MİLLETVEKİLİ OLMANIN 6 ALTIN KURALI
- 1- Tüm değerlerin paraya yüklendiği ülkemde, paraya yüklenip TBMM’inde ineceksin.
- 2- Paran mı yok? Halkına yalvarmayacak, delege ağası kent feodal beyine ve de lider erkine yalvarmak için yüklenecek, TBMM’inde ineceksin.
- 3- Bilgi katsayına değil, yağdanlık katsayına yüklenecek, TBMM’inde ineceksin.
- 4- Şansınıza, dahası; sırtınızı dayamak için, teslim olacağınız bir güce binecek, TBMM’inde ineceksin.
- 5- Basamak olarak kullanacağınız bir Sivil Toplum Kuruluşuna yüklenecek, TBMM’inde ineceksin.
- 6- Üç kez değil 33 kez yalvararak ahlaki değerlere yüklenecek, TBMM’inde ineceksin.
- Bu 6 altın kuralla, milletin vekili değil, ancak milletvekili olunabildiğ bir gerçek.
- Tüm bu eziyetli dönemden sonra, seni adam sanıp oy verenlere binecek ve rahatlıyacaksın..
İşte param olmadığı için ve bunları yapamadığım için milletvekili olmak adına aday olamadım.
İyi de 5 bin lira da mı bulamadım? Buldum bulmasına da, seçim sürecinde gerekli en az 250 bin lirayı bulmam olası değildi. Bir şekilde finans kolaylığını sağlayacak fırsatları değerlendirmediğim için üzgün değil guruluyum. Benim malzemem de her ahlaklı ve onurlu insan gibi bu.
Bazı arkadaşlarımın ısrarıyla geç de olsa aday olmaya karar verdim. En azından bir denemek, belki de şansım yaver gider çağrı alırım umuduyla..
Ve de bu konudaki açıklamam ülkemin en büyük ulusal gazetemizde yer aldı. Şöyle ki:
[[ Kent Feodal beylerine değil halkıma yalvararak milletin vekili olmak istiyorum. İnşaat mühendisiyim. Özel ve kamuda çalıştım. Toplu konut kuruluşlarında görev aldım. 3 gün de olsa “Köy Hizmetleri Diyarbakır Bölge Müdürlüğü” yaptım.
1928’de kurulmuş ve TMMOB’nin kuruluş platformu olan “Türk Mühendisler birliği Derneği ” Genel Başkanlığı görevini 2 dönem üstlendim. TMMOB’ye bağlı İnşaat mühendisleri Odası (İMO) yönetiminde ve yazman üyeliğinde bulundum. Dünyanın sayılı mühendislik dergisi İMO’nun Türk Mühendislik Haberleri(TMH) Dergisi Genel Yayın Yönetmenliği görevini üstlendim.
Mühendisler Birliği Dergisini yayın yaşamına soktum. Ankara’daki Artvin Vakfı’nın kurucu üyesiyim ve 3 dönem Başkan yardımcılığı yaptım. Teknopolitikalar Platformu kurucusuyum. Çeşitli ‘ulusal’ dergi ve gazetelerde, Araştırma ve Teknopolitik içerikli sayısız yazılarım yayımlandı. Yazılarımın bir bölümü Akademik çalışmalarda kaynak olarak kullanıldı.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile bile aynı dergide yazı yazdım. CHP üyesiyim. Ve; çevremdeki dostlarımın ısrarıyla, partimden aday olmaya karar verdim. Bu nedenle sayın Genel Başkanım Kılıçdaroğlu’ndan randevu isteyeceğim. Yazılarımda, 1995’ten beri kullandığım; “Milletvekili değil, Milletin Vekili olmak ” ve de “ Siyasette ki kent feodal beylerine ve Lider erkine değil, halkıma yalvarmak temel ilkemdir” sloganıyla seçime girmek istiyorum(5 Eylül 2015-Hurriyet).]]
Bana aday olmamı isteyen arkadaşlar bile aramadı kutlamak için, kardeşim Niyazi Çorbacıoğlu dışında. Belli ki, bu stresli ortamda okumamışlar ilgili haberi..
Ama bir kişi dahi mi okumaz. Biz toplum olarak, kendimizi bir yerlere liyakatlı görmüyor, bazılarımız da çekememezlikle harmanlanmış duyarsızlığı bimeden esas alıyoruz. Yakın çevrede, “Bir sen kalmıştın” kültürü ve kendine bakmaksızın dudak bükme eğilimi hakim. Yakın çevrede ve toplumun yüksek oranında; uzaktakileri erişilemeyen değerler bütünü olarak görüp, onların her duruşuna evet diyen teslimiyet kültürü egemen.
Dahası; alışmışız, bikaç kişiinin siyaset yapmasına, düşünmesine ve ticaret yapmasına. Kendine güvenmeyen birçok kişi olarak, yani halk olarak onları ayran budalası gibi izlemek beyni dokularımıza işlemiş.. Dahası; birkaç kişinin dışında, birçok kişiden (Halktan), yani bizden bir şey olmayacağına inanmışız. Köydeki onurlu, saf ve temiz çoban özdeşliğinde kendimizi edilgenleştirmişiz..
Böylesi duruş, kendine güvenmeme duygu sarmalı, yanlışı ve faşisti kapıya getiren duruştur. Bundan, acilen kurtulmamız gerekir. 21. Yüzyıl ideolojisi teslimiyetçi bizlerin yarattığı ideoloji olmamalıdır, bu kirli siyaset baronlarını teslim alan ideoloji olmalıdır.
Gezi Halk Hareketi’nde bu ruh kendini gösterdi, fakat ah o birkaç kişi varya, o birkaç kişi halkın bu yönelişini durdurdu, gezegenimizin küresel efendileriyle..
Bu seçimde birkaç kişinin değil de, oy verme makinesine dönüşmüş birçok kişinin bu yerleşik çıkara özdeş birkaç kişiye dur diyeceğine, en azından uyaracağı inancımı ‘zor da olsa’ korumaya çalışıyorum.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder