NEREDEN GELİYOR GÜCÜN, KİMSİN, NESİN, BİR GİZEM ÖTESİ ADEM MİSİN !?
23 Ocak 2019
Astığı astık, kestiği kestik.. Bu, tek adamlık değil de nedir?!
Evet; Gülü öteledin, Fetullah’ı tepeledin, Arınç’ı kelepçeledin, Davutoğlu’nu, indirdin, Binali’yi sindirdin, ülkenin ulusal değerlerini Araba sattın, Doğayı ve doğanı birbirine kattın..
- Kimsin sen?
- Nereden buluyorsun bu cesareti!?
- Neden sana kimse bir şey yapamıyor?
- Küresel efendinin ve taşeronlarının olmazsa olmaz gizemli projesi misin?
- Muhalefet yenemiyor seni, yoksa, onlar da küresel projesinin parçaları mı?
- Yoksa, rastlantılı bir cahil cesareti mi?
- Halkın potansiyel korkularını iyi test eden danışmanlarının “Yürü aslansın sen!” dolduruşunda vücut bulan cahil cesareti mi?!..
Bugün söylediğini, yarın inkar ediyorsun, dün sana hakaret edenleri bakan yapıyorsun ve de kitle'ne yediriyorsun; bu nasıl beceri, bu nasıl bir şey!?
Salt kendi doğruların var, kentin, memleketin doğruları senin için asla önemli değilken “memleketim, memleketim” diye-diye hiç çekinmeden salınıyorsun..
Her yaptığın, her söylediğin siyaset biliminin laboratuvarlarında incelenmesi gereken aykırılıklar içermektedir. Siyaset laboratuvarları; katmerli faşizm dokularıyla bütün sonuçlar veriyor. Öyle bir sonuç ki; demokrasiyi, özgür düşünceyi, hukuk devletini, insan haklarını, çevreyi, yerelden ulusala, ulusaldan evrensele giden ve de demokratik süreçleri yok etmiş bir sonuç..
İç ve dış medya seni eleştiremiyor, arkadaşların seni eleştiremiyor, Üniversite seni eleştiremiyor, asker eleştirmiyor, yargı eleştirmiyor, muhalefet seni eleştiremiyor, dünya seni eleştiremiyor, çünkü eleştirenleri hemen paralele bağlıyorsun veya içeri atıyorsun, kendin çokgen iken.. Dün besliyorsun, bugün aldandım diyorsun, kendini kurtarıyorsun, karşıtlarını terörorist yapıyorsun.. Atatürkçüyüm diyorsun, zaman kaybetmeksizin Atatürk düşmanı fesliyi danışman yapıyorsun..
Bu ne..., bu ne acımasızlık... Çağdaş ve uygarım diyorsun, yemin ediyorum değilsin.. Gürcüyüm dedin, Türklüğü seçtin, sahi , ben Lazım, sen nesin!?
Tekrar ediyorum: "bunu nereye kadar sürdüreceğini düşünüyorsun?" Hiç mi etrafında düşünen ve uyaran yok. Beni hiç dinlemiyorsun! Yok, yok yok ve yok et; bırak doğanın yeşilini yok etmeyi, İslam'ın yeşilini de aykırılıkların ile yok etme sürecine soktun? Cahile Peygamber bile dedirttin, sustun. Alim dediğin adamlarıyla düşünce köleleri yarattın, zalim diyenleri mahpuslara attın, zor zapt ediyorum diyerek ulusu birbirine kattın..
Bu abartılı cesaret, dahası faşizan siyasi dokunun, toplum dokusundan çok, senin anatomiyi oluşturan biyolojik dokunu örselediğinin farkında neden değilsin?
Yoksa gizemli bir güce mi sahipsin? Bilelim de biz de ram olalım, başına bela değil.. Karşında yok bir seçenek..
Oluşturduğun yapı asla Anayasal meşruiyet, hatta ne de mutlak otoriter monarşizm, bu bambaşka bir şey.. Yaptığın cahil cesareti bütününde “Ya herro, ya merro (ye hep, ya hiç)” duruşu mu bu duruş?! Biz mi cesaretsizliğimiz nedeniyle bunu algılayamıyoruz..
Evet, evet sen söylüyorsun, sen yapıyorsun, bizler de koyunları oynuyor ve de sürü psikolojisi içinde durağanlaşıyoruz. Söylem sende, eylem sende, durgunluk ve de vurgun yeme bizde.. İyi de nereye kadar..
%50’yi evde zor tutuyorum demenin, biliyoruz korkunun dışa vurumu olduğunu da, ama korkanın yine duyarsız kitle olduğunu görüyoruz, şaşıyorum. Toplumu adeta korkularının korkağı yaptın ya hele olmasın sana!!..
İnsanlar yoksulluk sınırından, açlık sınırına taşınırken, dahası olanaksızlıklar içinde boğuşurken; ülkelerinde savaş vermeleri gereken Suriyelileri ülkeme taşıyor ve onları olanaklara boğuyorsun.. Nedir amacın? Önce Suriyeliyi ardından toprağını mı katmayı düşünüyorsun..
Yoksuldan geçinir, yoksulla geçinmeyi düşünmezsin. Dahası; yoksuldan geçinmek için, yoksulluğu korumaya alır, asla yoksulun sorunlarını çözüp yoksulla geçinmeyi düşünmezsin..
Yetmedi yoksul gibi futbolla da geçinmeye başladın ve Halkın ortak coşkusu futbolu, ideolojinin ortak coşkusuna çevirdin..
Yeter, yeter!! Çevrecinin danıskasıyım dersin, çevreyi yersin, biz bu yolda beraber yürüdük dersin, yürüdüklerini yersin, salt kendi doğrularınla hareket edersin, kimseyi dinlemezsin, doğruları kabullenirsin, yanlışları arkadaşlarına atarsın; Allah aşkına sen nesin?!
Çıraktık dedin, çıraklığında ülkeyi… Ustalığın da dünyayı mı….
Yedirmezler sana…
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder