
Galatasaray Necati Ateş'i alarak ateşle oynadığının farkında mı?!
GALATASARAY’IN ANTALYA MAÇINDA PENALTILARINI VERMEYEN HAK EMEN Galatasaray ligin 24. Maçını 1 Şubat 2012’de ‘Ali Sami Yen Aslantepe Arena’da Antalya ile oynadı. Maç müthiş kötü hava koşulunda, müthiş güzel dizayn edilmiş zeminde oynadı. Kar altında oynanan bu maçta da Galatasaray puanlar kaybetmeyi sürdürdü.
Evet; 7 puan kaybettiği son 4 maçın en iyi oyununu 4. Maç olan Antalya maçında oynadı. Bu maçta, Selçuk ve Melo’daki kısmi düşüşün dışında, bazı oyuncular kısmı vasatın üstünde oynadı. Semih Kaya, Elmander, Riera, Urfaluji ve ikinci yarı oyuna giren Sabri ve Sercan iyi idiler. Hakan Balta bence Selçuk ve Melo’dan da kötü idi. İkinci yarı oyuna giren Baros ise tam bir büyümekte zorlanan çocuksu tepkisiyle, Hak emenden sonra sahanın en kötüsü idi. Çünkü takımını son yarım saat 10 kişi bıraktı. Hakem gösterdiği kırmızı kartta haklı idi. Kazim Kazim ise sahada hiç yoktu, çünkü Terim beni duymuş olmalı ki, zarar verdiğini düşünerek Galatasaray’dan komşi Yünanistan’ın Olimpiyakosuna şutladı. Bence iyi yaptı. Nedeni; Baros ötesi çocuksu sevimliliğinin getirdiği rahatlığı yüzünden bir var üç yoktu, babası siyahi İngiliz, Annesi Kıbrıslı Colin Kazim-Richards. Onun yerine Necati Ateş Antalyaspor’dan geri alındı. Bu futbolcu aktarımı maç öncesine raslaması ne kadar ethik tartışılır. Necati bence Colin+Baros harmanlaması düzeyinde bir fenomen. Galatasaray kaybettiği puanlarla ateşle oynarken, Necati Ateş ile de oynayacak. Bence Necati takıma…
Bir hak emen vardı ki, bana göre kesin GS lehine penaltı olan 3 pozisyonunu es geçti(34,72 ve 84. Dakikalarda). Verdiği penaltıyı da es geçmişti, fakat ısrarlı yan hakem yüzünden penaltıyı vermek zorunda kaldı. Sadece o değil, GS’ya yapılan faulleri çalarken de çekince içinde idi. Bu ülke ‘Şike operasyonu ile’ futboldaki yanlışları ortadan kaldırmak istenmiyor mu? Bu ne lahana, bu ne perhis; hak emenler yine sanki birilerinden çekinircesine hata üstüne hata yapıyorlar…Sanki , GS bilinen bir takımı geçer korkusu içinde hakemler.
Mehmet Özdilek kardeşime içten sorulu bir sorum var; “Özellikle FB ve GS’ya karşı müthiş oynattığın Antalyaspor’u neden BJK maçında göremiyoruz ? Bugüne dek FB-GS-BJK’ten kaç puan topladın?”
Benzer biçimdeki sorumu kaleci Ömere yöneltiyorum: “Neden GS maçlarında, ergen çocuksu hareketler içindesin? Maç içinde anladık, fakat maç sonu neden provokatif hareketler içinde kıvranıp duruyorsun? Galatasaray ile aranda bir şey mi var ki, her Galatasaray maçında Ömer Çat kıçlık yapıyorsun? Hiç yakışmadığını, hiç aklına getirdin mi?”
Galatasaray: Muslera xx, Ujfalusi xx, Gökhan Zan x (Dk. 57 Sabri Sarıoğlu x), Semih Kaya xx, Hakan Balta xx, Melo xx, Emre Çolak xx, Selçuk İnan xx, Engin Baytar xx (Dk. 82 Sercan Yıldırım x), Riera x (Dk. 57 Baros x), Elmander xx-Goller: Dk. 21 Emrah Başsan (Medical Park Antalyaspor), Dk. 35 Melo (Penaltıdan) (Galatasaray)-Kırmızı Kartlar: Dk. 72 Baros (Galatasaray), Dk. 90 4 İbrahim Dağaşan (Medical Park Antalyaspor)-Sarı Kartlar: Dk. 36 Ömer Çatkıç, Dk. 52 Musa Nizam (Medical Park Antalyaspor), Dk. 45 1 Ujfalusi, Dk. 79 Melo (Galatasaray)
Hakemler: İlker Meral Coşkun x, Volkan Narinç xxx, Hakan Yemişken xxx(İlker tek x aldı çünkü, yan hakemler ondan iyi idi)
İki arada bir derede kalmış heyecanını bastırmaya çalışıyor izlenimi veren Ünal Aysal olgusu yaşıyoruz son günlerde. Sayın Ünal Aysal, sakin, soğukkanlı ve sabırlı olmanın yanında ne değini bilen bir kimlik olarak kendini göstermiş biri . Fakat ne dediğini bilen yapısını M.A.Birand’in 32.Gün programının 32 dakikasında zor durumda bıraktı. Şöyle ki; M.A. Birand’in, “ FB ile ilgili yaptığınız bazı değerlendirmeler nedeniyle, FB’li olan başbakanı karşınıza alabileceğiniz hiç aklınıza geldi mi?” benzeri sorusu karşısında; “Galatasaray 25 milyon taraftarının 20 milyonunun AKP’ye oy verdiğini düşünüyorum” şeklindeki yanıtı hem beni, hem taraftarları hayli şaşırttı.
Aysal’ın bu söylemine mal bulmuş mağribi gibi atladı, o bilinen medya grubu ve konuyu hemen işlemeyebaşladı:
Konsensus'un 2009 yılında yaptığı 'Taraftar Eğilimi' anketine göre, AKP’'yi tercih edenler içinde en fazla oy oranı ‘% 39 ile Fenerbahçe çıktı, Trabzonspor %35 ile ikinci, Galatasaray %32 ile üçüncü sırada yer alıyor
Galatasaray en fazla taraftarı olan bir kulüp, doğrudur. İşin önemli yanı, 5 milyonu AKP’ye oy vermeyip 20 milyonunun AKP’ye oy verdiğinin söylenmesi. Örneğin ben oy vermediğim gibi, verdirmemeye çalışanlardanım…Seçim meydanlarında “Oy, oy, oy” feryat eden ve de dinden, yoksuldan geçinirken futboldan da geçinmeye başlayanların yarattığı korku imparatorluğundan çekinme yansıması gibi geldi bana bu söylem….Şayet sayın Aysal bilinen bir cemaat yandaşı izlenimi vermemli idi. Böylesi bir duruşun doğruluğu, bugüne dek olmayan gerçekleşir ve Galatasaray’ı Fenerbançe’nin gerisinde bırakır ve taraftarda oluşan olumlu Aysal izlenimi örselenir…Söylemlerimiz çok önem içerir. Bu nedenle dikkatlı olmalıyız. Bu değerlendirmeye göre, AKP’nin almış olduğu Türkiye genellindeki oyların tümünü GS’dan almış gözüküyor. Şayet; 5 milyonu hiç oy vermiyor, ancak 20 milyon taraftarın bir kısmı oy veriyor denmek isteniyorsa, bunu sayın Aysal düzeltmesi doğru olur.
Son günlerde siyasal erkin abartılı Hakan ödünleri benim kafamı karıştırmıyor değil. Aman dikkat sayın Aysal! Lütfen söylediğimizi duyalım. Ve futboldan geçinenlere ödün vermeyelim, çünkü Galatasaraylılık uygarlıkla yoğrulmuş evrensel bir kültürel duruştur, o’nu bazı ideolojilere endeksleyemeyiz.
Galatasaray 28 Ocak 2012 tarihinde Bursa’da Bursaspor ile yaptığı 23. lig maçı öncesi Ertuğrul Sağlam; “Galatasaray maçını alırsak bize 5 hafta yeter” gibi anlayamadığım bir şey söyledi. Aldı da maçı(1-0). Şimdi düşünüyorum Sağlam bu ifadeyi 3 puan için mi kullandı, yoksa 3 değil de ‘5x3=15) puan aldı da onun için mi, 5 gün yeter dedi?::)))
TFF başkanı Mehmet Ali Aydınlar istifa edecekmiş, eder ve edecek de, çünkü ceza verilmesi oldubittiye getirilecek…Öfkem, erikçinin kendi durumuna ağlaması gerekirken, arkadan gelip zaptiyelerin yakalayacağı kabakçıya gülmesinin yaşanması…
Bu karmaşık ortamda tatsız tuzsuz bir Bursa-GS maçı izledik. Neden, çünkü aşağıda isimlerini vereceğim topçuların da ‘Şike’ oyunuyla, oyunlarını bozduğunu, futbolu istekle oynamadıklarını gözlemliyorum. Kısacası birileri futbolumuzun içine…
Galatasaray: Muslera x, Sabri x, Semih xx, Ujfalusi xx, Hakan xx, Emre xx, Selçuk x, Melo x (Dk. 68 Engin x), Riera x (Dk. 77 Yiğit x), Sercan x (Dk. 68 Kazım x), Elmander x ile sahada idi.
Bir önceki 4-0 kazandığı maçtan iyi idi, fakat gol yollarında zayif idi, Melo ve Selçuk kötü idi, diğerleri daha kötü idi, Bursaspor hepsinden kötü idi, ama Batalla’nın attığı gol ile gelen 3 puan çok-çok iyi idi.
Kazim bu takıma zarar vermeye başladı. Sercan iyi ışık vermiyor, Riera fena oynamıyor, Engin ile olmuyor, Emre sağda oynayamıyor, hakem yüzde bin GS penaltısın vermiyor(Bakmayın ulusal şabanımızın penaltı değil yorumuna)…İşin özü GS değil futbolumuz iyiye gitmiyor. Bırakın bu şike korkutmasını, hakemler ve birileri yine bildiğini okuyor.
Maçın en iyi yanı; erkek egemen gürültünün yerini çocuk ve bayanların coşkulu çığlıkları idi. TFF’nin de tek iyi yanı, saha kapatma cezasını çocuk ve bayanlara açması.
Fakat, beni şaşırtan ve üzen Galatasaray’ın yenilmesi değil; bayanların, erkeklerin küfürlü tezahüratlarına taş çıkartmaları oldu
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
Ömer çatkıç aynı şeyleri Fenerbahçe maçında da yapıyor. Gs'li futbolcuların bu puan kayıplarının Fenerbahçe'nin ''küme düşmeme'' olasılığıyla olduğunu tahmin ediyorum. Taraftar sayısı anketlerle olmamalı. Taraftar sayısının gerçek rakamını öğrenmek istiyorsak nufus sayımıyla öğrenmek gerekir.Yoksa 300 kişiyle yapılan anketler ölçü değildir.Kolay gelsin
YanıtlaSil