KILIÇDAROĞLU’NU ELEŞTİRMEK BU KADAR KOLAY OLMAMALI
Doğaldır, siyasette hata yapılır, çünkü siyaset hata kaldırır.. İhaneti, dönekliği ve bilgisizliği, proje ve programsızlığı kaldırmaz, oy kaybettirir..
Son zamanlarda; Kılıçdaroğlunu’nun iki hatasından söz edilir oldu;
- 1- “Seçilme yaşının 18’e indirilmesi” konusunda susukun.
- Darıltmak, gücendirmek istemediği iki şeyden birini seçmek durumunda kalan kimsenin karar vermesindeki güçlüğü işaret eden; “Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.” deyim vardır ya öyle bir şey.. Yani; Kılıçdaroğlu çıkıp bizim dediğimiz gibi; “18 yaşındaki çocuk, daha kendi sorunlarını omuzlayamamış, ülke sorunlarını nasıl omuzlasın?!.. Burada amaç, TBMM’ini Saray okulu Enderu’na dönüştürerek; şehzade eğitmek ve de saltanata hizmet edecek kişiler yetiştirmek..
- İkincisi, Referandum’da gençlerden oy almak..” argumanını geliştirse, karşı taraf; “Bunlar gençler karşı, onlara güvenmiyorlar. vs, vs..” şeklinde kıyametleri koparacak..
- 2- Almanya ve Hollanda’da yaşananlara AKP penceresinden bakıyor.. Bu konuda, Recep Tayyip Erdoğan ve onun sesi olmak için “abidik gubidik”li espiri zengini Binali Yıldırımı’ın, dış poltikalarını eleştirse.. Veya Ahmet Ha. Coşkun gibi “Bizde referandum var.
- - “Evet” ile “Hayır” biraz başa baş gibi... “Evet” oyları şöyle yağmur olup akamıyor bir türlü.
- - İşte bu yüzden... İki şeye ihtiyaç var:
- Çok acil mağduriyete ve çok acil safları sıklaştırmaya..” dese,.. Dahası; Şevket Çorbacıoğlu gibi; "Hayır!"sız insan kendi çıkardığı yasağı çiğner mi?!
- Evet; 22 Ocak 2008 yılında; “298 sayılı yasanın 94/A maddesine göre, yurt dışında ve yurt dışı temsilciliklerde seçim propagandası yapılamaz.” yaptırımını sen getirmedin mi?
"Yüksek Seçim Kurulu"’nun referandumla ilgili 15 Şubat 2017 tarihli toplantısındaki; “Halk oylaması süresince yapılamayacak işler” başlıklı (J) maddesinin (a) fıkrası: “Yurt dışında ve gümrük kapılarında her türlü propagandanın yasak olduğuna (298/A-son, 94/E-6)” kararını sen çıkarmadın mı? dese AKP kurmaylarının veya sıradan rütbelilerin nasıl bir kıyamet koparacaklarını düşünebiliyor musunuz? Demem o ki; eleştirelim, eleştirmesine de, eleştirirken, AKP’yi beslemeyelim.. Adamın biri kendinden güçlü birini bir şekilde indirmiş ve üstüne binmiş. Başlamış düşünmeye; “Bunu iyice dövsem, içeri girecem, vazgeçsem, üzerinden kalkmasam o beni dövecek..”
Sayın Kılıçdaroğlu’nun durumu bu.. Siz olsanız ne yapardınız?!
Yorumlar
Yorum Gönder