ADALET YÜRÜYÜŞÜ ULUSAL DEĞİL EVRENSELDİR
Doğrudur; eleştirdik, fakat bu eleştiri asla “Adalet yürüyüşü” nün evrensel ruhuna değildi. Eleştirimizin odağında CHP değil, zaman olgusundaki zamansızlık vardı..
Artvin’den gelen 2 otobüs bizleri sevindirdi. Bu ara 40 yıllık arkadaşım Murat Ergenekon’u görmek beni şaşırtmadı çünkü Murat’ın ülkemde katılmadık etkinlik ve yapmadığı eylem yok. Murat; Siyasal mezunu, çok zeki, fakat saf mı saf güzel bir adam … 08:00’de şehit Gaffar Okan’ın kabri sonrası yürüyüşe geçildi. Sıcaklık artıkça Adalet yürüyüşçülerin hırs bütünündeki enerjileri de arttı ve saat 12:30’a dek 15 km yol kat edildi. 17: 00’ye dek dinlence ve 19 km limit tamamlanarak kamp yerine varıldı.
Sıcaklı 43 derece ve siz yürüyorsunuz. Gök kubbe sıcak, taban sıcak ve atmosfer nemli. Bu üçlü adamı hasta eder. Belli süre Ambulans belirdi. Rahatsız olanlar ambülansa, performansı düşenleri de Beşiktaş Belediye minibüsü almaya başladı..
Şunu belirtmekte zorunluluk var. Organizasyon, CHP belediyelerinin katkılarıyla müthişti. Lojistik ve stratejik ve de güvenlik fazlasıyla yeterli idi. Katkı veren tüm CHP belediyelerini alkışlıyorum..
“Provakatif eylemlere ‘sürekli’ alkışlayarak yanıt verin” anonsu olgunun bir diğer akılcı ve barışı tetikleyen yanı idi. Rahatsız etmeye Hendek çıkışında başladılar. Önce, güzergâhımıza özel araçlar park edildi. Ardından, seyir halindeki araçlardan tacizler, derken karşımıza o çıktı: O birini tanırsınız.
Hani devasa inşaat kamyonları kullanan ve de bu kamyonlara, E5’te raks ettiren, araçları ve insanları ezen yaratık. Bunlar 20’sinde bile olmayan ve de asgari ücretle çalıştırılan kişiler...
İşte bunlardan biri; yanımızdan hızla geçerken; “Topunuz yakılacaksınız!!” tehdidi ile bizleri taciz etti.. Tansiyon yükseldi, itin de hızı..ve kaçtı. Sürekli kaçan bunları kovalamaya gerek yok, çünkü pislikleri kendilerini kovalıyor..
Selin Sayek Böke ile selamlaştık kısa hal hatır, çünkü etrafı hayranlarıyla doluydu.. Düzenli şekilde verilen sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemekleri ve biyolojik ve fizyolojik gereksinim yerleri..
En önemlisi neydi biliyor musunuz?...
Söyleyeyim; belli periyotlarda su dağıtımın yapılması. Daha güzeli; yine belli periyotlarda çöp poşetleri koymaları..Ve de mola esnasındaki alanın süpürülmesi. Hatta mola anında girilen fındık Bahçelerinin kontrol edilmesi ve çöp ve petlerin toplanması idi. Fındık bahçelerine zarar Verilmemesi uyarısı da ayrı bir güzellikti..
Karşıtlar diyecek ki; “Kamu araçlarını ideolojilerine hizmet için kullanıyorlar..” Diyorum ki; “Be kardeşim bu bir seçim süreci değil, toplumsal bağlamdaki kamu yararı sürecidir. Bu araçlar kamunun sayılır. Yani, kamu malını kullanıyor. Senin gibi seçim mitinglerinde alanlara zorla götürülen halk ve dersinden alınan öğrenciler taşınmıyor. Yani taşımalı siyaset yapılmıyor.. Yapılan şey evrensel kamusal hizmettir..”
Ben Adalet Yürüyüşünü, evrensel gereklilik ve etkin bir duruş olduğunu savunan kişiyim.. Ah şu zamanlama.. Ne olursa olsun bu eylem yürekliliğin ve gerekliliğin simgesi haline getiren Kılıçdaroğlu’nu alkışlıyorum.
Artık bu yürüyüşün Adalet, demokrasi, özgürlük, doğaya ve doğana duyarlılık, yani çevreci, kısacası özünde evrensel değerleri barındıran; dahası söylemlerin eyleme dönüştüğü evrensel duruştur. Bu nedenle gururlandım ve çok-çok hoşuma gitti, çünkü etkindi. Her geçen gün de gücünü artırarak daha da etkili oluyor...
Yol boyunca insanların sizi karşılaması, alkışlaması, su ve yiyecek vermeye çalışması, insanı coşkulandıran, gururlandıran ve daha da yüreklendiren bu eylemin yaygınlaşacağının göstergesiydi bence..
Toplumsal tepkinin, 13 Haziran 2013 örgütsüz kendiliğinden eylemi; “Gezi halk hareketi” bence; 20 yüzyıl ideolojilerinin bitişini işaret eden ve de 21.yüzyılını ‘tüm farklı düşünselliklerin dayanışmasında’ kendi ideolojisini yaratacağını vurgulamıştım yazılarımda. Dün Kamil Aksoylu kardeşim; Demir Akın, Cengiz Yücel, Yener Turan, Sedat Altun, Rasim Yılmaz, Nürettin Ocak ve Kenan Karaibrimoğlu ile durum değerlendirmesi yaparken buna benzer şeyler söyledi; “uzlaşı ve dayanışma çizgisinde, düşünselliklerin barışını simgeleyen farklılıkların birlikteliği izlenimi vermeye başladı Adalet Yürüyüşü” şeklinde.
Doğrudur, örgütsüz Gezi Halk Hareketı, örgütlü beyefendi Adalet Yürüyüşü ile mantıksal ruhlarını bütünleştirirlerse neden evrensel kimlik kazanmasın ki?!. Evet, neden 21.yüzyıl ‘evrensel kardeşlik temalı’ kendi ideolojisini yaratmasın ki?!.. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ‘bilerek veya bilmeyerek’ belki de bunu vurguluyordur; “Bu eylem İstanbul ile sönümleşmeyecek “ diyerek..
İstanbul’a milyonlarla girilirse sakın şaşırma; adalet yoksunu. 15 Temmuz mitingin ancak taşımalı siyasetini gösteriri, gerçek yüzünü gösterircesine..
Adalet Yürüyüşü dört evrensel gerçeği ortaya çıkardı:
1- Evrensel Adalet yürüyüşünü
2- Evrensel Çevre duyarlılığını
3- Evrensel Zamanlamanın önemini4- Evrensel Kılıçdaroğlu performansını..
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder