GALATASARAY’A KARŞI, ATLETİCO MADRİD’İ YENİLMEZ ARMADA GİBİ GÖSTERİP KORKU YARATANLAR AMAÇLARINA ULAŞTI: 0-2
GALATASARAY’A KARŞI, ATLETİCO MADRİD’İ YENİLMEZ ARMADA GİBİ GÖSTERİP KORKU YARATANLAR AMAÇLARINA ULAŞTI: 0-2
Şampiyonlar Ligi 1. Tur C Grubu 2015/2016 15.09.2015 21:45 birinci maç: Hakan Ünsal, siyasal İslam’ın futbol versiyonu. Eğitim durumunu bilmiyorum, fakat ülkemin en büyük ulusal gazetesinde köşesi var. TRT’nin vazgeçilmez spor yorumcusu.
GS, A.Madrid maçı öncesi, Ali Sami Yen Arena’da çalışma yapan A.Madrit oyuncuları çember yapmış çalıştırıcılarını dinliyorlar. Moderatore, onları gösterip, “Bak disipline, ne kadar ciddiler. İşte takım bu, futbolcu bu..” Sinirlerim bozuldu, çünkü adeta; GS takım değil, Galatasaray’da Hamzaoğlu yetersiz, GS’da disiplin yok, dolayısıyla A.M adrid karşısında şansı yok demeye getiriyordu.
Nedir bu çekememezlik. Nedir bu cahil yorumcuların futbolumuzu aşağılamaları, bilgiç-bilgiç alay etmeler. Tüm bunlar kendimize güvenmemenin yansımaları. A.Madrit favoriymiş. Maç öncesi bunlar söylenecek şeyler mi. Takımı moralize edeceğinize/cesaret vereceğinize, demoralize ediyorsunuz.. Düşünün, A.Madrid çalıştırıcı Diego Simeone bile, “Favori gösterilmemiz mantıksız, GS ile oynayacağız, 55 bin seyirci var karşımızda)” diyor, sizler hala Dünyanın en büyüğü diyerek kendi kendinizi değil takımı korkutmayı sürdürüyorsunuz. Galatasaray da büyük. Galatasaray’da olan milenyum kupası hangi dünya takımında var..
Ve, Atletico Madrid korkusu adeta sahaya yansıdı ve ilk yarıyı 2-0 mağlup bitirdik. İkinci yarı bu takımdan korkulmayacağını anlayan futbolcular(çalıştırıcı hariç), 2. Yarı maçı az daha 3-0 alıp 3-2 öne geçecekti.
İlk yarıdan söz edemeyeceğim,. Çünkü, maç başladı Ankara’da elektirikler gitti. Maçı izleyemedim. Türkiye’nin ışığını karartanlar, elbet Başkentimizin de ışığını kesecekler. Kestiler ve yayın da kesildi..
Yine de banttan, izlediğim maçta, Galatasaray, özellikle 32. Dakikada Emre Çolak’ı oyundan aldıktan sonra en az 1 gol atacak pozisyonlar yakalamış.
Hoca, 4-2-3-1’u Umut’u oyuna alarak 4-4-2’ye döndü. Zannedersem Hamzaoğlu bundan sonra 4-4-2 oynayacaktır. Bana göre çalıştırıcı, önemli ve stratejik maçlarda sistem denemez, daha önemsiz maçlarda ve de antrenmanlarda denersin. Emre ile siz oyunu geride tutma sistemini Lig maçlarında denememişsiniz, bu önemli maçta, Emre ile sistem kurmaya çalışıyorsunuz.
4-4-2 sistemiyle oynayan GS, ikinci yarı bana göre çok iyi idi. Ve, bu gruptan çıkabileceğini düşünüyorum.
Galatasaray’da, stoper ve sağbek oynayan Denayer bir harika. Galatasaray’ın bu kiralık oyuncuyu alması gerekir. Carol’u da beğendim. Hamza Hamzaoğlu’nu beğenmedim, çünkü Yasin’i kulübede bırakarak sistem denediği için.Yasin, performansı düşük bir oyuncu değil ki, nasıl olur da üretken bir oyuncuyu ilk 11’e koymazsın..İkinci yarı akıllı ve hızlı oyun Yasin ile gerçekleştiği gün gibi ortada. Podolski’nin geri gelememesine çözüm 60’larda oyundan almakla olası gibi gözüküyor. Kesin bunu düzeltmeli..Sinan Gümüş üzerinde durmalı, çünkü bu çocuk Arda olabilir..Muslere müthiş kurtarışlardan sonra müthiş goller yemeye başladı. Hamza hoca nedir bu durum? Bir de şu Burak ve Sneijder ve de Selçuk’taki “İlle de ben atayım, bir başkasına pas verip niçin yıldız yapayım” mantığını yık..
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu (Dk. 46 Yasin Öztekin), Semih Kaya, : Jason Gregory Marianne Denayer, Lionel Jules Carole, Selçuk İnan, Hakan Kadir Balta, Emre Çolak (Dk. 32 Umut Bulut), Wesley Sneijder, Lukas Podolski (Dk. 71 Sinan Gümüş), Burak Yılmaz
- Yedekler: Cenk Gönen-Koray Günter-Yasin Öztekin-Jose Rodriguez Martinez-Sinan Gümüş-Olcan Adın-Umut Bulut 32'
- Çalıştırıcı: Hamza Hamzaoğlu
- Takım Değeri : 124.850.000 €
- Atletico Madrid: Jan Oblak, Juan Francisco Torres Belen(Juanfran), Jose Maria Gimenez de Vargas, Diego Roberto Godin Leal, Guilherme Madalena Siqueira, Tiago Cardoso Mendes, Koke Jorge Resurrecion Merodio, Saul Niguez Esclapez (Dk. 80 Oliver Torres), Vietto (Dk. 62 Gabi), Antoine Griezmann, Jackson Arley Martinez Valencia(Dk. 60 Fernando Torres)
- Yedekler: Miguel Angel Moya Rumbo- Stefan Savic- Jesus Gamez Duarte- Oliver Torres- Gabriel Fernandez Arenas (Gabi)- Angel Martin- Fernando Torres
- Çalıştırıcı: Arjantinli Diego Simeone
- Takım Değeri : 337.000.000 €
- Stadyum : Ali Sami Yen Aslantepe Türk Telekom Arena
- Hakemler : Polonya Szymon Marciniak Polonya Pawel Sokolnicki Polonya Tomasz Listkiewicz
- Goller: Dk. 18 ve 25 Griezmann (Atletico Madrid)
Galatasaray ve Atletico Madrid ilk kez, Şampiyonlar Ligi 1.Tur 1973/1974 sezonu 19.09.1973 01:00 tarihinde, Vicente Calderon stadında karşı-karşıya geldi. Galatasaray’ı; İngiliz Brian Birch, A.Madrit’i ise Arjantinli Toto Lorenzo çalıştırıyordu. Orta hakemin Hollandalı Charles Corver olduğu İspanya’daki maçta Galatasaray galibiyeti kaçırmıştı. Maç golsüz bitti. 03.10.1973 tarihinde İstanbul’da oynanan rövanş maçını A. Madrid, uzatmaların 100. Dakikasında Salcedo ile attığı golle 1- 0, Galatasaray’ı Şampiyonlar Ligi’nden elemişti.
Galatasaray ve A. Madrid bugüne dek 5 kez karşılaşmışlar. Galatasaray’ın hiç galibiyeti yok. 3 maç berabere bitmiş. Galatsaray, A.M adrid karşısında deplasmanlarda daha iyi maç çıkarıyor. A. Madrid de öyle, çünkü 2 galibiyeti de deplasmanda almış.
- Atletico Madrid: Miguel Reina Santos - Iselin Santos Ovejero Maya- Ruben Oswaldo Diaz Figueras (Panadero)-Adelardo Rodriguez Sanchez 60'- Francisco Delgado Melo-Domingos Benegas Jimenez - Jose Armando Ufarte Ventoso46'- Jose Eulogio Garate Ormaechea- Heraldo Becerra Nunez-Luis Aragones Suarez(Bir ara Fenerbahçe’yi çalıştırdı) - Javier Iruretagoyena Amiano Irureta
- Yedekler: Ignacio Maria Salcedo Sanchez de Blanca 60'-Alberto Fernandez Fernandez 46'
- Galatasaray: Yasin Özdenak-Tuncay Temeller-Tarık Küpoğlu-Ekrem Günalp- Mustafa Ergücü-Bülent Ünder-Mehmet Oğuz-Aydın Güleş-Korhan Tınaz-Metin Kurt-Şevki Şenlen
- Futbolumuz, gerçekten şutlanıyor..
Artık, genellikle saha içinden çok saha dışı olaylarına yer vereceğim.. Yıllardır, yazarım; dinden geçinirken futboldan da geçinmeye başlayanlar futbolun içine ettiklerini. Adamlar resmen, halkın ortak coşkusunu dinselleştirdiler. Dahası; siyasal İslam ideolojilerine eklemlendirdiler; futbolsusu, siyasetçisi ve yöneticisiyle..
Bu haftaki, Osmanlıspor’un Konyaspor ile olan maçı, futbolumuzun nereye koşturulduğunun göstergesi idi. Maçlar, özellikle Merkez Hakem Komitesi(MHK) Başkanı Kuddusi Muftuoğlu(Hakem, Mustafa Kamil Abitoğlu’nun kuzeni) ve onun tamamlayıcısı Bünyamın Gezer tarafından adeta yönlendirilmektedir.
Müftüoğlu ve MHK’dekiler için çok şeyler söylenmektedir. Örneğin; Hakemliği döneminde AKP’den Alanya Belediye Başkan aday ayı olup kaybeden, şansını denediği milletvekilliği seçimlerinde de aday adaylığını geçemeyen Müftüoğlu’nun MHK Başkanı olarak atanmasında, “politik rica”ların etkili olduğu öne sürülmektedir.
Yine Müftüoğlu’nun yönetimindeki Hakan Özkan’ın İzmir AKP teşkilatında çalıştığı savları vardır.. Hem Müftüoğlu, hem Özkan için AKP Antalya milletvekili ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun devreye girdiği, yine Melih Gökçek’in de, Müftüoğlu için TFF’ye ricada bulunduğu öne sürülüyor…Çavuşoğlu ve Müftüoğlu kökenleri acaba Trabzonlu mu?
Her ne ise, bu yıl kesinlikle Trabzon ve Osmanlıspor maçlarına dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum..
Trabzonspor, Başkanı ve Stadıyla iyi yolda değil. Başkan, Trabzon’u resmen AKP’ye endeksledi. Yeni stat, dolgu alanına inşa edildi, denizin ne zaman geri alacağı belli değil, çünkü stat mühendislik disiplini doğrultusunda dizayn edilmedi. Bunlar bir yana, geldiği günden beri, sayısız futbolculara milyon dolarlar ödeyen kişi bu paraların kaynağını nasıl açıklar acaba? Milyon dolarlar akıtılıyor, sonradan işe yaramayan topçular Araplar’a milyon dolarlarla aldırılıyor. Evet, satılmıyorlar, birileriyle anlaşarak bir şeyleri aklama adına aldırılıyorlar. Karşı tarafın, yani Arabın parasını bel ki de beyaz parayla kendileri veriyor..
Göksel Gümüşdağ diye bir futbol dehası, Kulüpler Birliği Vakfı’nın başkanı oldu. Dehalığı mı nerden gliyor? Kendisi, bilindiği gibi R.T.Erdoğan’ın hanımının damadı olurlar da.. Söylenen Projesi ne biliyor musunuz? “Yoo!!”. Söyleyeyim o zaman; Profesyonel liglerin yayın hakları ve sponsorluk gelirlerini yönetmeye talip oluyormuş ve aardından da, Süper Lig’i Araplara satmayı planlayacakmış.
Trabzonspor ve futbolumuz; Osmanlıspor, Başakşehir ve Kasımpaşa gibi resmen hormonlu ve de taraflı siyasi yapıya dönüştü... Sağcısının, solcusunu ortak coşkusu futbol resmen AKP zihniyetine entegre edildi..
Son bir yıldır Selahattin Duman da bu çizgide olgunun üzerine gitmeye başladı..Yazılarımı onaylayan son yazısındaki(15 Eylül 2015) bölümceleri şöyle;
[[..Biz "Memlekette hukuk yok" diyoruz. Hamza Hoca, çıkmış "Savcının pantolonu ütüsüzdü" diye sızlanıyor. Eğer hakemler hakkında konuşacaksa, Hamza Hoca'nın önce Osmanlıspor-Torku Konya maçını banttan seyretmesi lazım.. Yazdığım yazılardan birinde, "Kötü niyetinden kuşkulandığım tek hakem var" demiştim. Diğerlerinin yaptığı hataların tamamen insani olduğunu ve bu yüzden kafaya takılmayacağını yazmıştım. O yargımı düzeltiyorum.. Anladık, Ankara'nın iki takımından biri olan Osmanlıspor, fiilen iktidar takımı yapılmış. Federasyon da hakem camiası da bunu böylece kabul etmiş... En başta da maçın hakemi Çağatay Şahan bunun böyle olduğuna iman etmiş..Konya'nın takımı maçı 1-0 mağlubiyetten 1-2 galibiyete getirmiş. Bir şeyler yapmak lazım, duygusuna kapılan Çağatay Şahan maçın içinde resmen aranıyor.. Aradığını bir korner atışında buluyor. Konya kalesi önündeki kargaşada futbolculardan biri topu can havliyle uzaklaştırırken hem yere düşüyor, hem de önündeki ev sahibi takımın oyuncusuna temas ediyor.. O basit faul durumundan bir de kırmızı kart çıkınca Konya, 10 kişi kalıyor ama ev sahibi psikolojik olarak bitik, gol atacak hali yok. Zaten maç 1-2 olmuş.. Eh! Maçın bitmesine bir çeyrek kalmış. "Bu kadarı da olsun canım, koskoca iktidar takımı" diyeceksiniz..Çağatay Şahan, ev sahibi takımın gol atacak potansiyelinde olmadığını, maçtan psikolojik olarak koptuğunu görüyor ve ikinci hamlesini yapıyor. Konya kalesi önünde, yerden iki metre havadan dışarıya giden bir topa hem ev sahibi takımın forveti hem de kaleci Serkan hamle yapıyor..Top ikisine de değmeden dışarıya gidiyor.. Serkan'ın eli rakibe değdi mi değmedi mi belli değil..Topa yetişemeyen Osman-lısporlu futbolcu kendini Çanakkale cephesinde Anzak kurşunu yemiş gibi yerlere atıp, kıvranmaya başlıyor.. Sahnenin inandırıcı olmaması önemli değil. Çağatay Şahan penaltıyı yapıştırıyor.. İlahi adalet hükmü bozunca, penaltı kaçıyor.. Hamza Hoca'nın hakeme isyan ettiği maçta Tita'nın Selçuk'un beline yapışması vardı. Sonu tepik ve iki kırmızı kartla bitmişti..O eylemin aynısını Torje, Konyalı futbolcuya yaptı. Yağlı güreşte rakibin arkasına dolanırsın ya! Bire bir aynısıydı. Kart çıkmadı. Konyalı futbolcu maçın sonuna doğru Osmanlı ceza sahasında resmen tepelendi.. Onu tepeleyen futbolcunun, yere düşen rakip forvetin üzerinde bir step dansı yapmadığı kaldı. Çağatay Şahan'dan yine çıt yoktu. Benim dilimin içeri kaçtığı son sahne budur.. Futbolu siyaset için kullanırsan, büyük şehirlerin takımlarından birer 'il teşkilatı' yaratırsan sonuç böyle olur işte.. Seyirci kaçar..Koca Fenerbahçe, pazar günü Kasımpaşa ile oynadı. Taksim meydanına bir kilometre mesafedeki stadyuma 4 bin 600 seyirci geldi.. Bir zamanlar kendi arasındaki idman maçına 10 bin taraftar bulan Fenerbahçe, şimdi Metro ile gidilen Taksim deplasmanına(!) 2 bin kişi götüremiyor.. Dört buçuk ay görev yapan bir siyasetçinin adını bu lige veren federasyon gurur duysun.]]
Maçın 90+1. dakikasında Galatasaraylı taraftarlar "Yönetim istifa" diye bağırmsı bana Ünal Aysal sesi gibi geldi. Eğer bir şey olacaksa bugünlerde olsun, aksi taktirde dereyi geçerken at değiştirilemez.
Şevket ÇorbacıoğluTeknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder