Kan, nefret, kötülük üzerinde kurgulanmış ‘Osmanlı dizileri’ moda oldu. “Muhteşem Yüzyıl derken, şimdi de; ‘Bir zamanlar Osmanlı-Kıyam” adlı dizi başladı.
Tüm dizilerdeki, özellikle 2002 sonrasının dizİ temalarına değinerek dizilerin karakterini , “Yaşasın Kötü Olan” başlığıyla özetlemek istiyorum; Dizinin izlerliğini düşüren bir diğer olgu da; kötülüklerin, haksızlıkların ve acımasızlıkların abartılı bir şekilde yenilenmesi. İnsanlarımız sanal yaşamlarında da duygusaldır, orda da gerçek duygularını öne çıkarır ve tavır geliştirir.
Eğer, dizideki başat figürler sürekli haksızlığa uğruyor ise ve kötülüklere hedef kılınıyor ve de kaybediyor ise; "Kötülüklerin-Haksızlıkların-Kaybetmelerin rutinliği" insanları bıktırıyor.
Bir film kötülük ve haksızlık teması üzerinde kurgulanabilir, fakat bir dizi salt kötülük-haksızlık-kaybetme veya haklılık temasıyla kurgulanamaz, çünkü film bir kez izlenir, halbuki dizi bin kez. Bu neden böylesi 'kötünün önde koştuğu' bir senaryo bıkkınlık verir. İkincisi, dizi kahramanlarının, hatta Osman'ın bile, sevgi ve sevgili bağlamında aynı şeyleri yaşamaları; kaybetmeleri, haksızlığa uğramaları, kadersizlikleri...
Tüm bu süreçte kötüler ön plana çıkarılıyor ve "Yaşasın Kötülük' temasıyla diziye süreklilik kazandırılıyor. Yani, siz sürdürülebilir kötülük üzerinden izleyicileri ekrana bağlayamazsınız. İşleyen bir iyilik, mutluluk sahnelerini izlerken İzleyici artık; "Amaaan, nasıl olsa bu mutluluk sahneleri mutsuzluğa dönüşecek" diyerek izlemeyi bırakabiliyor.
Salt "Öyle bir geçer zaman ki" dizisi değil, "Muhteşem Yüzyıl" da süreç içinde benzer reytingsizlikleri yaşayacaktır, çünkü orda da adeta, diziye Muhteşem Hürrem dedirten Hürrem entrikaları abartılı bir şekilde öne çıkarılmıştır.
Siz, kötüyü işleyerek, iyiyi anlatmak ve öne çıkarmak yerine, iyiyi işleyerek kötüyü anlatıp öne çıkarırsanız, halkın sanal dünyasındaki duygularını da örselersiniz.
Dizide yapılan budur. Bu da izleyicilerin ilgi bağlamındaki coşkusunu kırmaktadır. Dijital sanallık bütünündeki senaryolarda “Yaşasın Kötülük” değil, “Yaşasın iyilik” esas alınmalıdır. Ve kötülük üzerinden iyiliğe ulaşmalıdır.
Çünkü, insanlık ayağa kalktığı günden beri, hep iyi olana ulaşmanın savaşı içindedir. Sanal da olsa bu savaşının kırılmasını istemez.
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder