ÖĞRETMEN RİZE’DEN SESLENİYOR RİZELİYE
Öğretmenim, ‘Öğretmen Günü’nü mutlu olmasan da kutlarım. Kutlamanın ötesine geçemiyorum çünkü siyasal erk sahipleri engelliyor.
Ey sorumlu Rizeli sen tırmanırken Öğretmenler aşağıya yuvarlanıyor. Lütfen; “Rizenin sesi”ne kulak ver, Türkiye’nin sesi olmuş feryat ediyor:
“Vah Öğretmenim Vah !!.. Rize’de beş bine yakın öğretmen çalışıyor. Aileleri ile birlikte ortalama yirmi bin kişilik geniş bir aile..On binlerce çocuğumuza eğitim, öğretim veriyorlar. Hiç birinin çalışma koşullarından hoşnut olduğunu sanmıyorum. Özlük hakları hiç bu dönem kadar kötü, saygınlıkları bu dönem kadar ayağadüşmemişti.. Kariyer basamaklarında yükselmeleri siyasilerin iki dudağı arasında..
Görevde yükselme evlere şenlik. İktidar sendikasına üye ol yeter, sınavdan düşük alsan da mülakat yeter.. Bu hafta din görevlilerine kariyer sınavı yapılıyor ama yedi yıldır öğretmenlere kariyer sınavı yapılmıyor.. Yapılsa ne olacak, maliyede bir uzman yedi yüz lira uzmanlık ücreti alırken uzman öğretmen sadece yüz yirmi lira alıyor…
Asıl benim canımı yakan sorun öğretmenlerin bir sosyal tesisinin olmaması. Öğretmen evinin yeri bir otele verildi ne veren siyasetçinin ne de muhalefetin tek kelime itirazı olmadı. Dolgu sahasında öğretmen dinlenme tesisi yapılacaktı orası da alınıp düğün salonu yapıldı. (05 Şubat 2014Halit Kılıç)
Öğretman’e karne verenler Öğretmeni sınıfta bıraktı. Evet, Öğretmen yina yoksul sınıfında kaldı. Nasıl öğretsin Öğretmen?
Düşünün; Türk Eğitim-Sen'in, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle 23 bin 562 kişinin katılımıyla yapılan anket öğretmenlerin durumunu ortaya serdi. Ankete katılanlardan yüzde 93,9'u kredi kartı olduğunu, yüzde 49,9'u her ay kredi kartı borcunun tamamını ödeyemediğini belirtirken, yüzde 81,4'ü ise son 5 yıl içinde banka kredisi çektiğini bilgisini paylaştı..
Yüzde 90,2 oranında katılımcı doğalgaz, elektrik ve suya yapılan zam oranlarını yüksek bulduğunu ifade ederken, öğretmenler enflasyon farkının verilmemesini bütçelerini sarsacağını düşündüğünü belirtti. Ankete katılan öğretmenlerin büyük çoğunluğu, şartların daha iyi olduğu düşüncesiyle mesleğini Avrupa Birliği ülkelerinde yapmak istediğini ifade etti..
Yüzde 97,2 oranındaki katılımcı yönetici atamalarının hakkaniyete uygun yapılmadığını, yüzde 78,6'sı şubat ayında ek atama istediğini, yüzde 58,1'i il içi rotasyona karşı olduğunu, yüzde 65'i TEOG (Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş Sınavı) uygulamasını başarılı bulmadığını ifade etti..Katılımcıların büyük çoğunluğu öğretmenlerin toplumdaki itibarını iyi görmediğini kaydetti.
İşte bana e-posta ile gelen Öğretmen çığlığı:
“Sayın büyüğüm; Şuanda okumakta olduğunuz mektup ataması yapılmayan 300.000 öğretmenin sesidir. Üniversiteyi okurken yaşadığımız ve ailemize yaşattığımız maddi ve manevi zorluklar mezun olduktan sonra katlanarak arttı. Çok fazla emek vererek hazırlandığımız bir sınav sonuncunda bütçe yetersizliği bahane gösterilerek birçok arkadaşımızın gelecek planları, hayalleri ve umutları yarınlara kaldı.
Ülkemizde öğretmen açığı yetkili bakanlıklar tarafından yüz binlerle ifade edilmesine rağmen kısıtlı bir sayıda öğretmen ataması yapılmıştır. Sadece gönül verdiğimiz mesleği yapmak için çektiğimiz sıkıntılar görmezden gelinmiştir.
Sınava hazırlanırken mesleğini yapmak için çocuklarıyla ilgilenemeyen, dershane ücretini karşılamak için alyansını satan, gecesini gündüzüne katarak ders çalışan, atanmadığı için evlenemeyen, çevrenin baskısına maruz kalan, gerekli donanıma ve puanlara sahip olduğu halde kontenjan sınırına takılıp ataması yapılmayan branş öğretmenleriyiz.
Bu uğurda varını yoğunu ortaya koyan insanların emeklerinin karşılığı eğitimde yapılan ücretli öğretmenlik tasarrufu ile nasıl açıklanabilir?
Bizler sadece emeğimizin karşılığını istiyoruz. Bu kutsal mesleğin itibarının yerle bir edilmesine isyan ediyoruz. Dört yılımızı verdiğimiz , gelecek nesiller yetiştirmek adına yaptığımız çabaların görmezden gelinmesine artık dur denilmesini bekliyoruz. Okuduk ama mesleksiziz çünkü bir avukat ,bir mühendis, bir doktor gibi mezun olduğumuzda biz öğretmeniz diyemiyoruz.
Her türlü yeterliliğe sahip olmamız, tüm sınavlarda gerekli başarıları göstermemize rağmen atamaların yapılmamasına mantıklı bir açıklama bulmakta zorlanıyoruz. Toplumdaki genel kanının aksine bizler atanamayan öğretmen gibi yetersizlik ifade eden bir düşünceyi asla kabul etmiyoruz. Bizler ataması yapılmayan öğretmenler olarak artık bu mesleği yapmamız için bizlere bahaneler yerine çözüm önerileri bulmanızı bekliyoruz.
Ataması yapılmadığı için hayatına son veren 39 arkadaşımızın vicdanlarda açtığı derin yaranın hesabını kimlerin vereceğini merak ediyoruz. Bu ülkenin geleceği olan öğretmenler olarak sadece gönül verdiğimiz bu mesleği yapmak istiyoruz. Bizler öğretmeniz “Başka işlere bakın” gibi bir ifadeyi asla kabul etmiyoruz. Artık bu büyük problemin son bulmasını, geleceğe daha da umutla bakarak hayatlarımıza yön vermeyi istiyoruz.
Bizim ve ülkemizin geleceğinin bu mektubun zarfı gibi kararmasını istemiyoruz. (Ataması yapılmayan branş öğretmenleri)”
Ve Milli Eğtim Bakanı Nabi Avcı; Öğretmeni unutmuş başka yerlerde geziniyor: "Halktan ciddi bir imam hatip talebi var" diye diye.
Geçtiğimiz yıl AKP'nin dayatmasıyla uygulamaya konulan 4+4+4 ile birlikte birçok ilköğretim okulu ve lise, imam hatip yapılmış, bu okulları teşvik etmek için kampanyalar düzenlemişti. Buna karşın imam hatipler boş kalırken, Bakan Avcı, "Halktan ciddi bir imam hatip talebi var" diyerek açıkça yalan söylediği savlanıyor.
Çünkü; Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "İstanbul’da açtığımız ortaokullardan yaklaşık 73’ünde yeteri kadar öğrenci yok. Bu 73 okulu da belki kapatacağız. O okullardaki öğrencileri, yine aynı ilçede açılmış başka bir okula kaydırarak yeniden ortaokula dönüştürebileceğiz, ama henüz karar veremedik" dedi.
Anadolu Ajansı'nın Milli Eğitim Bakanlığı'na dayandırdığı haberine göre yurt genelindeki yeni açılan bağımsız imam hatip ortaokullarından 3'ü İstanbul'da olmak üzere 73'üne hiçbir öğrenci kayıt yaptırmadı.
- -Bu yıl tam bin 141 imam hatip ortaokulu açan AKP, bu okulların kayıt sayıları düşük olunca okulların bir kısmında eskiye dönme kararı aldı. Türkiye genelinde birçok okulda 80 kişilik sınıflarda ders yapılırken, imam hatipler bomboş kaldı. Yaşanan bu durumun ardından boş olan imam hatiplerin bir kısmı ortaokul olacak.
Malatya'da bu sene açılan 19 imam hatibe okul başına 65 öğrenci düşerken, Yazıhan ilçesinde yalnızca 1 öğrenci kayıt yaptırdı. İlçe Milli Eğitim Müdürü buna rağmen, "Okulu kapatmayacağız, kayda özendirmek için çalışacağız" dedi.
- -4+4+4 düzenlemesi sonrası açılan 24 imam Hatip ortaokulu için ayrılan 1200 kontenjanın 850’sinin dolduğu Bursa’da İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar, okullar açılana kadar imam hatip ortaokullarına öğrenci kaydetmeye devam edeceklerini açıkladı.
Kastamonu Postası adlı internet gazetesinden Mustafa Afacan isimli bir yazar imam illerindeki imam hatip fiyaskosunu şu satırlarla anlatıyor: İlimizden rakamları paylaşalım. Kastamonu Merkez’de imkânsızlıktan üç imam hatip ortaokulu açılabilmişti! Şehri parselleyerek Kuzeykent’te, Mehmet Akif Mahallesi’nde, Atabey’de. Dün kayıtlar bitti, resmi rakam vereyim: 55 kayıt. TKP çarpıcı veriler ortaya koymuştu.
Türkiye Komünist Partisi Eğitim Alanı Komitesi tarafından yapılan bir araştırma, medyada lanse edilenn aksine, Türkiye'de imam-hatiplere bir "akın" olmadığını göstermişti: Ankara’da Beypazarı’nda açılan İmam Hatip Ortaokuluna 16 Ağustos Perşembe günü itibariyle sadece 27 kayıt gerçekleşmiştir.
Bilgiyi veren kişinin bir notu “bu sene sonraki seneler için reklam yapmak amacıyla fazla öğrenci alınmayacağı” (!) şeklindedir. Çamlıdere’de açılan İHO’da sadece 10 kayıt yapılırken, toplamda 20 kayıt beklendiği ifade edilmiştir. Bala’da açılan İHO’ya ise sadece 4 kayıt yaptırıldığı kaydedilirken, Çankaya’da bulunan Hasan Özbay İHO’ya 15-20 civarında kayıt olduğu öğrenilmiştir.
İHO’ların Adana’da da beklenenin altında başvuru aldığı görülmektedir. 16 Ağustos günü itibariyle Merkez ilçelerde bulunan Fazilet Kibritoğlu İHO’da 90, İnkılap İHO’da 30, Necdet Kahraman İHO’da 60, 23 Nisan İHO’da 30, İbrahim Atalı İHO’da 45 civarı kayıt olduğu görülmektedir. Bu sayılar Adana'nın yoksul semtlerindeki İlköğretim Okulları'nın bir şubesindeki öğrenci sayısına denk düşmektektedir.
Gaziantep’te Şehitkamil’de açılan Ömer Seyfettin İHO’da 16 Ağustos günü itibariyle 180 kişilik kontenjanın sadece 60’ı dolmuştur. Vali Aksu İHO’da 30-35 kişilik 3 sınıf açılması planlanırken, henüz sadece bir sınıfın dolduğu belirtilmiştir.
Çorum ilinde İHO kayıtlarında Merkez ilçe dışında istenilen hedeften uzak kalındığı görülmüştür. Türkiyem İHO’da, 150 kontenjanın 17 Ağustos günü itibariyle 145’i dolarken, Yıldırım Beyazıt, Toprak Sanayi ve Danişment Gazi İHO’larda kontenjanların dolduğu belirtilmiştir. Diğer taraftan Bayat İHO’da 30, Mecitözü’nde 28, İskilip’te ise beklenenin oldukça altında olan 55 kişinin İHO’ya kayıt yaptırdığı kaydedilmiştir. Bu ilde Osmancık’ta açılan İHO’da 55, Sungurlu İHO’da 45-50, Uğurludap İHO’da ise 60 kayıtın yaptığı kaydedilmiştir.
Manisa’da da tablo AKP açısından çok içaçıcı değildir. Manisa’da İHO’ların genel olarak lise bünyesinde açıldığı görülürken, kayıtlarda beklenilen sayılar karşılanamamıştır. Örneğin 16 Ağustos günü itibariyle Merkez’de 90 kişilik kontenjan açılırken bunun 50 kişisi doldurulabilmiş, İmam Hatip Ortaokulu için Akhisar’da 10 kişi, Alaşehir’de 19 kişi, Demirci’de 24 kişi, Kula’da 16 kişi, Sarıgöl’de 25 kişi kayıt yaptırmıştır. Salihli’de imam hatip ortaokulu için açılan 60 kişilik kontenjana 35 kişi başvurmuş, Turgutlu’da bu sayı yaklaşık 70 kişi olmuştur.
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder