ARHAVİLİ LAZLAR LAZ DİLİNİN GELECEĞİNİ TARTIŞTI
Aniden gelişen; dahası Kemal Özbiyik, Kamil Aksoylu ve Kayhan Giritlioğlu öncülüğünde Kızılay-Sakarya'daki Livane'de gerçekleşen birliktelikte, kültürel ve toplumsal değerlerin ve sevgili Kamil Aksoylu'nun yaptığı harika hamsili ekmeğin tadıldığı toplantı gerçekten çok verimli geçti.
Sevgili Kemal Özbiyık'ın mutlu bir haberi vermek için erken ayrıldığı toplantıya; Kayhan Giritlioğlu, Kamil Aksoylu, Mehmet Ali Kök, Mesut Korkmaz, babaları değerli insan Gültekin Korkmaz, Hikmet Yıldız, Şinası Toraman, Murat Çorbacıoğlu, Mehmet Çorbacıoğlu, Ali Kuru, Akdoğan Çorbacıoğlu, Ali Faik Akgümüş, Kemal Özbiyik, Şahin Çorbacıoğlu, Mehmet Tamgüney, Azmi Güney, Yüksel Özban ve Şevket Çorbacıoğlu katıldılar..
Öncelikle vurgulamak isterim; siyasi değerlendirmelerin, tercihlerin yapılmadığı ve de alkolün alınmadığı süreçler gerçekten, gerilim yaratmadığı için insanı yormuyor ve daha verimli geçiyor..
Bir ikincisi; gündeminin spontane belirlendiği toplantı, gündemlerin belirlendiği toplantılardan daha verimli geçti ve ilerisi için umut verdi.
Gündem; Arhavi vakfının işleyiş ve işlevine olan katkı ve de Laz dili idi. Ağırlıklı olarak Laz dilinin geleceği tartışıldı. Her katılımcı, sıra ile söz alarak değerlendirmelerde bulundu.
Kamil Aksoylu; Laz dilinin yaşatılması için sürekli iletişimin gerekliliğinden ve de bunun için Lazoni adlı bir gazetenin çıkarılması gerektiğinden söz etti, çünkü Sosyal Medya’nın işlevini tamalıyarak olguyu bu noktaya taşıdığını vurgulayarak, Laz dilinin yazılı ve görsel düzleminini yaygınlaştırılması ve de Sarp’tan Çayeline dek coğrafyadaki farklı diyalektlerin giderilmesi çalışmalarını dilbilimi ölçütlerinde hızlandırılmasını istedi.
Kemal Özbiyik Kamil’e katıldığını, gazete yerine Dergi ve bülten çıkarılmasının ve de böylesi toplantıların sıklıkla yapılmasıyla birlikte Laz Dili Enstitüs çalışmaları daha da istenmesinin gereğine vurgu yaptı. Mehmet Çorbacıoğlu; tüm bunların yaşam bulması için finans sorunun aşılmasını, ortak akıl çerçevesinde birlikteliğin sürdürülmesinin zorunluluğuna vurguladı.
Özellikle Lazların, evlerini asla bitişik veya yakın değil, birbirlerine mesafeli yapmalarının özgür davranışlar ile başına büyrük duruşa sahip olduğunu gösterdiğini göz ardı etmememiz gerektiğini vurguladı. Mehmet Tamgüney; evet doğrudur, fakat bizdeki yardımlaşma, yani imece kültürünün yoğun olduğunu da unutmamız gerektiğini işaret etti.
Kayhan Giritlioğlu; vakıf sorunlarının nasıl giderilmesi yanında eksiklerin neler olduğuna değinerek, gelinen zorunlu süreçte, Vakfın kurumsal kimliğini koruma savaşı içinde olduğu gerçeğine parmak bastı.
Laz dili konusunda katılımcıların söylemlerine evet diyerek, dilin yaygınlaştırılması için Arhavi’li insanın zor yanının kırılmasına vurgu yaptı. Özellikle, Arhavi kentinini salt Lazlardan oluşan tek kent olduğunu, konuşulan Lazca’nın yabancı dil uzmanlarınca en fonetik dağza sahip olduğunun, Arhavi’yi Lazca konusunda avantajlı olduğuna değindi ve bu bağlamada ortak Laz ağzı için Tarama Grubu oluşturulmasını önemle vurguladı.
Mehmet Ali Kök; Laz dilinin unutanlar kitlesinde yaygınlaştırılması için yazılı ve görsel iletişim araçlarına evet, fakat sanal medyanın maliyet ve iletişim kolaylığı bağlamında tercih edilmesini istedi. Dilin bilimsel çizgide değerlendirilerek, bazı sözcüklerin tüm Lazlar’ın anlayacağı biçimde formatlanmasına ve Lehçe farklılıkların giderilmesi için alfabe çalışmasının gerekliliğini önemsedi.
Gültekin Korkmaz’ın Laz dilinin her geçen gün kimliğini yitirerek, ancak %60 doğru konuşulduğunu, Mesut Kormaz’ın benzer değerlendirmelerde bulunarak, bu doğrultuda Arhavi baz alınarak çalışmaların ivmelendirilmesi gerektiğini belirtti. Ali Faik Akgümüş; Arhavi’nin özgün Laz kenti olmasının yanında; dünyada örneği olmayan Akrabaların oluşturduğu Laz kenti olduğunu, dilinin diğer Laz dillerinden daha net ve anlaşılırlığa değinerek, bunu yaşatmaktaki duyarsızlığın arttığını, Ankara ve diğer iller gurbetken, Arhavi’nin gurbet olduğunu örnekliyerek durumun hahhasiyetine değindi. Alt yapı çalışmaları önceliğine vurgu yaptı.
Yüksel Özban; ülkemiz özgünlüğündeki Laz dili çalışmalarının, Türkiye’deki Laz dili ve tarihi ile iletişime geçilmesini, bu toplantıların fazlasıyla geliştirilmesinin önemini işaret etti. Murat Çorbacıoğlu, yurt dışı deneyimlerine dayanarak, özellikle Gürcistan’daki Lazların, Türkiye’deki Lazlara olan düşkünlüğünü, Laz dilinin Türkiyede gittikçe görkemini yitirdiğinin anlatıldığını belirtti ve, Cumhurbaşkanlığa aday olan arkadaşına değnerek, Gürcistan’daki Valeri isminde arkadaşını telefona bağlayarak bu bağlamda görüntülü konuşturdu bizlerle..
Şinası Toraman toplantıların yaygınlaştırılması ve de her geçen gün Laz dilinin konuşulmamasının önüne set çekilmesinin bir zorunluluk oğlunu söyledi. Ali Kuru; özdeki Laz dili duyarsızlığının yaratacağı sorunları işledi..
Laz olmayanla evlenen bizlerin çocukları Lazca bilmediğinin büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı. Hikmet Yıldız, verimli bu konuşmalara katıldığını vurguladı. Şahin Çorbacıoğlu deneyimlerinden yola çıkarak, her farklı kesimde Lazcayı önemsiyen çalışmaların olduğu, bu nedenle bu kadar karamsar olunmaması gerektiğini söyledi. Akdoğan Çorbacıoğlu dilin unutulmaya yüztutuğuna atıfta bulunarak, bizler bile aman Lazca konuşmayla baskılandığımızı ve böylesi işletilen süreçte çocuklarımızda Lazca konusunda zayıf düştüğünü söyledi.
Affınıza sığınarak bir anrparantez açmak istiyorum:
[[Evet, bazı arkadaşlar, Laz olgusunu eleştirirken çok basit ve yetmezliklerle bütün içi boş bir değerlendirmede bulunurlar ve dil bilimselliği saptanmış, Alfabesi olan Laz dilinin uyduruk dil olduğunu savlarlar. Bu nedenle; 'görevsel dil bilimi doğrultusunda' onların, beyinleri böylesi açken günde 3 kez almaları gereken şu tanımı tekrar edeceğim:
Birincisi; Arkadaşlar, Lazlar ünlüleri, yani sessizleri, yani; "O, Ö, U,Ü, I,İ"'leri kullanamazlar, bazen de "E,A" sessizlerine yer değiştirtirler, fakat süreç içinde düzeltirler. İşte bu ağızla konuşanlara LAZ denir... Elbet LAZ tanımı bu denli basit değil. LAZ tanımının evrensel bir derinliği vardır; tarihte, dil biliminde ve etimoloji de..
İkincisi; LAZ Coğrafyasının dışındaki Karadenizliler ünsüzleri, yani sessizleri, yani "C, G, K, D, T., vd"'lerini kullanamazlar. Örneğin Rizeli Celdum, Cittüm, Trabzonlu; Keldum, Kittüm, Laz ise; Geldım, Gittüm der.." Celdum, keldüm diyenler asla LAZ değildir.. Siz eğer çıkıp, "Celdum, cittüm, keldum, kıttum.." diye konuşulan uyduruk dile mi LAZCA diyeceğim derseniz, ben de size "Siz hiçbir şeysiniz" derim. Derim, çünkü “ağız” ile “dil” ayırdında olmayan zırcahilsiniz !!
Üçüncüsü; Laz fıkrası diye bir şey yoktur, Karadeniz fıkrası vardır, çünkü, fıkraların önemli figürleri olan; İdris, Temel, Dursun, Fadime, adları LAZLAR'da çok seyrek kullanılır, yok gibidir..
Eveeet; Dünyanın fiil çekimi en zengin dil olduğu kanıtlanmış LAZCA'ya nasıl bir akıl ve mantık ki UYDURUK DİL denebiliyor!!?? Bu hainliği Erzurumlu kafatasçı-ırkçı faşist M.Fahrettin Kırzıoğlu yapmamıştır..
Şu bir şeye ait olma anlamındaki "Aidiyet" sözcüğünü pek sevmiyorum. Ben ne LAZ'a, ne TÜRK'e, ne de falan millete aitim, ben, önce insanım ve insanlığa ve de evrenselliğe aitim ve dahi LAZ'ım.. Bir LAZ olarak, dilim ve kültürüm bana lazım.. Bu gereklilik asla çağcıl değerlerden ve yurtseverlikten soyutlanamaz.
Bu nedenle; Atatürk'ün Anadolu insanıyla verdiği kutsal kurtuluş savaşı bütünündeki evrensel felsefe ürünü, ulusal sınırlara ve cumhuriyete, demokrasiye, özgür düşünceye ve aydınlığa bağlı bir LAZIM, bu evrenselliklere bağlı olmak için ille de TÜRK olmak gerekmiyor...]]
Ve son olarak Azmi Güney’in Xelimişi Xasani’nin Laz şiirini güzel okumasıyla biten, bu beklenmedik şekilde verimli geçen toplantı sonrası içmelere geçildi.. Marmarıs’teki İçmeler’e değil..
Mebanći noderis do tamo tamo
Bozopek noderis ivirtes yamo
Heko mskva mortu hemdğas heyamo
Rakanik ramćkalams yamoş sersiten
Tempo dokaçaman mtelik bergiten
Kimik sarı yazma kimik xaseten
Nodginan konas do ivirnan yamo
Konaşi ar ucişa boxosarti ma
Mteliti mortes peya heko mskva
Mtelisti uğurtes ntxozeri ntoma
Buucam ivirnan yamo heyamo
Ćumanden lumcişa hek komevakti
Var oxoboćoni çkar mekilu vakti
Xali ko geloktu yazış mjorakti
Hemindoşkule çkva var bogni yamo
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder