EMBESİL NESİL, KAFTANCIOĞLU, TTB BASKINI, AFRİN HAREKETİNİ SİYASİ RANTA DÖNÜŞTÜRMEK VE LOZAN İLE ATATÜRK’E SALDIRMAK VE DE KUVA-Yİ MİLLİYE İLE ÖSO
Haklı Afrin olayını siyasi ranta çevirme dönemi, Okullarda vaiz dönemi, siyasette küfür dönemi ve de karşıtları linç etme dönemi.
Yetmedi Lozan’ı ve Atatürk’ü karalama dönemi:
Dindar ve kindar nesil ile enbesil nesili besleyen duruşumuzu, kaftancıoğlu linci ve de “TTB” baskını ile varsıllaştırdık. Yetmedi; Parti kongreleri için İl İl dolaşıp Afrin harekâtını siyasi malzeme yaptım. Dahası; Atatürk’e saldırmak için de “Lozan Dosyası” hazırlatıyorum..
Kime derseniz; “Mustafa Armağan,Hasan Akar, Süleyman Yeşilyurt'a hazırlatır” diyenleri dikkate al ve düşün.. Şimdi de diyorum ki; Stratejik ortağım ABD’nın, Türkiye’mizi parçalamak için kurduğu; taşeron örgütler olan; IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti), PKK (Kürdistan İşçi Partisi-Partiya Karkerên Kurdistanê, 1974)/KCK(Koma Civaken Kurdistan'dır ve Kürdistan Topluluklar Birliği, 2004), PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat/Demokratik Birlik Partisi, 2003),
YPG (Halk Koruma Birlikleri =Yekîneyên Parastina Gel/2004), YPJ (Yekîneyên Parastina Jin-Kadın Koruma Birlikleri) ve SDG (Suriye Demokratik Güçler, 2015) örgütleri gibi stratejik ortak ABD’nin Esat’ı yıkmak için kurduğu taşeron örgütü ÖSO (Özgür Suriye Odusu) ile Atatürk önderliğinde Yurtsever Anadolu insanının, yurdunu korumak için kurduğu sivil toplum eylem örgütü “Kuva-yi Milliye” ile örtüştürdüm.
Ben de birkaç takım dosya hazırlasam, acaba hangilerini hazırlarım?:
Demokrasi açılım yalanıyla; Terör örgütünü dağdan indirip 792 kişinini ölümüne neden hendek savaşını mı?.. Terörist elebaşına sayın demeyi mi?... Devleti aşağılayan teroristLERİN Habur gösterilerini mi.. Ülkenin başına bela edilen FETÖ mu?. Fetullaha askerleri itibarsızlaştırma mı? vs, vs’leri mi??
MEB, vakıflarla, okullarda beş yıl boyunca, istedikleri alanda çalışma yapmalarına dair protokol imzalamış, bu görevlilerin ücretlerinin de bakanlık tarafından ödenmesine karar vermişti.
Şimdi de, Diyanet İşleri Başkanlığı, 81 ile gönderdiği yazı ile Aile ve Dini Rehberlik Büroları’nın 2018 yılı için çalışma takvimini açıkladı. Diyanet,çocuklara anlatılmak üzere “milli ve manevi değerler” başlığı altında “Şükür, hamd, sabır, fedakârlık, kahramanlık, ümmet ve millet bilinci, İslam, şehitlik ve şehadet…” gibi konularda okullarda vaiz görevlendirme sürecini başlattı.
Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan habere göre, Diyanet’in talimatı ile harekete geçen müftülükler okullarda vaiz görevlendirmek için hemen harekete geçtiler. Çanakkale İl Müftüsü Arif Gökçe, valiliğe yazdığı yazıda, vaizlerin, belirtilen ortaokullarda, 08-19 Ocak 2018 tarihleri arasında, “ümmet bilinci, şehitlik ve şehadet” konularında sunum yapmak üzere görevlendirilmesini istedi.
Valilik de müftülüğün teklifinin ardından, jet hızıyla, aynı gün “olur” kararı aldı. Bu iznin ardından, müftülük bünyesindeki 5 vaizin, Çanakkale’deki ortaokullarda okuyan 10 yaşındaki çocuklara 10 gün süreyle vaaz verilmesinin önü açıldı.
Diğer illerin müftüleri de muhtemelen aynı yolu izleyeceklerdir. Bütün okullarda “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi, 2 saat zorunlu olarak okutulmaktadır. Bunun yanında isteyen öğrenciler, ortaokullarda, Kuranı Kerim, Sevgili Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini seçmeli olarak toplam 6 saat olarak okuyabilmektedirler. Bu dersleri de Din Kültürü öğretmenleri okutmaktadır…
Merkezi okulları İmam hatip okullarına dönüştürüp, buralara promosyonla öğrenci kaydetmeye çalışılmasına rağmen, istenen sonucu alamayan zihniyet, diğer okulları zorla imam hatipleştirmeye çalışmaktadır. Dini eğitim, istesin istemesin bütün çocuklara dayatılmaktadır…
- Laik eğitimin ruhuna el fatiha!..(Haber Gazetesi)
- Bu nesil neden enbesil ve kindar nesil olmasın ki?
- “Lan terbiyesizlik yapma, hadi ananı al git buradan..”
- “. “Ne kaçıyorsun İsrail dölü!!”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Onlar orada, biz burada cihada devam ediyoruz”
Türk Tabipler Birliği (TTB), "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" diyerek karşı çıkmıştı. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, ''Bundan rahatsız olan sözde Türk Tabipler Birliği gibi bir kesim 'Savaşa Hayır' diye bir kampanya yürütmek istiyor. Bu terörist sevicilerin barışa evet dediklerini de pek duymadık'' diyerek..
Ve; Evleri polis tarafından basılıp, arama yapılan TTB üyesi doktorlar arasında, TTB Başkanı Raşit Tükel, Merkez Konsey üyeleri Sezai Berber, Sinan Adıyaman Selma Güngör, Şeyhmus Gökalp, Hande Arpat, Ayfer Horasan, Taner Gören, Funda Obuz, Yaşar Ulutaş ve Nazım Yılmaz'ın olduğu belirtiliyor.
Bitmedi; geçmişte benim de onaylamadığım aileye, anne babaya hakaret içeren iletilere sosyal medyada yer veren, devrim şahidi Ümit Kaftancıoğlu’nun gelini CHP İstanbul İl Başkanı Ordulu Canan Kaftancıoğlu’na linç ve ardından tirilyonluk davalar. Eyyy Hürriyet yazarı ve Erdoğan şakşakçısı Abdulkadir Selvi; “Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında paylaştığı mesajlar dolayısıyla 16 dava açtığını yazıyor ve ‘Kaftancıoğlu’nun bedelini CHP ödeyecek, nemasını ise Erdoğan toplayacak’ diyorsun. Allah seni ıslah etsin; aynı şeyi neden Erdoğan için düşünülmüyor ve yazmıyorsun. Ve de; [[ 20 Ocak 2018 Kanuni S.S Hastanesi'inde Suriyeli çocukların çocuk doğurması; ana rahmindeki cenini kindar ve dindar neslin yaratılmasındaki siyasi ranta olan "5 çocuk" projesi" olmasın..]]
Ha tüm bunlar karşısında; Öztürk Yılmaz’ın; O.Ç ifadesi de en az bu ifadeler kadar yanlış ve yalnızdır benim için.
Lütfen siyasetin asaletini bozmayalım.. Siyaseti ideolojik kirliliğe bulaştırmayalım kişisel kirliliklerle..
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder