O KADAR MUTLULLAR Kİ, HALA KILIÇDAROĞLU’NUN BİR GAFI İLE BİN AYIPLARINI ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR
Sizin gaflarınızla, ‘yaşasaydı’ Aziz Nesin sayısız Nobel alırdı.. Evet, Gafların efendisi bir gaf ile bin gafını örtmeye çalışıyor.. O kadar mutlular ki, bin gaflarını unutup bir Kılıçdaroğlu gafıyla politika üretiyorlar. Ben olsam bunların bin gafıyla milyonlarca “Hayır!” üretirdim. Doğrudur; Kılıçdaroğlu da bilisizlikle bütün cahil özdeşliğinde bir gaf yaptı. Fakat, bu gaf promtırlı gaflarının yanında solda sıfır kaldığını ve de sağda kalan %100'ün yanında esemesi bile okunmayacağı gerçeğini yadsımaz..
Ben de bu, Kılıçdaroğlu hatasını asla örtmez. Ama, şu gerçeği de göz ardı edemeyiz; Türkiye'de 1950-2017 arası 59 yıl iktidarda kalan sağ, ülkenin geri kalmışlığını 8 yıl iktidarda kalan sola yükleyebiliyorsa, Kılıçdaroğlu'nun bu yanlışını da yaptıkları tüm yanlışların önüne geçirmekten çekinmezler ve cahilleri inandırırlar. Çünkü cahil örgütünün başı onlar....
Şu realiteyi de unutmamak gerek; Kılıçdaroğlu’na, Best FM’deki söyleşide Ufuk Karcı; " 'AK Parti “mevcut parlamenter sistemde cumhurbaşkanının, başbakanın farklı partilerden seçilmesi halinde ülke yönetiminin kilitlenebileceği' görüşünde." şeklinde adeta tuzak bir soru yöneltiyor. Boş bulunarak, Anayasa referandumunda sanki böyle bir değişiklik yaşanacak algısıyla yanlış yanıt veriyor: “Anayasa değişikliği referandumda kabul edilirse... Cumhurbaşkanı ile başbakan ayrı partilerden gelirse... İki başlılık olur”. Yanıtı bana göre şu olabilirdi, tuzak soruya: “Anayasa değişikliği bu içerikte referandumda kabul edilirse... Cumhurbaşkanı ile başbakan ayrı partilerden gelir. İşte bu iki başlılık olur. Halbuki tek başlılık var..”
O zaman, birileri Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerini birilerine dinlettiremez ve şunları söyleyemezdi: “Kılıçdaroğlu referanduma sunulan anayasa değişiklik maddelerini bir kere olsun okumamış bile. Bilmeden konuşuyor. Bilmediği, öğrenmediği sisteme karşı çıkıyor. Halktan da ‘HAYIR’ oyu istiyor (Sanki tuzak soru kurgu gibi geldi bana)...”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın açıklaması bana göre kifayetsiz ve kıyafetsiz: “Kastettiği şey çoğunluk partisi genel başkanıdır. Sayın Genel Başkanımız, partili cumhurbaşkanının sakıncalarına işaret ederken, Meclis çoğunluğunun başka partiden olması halinde “çoğunluk partisi genel başkanı” ile cumhurbaşkanı arasında doğabilecek çatışmaya dikkat çekmiştir.
- - Bugüne kadar dilimize başbakan ifadesinin yerleşmiş olmasından kaynaklanan bir dil sürçmesiyle söylenmiş bu sözü “cehalet” diye ifade etmek hiç uygun olmamıştır.
- - Sayın Genel Başkan’ın Meclis çoğunluğunun başka partiden olması halinde “çoğunluk partisi genel başkanını” ifade ederken dil sürçmesiyle başbakan dediğinin açık kanıtıdır..” Siyaset oyunlarının günümüz koşullarındaki tekniğini ve oyunlarını yakalayan bu oyuna gelmez. Kılıçdaroğlu bu bağlamdaki yoksunluğu ve yoksulluğunun kurbanı.. Eğer siz; cahillikle harmanlanmış gaf ararsanız, bunu solda değil de Kılıçdaroğlu’nu yakaladığını sananların düzleminde sık-sık görürüsünüz. Daha dün, Kılıçdaroğlu’nun hatasından hemen sonra aynı düzlemden hata geldi: Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Halka yetki veriyoruz. 100 bin imza ile Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılır, parlamento seçimi de yapılır.” demedi mi? Demek ki Erdoğan çok bildiğini söylediği Anayasa değişikliği sonrası, 100 bin imzayla, cumhurbaşkanlığı ve parlemento seçimi yapılamıyor..
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder