devam etmiş olsaydı, 48 şerefeli inşa edilecek devasa camiye İstanbul Yarımadası yetmezdi. Dahası, tüm tepeler yıkılır, R-cep camisi dikilirdi. Son padişahlar, belki de bunun yüzünden cami inşa edemediler.
Çamlıca Camii, Türbe-Camiye dönüştürülür ise şaşırmayalım; çünkü, Cami avlularına, dahası kutsal alanlara gömülmek bunların vazgeçilmezi.
Deha Mimar Sinan’ın tüm metrelerini geçen ve “biz tüm zamanların en büyüğüz” böbürlenmesini(böbürlenme padişah senden büyük Allah var) işaret eden diğer metreler beni fazla ilgilendirmiyor(sadece gülüyorum). İlginç de gelmiyor. Bana ilginç gelen; Cami’nin 72,5 metre yüksekliğinde olacağı ve bunun da İstanbul’u oluşturan 72,5 milleti simgeleyeceğidir.
Soruyorum; “ Bu buçuk hangi millet? İslamiyet’te, Allah’ın kulunu, bir başka kulun aşağılamasının günahların en büyüğü olduğu gerçeği nasıl es geçilir?
M.Al. Birand’ın 32. Gün Programına çıkan bir arkadaş; “Biz Çamlıca tepesine, Cami inşa ederek, Çamlıca yöresini Baz istasyonlarından temizleyeceğiz, çünkü, yabancılar buralardan ev tutmuyorlar”
Benim, dinden ve yoksuldan geçinenlerde, öylesi bir yabancı hayranlığı oluştu ki, anlamak ve anlatmakta güçlük çekiyorum. Hani onlar kafir ve gavur idi?!
Her ne ise, yabancıları baz istasyonunun yaydığı radyasyondan korumak için, ille de Cami mi yapmak gerekiyordu? İnsanlarımızın sağlığı düşünülerek, o Baz İstasyonları, çok önceleri sökülemez miydi?
Arkadaşlar, ben sorguladım, biraz da siz sorgulayın, sinirlerim bozuluyor!
Öğretmenim, özür dilerim. Sakın sen kendini suçlama, öğretememişiz diye üzülme. Onlar hiçbir zaman öğrenmek istemediler, sadece siz Öğretmenlere, öğrendik oyunlarını oynadılar ve o oyunlarıyla şimdi ülkemin üzerinde horon tepiniyorlar, tepilmeleri yakındır.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder