GALATASARAY RENKDAŞI Y.MALATYASPOR İLE ÖNCE KUPA İÇİN KARŞILAŞTI BERABERE KALDI SONRA LİG İÇİN KARŞILAŞTI FARKLI KAZANDI
Türkiye Spor Toto Süper Lig 2018/2019 Lefter sezonu 06.04.2019 19:00 27. Maç:
Galatasaray: 3 Y.Malatyaspor:0
Fildişi Sahili’nden Didier Yves Drogba Tebily, yani kısa adıyla Drogba Ali Sami Yen Aslantepede idi. Kendisine plaket verildi. 2012-2014 yıllarında Galatasaray’da oynayan, dünyanın enbüyük topçusu Ali Sami Yen’de dakikalarca alkışlandı..Bu harika adamın Teknik Direktörlüğü de harika olur..
Stat: Ali Sami Yen AslantepeTürk Telekom
Hakemler: Yaşar Kemal Uğurlu-Asım Yusuf Öz-Mustafa Sönmez
Galatasaray: 1Fernando Muslera-2Mariano-14Martin Linnes-45Marcao-10Younes Belhanda-15Ryan Donk-20Emre Akbaba(84’te Selçuk İnan)-21Henry Onyekuru(82’de Sinan Gümüş)-25Fernando-89Sofiane Feghouli(90’da Muğdat Çelik) -91Mbaye Diagne
İlk 11 Değeri : 51.650.000 Euro
Yedekler: 13İsmail Çipe-5Ahmet Çalık-19Ömer Bayram-26Semih Kaya-33Emre Taşdemir-8Selçuk İnan-11Sinan Gümüş-35Yunus Akgün-88Muğdat Çelik
Galatasaray çalıştırıcısı: Fatih Terim
Takım Değeri : 101.200.000 Euro
Yeni Malatyaspor: 30Fabien Farnolle-29Issam Chebake-44Arturo Mina-92Bülent Cevahir-6Guilherme-8Murat Yıldırım(54’te Thievy Bifouma)-20Mitchell Donald-22Danijel Aleksic-66Robin Yalçın-10Adem Büyük-47Aboubakar Kamara(90+5 Michael Pereira)
İlk 11 Değeri : 16.650.000 Euro
Yedekler: 35Abdulsamed Damlu-18Sincere Seth-39Erkan Ka-17Michael Pereira-19Ahmed Ildız-77Buğra Çağıran-99Thievy Bifouma-7Ömer Şişmanoğlu-11Eren Tozlu-87Issiar Dia
Takım Değeri : 23.900.000 Euro
Yeni Malatyaspor çalıştırıcısı: Erol Bulut
Goller: (pen.) Mbaye Diagne Penaltıdan (1-0)45'-(Martin Linnes) Emre Akbaba (2-0)50'- (pen.) Mbaye DiagnePenaltıdan (3-0) 89'
Bugün maçın kahramanı sağ ayaklı haza beyefendi Linnes idi. Diğerleri de kahramanın arkasındaki tüm topçular. Linnes Kahraman çavuş ise, Donk (Ortasaha) ve Mariano(defans) da kahraman onbaşılar idi…
Yok, yok bugün başta Linnes, Donk, Emre Akbaba, Feghouli, Belanda, dahası hepsi kahraman çavuştu..
Linnes(defans); Emre Taşdemir(defans)’den iyi. Emre sol kanatta yeterli değil, Linnes 2 kanatta da harika idi. Emre sakatlıktan ve bedava geldi. Seneya saklamalı, çünkü seneye harika olur. Kanaatım, bu haza beyefendi Norveç milli takımının vazgeçilmez Linnes’in hemen sözleşmesi uzatılmalı.
Bence; Galatasaray Linnes’i iyi bir paraya satacak, çünkü Nagatomo’yu Linnes kesemez değil kestirmezler.. Luindama gibi Marcao’da Fener derbisinde yoklar, cezalı duruma düştü her ikisi de Y.Malatya maçında hata yaptılar ve FB maçını tehlikeye soktular..
Geleim, Digne’ye. Bugün bana göre 3 gol attı. Emre Akbaba’nın kafa golü Diagne’ye çarpmadı, Diagne topun yönünü göğsu ile değiştirdi ve gol oldu. Belhanda’nın penaltı atışını Diagne’ye vermemede ısrarlı duruşu yanlış..Diagne Galatasaray’a sanki penaltı atmaya gelmiş..
Galatasaray'da seçime gidiyor! Fatih Terim ve istifa açıklaması(24.03.2019)
İşte 3 Galatasaray tepkim:
1- Fenerbahçe'den sonra, Galatasaray’ı da bitiriyorlar. böylelikle 3 büyükler 3 vakte kadar, şaha değil rafa kalkar..
2- Yahu sen kime çalışıyorsun!?Şampiyonluğa giden Galatasaray'ın yönetimini idari açıdan ibra etmemek ne demek!?
3- Bravo Galatasaray, dinden ve futboldan geçinenler dışarıdan yıkamadı, yönetimi idari açıdan ibra etmedin ve kendini içten yıktın!
Bu ibra etmemenin altında ve üstünde, dinden geçinirken futboldan da geçinmeye başlayanlar yatıyor. Bunların aslında yatacak yerleri yok. İnadına; 3 büyükleri sönümlendirmek-ki kısmen hak ettiler- bir mahalle takımı Başakşehirspor’u şampiyon yapmak için. Önce mahalleyi ilçe yaptılar, sonra; İBB SPOR’u Başakşehir’e devşirdiler, şimdi de şampiyon yapacaklar. Elbet; Galatasaray engelini aşmaları gerekti. Bunun için de Liseli aristokrat ördeklerin başı İnanç Kıraç’ı korkutmaları gerekti ve korkuttular, mali genel kurulda idari bağlamda ibra etmeyerek Galatasaray’ı genel kurula taşıma kararı aldılar..
Eveet, Fener’den sonra sıra geldi Galatasaray’a. Dinden ve futboldan geçinenler Galatasaray’ı da, hedef aldılar, hem de Galatasaray’ın yüreği genel kurulda..
Kulüp tüzüğünün mimarlarından Prof. Dr. Mehmet Helvacı, Genel Kurul sonrası yaptığı açıklamada, “Tüzüğe göre yönetim, ibrasızlık halinde bir ay içinde seçim kararı almak zorunda. Ama seçimin bir ay içinde yapılması gerekmiyor. Sezon sonuna da bırakabilir. Bu da doğru olur, mevcut yönetim süreci lig sonuna kadar takip eder. Mustafa Cengiz ve yönetimi bir dönem seçime giremez ve aday olamazlar” dedi..
Galatasaray'ın yıllık olağan mali genel kurulu bugün gerçekleştirilirken, mevcut başkan Mustafa Cengiz ve yönetiminin ikinci dönemi mali açıdan ibra edildi ancak idari açıdan ibra edilmedi. Fatih Terim, Mustafa Cengiz'in göreve gelmesiyle yeni yönetime jest yapmış ve nezaketen istifa etmişti. Terim'in istifa teklifini söyleyen Cengiz, "Fatih Terim bana nezaketen istifa teklifinde bulundu ama kabul etmedim. Fatih Terim ismini ilk ben dile getirdim. Hocamız ile devam edeceğiz" demişti… Galatasaray Kulübü Yıllık Olağan Mali Genel Kurulu'nda Mustafa Cengiz'in ikinci dönemi mali yönden ibra edildi. İdari yönden oylar yakın görününce sayıma geçildi.
Sayılan oylar da yakın çıkınca ibra edenler ve ibra etmeyenler iki gruba ayrılarak tekrar sayım yapıldı. Mustafa Cengiz ve yönetiminin ikinci dönemi 358'e 331 oyla ibra edilmedi. idari yönden ibra edilmedi…Galatasaray tüzüğüne göre; mevcut Galatasaray yönetimi, 1 ay içinde seçim kararı almak zorunda... Mustafa Cengiz’in yeni seçimde aday olma şansı bulunmuyor. Bu arada Mustafa Cengiz, Adnan Polat’tan sonra idari açıdan ibra edilmeyen ikinci Galatasaray başkanı oldu…
Faruk Süren: “Kimse böyle bir şey beklemiyordu”
Galatasaray'ın efsane başkanlarından Faruk Süren de yaptığı açıklamada "Mustafa Cengiz ile ne konuştuğumu söylemeyeceğim, özel kalmasını istediğim için yanına gidip konuştum. Baştan sona çok gergin bir hava vardı. 42 kişi konuştu, 42 kişinin 40'ı başkanın aleyhinde konuştu. Başkanın böyle bir şeyi sezmesi lazımdı. Kötü oldu. Yine bir seçime gidilecek. İbra olmamak hoş bir şey değil.
Bundan sonra seçim sürecine gireceğiz. Şampiyonluğa giderken seçim sürecine girmek olumsuz etkileyebilir. Hocamızı etkileyebilir belki. Hocayı etkilerse takımı da etkiler. Şu anda bir başkan adayı yok. Kimse böyle bir şey beklemiyordu. Başkanın bu süreci iyi idare etmesi gerekiyordu, yapmadı" ifadelerini kullandı.
Drogbalı efsane Galatasaray |
Ben gittim, Eğitim Vakfı geldi ve ''Riva’da ilkokul yapılsın' diyor ama bunun üniversiteden haberi yok'' dediler. Benim eğitimim yöneticilik. Galatasaray Üniversitesi'nde rektöre gittim, güzelce anlattım. Rektör ve rektör yardımcısı umarım beni dinliyorlardır. 'İlkokul yapma fikri bizden çıktı ama buna siz sahip çıkın' dedim. 'Hayır' dediler, 'biz Bahçeşehir'de yatılı okul yapacağız' dediler. 'Florya’da yapalım' dedim, cevap alamadım. Asla aklınıza bir şey gelmesin. Sonra dedikoduları duyuyorum, biz gerici yönetimiz, Riva'da İmam Hatip yapmak istiyormuşuz.
Genel Kurul öncesi TRT SPOR canlı yayınına katılan Mustafa Cengiz, Fatih Terim ile sözleşme konusunda anlaşma sağladıklarını belirtmiş ve Mustafa Cengiz, “Devre arasında hocamızla sözleşme yapacaktık, fırsat bulamadık. Şimdi yapalım desek bunu Genel Kurul’da oy almak için yapıyoruz diye değerlendirirler dedik, yapmadık. Genel Kurul’dan sonra hocamızla bir imza töreni gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullanmıştı… Mustafa Cengiz'in 30 gün içerisinde yönetimi olağanüstü toplayarak bir seçim kararı alması gerekirken Fatih Terim'in takınacağı tavır merak ediliyor…
Tepkiler ve Tepkim:
Ünlü oyuncu Şahan Gökbakar, Galatasaray Mali Genel Kurulu'nda başkan Mustafa Cengiz'in yönetimsel olarak ibra edilmemesini eleştirdi. Şahan Gökbakar, "Kimleri kimleri ibra ettiniz de Mustafa başkanı mı ibra etmiyorsunuz? Bu yapılan gerçekten çok ayıp oldu... Ne diyeyim... Üzülme başkanım sen doğru ve değerli adamsın" ifadesini kullandı.
Fatih Altay’lının tepkisi; hem nalına hem mıhına türden. Dahası Hıncal Uluç megalomansi duruşuna özdeş:
Hemen bir atasözü aklıma geldi: “Doğruluklarını savlayan iki düşüncenin ikisini de eleştiriyorsan, doğrusu sen, düşünceyi sevmeyen düşüncesizsin!” Her insanın; doğal olarak sahip olduğu yanlış ve doğru hisleri biyolojik olarak açıklanamayan bir vicdanı var. İşte bu vicdanı; içimizde ve bütün kültürlerde var olan potansiyel; evrensel doğru ve yanlış hislerle harekete geçirip; evrensel doğru ve yanlışı ortaya çıkarmalıyız...
Unutmayın ki, her doğrunun içinde bir yanlış, her yanlışın içinde bir doğru vardır..”.. Fatih Altaylı’nın ki böyle bir şey değil, o adeta hınca hınçlı Hıncal Uluş versiyonu..
[[Gazeteci ve Galatasaray eski yöneticisi Fatih Altaylı, Olağan Mali Genel Kurul'da Mustafa Cengiz'in yönetimsel olarak ibra olmamasını değerlendirdi. 'Galatasaray'ı yok edecekler' diyen Fatih Altaylı, Mustafa Cengiz'in ibrasızlığı gerektirecek bir şey yapmadığını belirtti… “Galatasaray'da rezillik oluyor. 2 bin kişinin seçtiği başkanı, mali genel kurullarda organize olmuş iki yüz kişiyle deviriyorlar.
Sonra bir belirsizlik süreci... Şampiyonluğu kovalayan takıma içerden takılmış bir çelme. Oysa kulübe bir çeki düzen gelmiş, ödemeler düzenli yapılır olmuş, borçlarda bir azalma var. En azından kötü giden bir şey yok şimdilik… Yönetime çelme takanların başını çeken liseci diye bir grup var. Bunların geçim kaynağı da, varlık nedeni de Galatasaray. Ellerinden gidecek diye ödleri patlıyor. Çünkü bununla yaşıyorlar…
Bunu kaptırmamak için her türlü tezgahı kurarlar. Bunun yanı sıra Mustafa Cengiz’in tavrını beğenmeyenler var. Bir de tabii kulübü iş alanı haline getirmiş olanlar var. Bunlar kulüpteki avantaları kesilir diye korktular… Mustafa Cengiz başkan oldu, buldumcuk oldu. Hazmedemedi. Galatasaray tarihinin en zayıf başkanı olduğunu anlayamadı. Siyaseten çok zayıftı. Dursun Özbek’in başarısız ve rezil bir başkan olmasından dolayı seçildi, kendisi şahane bir Galatasaray Başkanı olacağı izlenimi uyandırdığı için değil. Bunu anlamadı. Kendisini destekleyenleri dinlemedi…
Başkan adaylığı için İnan Kıraç çıksın artık. Öyle, şeref meşref demekle olmaz. Çıksın yüreği varsa başkan olsun. Ama çıkmaz tabii ki. Doğru düzgün kimse çıkmaz artık. Ben size söyleyeyim Galatasaray’ın bitişi başlamıştır. Çünkü adam gibi hiç kimse böyle bir güruhun var olduğu ve yönetimlere parmak salladığı yerde başkan olmak istemez...
Dursun Özbek etrafından kümelenmiş alçaklar! Kendilerini ve Galatasaray’daki kendi çıkarlarını, Galatasaray’ın ve her şeyin üstünde tutan bir çıkar çetesi, Galatasaray’ın sezonun en kritik anlarından birinde iki bacağına, iki omzuna, kafasına, her yerine sıkmıştır. Bunları yapanları Galatasaray affetmemelidir, bunların yaptığı adamlık değildir. Point Otel’de avanta yemek yiyerek Galatasaray’da yönetim devirmeye kalkışılmaz.
Eski başkanlar içlerinde kalan acıyı; kendilerinden sonra gelen, şu ana kadar da büyük bir sıkıntı yaratmadan takımı bir kez şampiyon yapan, bir kez daha şampiyonluk potasına sokan, zararsız kapatan, UEFA cezasından kurtaran bir yönetimi, ayak oyunlarıyla intikam uğruna kalkıp da birilerini satın alarak, birileriyle çıkar ilişkileri kullanarak devirip çıkarmaya çalışıyor. Bu sözlerim Dursun Özbek ve onun etrafında kümelenmiş çıkar grupları ve Galatasaray’ı yiye yiye bitirememiş alçaklaradır."”]]
Türker Arslan: Yönetim için net bir yol var: "İdari ibra diye bir şey yok".. Galatasaray Divan Kurulu Üyesi ve aynı zamanda eski CAS hakimi Türker Arslan sarı-kırmızılı kulüpte yaşanan ibra edilmeme olayını Fanatik'e değerlendirdi. "Bu olay Galatasaray'da kaos yaratmıştır" diyen Arslan "Mustafa Cengiz yönetimi mahkemeye giderek idari ibrasızlık için tedbir kararı almaya çalışacak" şeklinde konuştu…
Başkanın en son açıklamasından mahkemeye gideceğini anlıyorum. Daha evvel Adnan Polat yönetiminde verilmiş bir yargıtay kararı var. İdari ibrasızlığı hukuken söz konusu olmayacağına dair bir karar. Yani kanunda sadece mali ibra vardır. Mali ibra, idari ibrayı kapsar şeklinde bir karar vermişti Yargıtay.
Ben buna katılmıyorum çünkü o kongrenin başkanıydım. Bizim tüzükte açık hüküm var. Ona dayanarak emsal bir karar olduğu gerekçesiyle mahkemeye başvurup tedbir alabilirse, çünkü öbür türlü süreç ilerleyecek. Tercih ederse başkan ve yönetim kurulu böyle bir yola başvurabilir.. Mustafa Cengiz ve yönetiminin Galatasaray'daki hukuki varlığı sıkıntıya girer. İbra edilmemiş ve tüzüğe göre hareket etmemiş bir yönetim olur. Her üye mahkemeye başvurarak bu konuyla alakalı karar aldırabilir.
12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden Galatasaray kararı(04.04.2019)
12. Asliye Hukuk Mahkemesi, Galatasaray Denetim Kurulu'nun kongrede alınan idari ibrasızlığa tedbir konulması için yaptığı başvuruyu onayladı.
Sarı kırmızılı kulübün açtığı dava sonucu, Denetim Kurulu'nun ibrasızlığına tedbir konulması kararı çıktı. 12. Asliye Hukuk Mahkemesi, Denetim Kurulu'nun 23 Mart'taki kongrede alınan idari ibrasızlığa tedbir konulması için yaptığı başvuruyu onayladı.
Öte yandan bu dava dışında açılmış 4 dava daha bulunuyor. Başkan Mustafa Cengiz ve ekibi, yönetimin idari ibrasızlığına tedbir konulması kararının da çıkmasını bekliyor. Bu kararla, Denetim Kurulu'nun ibrasızlığına tedbir konulması seçim zorunluluğunu ortadan kaldırdı.
Abdurrahim Albayrak: Seçime gitme mecburiyeti ortadan kalktı. (05.04.2019)
Galatasaray Kulübü İkinci Başkanı Abdurrahim Albayrak, olağan mali genel kurul toplantısında yönetimin idari yönden ibra edilmemesine ilişkin İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yaptığı itirazın kabul edildiğini ve mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı aldığını söyledi.
Albayrak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bütün çalışmaları Galatasaray için gerçekleştirdiklerini belirterek, "Yönetimin idari yönden ibra edilmemesiyle ilgili İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurmuştum. Mahkeme de tedbir kararı verdi, tüzükte var olan seçime gitme mecburiyeti ortadan kalktı." dedi.
Seçim konusunun artık kulüp başkanı Mustafa Cengiz ve yönetimin kararı olduğuna dikkati çeken Albayrak, "Şu anda öyle bir mecburiyet yoktur, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Şu anda görevimizin başındayız." değerlendirmesinde bulundu.
Mahkemeye kendisinin başvurduğunu vurgulayan Albayrak, şunları kaydetti: "Başka arkadaşlarımızın başvuruları vardı. Denetleme kurulu da ibra edilmemişti, onlar da mahkemeye başvurmuştu. Onunla ilgili dün mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bugün de benim yönetim adına yaptığım başvuruda karar verildi, yönetim adına yaptığım itiraz kabul edildi. Şu anda bir problem yok."
Hamit Altıntop: Önceliğin altyapıya verilmesi gerektiğini dile getirdi ve, "Herkes atıp tutuyor, sen 5 yabancı al. Kimse sana karışmıyor? Temelde çok pislik var, toz var. Kimse karışmıyor." dedi.. Bana göre doğru dedi..
Türkiye Ziraat kupası maçı:
Türkiye Kupa Yarı Final 2018/2019 Lefter sezonu 02.04.2019 20:00 günkü maç:
Galatasaray 0-0 Yeni Malatyaspor
2 Nisan 2019
Stat: Ali Sami Yen AslantepeTürk Telekom
Hakemler: Halil Umut Meler, Mustafa Emre Eyisoy, Volkan Ahmet Narinç
Galatasaray: Muslera, Mariano, Luyindama, Marcao, Emre Taşdemir, Ndiaye, Fernando (Dk. 63 Emre Akbaba), Feghouli, Belhanda, Onyekuru (Dk. 83 Sinan Gümüş), Diagne (Dk. 78 Ahmet Çalık)
İlk 11 Değeri : 64.900.000 Euro
Yedekler: İsmail Çipe-Ahmet Çalık-Martin Linnes-Ömer Bayram-Semih Kaya-Selçuk İnan-Sinan Gümüş-Ryan Donk-Emre Akbaba-Muğdat Çelik
Galatasaray çalıştırıcısı: Fatih Terim
Evkur Yeni Malatyaspor: Fabien Ceddy Farnolle, Issam Chebake, Arturo Rafael Mina Meza, Mustafa Akbaş, Bülent Cevahir, Murat Yıldırım, Mitchell Glenn Donald, Danijel Aleksic, Guilherme Costa Marques (Dk. 79 Ahmet Ildiz), Adem Büyük (Dk. 88 Bifouma), Ömer Hasan Şişmanoğlu (Dk. 57 Kamara)
İlk 11 Değeri : 12.750.000 Euro
Yedekler: Abdulsamed Damlu-Erkan Kaş-Michael Pereira-Ahmed Ildız Giren-Robin Yalçın-Buğra Çağıran- Thievy Guivane Bifouma Koulossa-Eren Tozlu-Aboubakar Kamara-Issiar Dia
Y.Malatyaspor çalıştırıcısı: Erol Bulut
Kırmızı kart: Dk. 71 Luyindama (Galatasaray)
Galatasaray'da yeni başkan kim olacak?
Galatasaray'da mevcut başkan Mustafa Cengiz'in aday olamayacak olması sonrasında, başkanlığa adaylıklarına koyabilecek isimler arasında bu isimler öne çıkıyor..
Ben bu isimlerin arasında Faruk Süren’i seçerim. Niçin UEFA, Süper Kupa ve Milenyum kupası sonrası; Avrupa Şampiyonlar Ligi olmasın ki??!!
Dursun Özbek: Mustafa Cengiz'den önce, 2.5 sene kulübün başkanlığını yapan Dursun Özbek. Olasılık: Zayıf
Fatih Terim: Özellikle taraftarın en çok istediği isim, Galatasaray efsanesi Fatih Terim Olasılık: Zayıf
Faruk Süren: Kulübün efsane başkanlarından Faruk Süren. Olasılık: Zayıf
Ozan Korkut: Galatasaray eski başkan adaylarından Ozan Korkut. Olasılık: Yüksek
Eşref Hamamcıoğlu: İnan Kıraç tarafından adı öne çıkarılan ve bir dönem Divan Başkanlığı yapan Eşref Hamamcıoğlu... Olasılık: Yüksek
Turgay Kıran: 2004-2006 arası başkan vekilliği yaptı, 2015'te başkanlık seçiminde aday oldu. Olasılık: Yüksek
Adnan Öztürk: Daha önce de başkanlığa aday olan Adnan Öztürk... Olasılık: Yüksek
Ünal Aysal: Eski başkanlardan Ünal Aysal Olasılık: Zayıf
Duygun Yarsuvat: Galatasaray başkanı, 4 yıl önce 77 yaşında başkan seçilen Yarsuvat, kulüp tarihinde en yaşlı seçilen başkan olarak tarihe geçmişti... Olasılık: Zayıf
Adnan Polat: Daha önce tıpkı Cengiz gibi ibra edilmeyen Adnan Polat’ın da gündemde olduğu belirtildi. Olasılık: Zayıf
Stat: Ali Sami Yen Aslantepe Türk Telekom
Hakemler:
Galatasaray:
Galatasaray çalıştırıcısı: Fatih Terim
Takım Değeri : 101.200.000 Euro
Yeni Malatyaspor:
Yeni Malatyaspor Çalıştırıcısı: Erol Bulut
Takım Değeri : 23.900.000 Euro
“Ne sağcıyız, ne solcuyuz futbolcuyuz futbolcu" sözünden bana ne, Rabia işareti yapan, sahada secdeye varan militanım, militan!
Eğer futbolu kirlilikten kurtarmak istıyorlarsa; TFF ve MHK'yi değil, Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar'ı ekrandan kaldırsınlar!!
Halkın ortak coşkusu futbolu da kirleten dinden ve futboldan geçinenlerin en kirli yağdanlıkları; Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar'dır. Bunlar futbol tüccarlarının daniskasıdır. Toroğlu itiraf etti; “Ben yorumculuktan para kazandım, kabzımalcılıktan değil..” diyerek..
Çanakkale Zaferi'nin 104. yıl dönümünü kutladık...
Bilindiği gibi her konuda birbirleriyle ezeli ve ebedi boyutta tartışan ve de birbirlerine üstünlük kuran 3 büyükler, Çanakkale ve Kurtuluş savaşı şehitleri konusunda da birbirlerine galip gelmeye çalışmaktadırlar.. Ülkemizin bağımsızlığı yolunda en önemli dönüm noktalarından biri olan Çanakkale Savaşı'yla ilgili canını ortaya koyan vatanperver futbolcular pek fazla bilinmiyor.
Çanakkale Savaşı'nda şehit olan futbolcular:
Galatasaray'ın Şehit Futbolcuları:
Hasnun Galip - Çanakkale Savaşı…Kürt Celal - Çanakkale Savaşı… Abdurrahman - Kafkas Cephesi … Halit - Kafkas Cephesi …Kaleci Hamdi - Çanakkale Savaşı… Celal İbrahim - Irak Cephesi (1917)… Neşet - Çanakkale Savaşı …İdris- Trablusgarp Cephesi… Refik Ata - Çanakkale Savaşı… Mehmet Ali - Çanakkale Savaşı… Hasip - Çanakkale Savaşı…Cemil - Çanakkale Savaşı…-Nazmi - Çanakkale Savaşı
Fenerbahçe'nin Şehit Futbolcuları:
Arif - Bor Ovası- Nurettin - Fikirtepe Bataryası- Halim - Fikirtepe Bataryası - Kemal - Fenerbahçe - Zeki - Çanakkale Savaşı - Hüsnü - Fenerbahçe - Çanakkale Savaşı - Neşet - Fenerbahçe - Çanakkale Savaşı- Refik Bey - Kulüp Binasında - Mustafa Bey - Kulüp Binasında- Haldun - Fenerbahçe- Ethem - Çanakkale Savaşı
Beşiktaş'ın Şehit Futbolcular:
Doktor Ali - Kafkas Cephesi - Asım - Kafkas Cephesi - Muallim Sadi - Kafkas Cephesi- Kaptan Kazım - Çanakkale Savaşı - Doktor Mehmet - Kafkas Cephesi- Rıdvan - Çanakkale Savaşı
Ömrü Galatasaray’da hıncını almakla geçen Hınca hınçli Hıncal Uluç yine devrede: Pes doğrusu! Hiç mi ınsafın yok. Neden Bursa maçında Galatasaray lehine verilmesi gereken 2 penaltıdan, en azında Belhanda’ya yapılan penaltıdan soz etmezsin!? Sen de mi korkudan Ligi başak geçiyorsun!?
Şu söylediklerin sana yakışıyor mu? Senin söylediklerini Samet Aybaba ve Bursaspor söylemedi, yazıklar olsun sana:
Biz VAR uygulamasını berbat ettik ve bu kadar kısa sürede düzelmesine imkan yok. Galatasaray maçında resmen Bursaspor’un puanı çalındı. Belhanda’nın pozisyonunda VAR’a giden hakem, Emre’nin pozisyonunda gitmiyor. Maçı VAR döndürdü.
İki ayda VAR’ı yönetecek hakemleri nereden bulup getireceksin? Tek çare VAR’ı kaldırmak. Biz bu sistemin altyapısına hazırlanamamışız, bu ortaya çıktı. Ben hala VAR'dan yanayım ama kötü uygulanmasına karşıyız.
Bursaspor Galatasaray maçı hakem ve VAR ile başlayan iğrenç bir hatalar maçıydı. Bursaspor’da VAR hakemine yardımcı olmak için elinden gelen her şeyi yaptı.
Galatasaray’ın sağ kanadını perişan eden bir adam vardı, Yusuf Erdoğan. Yusuf Erdoğan neredeyse Emre Taşdemir’in ikinci sarıdan atılmasına sebep olacaktı. Maç boyu Trabzonspor Yusuf’u nasıl kaçırmış diye düşündüm. Samet Aybaba onu oyundan aldı. Dakika kaç olursa olsun.
Orta hakem ve VAR Galatasaray’a 3 puan vermek için elinden geleni yaptı. Görüyorsunuz her şey maçta Galatasaray’ın lehine. Üstüne bir de Samet Aybaba var. Bursaspor böyle bir maçı kaybetti. Yazık değil mi?
Galatasaray'a CAS'tan müjde: Galatasaray'a CAS'tan müjdeli haber geldi! Galatasaray, CAS'a yapılan itirazın kabul edildiğini ve UEFA ile imzalanan uzlaşma anlaşmasının geçerliliğini sürdüreceğini KAP'a bildirdi.
İşte Mustafa Cengiz'in açıklamaları;
Sanırım CAS'ın ilk kez Türkiye lehine verdiği olumlu karar oldu. Türk futboluna ve Galatasaray'a hayırlı olsun. Disiplin komitesinin verdiği yeniden yapılandırma kararını bozma hakkı vardır. UEFA'nın en üst düzey yargı karar organıdır. Biz 15 Haziran'dan 22 Mart'a kadar uğraşıyoruz. Bazı yorumlar gördüm. Bunu basite indirgemeye çalışan hukukçu ve yorumcu kardeşlerim oldu. Galatasaray'ın bu hukuksal başarısını küçümsemeye çalışan kardeşlerimiz oldu. Kötü niyetleri olmadığına ama yeterli bilgiyi almadıklarına inanıyorum. CAS süreci 4 aydır sürüyor. 100 sayfaya yakın yazışmamız oldu.
[[ Şenol Güneş; 40 yaşındaki kaşarı oynat,19 yaşındaki Ozan Kabak'ı kulübede beklet. Terim ile bunu mu görüştün? Başarılı olman zor!]]
Galatasaray’da 9 yıl oynayan ve bu süreçte 2 lig, 1 cumhurbaşkanlığı kupası kazanan-kazandıran efsane GS basketbolcusuPaul Dawkins hayatını kaybetti:
1981-82 sezonu öncesi NBA'den Galatasaray'a gelen ve uzun yıllar sarı kırmızılı formayı giyen, Türk vatandaşı olan, Federasyon başkanlığı yapan Osman Solakoğlu denen ırkçı-kafatasçı zart “Milli takımı karartmam” diyerek milli takıma almayan, çok sevdiği Mehmet Altıoklar’ın adını oğluna veren, Paul Dawkins, 27 Mart 2019 günü sevenlerinden ayrıldı, erken yaşta ışıklara yolculuğunu başlatarak:
İşte Galatasaray'ın efsane basketbolcusu Paul Dawkins'in hayat hikayesi:
Paul Dawkins kimdir?
Paul Dawkins, 10 Haziran 1957 tarihinde dünyaya geldi. Galatasaray'da 1981-1989 yılları arasında sekiz sezon forma giyen Dawkins, 1984-1985 ve 1985-1986 sezonlarında üst üste kazanılan iki şampiyonlukta pay sahibi olmuştu..
Dawkins'in formasını giydiği Galatasaray, Fenerbahçe'ye karşı 1985 yılında da Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kazanmıştı..Sarı-kırmızılı takımdaki sekiz sezonunda 31 sayı ortalamasıyla oynayan Dawkins, 1984 yılında Türk vatandaşlığına geçmişti. 13 numaralı formasıyla akıllarda kalan Dawkins, basketbolda sarı-kırmızılı formayı en uzun süre giyen yabancı oyuncu unvanını da hala taşıyor..
Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada, "Galatasaray Basketbol tarihinin mihenk taşlarından Paul Dawkins'i 61 yaşında kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Efsane oyuncumuza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz." ifadeleri yer aldı…
Yıldırım Uluğ:[[ Bir Paul Dawkins Vardı… İstanbul’un bahara göz kırptığı güzel bir gün… Belli sıklıkta buluşmayı adet edinmiş dört arkadaş (Cem Akdağ, Remzi Dilli, Ömer Kart ve ben), güneş batmadan Boğaz kıyısında bir sofraya oturmanın keyfini çıkarıyoruz. Eski günlere uzanılıyor, bir zamanlar albümler dolduran, bugün telefonların digital belleklerine taşınmış olan siyah-beyaz fotoğraflar masaya dökülüyor, hatırladıkça hepimizi gülümseten şeker tadında hikâyeler peşe peşe anlatılıyor…
Fotoğraflardan birinde, bir uzun deplasman yolculuğunda yorgunluğa yenik düşüp uyuyakalmış genç bir adam var. Kulağında kulaklıklar, gözünde yüzüne büyük gelmiş gibi duran o zamanın modası gözlük… Belki uyumuyordur da, kendini kulaklıktan gelen müziğe teslim etmiştir.. Bugünün genç sporseverlerinin pek tanımayacağı ama yaşı 40’ın üzerinde olan basketbol meraklılarının, hayatlarında en az bir kere Spor Sergi Sarayı’nın kapısından içeri adım atmış olanların çok iyi bildiği bir isim bu: Paul Dawkins..
Onu Spor Sergi parkelerinde izlediğim ilk günü gayet iyi anımsıyorum. 1981 yılının bir Aralık günüydü. Bir hafta kadar önce gazetede minicik bir haber görmüştüm. “Galatasaray NBA’de Utah Jazz takımında oynamış Paul Dawkins’i kadrosuna kattı” yazıyordu. İnanamamıştım. Dawkins’i tanıdığım için değil, o zamanlar NBA’de forma giymiş birinin kalkıp Türkiye’ye gelmesi imkânsız olduğu için… Üstelik de getiren, Eczacıbaşı ve Efes gibi dönemin büyük bütçeli müesseselerinden biri değil, Galatasaray gibi kendi yağıyla kavrulan, o dönem yetiştirdiği gençleri A takıma monte etmeye uğraşan bir kulüptü..
Paul Dawkins solaktı ve ilk bakışta insana çok garip gelen bir stili vardı. Şuta kalkarken sol ayağı, diğerinin hep biraz önünde olurdu. Mesafe tanımadan top kullanabiliyordu. Avrupa basketbolunda henüz üçlük olmadığı için (84 Olimpiyat Oyunları’ndan sonra geldi) Amerikalı skorerin burada ilk üç sezonundaki pek çok basketi 3 yerine 2 sayıyla geçti kayıtlara…
Ligimizde en yüksek skora ulaştığı maç, 23 Ekim 1983’te oynanan İTÜ maçıdır. Galatasaray sahadan 103-96 galip ayrılırken, 50 sayıda Dawkins’in adı vardı. İnsanın bu sayıların ikişer ikişer atıldığına inanası gelmiyor.. Yumuşacık bileği, bol fake’li oyunu ve inanılmaz skor kapasitesiyle İstanbul’da kısa sürede özel seyirci edinen bu 1.95’lik forvet, aslında geldiği yerde de bir efsaneydi.
Küçük bir okul olan Northern Illinois’ten 26.7 gibi olağanüstü bir sayı ortalamasıyla mezun olmuş, son yılında adını NCAA’lerin en skorer üç ismi arasına yazdırmış (diğerleri Larry Bird ve Nick Galis’ti), okulunun bütün istatistik rekorlarını altüst etmiş, “Doktor D” adını almıştı. Utah Jazz tarafından draft edildi ve 1979-80 sezonunda Pete Maravich ve Adrian Dantley gibi şimdi adı Hall of Fame’de yazılı devlerin yer aldığı kadroda, 57 maç oynama şansı buldu.
Hatta bir maçta 30 sayı atarak sahanın en skorer ismi oldu. Ancak bu parlak başlangıç, ertesi yıla yansımadı. Dawkins zaten savunma sevmeyen bir oyuncuydu. Bir de dizinden sakatlanınca, lateral hareketleri iyiden iyiye yavaşlamıştı. O sırada Amerikan kolej basketbolundaki en atletik oyuncu olarak ün yapan Darrell Griffith’i draft (tasarlayan) eden ve tribünlerin sevgilisi olan bu genç yeteneği mutlaka ilk beşe monte etmeye çalışan Jazz yönetimi, Dawkins’i harcayıverdi.
Hiç oynatmadılar, CBA ligine gönderdiler, o da sonunda dayanamayıp, Avrupa’ya yeşil ışık yaktı; menajerine “Bana oynayabileceğim bir takım bul” dedi.. Galatasaray, aynı menajerle temas kurduğunda Paul Dawkins, Fransa’nın Nice takımındaydı. Gelmiş, antrenmanlara çıkmış ama bir türlü kendisine söz verilen peşinatı alamamıştı. Nice’ten İstanbul’a uçması ve o tarihten sonra yaklaşık yedi buçuk sene yaşayacağı kente gelmesi çok zor olmadı..
Dawkins’i Yeşilköy’de sarı-kırmızlı takımın menajeri Nur Gencer ve yeni takım arkadaşları içinde İngilizcesi en iyi olan Cem Akdağ karşıladı. Onu alıp, Galatasaray Başkanı Selahattin Beyazıt’ın Cihangir Camii’nin hemen yanında boş duran ve şahane İstanbul manzarasına tepeden bakan apartmanındaki dairelerden birine yerleştirdiler. Dawkins, idmana çıktı, koç Koray Mincinozlu tarafından çok beğenildi. O zamana kadar ligde zaten iyi iş yapmış ve play-off vizesini büyük ölçüde almış olan genç kadro, “Bu adamın gelişiyle acaba ilk üçe girer miyiz?” diye umutlandı (o sezonu beşinci bitirdiler)…
24 yılı geride bırakan ömründe Amerika dışında yalnızca Fransa toprağına ayak basmış ve hiç Müslüman ülke görmemiş olan bu genç sporcu, İstanbul’daki ilk sabahında ezan sesiyle korkarak uyandı. Pencereden uzansa minareye dokunabilecek yakınlıktaydı ve daha önce hiç duymadığı bu “şarkı”dan sonra, sabah olup onu idmana götürecek menajer gelene kadar gözünü kırpmadı..O günün akşamında yeni dostları, onu Çiçek Pasajı’na götürdü. Hiç bilmediği bir içki söylediler, “Balık yer misin?” diye sordular. O da gelen balığın üstüne dökmek için garsondan ketçap istedi.
Yazık oldu canım lüfer ızgaraya!.. Paul Dawkins, daha sonra günde beş vakit okunan ezana da alıştı, lüfer yemeyi de öğrendi, İstanbul trafiğinde araba kullanmayı da becerdi… İçimizden biri oldu. İlk geldiğinde onu çok şaşırtan şeylere, mesela sezon boyunca oynadıkları maçların yarısından çoğunu aynı salonda, Spor Sergi’de oynamaya, bu eski salonun küçücük soyunma odalarına, sıcak suyu sporculara çok gören duşlarına uyum sağladı. İlk önemli maçında Efes Pilsen potasına 40 sayı bıraktı (Dikkat, üçlük yok!).
Onu Amerika yıllarından çok iyi tanıyan “Şeytan” Billy Lewis’in bu maçtan önce “İnanamıyorum, Paul Dawkins burada ha!” diyerek koridora fırladığı ve onun elini öptüğü söylenir.. 1984-87 arasında üst üste üç kez final oynayan, iki şampiyonluk, bir Cumhurbaşkanlığı Kupası kazanan ve sarı-kırmızılı taraftarların bugün bile hâlâ “Nihat İziç, Turgay Demirel, Michael Scearce, Mehmet Baç, Mehmet Altıoklar, Cihat Levent…” şeklinde ezbere sayabildiği o muhteşem kadronun temel direğiydi Dawkins.
Gerçek bir yıldız olmasına karşın, son derece mütevazı bir karakterdi. Bir gün olsun, rakiple dalaştığı, hakeme ya da bir takım arkadaşına bozuk attığı görülmemişti. Kusursuz bir profesyoneldi. Öyle ki, Galatasaray’ın Amerikalı antrenör Jack Avina’yı getirip, tek yabancı hakkını uzun oyunculardan yana kullandığı 1987-88 ve 1988-89 sezonlarında Rudy Hackett ile Art Housey’in arkasında kaldı.
Sadece antrenman yaptı, pek az maçta sahaya çıkabildi. Sözleşmesi gereği parasını alıyor, yönetici Faruk Süren’i bir baba gibi seviyordu. Hiçbir huzursuzluk çıkarmadı. 84 yazında Türk vatandaşlığına kabul edilmişti ve 1989 yılı başlarında Gelişim Spor dergisi için kendisiyle yaptığım röportajda milli takımda oynamak istediğini, ama birilerinin buna engel olduğunu söylemişti. Gerçekten de o günlerde Federasyon Başkanı rahmetli Osman Solakoğlu, “Milli takımı karartmam” diye bugün olsa kendisini çok zor duruma düşürecek bir demeç vermişti medyaya… Bir başka faktör de milli takıma çağrılması halinde Türk sporcu olarak kabul edilmesiydi.
Bu durumda ligde dengelerin değişeceğini bilen diğer kulüpler, taraflı-tarafsız tüm sporseverlerin sevdiği bu skorerin ay-yıldızlı formayı giymesine taş koymuştu.. Dawkins Türkiye’de son maçlarını, 1989 play-off’unda Ankara’daki turnuvada oynadı. Amerika dışındaki tüm profesyonel kariyerini tek bir ülkede, tek bir formayla geçirmiş ve sonunda eve dönmüştü. Eski arkadaşlarıyla telefon sohbetlerini sürdürdü. Basketboldan sonra ağabeyiyle birlikte müzik piyasasına girdi ve bir süre prodüktörlük yaptı. Sonra emlak piyasasına yöneldi…
2012’nin Mayıs ayında Ünal Aysal yönetimi, yıllar öncesinin şampiyon kadrosunu, Abdi İpekçi’de oynanan bir Beşiktaş maçı öncesinde bir araya getirdi. Başkan Aysal, o dönemin basketboldan sorumlu yöneticisi Faruk Süren, Galatasaray basketbolunun efsane ismi Yalçın Granit, eski antrenör ve sporcularıyla buluştu, onları binlerce taraftarın önünde kucaklayarak güzel bir vefa tablosu oluşturdu.
Hiç şüphe yok ki, o günün en çok ilgi çeken ismi Amerika’dan uçağa atlayıp gelen Paul Dawkins’ti. Türkiye’de geçirdiği yıllar boyunca parkelerine hiç çıkma şansı bulamadığı Abdi İpekçi’de tribünleri selamladı, coşkulu alkışlara teşekkür etti, onu babalarından dinlemiş genç taraftarlarla fotoğraflar çektirdi.. Dawkins’i dünya gözüyle son görüşümüz bu oldu..
Dünya çok küçük artık, kara haber eskisinden de tez ulaşıyor… Remzi telefonuna bakıp, dudaklarından büyük bir şaşkınlık hecesi düştüğünde, masamızın tadı tuzu kalmadı. Gecenin sonraki saatlerini, onun başrolde olduğu öyküleri anlatarak, kâh gülüp, kâh gözlerimiz nemlenerek geçirdik… Mekânı cennet olsun..]]
Galatasaray U14 takımı kaptanı Beknaz Almazbekov'un fair play örneği dünya basınında manşetlere taşındı. Belçika'da yılın fair play ödülünün genç futbolcuya verileceği iddia edildi. İngiliz efsane Gary Lineker de Beknaz Almazbekov'un hareketini alkış emojisi koyarak paylaştı.
U14 Ligi 25. haftasında Galatasaray'ın İstanbulspor’u 2-0 yendiği maçta Beknaz Almazbekov fair-play örneği gösterdi ve penaltı atışını bilerek dışarı gönderdi.
Kırgızistanlu futbolcu bir pozisyonda yerde kalınca hakem Tuğçe Duman, penaltı kararı verdi. Beknaz, penaltı kararının yanlış olduğunu söylese de hakem kararını değiştirmedi. Bunun üzerine genç futbolcu bir centilmenlik örneği göstererek atışı dışarı gönderdi.
Hocası, takım arkadaşları ve rakipleri tarafından tebrik edilen Beknaz'ın davranışı Avrupa basınında da manşetlere çıktı. İngiliz The Guardian gazetesi haberi "Fair Play: Galatasaray’ın genç yıldızı penaltıyı bilerek kaçırdı" başlığıyla verirken, Belçika basını ise yılın fair play ödülünün Beknaz Almazbekov’a verileceğini yazdı.
Bu sefer Emirhan Kaya:
Galatasaray 14 Yaş Altı Futbol Takımı'nın oyuncularından Emirhan Kayar, örnek bir davranışa imza attı.
Sarı-kırmızılı takım, 14 Yaş Altı Ligi 1. Grup'un 26. haftasında Florya Metin Oktay Tesisleri'nde Medipol Başakşehir'i konuk etti.
Müsabakanın 19. dakikasında 1-0 önde olan Galatasaray'ın atağında Medipol Başakşehir'den Efe Arda Koyuncu sakatlık geçirdi. Ceza sahası yayı içinde topla buluşan Emirhan, önce bir rakibinden sonra da kaleciden sıyrıldı. Sarı-kırmızılı futbolcu, rakibinin yerde kaldığını fark edince golü atmak yerine meşin yuvarlağı taca gönderdi.
Sarı-kırmızılı ekip, Emirhan'ın da bir gol attığı müsabakayı 7-1 kazandı. Galatasaray 14 Yaş Altı Takımı'nda geçen hafta da Beknaz Almazbekov, lehine verilen penaltının doğru olmadığını düşündüğü için topu auta atarak centilmenlik örneği sergilemişti.
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder