Çocuklarımızı bekleyen tehlikeler nelerdir?
23 NİSAN ÇOCUKLARINA BAYRAMLARI ÖNCESİ TRAVMA YAŞATMAK
“23 nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ öncesi ‘Ankara’da bir grup çocuğun yaşadıkları inanın aklımdan çıkmıyor.
Ne ulusal egemenliği, ne çocuk bayramı; resmen birilerinin egemenliğinde bir grup çocuğun acı feryadı var!!!
Özellikle, bir dünya güzelinin, yani yarınları emanet edeceğimiz bir güzel zekânın; ‘sınav öncesi bunları yaşamamız, sınavlarımızı olumsuz etkileyecektir’ sözleri, boş beyinlerin günde üç kez alması gereken ilaç gibi idi.
“Bahçelievler’de ‘Anıtkabir’in karşısında bulunan 50 yıllık Alparslan İlköğretim Okulu, velilere “size Avrupa standartlarında okul yapacağız” denilerek yıkıldı. Okul tamamlandı. Ancak birkaç gün önce öğrenciler, okullarının gelecek sene İmam Hatip Lisesi olacağını öğrendi. Duruma tepki gösteren veliler ve 23 Nisan çocukları İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüdü.”
İHL nereye konuşlanıyor? Anıtkabir’in karşısına. Burası neresi? Genelde, siyasal erkin politikalarına karşı duran insanların yoğun olduğu yer.
Doğrudur, İHL ‘li 23 Nisan çocukları da de bizim çocuklarımız. Onların modern okullarda okumaya hakkı yok mu? Var. Evet, var, var olmasına da, neden burada? Dahası burası neden seçildi? O da doğru, Bahçelievler’de bunlar okuyamaz mı? Okur elbet. Fakat, neden Alparslan İlköğretim Okulu?
3 kuvvetindeki 4’lü eğitimde. Kur’an’ı seçmeli ders olarak koydun; iyi de neden Arapçayı dayattın? Birkaç yıl önce, 23 Nisan çocuklarına el yazısı zorunluluğu getirmenin amacı, zor Arapça dili egzersizleri miydi? 23 Nisan Çocuklarına Kur’an dersi verilmesin demiyorum. Türkçe verilsin ve daha iyi anlasınlar, özümsesinler. İlle de Peygamberimizin yaşamını…
Din dersi seçme. Saçma demiyorum. Niçin aynı seçicilik ; Aleviler için , Hatta Hıristiyan ve Musevi vd dinlere mensuplar için akla getirilmedi?
En önemlisi, İHL’lerin açılmasının temel nedeni, 23 Nisan çocuklarına ‘Müslümanlığın’ öğretilmesini isteyen ailelere yanıt verebilmekti-ki bana göre, ailelerin değil siyasilerin istemi-
Güzel, din derslerini seçmeli olarak koydun, artık velilerin bu istemlerin bir şekilde yanıt verdin-ki ilgili bakan bunu itiraf etti; İHL’lere gerek kalmayacak şeklinde- 23 Nisan çocuklar ı normal lise sonrası ‘İlahiyat Fakültesi’ne rahatlıkla gidebilecekler; peki niçin hala İHL’si açıyoruz ki? Bu demokratik öğrenim hakkı ise, diğer din mensupları, İHL benzeri okulların açılmasını isteseler tavrın ne olacak?
23 Nisan çocukları başka bir yere mi koşturulmaya çalışılıyor. İran bize koşarken, biz İran’a mı koşturuluyoruz?
Bu soruyu soruyorum, endişelerim var, çünkü, bir özel Üniversite’nin kurucu rektörü( Sabancı Üniversitesi kurucu rektörü Pr. Dr.Tosun Terzioğlu,) hükümetin eğitim reformu politikalarını destekleyerek, "başörtüsünün ilkokulda da sorun olmaması gerekir." diyebilmiştir.
Bugün, türban diyenlerin, yarın cüppe ve sarık demeyeceklerinin garantisi var mı?
Tüm bunlar Fetullah cemaatinin işi mi? Hayır! Tüm bunlar bir yanlışın, yanlışlığın işi.
Bu nedenle bazı şeyleri Fetullah Gülen ile ilintilendirmek, saptırmak ve karalamak, Fetullah’ın değirmenine su taşımaktır.
Örneğin; Fethullah Gülen'le şimdiye kadar bir görüşmesi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Görüşür müsünüz" sorusuna;"Özel bir talebim söz konusu olmaz. Ama Türkiye'ye gelip ben CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmek istiyorum derse görüşebiliriz. Ama hiç görüşmedim." şeklinde verdiği yanıtı, “CHP’de kıyamet kopacak” başlığıyla manşete taşımayı anlamıyorum. Belli ki, brileri CHP içindeki kavgalarla besleniyor. Görüşmedim, özel bir talebim yok demiyor, özel talebim olamaz diyor. Bu kadar açık ve net. Her demokrat insan gibi, karşı tarafın istemi olursa, görüşürüm demesi kadar doğal ne olabilir ki. Ben biraz daha ileri götüreyim; “Her yanlış içinde bir doğru vardır, önemli olan o yanlıtaki doğruyu çıkarıp, var olan doğrunu zenginleştirmektir…’
Evet doğru, CHP bir bütün olarak muhalefet yapmak istiyor ise, bir siyasetçisinin, doğrusu, adaylığıyla solu parçalayan ve Ankara’nın başına Kent saldırganı katlı kavşağı bela eden ve bugün özellikle Ankara CHP politikalarının belirleyicisinin oğlu ve yeğeni CHP’yi ikiye bölebiliyorsa ve ben de bunu seyrediyor ve de alanı böylelerine bırakıyorsam CHP’den etkin karşıtlık beklemek zor. Önce kendi politikalarımızı sorgulayıp, sonrasında CHP politikaların sorgulamamız doğru olur diyorum.
Efendim, Müslümanların altın çağı geliyormuş.
Utanmasalar, getirenin Recebimin olduğunu söyleyecekler. Kısmen de söylüyorlar. Atatürk’ten sonra en başarılı Recepmiş ve adeta Yeni Osmanlılığın öncüsüymüş.
Bu sanallığın ivmelendiren ise küresel efendilerdir. Ilımlı İslam projesi aldatmacasını geliştirdiler. Ve ‘sen Müslümanların altın çağının baharısın’ yalanıyla, Müslümanları ‘Arap baharı’ aldatmacasıyla katletmeye başladılar ‘.
Sözüm sana küresel efendi, Bin Ladinleri, Saddamları, Mübarekleri yetiştirdiğin gibi yetiştirdiğinin farkında mısın? Sonra, yok etmek için milyar dolarlar akıtıp hem kendini, hem dünya ekonomisinin dengesini tekrar bozacaksın. Vazgeç, bu kanlı oyunlardan, gün gelecek o kanda boğulacaksın.
23 Nisan çocukları, ‘Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram’ınız kutluyorum. Sizi asla karanlığa koşturamayacaklar, siz sürekli aydınlığa koşacak ve gelecekteki 23 Nisan çocuklarına çağcıl ve uygar bir dünya bırakacaksınız.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evsbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
23 NİSAN ÇOCUKLARINA BAYRAMLARI ÖNCESİ TRAVMA YAŞATMAK
“23 nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ öncesi ‘Ankara’da bir grup çocuğun yaşadıkları inanın aklımdan çıkmıyor.
Ne ulusal egemenliği, ne çocuk bayramı; resmen birilerinin egemenliğinde bir grup çocuğun acı feryadı var!!!
Özellikle, bir dünya güzelinin, yani yarınları emanet edeceğimiz bir güzel zekânın; ‘sınav öncesi bunları yaşamamız, sınavlarımızı olumsuz etkileyecektir’ sözleri, boş beyinlerin günde üç kez alması gereken ilaç gibi idi.
“Bahçelievler’de ‘Anıtkabir’in karşısında bulunan 50 yıllık Alparslan İlköğretim Okulu, velilere “size Avrupa standartlarında okul yapacağız” denilerek yıkıldı. Okul tamamlandı. Ancak birkaç gün önce öğrenciler, okullarının gelecek sene İmam Hatip Lisesi olacağını öğrendi. Duruma tepki gösteren veliler ve 23 Nisan çocukları İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yürüdü.”
İHL nereye konuşlanıyor? Anıtkabir’in karşısına. Burası neresi? Genelde, siyasal erkin politikalarına karşı duran insanların yoğun olduğu yer.
Doğrudur, İHL ‘li 23 Nisan çocukları da de bizim çocuklarımız. Onların modern okullarda okumaya hakkı yok mu? Var. Evet, var, var olmasına da, neden burada? Dahası burası neden seçildi? O da doğru, Bahçelievler’de bunlar okuyamaz mı? Okur elbet. Fakat, neden Alparslan İlköğretim Okulu?
3 kuvvetindeki 4’lü eğitimde. Kur’an’ı seçmeli ders olarak koydun; iyi de neden Arapçayı dayattın? Birkaç yıl önce, 23 Nisan çocuklarına el yazısı zorunluluğu getirmenin amacı, zor Arapça dili egzersizleri miydi? 23 Nisan Çocuklarına Kur’an dersi verilmesin demiyorum. Türkçe verilsin ve daha iyi anlasınlar, özümsesinler. İlle de Peygamberimizin yaşamını…
Din dersi seçme. Saçma demiyorum. Niçin aynı seçicilik ; Aleviler için , Hatta Hıristiyan ve Musevi vd dinlere mensuplar için akla getirilmedi?
En önemlisi, İHL’lerin açılmasının temel nedeni, 23 Nisan çocuklarına ‘Müslümanlığın’ öğretilmesini isteyen ailelere yanıt verebilmekti-ki bana göre, ailelerin değil siyasilerin istemi-
Güzel, din derslerini seçmeli olarak koydun, artık velilerin bu istemlerin bir şekilde yanıt verdin-ki ilgili bakan bunu itiraf etti; İHL’lere gerek kalmayacak şeklinde- 23 Nisan çocuklar ı normal lise sonrası ‘İlahiyat Fakültesi’ne rahatlıkla gidebilecekler; peki niçin hala İHL’si açıyoruz ki? Bu demokratik öğrenim hakkı ise, diğer din mensupları, İHL benzeri okulların açılmasını isteseler tavrın ne olacak?
23 Nisan çocukları başka bir yere mi koşturulmaya çalışılıyor. İran bize koşarken, biz İran’a mı koşturuluyoruz?
Bu soruyu soruyorum, endişelerim var, çünkü, bir özel Üniversite’nin kurucu rektörü( Sabancı Üniversitesi kurucu rektörü Pr. Dr.Tosun Terzioğlu,) hükümetin eğitim reformu politikalarını destekleyerek, "başörtüsünün ilkokulda da sorun olmaması gerekir." diyebilmiştir.
Bugün, türban diyenlerin, yarın cüppe ve sarık demeyeceklerinin garantisi var mı?
Tüm bunlar Fetullah cemaatinin işi mi? Hayır! Tüm bunlar bir yanlışın, yanlışlığın işi.
Bu nedenle bazı şeyleri Fetullah Gülen ile ilintilendirmek, saptırmak ve karalamak, Fetullah’ın değirmenine su taşımaktır.
Örneğin; Fethullah Gülen'le şimdiye kadar bir görüşmesi olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Görüşür müsünüz" sorusuna;"Özel bir talebim söz konusu olmaz. Ama Türkiye'ye gelip ben CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmek istiyorum derse görüşebiliriz. Ama hiç görüşmedim." şeklinde verdiği yanıtı, “CHP’de kıyamet kopacak” başlığıyla manşete taşımayı anlamıyorum. Belli ki, brileri CHP içindeki kavgalarla besleniyor. Görüşmedim, özel bir talebim yok demiyor, özel talebim olamaz diyor. Bu kadar açık ve net. Her demokrat insan gibi, karşı tarafın istemi olursa, görüşürüm demesi kadar doğal ne olabilir ki. Ben biraz daha ileri götüreyim; “Her yanlış içinde bir doğru vardır, önemli olan o yanlıtaki doğruyu çıkarıp, var olan doğrunu zenginleştirmektir…’
Evet doğru, CHP bir bütün olarak muhalefet yapmak istiyor ise, bir siyasetçisinin, doğrusu, adaylığıyla solu parçalayan ve Ankara’nın başına Kent saldırganı katlı kavşağı bela eden ve bugün özellikle Ankara CHP politikalarının belirleyicisinin oğlu ve yeğeni CHP’yi ikiye bölebiliyorsa ve ben de bunu seyrediyor ve de alanı böylelerine bırakıyorsam CHP’den etkin karşıtlık beklemek zor. Önce kendi politikalarımızı sorgulayıp, sonrasında CHP politikaların sorgulamamız doğru olur diyorum.
Efendim, Müslümanların altın çağı geliyormuş.
Utanmasalar, getirenin Recebimin olduğunu söyleyecekler. Kısmen de söylüyorlar. Atatürk’ten sonra en başarılı Recepmiş ve adeta Yeni Osmanlılığın öncüsüymüş.
Bu sanallığın ivmelendiren ise küresel efendilerdir. Ilımlı İslam projesi aldatmacasını geliştirdiler. Ve ‘sen Müslümanların altın çağının baharısın’ yalanıyla, Müslümanları ‘Arap baharı’ aldatmacasıyla katletmeye başladılar ‘.
Sözüm sana küresel efendi, Bin Ladinleri, Saddamları, Mübarekleri yetiştirdiğin gibi yetiştirdiğinin farkında mısın? Sonra, yok etmek için milyar dolarlar akıtıp hem kendini, hem dünya ekonomisinin dengesini tekrar bozacaksın. Vazgeç, bu kanlı oyunlardan, gün gelecek o kanda boğulacaksın.
23 Nisan çocukları, ‘Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayram’ınız kutluyorum. Sizi asla karanlığa koşturamayacaklar, siz sürekli aydınlığa koşacak ve gelecekteki 23 Nisan çocuklarına çağcıl ve uygar bir dünya bırakacaksınız.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evsbere@mynet.com
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder