KÜRESEL EFENDİLERİN AKP DESTEĞİ VE 400 MİLLETVEKİLİ HESABI
1 Kasım baskın seçim öncesi ilkin A&G Araştırma Başkanı Adil Gür konuştu: "AK Parti tam iktidarın sınırında" başlık atarak şunları söyledi: "AK Parti yüzde 43-44, CHP yüzde 26-27, MHP yüzde 13-14, HDP yüzde 12-13 oy alacağını düşünüyorum" dedi(31 Ağustos 2015)
Acilen küresel efendiler devreye girdi, adeta operasyon yaparcasına: Önce; ABD: “Türkiye beklentilerin ötesinde şeyler yapıyor” diyerek, AKP iktidarına övgüler yağdırdı: << ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Türkiye'nin, terör örgütü IŞİD ile mücadele ve Suriyeli sığınmacı akınıyla başa çıkmada beklediklerinin ötesinde şeyler yaptığını söyledi(1 Eylül 2015 04:17)>>
Peşinden; Almanya Başbakanı Angela Merkel konuştu: << Almanya Başbakanı Angela Merkel, mülteciler konusunda Türkiye’nin yükünün ağır olduğunu vurgulayarak bu yükün hafifletilmesi gerektiğini kaydetti.
Federal Basın Evi'nde Avrupa'ya yeni mülteci dalgası ile ilgili soruları cevaplayan Angela Merkel, Türkiye’nin iki milyon mülteciye ev sahipliği yaptığını hatırlattı. Başbakan Merkel, "Türkiye mülteciler için çok önemli şeyler yaptı" dedi. (1 Eylül 2015).. Daha bugün yine; 160 bin mültecinin AB ülkeleri arasında paylaşımıyla ilgili planı açıklayan AB Komisyonu Başkanı Juncker, Türkiye, Ürdün ve Lübnan’ı mülteciler konusundaki çabalarından ötürü “alkışlamak istediğini” söyledi. Niçin alkışladığını hepiniz anlamışsınızdır. Onlar çıkarı olmadığı sürece asla Türkiye’yi alkışlamazlar. Kesin, Tayyip üzerinden kendilerine yeni rant kurguluyorlardır.
İki yıldır yerinde görüyorum, AB’nin göçmenler yüzünden başı belada. İllede, Avrupa Topluluğu üyesi beş ülke (Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında imzalanan (14 Haziran 1985), sınır kapılarındaki polis ve gümrük kontrollerini bütünüyle ortadan kaldırmayı amaçlayan Schengen anlaşması yüzünden.
Ne bu şimdi? Ne olacak; ehvenişer diyerek AKP faşizmini desteklemek, istemiye istemiye..
Ve operasyon başladı: Koza İpek Holding'e sabah erken saatlerde çok sayıda polis eşliğinde baskın yapıldı. Ankara'nın Yeni Mahalle ilçesindeki Koza İpek Holding yönetim kurulu binasına(Bugün gazetesi) saat 08.00 sıralarında çok sayıda polis ekibi geldi. Çevik kuvvet polislerinin de güvenlik önlemi aldığı görüldü.
Ve, 5 Eylül 2015 günü Dağlıca’da, hala şehit ve yaralı sayısıyla ilgili net bir bilgi gelmeyen, büyük olasılıkla sayısız şehit verilen baskın(30’aşkın şehit ve bir kısmı PKK’nın elinde olduğu söyleniyor) .Ardından; Iğdır-Dilucu Sınır Kapısı’nda görevli 13, Tunceli’de bir ve Cizre’de 3 olmak üzere 17 polisimiz şehit edildi.
Bitmedi; 6 Eylül 2015’te yandaş havuz medyası ATV’de Erdoğan konuşuyor, Şehitlerden Çok akp’nin 400 milletvekili çıkaramadığına üzülüyor. Sonrasında; yaklaşık 200 kişilik bir AKP terör örgütü militanları, Erdoğan’ın söylediklerini yayınlayan İstanbul’da Hürriyet Gazetesi’nin merkez binası, 2 gün ara ile 3 kez basılıyor.
Sıra geldi 1 Kasım seçimlerinde sandık baskınına.. Kaybedecektir.. Kaybedeceğini, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek adeta resmi olarak açıkladı, 13 Eylül 2015 günü: “"Siyasi istikrarı sağlayıp reform yapamazsak bırakın 2023 hedeflerini biz mevcut kazanımları koruyamayız.. Türkiye'de siyasi belirsizlik uzun süre devam ederse mali disiplin buna dayanamaz.. Siyasi istikrar yok, Avrupa Birliği yok, bir tek mali disiplin var" dedi.
Yani, Şimşek, şimşek etkisi yapan; “R.T.Erdoğan siyasi istikrarı bozuyor. Sadece biz birkaç kişi mali displinle durumu idare ediyoruz.” Açıklamada bulunuyor.
Enflasyon ve döviz kurunu yönetmek için resmi faiz oranını belirleyen, dahası; ekonomik duruma göre değişen sıkı ya da gevşek para politikasının uygulanması, para arzının kontrolü, bankalar ve hükümet için son kredi mercii konumunda olma, ülkedeki altın ve döviz rezervlerini yönetme, bankacılık sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi olan ve de bu duruşuyla dünya ülkelerini, yani küresel piyasayı yönlendiren ABD Merkez Bankası, “Fed(Federal Reserve Bank)”’in, faiz artırım kararları bekleniyor.
Fakat, tablo Şimşek’in çizdiği tablo.. Beklenen faiz artırımı geldiğinde, tüm dünya ülkeleri etkilenecek. Özellikle; Brezilya, G.Afrika ve Türkiye. Ki uzmanlar bunların içinde en çok etkilecek ülke de Türkiye olduğunu söylüyorlarmış..
Adamın umurunda değil, varsa yoksa arsa borsa ve 400 milletvekili.. Merkez bankasına saldırıyor, Liderlere saldırıyor, eski ortaklara saldırıyor, yetmedi gazetelere saldırmaya başladı: Terorist PKK örgütü’nun, Dağlıca ve Dilucu katliamları sonrası Hurriyet gazetesine 2 kez saldırıldı. Türkiye genelinde, HDP binaları, özellikle Başkent Ankara’da ve Kırşehir’de bir kitapevi yakıldı. Adeta 2. Madımak yaratılmaya çalışıldı. Ki, Hurriyet Gazetesine saldıran grubun başını çeken İstanbul Milletvekili, saldırı öncesi tiwetter'de Madımak’takiler gibi yakacağız iletisi göndermişti..
İki şey dikkatimi çekti.
Birincisi; kamyonlarla bir yerlerden taşınan saldırganların, en önde olanları sürekli ülkücülerin kurt işaretini yaptı. Ve yakıp yıktılar. En öndekilerin tinerciler olduğu gözden kaçmadı, yani Haşhaşiler... Ne Toma vardı, ne de biber gazı. Çok rahattılar.
Ankara’da HDP binasını yakanlardan 23 yaşındaki gencin sabıkalı ve tinerci olduğu ortaya çıktı.. Yani, Haşhaşi..
İşin önemli boyutu; Cumhuarbaşkanı Tayyip’in çıkıp, bu saldırılar sonrası MHP’yi sokak eşkıyası olarak tanımlaması.. Düşündürücü. Bu saldırılar da mı siyasi ranta evrildi? Amaç, organize edilen bu saldırılarda MHP’yi sandıkta hedef mi göstermek mi!?
Çünkü; ardından kurt işaretleriyle sokağa inen MHP örgüt yürüyüşünde en ufak bir taşkınlık yaşanmadı.
İkincisi; Hurriyet’e yapılan ilk saldırıda Tinerci gençlerin, yani haşhaşilerin en ön safta, o milletvekili ile birlikte olduğunu gözlemlemiştim. Hatta gazete önünde ateş yakan 2 gencin TV’e ekranlarına hiç yabancı olmayan, toplumsal gösterilerde uçuk görüşleriyle mikrofonlara konuşan tinerci, yani, Haşhaşi olduklarını fark ettim..
Haşhaşi ne demek?
Haşhaş sözcüğünden gelmektedir. Yobaz Hasan Bin Sabbah tarafından 1090’da kurulmuş dinî tarikat ve siyasi örgüt. "Haşhaş" kelimesi Arapça'da "kuru ot" ve "hayvan yemi" anlamına gelir. Doğrusu, uyuşturucu etkisiyle bilinen hint keneviri. Hasan Bin Sabbah, fedailerine saldırı öncesi işte bu haşhaş'ı içirirmiş.
Bu sözcüğü yakın zamanda kullanan kişiyi biliyorsunuz. Yani birileri için; “Haşhaşiler denilen örgütün devlet bünyesini nasıl ele almaya çalıştığını gördük..” diyen kişiyi..
Mahallemde, 2 aydır, 20-30 yaşlarında birkaç genç, gecenin bir yarısında, dualarla, AKP ve Tayyip övgüleriyle bağıra-bağıra dolanmaya başladıklarını, taksi durağındaki sürücü arkadaşlara bu söylemleri dikte ettirmeye çalıştıklarını gözlemledim. Kim olduklarını sordum, onlar da “ Bilmiyoruz, 2 aydır mahalle aralarında türediler, sürekli Tayyip, Tayip diyorlar, hepsi de tinerci..” Yani; haşhaşi..
Siz karar verin; Burada Hasan Bin Sabbah kim? Haşhaşi birimi ve başındaki haşhaşi kim?
Gönderin artık; yakında sizi de yiyecek... Yardım edin, özgürlüğe ve aydınlığa... Hepinize gerekli, evrenel değerler bunlar...
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder