DAYAKTAN SONRAKİ AHMET HAKAN VE BULUNAMAYAN REİS
Türban demokrati Ahmet Hakan Coşkun olayı için 1 adet faili meşhur reisi bulamıyan tesettür zekalılar ve Nobel alan bilim insanımız.
“Eski güvenlik görevlisi Fuat Elmas polis ifadesinde, Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’a dayak talimatı ile 100 bin TL vaadini Kanlıca’daki ‘Reis’in verdiğini söyledi. Ancak bugüne kadar ‘Reis kim’ belirlenemedi.”
Ellini sallasan reise değmiyor mu?
O halde neden bulmakta zorlanıyorsunuz. Alın bir çakalı, bulun emir vereni.. Ankara’da 102 insanımızın oluk–oluk kanı akmadan bir gün önce oluk-oluk kan akacak diyen, Reis diye anılan Sedat Peker’e AKP hükümeti eskort eşliğinde korumaya vermiş. Duydunuz mu?
“Reis” sözcüğü aslında kimliği belli asil ve yürekli insanlar için kullanılırdı. Kentler geliştikçe değil büyüdükçe çakalları ve sırtlanları da barındırmaya başladı. İmardan soyut plansız kentler, insandan soyut disiplinsiz kimlikleri öne çıkardı. 1970 sonrasının siyasi ve sosyal ortamında bunlar kendilerine sığınacak siyasi bir liman buldular; MHP. Ülkücü ve milliyetçi değerler üzerinden reisçilik oynamaya başladılar.
Ülkü Ocağı’nın başındaki kişiye başkan denmesine ve de ayrılan eski başkanlara reis denmesine karşın, herkes kendine reis adını verdi. Dahası, bu düzlemlerde ülkücülüğü ve milliyetçiliği kullanıp; devlet, bürokrasi ve MİT katkılı kaosun 4.ayağını oluşturarak, derin devletin saç ayağını tamamladılar. İşin özü, faili meçhul değil faili meşhur olaylara karıştılar ve başındaki kişiyi de “reis” diye tanımlar oldular. Onurun, erdemin ve düşmüşlere el uzatanların simge adı “Reis”, tetik düşürenlerin, tespih çekenlerin adı oldu.
Ve şimdi, Ahmet Hakan’a saldırma emri veren o reislerden bir aranıyor ve bulunamıyor.. Meclis’in açılış töreni öncesi iktidar kulisi hareketliydi. Şükrü Küçükşahin de o kuliste Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile sohbet ediyordu. Sohbet Kurtulmuş’un, “Uzun süredir görüşemedik Şükrü Bey” demesiyle başlamıştı.
İkili güncel siyaset üzerinde derin bir sohbete dalmışken genç, hafif sakallı, gözleri yelen, temiz yüzlü bir genç yanaştı ve Kurtulmuş ile tokalaştı. Küçükşahin’i tanımıyor olmalıydı, selam dahi vermedi. Doğrudan söze girdi tam da ikilinin sohbet konusuyla ilgili sayılırdı: “Ahmet Hakan’ı dövmüşler, bize yüklemek istediler. Onunla ilgileniyordum ama Allah’tan Sedat Peker’in adamlarıymış...” Kurtulmuş söyleyecek söz bulamadı ama yüzü ekşidi. Sohbeti uzatmak istemediği belliydi, genç yanlarından ayrıldı.
Bu genç, bildiğiniz Abdurrahim Boynukalın... Yani; Hürriyet Gazetesi'ne düzenlenen ilk saldırıda kalabalık gruba açıklama yaparak kendisini tanıtan ve daha sonraki günlerde ortaya çıkan bir videosunda Ahmet Hakan’ın Nişantaşı’ndaki evinin önüne gitmeyi düşündüğünü söyleyip “Bunlar dayak yememişler hiç. Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak oldu!” diyen AK Parti Milletvekili Abdurrahim Boynukalın.
Sonrasında; “Ahmet Hakan Coşkun’u evinin önünde dört kişiyle bir gazeteciyi dövecek kadar kalleş değiliz.” diyen Boynukalın.
Ve şimdi de; “Ahmet Hakan’ı dövmüşler, bize yüklemek istediler. Onunla ilgileniyordum ama Allah’tan Sedat Peker’in adamlarıymış...” diyen Boynukalın..
Ve, biriler de, azmettireni bilmesine karşın, halka, “Reis denen azmettiren kim?” oyunu oynatıyor. Olayı çarpıtmak adına; Bilal Erdoğn’ı ve Rezza Zarrap’ı kovalattırıyor.
Neymiş, Reise ulaşılamıyormuş. Neymiş, B.Erdoğan ve Riza yurtdışına çıkış yapmışlar; acaba kaçtılar mıymiş..
Gerçek gündemleri ötelemek, gizdeki amaçlarının tepki bağlamındaki ön çalışmaların yapmak için, gündem üretim merkezinden sürekli gündem oluşturuyorlar. Gündem üretim merkezi; Fuat Avni. Diyor ki; "Sürecin sonuna yaklaştığını gören Y.., Bilal'in silahlı korumalar eşliğinde çok acele 'sessizce' yurt dışına çıkmasını istedi..Bilal ve beraberindeki yüklü para için rota İtalya. .Bilal İtalya'da, İsviçre'deki ve diğer ülkelerdeki hesaplarla da ilgilenecek. Bilal'in yönetmesi gereken milyarlarca dolar var...oğlunun kaçmasının ve özel kasalarını yurtdışına birer ikişer göndermesinin konuşulmasından ötürü oldukça öfkeli."
Neyse, Riza buradaymış, gündemden düştü. Fakat; Bilal bey dışardaymış.. Şu soruyu sordum; “Siz bunlar Türkiye de mı sanıyordunuz?”
Soruma B.Erdoğan yanıt verdi “Ben öteden beri dışardayım..”
Gündem üretim merkezi Fuat Avni; gündem kovalatmaktan, düşünecek zaman bırakmıyor, insanlarımızda..
Ahmet Hakan Coşkun’a geçmiş olsun diyemeyeceksin, doğruu demiyeceksin, aksine yarattığın emsalı örnekliyeceksin. Yani,”.. Kendilerine geldiği zaman 'yandım' demesinler. Başkalarının başına geldiği zaman da aynı hassasiyeti onlar da göstersinler.." diyerek Havuz medyasına yapılan kuşkulu ve kurgulu saldırısını emsal göstereceksin..
Ayşe Arman, 6 Ekim 2015’te’de yazmış: “Star gazetesinin sahibi Ethem Sancak'ın kardeşi (yeğeni diyorlar) Murat Sancak saldırıya uğradığı zaman Cumhurbaşkanı ne dedi? Okuyalım: ‘Gerek Murat Bey'e gerek Star Grubu'na yapılan saldırı bir şeyi gösteriyor. Kim ne kadar özgürlüklerden yana. Arabadaki korumaya ve şoföre de geçmiş olsun diyorum. Gerçekten Allah korudu, böyle çapraz ateşe tabi tutulup kurtulmuş olmak çok manidardır."
Bu açıklama Murat Sancak saldırıya uğradığı zaman hemen yapıldı, anında, üstelik Cumhurbaşkanı hem onu hem de Ethem Sancak'ı arayıp geçmiş olsun dedi..Bu arada kocaman bir ‘Amaaaaaaa’ var.. Amaaaaaa Ahmet Hakan, 3 AKP'li tarafından dövüldükten sonra danışmanı aradı, kendisinden tıs çıkmadı.. Ancak 5 gün sonra, o da bir soru üzerine konuştu.. Ama ne konuşma, "ama"lar ve "ancak"larla dolu...
Bir tarafta saldırı söz konusu olduğunda kendisi bizzat arıyor, karşı tarafta bir saldırı olduğu zaman ise danışmanına aratıyor!..İşte budur, ayrımcılığın kaynağı budur!”
Soruyorum; “Neden,Ethem Sancak'ın yeğeni Star Medya Yönetim Kurulu Başkanı Murat Sancak’a yapılan çapraz ateş kimseyi yaralamadı ve her şeyi yakalayan iktidar failleri yakalayama dı?
Sahi, Ahmet Hakan Coşkun’a saldırtan Reis kim yahu?
Kimsen eline sağlık reis, Ahmet Hakan’ı nasıl yola getirdin, bravo sana.Bir gazeteci yürekli olmalı. Genlerinde döneklik olmamalı. Gazeteci dedin mi, Mustafa Balbay, Can Dündar ve Ethen Güller gibi kararlı ve güçlü olmalaı. Ahmet Hakan ve Hakanlar olmamalı..
Ahmet Hakan, AKP ve Erdoğan politikalarına selam durmaya başladı. Erdoğan gibi, Başkanlık istiyor..
Dayak, karanlıktan çıkmaymış.
Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı Receptir.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder