TFF, neyin peşinde? TFF futbolu telef etmek üzere
ASLAN SÜPER FİNALE TARZAN TFF 1. LİG’E(4-0)
Aslan lig’in son maçını(34) Manisa’da, Manissaspor ile 8 Nisan 2012’de oynadı ve böylelikle, böyle ligde Aslan Play-Off’a, pardon, adı değişmiş ‘Süper Final’e, Tarzan’da Banka Asya’ya geçiş yaptı.
Artık yavaş-yavaş play-off/Süper final dönemine giriyoruz. Bakalım, play-off’a girenler, PO’dan nasıl çıkacaklar? Bu soru bende, ‘futbolumuz bu şike pisliğinden nasıl çıkacak?’ sorusunu aklıma getirdi. Her ne ise, biz maça geçelim.
Ben Aslan’ı Tarzan karşısında beğenmedim. Tarzan’dan korkar hali değil de, Tarzan’ı yenme iştahı yoktu.
İlk yarı, Tarzan, Aslan’dan hiç korkmadı, korkmadığı gibi saldırdı da. Aslan ikinci yarı kükredi, hakem devreye girince. İkinci yarının başında, Yiğit İncedemir ikinci sarıdan kırmızıyı yiyince, Aslan da Tarzan’ı yedi.
Muslera’nın bile gol attığı maç 4-0 bitti.
Seyircinin yoğun bir şekilde, penaltıyı Muslera’nın atmasını istemesi karşısında Terim’in izin vermesi, bu maçta doğru değildi. Sanki, düşen takımla alay ediliyordu. Bu olguyu, abartarak Terim’e aşırı derecede yüklenenler, acaba futbolumuzla ‘sanan şike’ davalarıyla gerçek anlamda dalga geçenler için ne düşünüyor. İlle de başbakan ile arkadaş olduğunu söyleyen Ridvan Dilmen. Diyor ki; "Fatih Terim Muslera'ya penaltı attırmakla kariyerinin en büyük hatasını bence bugün yapmıştır. Düşmüş takımla dalga geçmek olmaz…” Bay Rıdvan, aynı hassasiyeti, Samsunspor takımını küme düşüren Göçek ve o’nu yönlendirenler için ne düşünüyor? Aynı Rıdvan, kendi avukatının Aziz Yıldırım disiplin soruşturmasına gönderilmesine ne diyor?
Hakemler: Suat Arslanboğa xx, Adil Sinem xx, İsmail Şencan xx
Manisaspor: Volkan Babacan xx, Akaminko x, Dixon x (Dk. 46 Onur Karakabak x), Hikmet Balioğlu xx, Bülent Cevahir xx, Yiğit İncedemir x, Nizamettin Çalışkan x (89 Eray Ataseven x), Ahmet İlhan Özek xx, Bekir Yılmaz x, Kahe x (Dk. 82 Murat Gürbüzerol x), İsaac x
Galatasaray: Muslera xxx, Eboue xx, Ufjalusi xx, Semih xx, Hakan Balta xx, Sabri Sarıoğlu xx (Dk. 46 Aydın Yılmaz xx), Engin Baytar xx (Dk. 66 Yiğit Gökoğlan xx), Selçuk İnan xxx, Emre Çolak xx, Necati Ateş xx, Elmander xx (Dk. 80 Baros xx)
Yedekler: Ufuk Ceylan, Çağlar Birinci, Gökhan Zan, Ceyhun Gülselam, Aydın Yılmaz, Baros ve Yiğit Gökoğlan.
Goller: Dk. 47 (penaltıdan) ve 77 Selçuk İnan, Dk. 83 Muslera (penaltıdan), Dk. 87 Baros (Galatasaray)
Kırmızı Kartlar: Dk. 39 Yiğit İncedemir (Manisaspor), Dk. 88 Emre Çolak (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 45 2 Ahmet İlhan Özek, Dk. 51 Akaminko, Dk. 85 İlker Avcıbay (yedek kulübesinde) (Manisaspor)
Terim’i bir kez daha kutluyorum, Aydın Yılmaz’ı takıma kazandırdığı için. Oyun’a girer girmez penaltı kazandırdı. Kanat bindirmeleri müthiş. Sabri de kendine geliyor. Galatasar’ın diğer oyuncuları vasatı geçemedi. Eğer süper final’e böyle girerler ise, başları belaya girer.
Melo’nun Riear’yi hastanelik etmesi, bana düşündürücü geldi. Özellikle, süper final öncesi her 2 oyuncunun takımdan uzaklaştırılması. Bu kararı Terim biraz erken verdi. Melo gerçekten Pitbull gibi niçin saldırdı? Bu oyuncu, kiralık. Belli mi olur, bir bakmışsınız Süper final sonrası Melo, bilinen bir takıma gitmiş. Senaryo canım. Ama olmaz demeyin, burası Türkiye.
Galatasaray Orduspor maçı Ali Sami Yen Aslantepe Arena’da oynandı. Bu oynama 33. Oynama idi ve tarihi de 31 Mart 2012 idi.
Orduspor daha atak gözüktü ise de, GS ilk 5 dakika sonra üstünlüğü ele ğeçerdi. Sağlı sollu kanatlar ve de ortadan inen GS Orduspor’u adeta dağıttı. Bir tek eksik, Baros’un Selçuk’un toplarını algılamaması eksiklikti. Demem o ki, Selçuk ve Elmander birbirini daha iyi anlıyor.
Necati Ateş, bu yılki süper lig transferlerinin en faydalısı. Necati öyle bir gol atti ki 7. Dakikanın 21. Saniyesinde, ben futbol tarihimizin en güzel golü demiyorum, ama, futbol tarihimizin en uzun mesafeli golü diyorum(35 mt-110 km/h). Yanlış ise düzelttin. Necati kendi sahasında ilk golünü attı. Ali Sami Yen Aslantepe Arena’da ilk golü atan Servet Çetin, tribünde ayakta alkışladı golü.
Tribünlerin bugüne dek en güzel pankartını izledik, en güzel golünün yanında; “Küfür etmeyin, babam beni maça götürmüyor”. Evet, yalvarıyorum küfür etmeyin, etmeyiniz, etmeyelim, etmesinler, etmeyeyim…
İkinci yarı Sabri bir ol daha attı(65.39) attı ve maçı GS 2-0 aldı. Sabri bu gol ile biraz kendine geldi. Aslında, düzeliyor da…Engin’in pasıyla buluşan ve ön direkte buluşan Sabri, sağ ayağıyla topu kontrol edip, yine sağıyla gol atması müthişti. Sabri Sarıoğlu golden sonra tribündeki oğlu Sarp’ı kucakladı, Aslancık, baba kucağına geldi ya, sevindi, dahası ataya gidecek ya, fakat babası şampiyonluğa gitmek için sahaya dönmesi gerekir, annesine dönen Aslancık Sarp başladı ağlamaya. Sevgili annesi Yağmur hanım de babasını işaret ederek kendisini sakinleştirdi. Sabri tam 2.5 yıl sonra bugolü attı. Son golü, 8 Aralık 2009’da yine Tolga Özkalfa’nın yönettiği Diyarbakırspor maçında atmıştı.
Böylelikle, Terim Orduspor’un başındaki Cuper’i bir kez daha yendi. Biliyorsunuz, Terim Milan’ın başında iken Hakan Şükürlü İnter’i çalıştıran Héctor Raúl Cúper’i yenmişti.
Emre Çolak iyi idi. Melo ve Uruguayli bir harika. Urfaluji Popescu’dan sonra-ki ondan daha atak ve hızlı- en faydalı stoper. Engin bir harika. Özellikle bu topçuları yönlendiren Hasan şaş, Ümit Davala, en az Terim kadar GS’ya faydalı.
Galatasaray: Fernando Muslera, Emmanuel Eboue, Tomas Ujfalusi, Semih Kaya, Hakan Balta, Felipe Melo, Selçuk İnan (Dk.87 Yiğit Gökoğlan), Engin Baytar (Dk.84 Albert Riera), Emre Çolak, Necati Ateş, Milan Baros (Dk.46 Sabri Sarıoğlu)
Yedekler: Aykut Erçetin, Gökhan Zan, Ceyhun Gülselam, Yiğit Gökoğlan, Albert Riera, Sabri Sarıoğlu, Johan Elmander
Goller: Dk.7 Necati Ateş, Dk.66 Sabri Sarıoğlu (Galatasaray)
Birileri GS’ı suçlayacak ya, önce, durduk yere yaptığı açıklamayla ortalığı karıştıran Culio ile ilgili kriz büyütülerek GS suçlanmış. Galatasaray da, Orduspor'un Culio'nun parasını ödememek için kriz çıkardığını idida etti. Orduspor da futbolcusunu federasyona şikayet etti. Ardından; Terim Telegol’de Culio hakkında ortaya atılan iddialara ateş püskürdü. “Biriniz savcı, biriniz yargıç, almışssınız karşınıza da bir yalancı şahit, asıyorsunuz, kesiyorsunuz. Bu olayın Emenike ile ne ilgisi var? Bir oyuncunun kafasını karıştırıp galip geleceksek lanet olsun galip gelmeyelim. Kiralık olarak giden oyuncularımın hepsi bana karşı oynamıştır. Madde koydurmayan tek antrenör benim.” Diyerek, Toroğlu ile tartıştı. Sonrasında; Necati transferinde usulsüzlük var diye savcılığa bir FB taraftartarı suç duyurusu yapınca GS yönetecisi Adnan Öztür ifade vermeye çağrıldı.
Amaç GS’ı karalamak…Culio olmadığı için, hucum oynayamayan Orduspor alan savunması yapmak zorunda kalmış ve yenilmiş. Hade be!!!. Orduspor son maçlarını Culio oynarken kaybetmedi mi? Culio olduğunda tüm maçları kazanıyordu sanki…
25 Mart 2012 tarihinde oynanan 32. Süper Lig maçının hakemi Cüneyt Çakır’ı ben bu kadar kötü görmemiştim. Dilerim ki, FİFA yetkilileri görmemiştir, çünkü FİFA kokardını kesin sökerler.
Resmen, bir önceki yazıda belirttiğim gibi ‘birileri adeta, Galatasaray’ı biçmenin satırını eline vermişti’. Bir hakem bu kadar mı tek yanlı olur…Ne şike soruşturması kardeşim, bal gibi şikeler devam ediyor.
Trabzonspor maçı, aynı zamanda, peydahlanan Play-Off maçlarının, yani FB, GS, BJK ve Trabzon arasında geçecek maçların göstergesi idi. Gösterdi ki, GS bu üç takıma kolay kolay yenilmez.
Trabzonspor, karşılaşmanın ilk yarısı 1-0 önde tamamladı.
Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Cüneyt Çakır, Mustafa Emre Eyisoy, Tarık Ongun
Galatasaray: Muslera, Eboue, Semih Kaya, Ujfalusi, Hakan Balta, Engin Baytar, Selçuk İnan, Melo, Emre Çolak, Necati Ateş, Baros
Trabzonspor: Tolga Zengin, Serkan Balcı, Giray Kaçar, Mustafa Yumlu, Celustka, Volkan Şen, Zokora, Alanzinho, Colman, Olcan Adın, Burak Yılmaz
Gol: Dk. 24 Burak Yılmaz (Trabzonspor)
Sarı kartlar: Dk. 11 Engin Baytar, Dk. 14 Eboue, Dk. 26 Emre Çolak (Galatasaray), Dk. 11 Zokora, Dk. 14 Olcan Adın, Dk. 28 Giray (Trabzonspor)
Ali’yi, Veli’yi suçlamayacağım. Yayıncı kuruluş diye bir fenomenlik var. Biz tüm değerleri paraya yüklemişiz ya, para için tüm değerleri öteleyebiliyor ve birilerini başarılarını gölgeleyebiliyoruz. Sanki, bu kuruluş Play-Off öncesi Galatasaray kopmasın, Play-Off’un seyredilirliği düşer , endişesiyle balans ayarı yapıyor. Sanki, bu doğrultuda yayın yaptırıyor. Sanki Cüneyt Arkın’a bunun için rol verildi.
Marcus Merkel, bir ara ağzından istemeyerek kaçırdı; “Cüneyt kararlarındaki amacı anlamakta güçlük çekmedim” dercesine, karalarını anlamakta güçlük çektim diyebildi. Sonra, GS’ya verilen penaltıya tüm hakemlerin penaltı demesine karşın pozisyonun penaltı olmadığını söyledi. Bir diğeri, Necati’ye ceza sahasında Giray’in yaptığı hareketin, Alanziyoya yapılan hareketten daha sert olmasına karşın, penaltı değil diyebildi. Dedim ya, yayıcı kuruluş, Galatasaray’ın kopmaması için, maraton’dakilerin konuşmalarına da balans ayarı yapıyor.
Olmadı Cüneyt, Alanziyoya yapılan hareket faul değildi, faul verdin ve GS’ya gol yedirdin, helal olsun sana yediğin …
Hakemliği süresince en çok GS’in canını yakan Serdar Tatlı’nın,
hakemlikten sonra da devreye girip can yakması ilginç geldi bana;
“Çelişkili kararlar veren hakem derbiye tam anlamıyla konsantre olamamış. Otorite zafiyeti ise gerginliği beraberinde getirdi” demesine karşın, Zokora’nın Eboue’ye yaptığı faulü hiç dikkate almayıp, Eboue’nin, Emre Çolak’ın ve Melo’nun oyundan atılması gerektiğini söylemesi düşündürücü . Demek ki, kendisi sahada olsa; operasyonun aracı olacak ve bir FB maçındaki Ali Aydın gibi sahada Galatasaraylı oyuncu bırakmayacaktı. Aslında Tatlı bey eksik söylüyor; Çakır; GS’li oyunculara değil, GS’ya kırmızı kart göstermeli ve Play-Off’tan da düşürmeli idi. İnsaf be! Çakır, ilk yarıda GS’ın attığı faulleri erken kullandı diye durdurması, Trabzon durdurmaması ve attığı golün GS’ı durdurması neden dikkate alınmaz ki? Uzatma dakikalarında Celustka’nın Tolga’ya verdiği geri pası neden dikkate almadı? Belli ki, Tatlı da, Çakır gibi birilerini dikkate alıyor.
Her ne ise, Batdal son salisede o gölü atsaydı, belki bunları yazmayacaktık. Galatasaray yine de Trabzon’a yenilmeyerek 24 yıl sonra ilk kez derbilerde yenilmezden ligi tamamladı. 1 puan bu bağlamda başarıdır.
Terim’in Yiğit Gökoğlan’ı ve Mehmet Batdal’ı oyuna almasını eleştirmiyorum, aksine kutluyorum, çünkü onun mantığında sadece maç kazanmak değil oyuncu kazanmak var Batdal tam bir Abdal(aşık demek istedim). Son saniye’de o golü atamaması abartılmasın, abdal olmasa daha iyi vurabilirdi. Fakat kumaşı iyi. Bunun için, topa vuramayan Batdal’a vurmamak gerekir. Galatasaray Hakan Şükür’e az mı sabretti. Batdal’a da sabretsin. Bakın, Galatasaray’da artık oynayamaz denen Aydın Yılmaz , Terim ile harikalar yaratma yolunda emin adımlarla gidiyor.
Beyler bayanlar, Play-Off’tan geçip ‘Süper Final’e kayanlar. Galatasaray 34 maçta, 23 galibiyet , 8 beraberlik, 3 mağlubiyet almış, 69 atmış, 24 yemiş ve 77 puan alarak, arkasından gelen FB’yi 9, Trabzonspor’u 21, BJK’yi 22 puan geçmiş. Puanları 2’ye böl, Galatasaray 39 , FB 34, Trabzon ve BJK 28 puan ile süper finale başlasın-ki öyle-. Düşünün Galatasaray kafadan 2 maçı aldı, FB de aldı, Trabzon ve BJK kaybetti. Artık, Trabzon ve BJK’nin süper final oynamalarının bir anlamı kalır mı? Bundan sonra, GS ve FB çekişecek demektir. Galatasaray Fenerbahçe’yi ilk maçta yendi, aradaki fark 8’e çıktı. Bu durumda ne olur? GS şampiyonluğu alır kaçar, süper final oynansa ne yazar.
Ve, süper final şampiyonluk grubu fikstür çekildi. Bu fikstür bana göre Galatasaray’ı bitirir veya ilk 2 maçta Galatasaray’ı şampiyon yapar. Çünkü kurgu gibi geliyor bana. Son maç nasıl olur da Kadiköy olarak belirlenir? Kuranın bu durumu kurgu senaryoları yazdırmıyor değil:
1. Hafta (14-15 Nisan):Fenerbahçe – Trabzonspor,Beşiktaş – Galatasaray
2. Hafta (21-22 Nisan):Galatasaray – Fenerbahçe, Trabzonspor – Beşiktaş
3. Hafta (28-29 Nisan):Trabzonspor – Galatasaray, Fenerbahçe – Beşiktaş
4. Hafta (2-3 Mayıs):Galatasaray – Trabzonspor, Beşiktaş – Fenerbahçe
5. Hafta (5-6 Mayıs):Trabzonspor – Fenerbahçe, Galatasaray – Beşiktaş
6. Hafta (12-13 Mayıs): Fenerbahçe – Galatasaray, Beşiktaş - Trabzonspor
Beyler, siz bu yıl futbol’dan bir tat aldınız mı? İşin endişe veren yanı, yeni TFF’nin bu tadı ulusal düzeyde bozar bir duruş sergilemesi.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM:0506 609 00 32
ASLAN SÜPER FİNALE TARZAN TFF 1. LİG’E(4-0)
Aslan lig’in son maçını(34) Manisa’da, Manissaspor ile 8 Nisan 2012’de oynadı ve böylelikle, böyle ligde Aslan Play-Off’a, pardon, adı değişmiş ‘Süper Final’e, Tarzan’da Banka Asya’ya geçiş yaptı.
Artık yavaş-yavaş play-off/Süper final dönemine giriyoruz. Bakalım, play-off’a girenler, PO’dan nasıl çıkacaklar? Bu soru bende, ‘futbolumuz bu şike pisliğinden nasıl çıkacak?’ sorusunu aklıma getirdi. Her ne ise, biz maça geçelim.
Ben Aslan’ı Tarzan karşısında beğenmedim. Tarzan’dan korkar hali değil de, Tarzan’ı yenme iştahı yoktu.
İlk yarı, Tarzan, Aslan’dan hiç korkmadı, korkmadığı gibi saldırdı da. Aslan ikinci yarı kükredi, hakem devreye girince. İkinci yarının başında, Yiğit İncedemir ikinci sarıdan kırmızıyı yiyince, Aslan da Tarzan’ı yedi.
Muslera’nın bile gol attığı maç 4-0 bitti.
Seyircinin yoğun bir şekilde, penaltıyı Muslera’nın atmasını istemesi karşısında Terim’in izin vermesi, bu maçta doğru değildi. Sanki, düşen takımla alay ediliyordu. Bu olguyu, abartarak Terim’e aşırı derecede yüklenenler, acaba futbolumuzla ‘sanan şike’ davalarıyla gerçek anlamda dalga geçenler için ne düşünüyor. İlle de başbakan ile arkadaş olduğunu söyleyen Ridvan Dilmen. Diyor ki; "Fatih Terim Muslera'ya penaltı attırmakla kariyerinin en büyük hatasını bence bugün yapmıştır. Düşmüş takımla dalga geçmek olmaz…” Bay Rıdvan, aynı hassasiyeti, Samsunspor takımını küme düşüren Göçek ve o’nu yönlendirenler için ne düşünüyor? Aynı Rıdvan, kendi avukatının Aziz Yıldırım disiplin soruşturmasına gönderilmesine ne diyor?
Hakemler: Suat Arslanboğa xx, Adil Sinem xx, İsmail Şencan xx
Manisaspor: Volkan Babacan xx, Akaminko x, Dixon x (Dk. 46 Onur Karakabak x), Hikmet Balioğlu xx, Bülent Cevahir xx, Yiğit İncedemir x, Nizamettin Çalışkan x (89 Eray Ataseven x), Ahmet İlhan Özek xx, Bekir Yılmaz x, Kahe x (Dk. 82 Murat Gürbüzerol x), İsaac x
Galatasaray: Muslera xxx, Eboue xx, Ufjalusi xx, Semih xx, Hakan Balta xx, Sabri Sarıoğlu xx (Dk. 46 Aydın Yılmaz xx), Engin Baytar xx (Dk. 66 Yiğit Gökoğlan xx), Selçuk İnan xxx, Emre Çolak xx, Necati Ateş xx, Elmander xx (Dk. 80 Baros xx)
Yedekler: Ufuk Ceylan, Çağlar Birinci, Gökhan Zan, Ceyhun Gülselam, Aydın Yılmaz, Baros ve Yiğit Gökoğlan.
Goller: Dk. 47 (penaltıdan) ve 77 Selçuk İnan, Dk. 83 Muslera (penaltıdan), Dk. 87 Baros (Galatasaray)
Kırmızı Kartlar: Dk. 39 Yiğit İncedemir (Manisaspor), Dk. 88 Emre Çolak (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 45 2 Ahmet İlhan Özek, Dk. 51 Akaminko, Dk. 85 İlker Avcıbay (yedek kulübesinde) (Manisaspor)
Terim’i bir kez daha kutluyorum, Aydın Yılmaz’ı takıma kazandırdığı için. Oyun’a girer girmez penaltı kazandırdı. Kanat bindirmeleri müthiş. Sabri de kendine geliyor. Galatasar’ın diğer oyuncuları vasatı geçemedi. Eğer süper final’e böyle girerler ise, başları belaya girer.
Melo’nun Riear’yi hastanelik etmesi, bana düşündürücü geldi. Özellikle, süper final öncesi her 2 oyuncunun takımdan uzaklaştırılması. Bu kararı Terim biraz erken verdi. Melo gerçekten Pitbull gibi niçin saldırdı? Bu oyuncu, kiralık. Belli mi olur, bir bakmışsınız Süper final sonrası Melo, bilinen bir takıma gitmiş. Senaryo canım. Ama olmaz demeyin, burası Türkiye.
Galatasaray Orduspor maçı Ali Sami Yen Aslantepe Arena’da oynandı. Bu oynama 33. Oynama idi ve tarihi de 31 Mart 2012 idi.
Orduspor daha atak gözüktü ise de, GS ilk 5 dakika sonra üstünlüğü ele ğeçerdi. Sağlı sollu kanatlar ve de ortadan inen GS Orduspor’u adeta dağıttı. Bir tek eksik, Baros’un Selçuk’un toplarını algılamaması eksiklikti. Demem o ki, Selçuk ve Elmander birbirini daha iyi anlıyor.
Necati Ateş, bu yılki süper lig transferlerinin en faydalısı. Necati öyle bir gol atti ki 7. Dakikanın 21. Saniyesinde, ben futbol tarihimizin en güzel golü demiyorum, ama, futbol tarihimizin en uzun mesafeli golü diyorum(35 mt-110 km/h). Yanlış ise düzelttin. Necati kendi sahasında ilk golünü attı. Ali Sami Yen Aslantepe Arena’da ilk golü atan Servet Çetin, tribünde ayakta alkışladı golü.
Tribünlerin bugüne dek en güzel pankartını izledik, en güzel golünün yanında; “Küfür etmeyin, babam beni maça götürmüyor”. Evet, yalvarıyorum küfür etmeyin, etmeyiniz, etmeyelim, etmesinler, etmeyeyim…
İkinci yarı Sabri bir ol daha attı(65.39) attı ve maçı GS 2-0 aldı. Sabri bu gol ile biraz kendine geldi. Aslında, düzeliyor da…Engin’in pasıyla buluşan ve ön direkte buluşan Sabri, sağ ayağıyla topu kontrol edip, yine sağıyla gol atması müthişti. Sabri Sarıoğlu golden sonra tribündeki oğlu Sarp’ı kucakladı, Aslancık, baba kucağına geldi ya, sevindi, dahası ataya gidecek ya, fakat babası şampiyonluğa gitmek için sahaya dönmesi gerekir, annesine dönen Aslancık Sarp başladı ağlamaya. Sevgili annesi Yağmur hanım de babasını işaret ederek kendisini sakinleştirdi. Sabri tam 2.5 yıl sonra bugolü attı. Son golü, 8 Aralık 2009’da yine Tolga Özkalfa’nın yönettiği Diyarbakırspor maçında atmıştı.
Böylelikle, Terim Orduspor’un başındaki Cuper’i bir kez daha yendi. Biliyorsunuz, Terim Milan’ın başında iken Hakan Şükürlü İnter’i çalıştıran Héctor Raúl Cúper’i yenmişti.
Emre Çolak iyi idi. Melo ve Uruguayli bir harika. Urfaluji Popescu’dan sonra-ki ondan daha atak ve hızlı- en faydalı stoper. Engin bir harika. Özellikle bu topçuları yönlendiren Hasan şaş, Ümit Davala, en az Terim kadar GS’ya faydalı.
Galatasaray: Fernando Muslera, Emmanuel Eboue, Tomas Ujfalusi, Semih Kaya, Hakan Balta, Felipe Melo, Selçuk İnan (Dk.87 Yiğit Gökoğlan), Engin Baytar (Dk.84 Albert Riera), Emre Çolak, Necati Ateş, Milan Baros (Dk.46 Sabri Sarıoğlu)
Yedekler: Aykut Erçetin, Gökhan Zan, Ceyhun Gülselam, Yiğit Gökoğlan, Albert Riera, Sabri Sarıoğlu, Johan Elmander
Goller: Dk.7 Necati Ateş, Dk.66 Sabri Sarıoğlu (Galatasaray)
Birileri GS’ı suçlayacak ya, önce, durduk yere yaptığı açıklamayla ortalığı karıştıran Culio ile ilgili kriz büyütülerek GS suçlanmış. Galatasaray da, Orduspor'un Culio'nun parasını ödememek için kriz çıkardığını idida etti. Orduspor da futbolcusunu federasyona şikayet etti. Ardından; Terim Telegol’de Culio hakkında ortaya atılan iddialara ateş püskürdü. “Biriniz savcı, biriniz yargıç, almışssınız karşınıza da bir yalancı şahit, asıyorsunuz, kesiyorsunuz. Bu olayın Emenike ile ne ilgisi var? Bir oyuncunun kafasını karıştırıp galip geleceksek lanet olsun galip gelmeyelim. Kiralık olarak giden oyuncularımın hepsi bana karşı oynamıştır. Madde koydurmayan tek antrenör benim.” Diyerek, Toroğlu ile tartıştı. Sonrasında; Necati transferinde usulsüzlük var diye savcılığa bir FB taraftartarı suç duyurusu yapınca GS yönetecisi Adnan Öztür ifade vermeye çağrıldı.
Amaç GS’ı karalamak…Culio olmadığı için, hucum oynayamayan Orduspor alan savunması yapmak zorunda kalmış ve yenilmiş. Hade be!!!. Orduspor son maçlarını Culio oynarken kaybetmedi mi? Culio olduğunda tüm maçları kazanıyordu sanki…
25 Mart 2012 tarihinde oynanan 32. Süper Lig maçının hakemi Cüneyt Çakır’ı ben bu kadar kötü görmemiştim. Dilerim ki, FİFA yetkilileri görmemiştir, çünkü FİFA kokardını kesin sökerler.
Resmen, bir önceki yazıda belirttiğim gibi ‘birileri adeta, Galatasaray’ı biçmenin satırını eline vermişti’. Bir hakem bu kadar mı tek yanlı olur…Ne şike soruşturması kardeşim, bal gibi şikeler devam ediyor.
Trabzonspor maçı, aynı zamanda, peydahlanan Play-Off maçlarının, yani FB, GS, BJK ve Trabzon arasında geçecek maçların göstergesi idi. Gösterdi ki, GS bu üç takıma kolay kolay yenilmez.
Trabzonspor, karşılaşmanın ilk yarısı 1-0 önde tamamladı.
Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Cüneyt Çakır, Mustafa Emre Eyisoy, Tarık Ongun
Galatasaray: Muslera, Eboue, Semih Kaya, Ujfalusi, Hakan Balta, Engin Baytar, Selçuk İnan, Melo, Emre Çolak, Necati Ateş, Baros
Trabzonspor: Tolga Zengin, Serkan Balcı, Giray Kaçar, Mustafa Yumlu, Celustka, Volkan Şen, Zokora, Alanzinho, Colman, Olcan Adın, Burak Yılmaz
Gol: Dk. 24 Burak Yılmaz (Trabzonspor)
Sarı kartlar: Dk. 11 Engin Baytar, Dk. 14 Eboue, Dk. 26 Emre Çolak (Galatasaray), Dk. 11 Zokora, Dk. 14 Olcan Adın, Dk. 28 Giray (Trabzonspor)
Ali’yi, Veli’yi suçlamayacağım. Yayıncı kuruluş diye bir fenomenlik var. Biz tüm değerleri paraya yüklemişiz ya, para için tüm değerleri öteleyebiliyor ve birilerini başarılarını gölgeleyebiliyoruz. Sanki, bu kuruluş Play-Off öncesi Galatasaray kopmasın, Play-Off’un seyredilirliği düşer , endişesiyle balans ayarı yapıyor. Sanki, bu doğrultuda yayın yaptırıyor. Sanki Cüneyt Arkın’a bunun için rol verildi.
Marcus Merkel, bir ara ağzından istemeyerek kaçırdı; “Cüneyt kararlarındaki amacı anlamakta güçlük çekmedim” dercesine, karalarını anlamakta güçlük çektim diyebildi. Sonra, GS’ya verilen penaltıya tüm hakemlerin penaltı demesine karşın pozisyonun penaltı olmadığını söyledi. Bir diğeri, Necati’ye ceza sahasında Giray’in yaptığı hareketin, Alanziyoya yapılan hareketten daha sert olmasına karşın, penaltı değil diyebildi. Dedim ya, yayıcı kuruluş, Galatasaray’ın kopmaması için, maraton’dakilerin konuşmalarına da balans ayarı yapıyor.
Olmadı Cüneyt, Alanziyoya yapılan hareket faul değildi, faul verdin ve GS’ya gol yedirdin, helal olsun sana yediğin …
Hakemliği süresince en çok GS’in canını yakan Serdar Tatlı’nın,
hakemlikten sonra da devreye girip can yakması ilginç geldi bana;
“Çelişkili kararlar veren hakem derbiye tam anlamıyla konsantre olamamış. Otorite zafiyeti ise gerginliği beraberinde getirdi” demesine karşın, Zokora’nın Eboue’ye yaptığı faulü hiç dikkate almayıp, Eboue’nin, Emre Çolak’ın ve Melo’nun oyundan atılması gerektiğini söylemesi düşündürücü . Demek ki, kendisi sahada olsa; operasyonun aracı olacak ve bir FB maçındaki Ali Aydın gibi sahada Galatasaraylı oyuncu bırakmayacaktı. Aslında Tatlı bey eksik söylüyor; Çakır; GS’li oyunculara değil, GS’ya kırmızı kart göstermeli ve Play-Off’tan da düşürmeli idi. İnsaf be! Çakır, ilk yarıda GS’ın attığı faulleri erken kullandı diye durdurması, Trabzon durdurmaması ve attığı golün GS’ı durdurması neden dikkate alınmaz ki? Uzatma dakikalarında Celustka’nın Tolga’ya verdiği geri pası neden dikkate almadı? Belli ki, Tatlı da, Çakır gibi birilerini dikkate alıyor.
Her ne ise, Batdal son salisede o gölü atsaydı, belki bunları yazmayacaktık. Galatasaray yine de Trabzon’a yenilmeyerek 24 yıl sonra ilk kez derbilerde yenilmezden ligi tamamladı. 1 puan bu bağlamda başarıdır.
Terim’in Yiğit Gökoğlan’ı ve Mehmet Batdal’ı oyuna almasını eleştirmiyorum, aksine kutluyorum, çünkü onun mantığında sadece maç kazanmak değil oyuncu kazanmak var Batdal tam bir Abdal(aşık demek istedim). Son saniye’de o golü atamaması abartılmasın, abdal olmasa daha iyi vurabilirdi. Fakat kumaşı iyi. Bunun için, topa vuramayan Batdal’a vurmamak gerekir. Galatasaray Hakan Şükür’e az mı sabretti. Batdal’a da sabretsin. Bakın, Galatasaray’da artık oynayamaz denen Aydın Yılmaz , Terim ile harikalar yaratma yolunda emin adımlarla gidiyor.
Beyler bayanlar, Play-Off’tan geçip ‘Süper Final’e kayanlar. Galatasaray 34 maçta, 23 galibiyet , 8 beraberlik, 3 mağlubiyet almış, 69 atmış, 24 yemiş ve 77 puan alarak, arkasından gelen FB’yi 9, Trabzonspor’u 21, BJK’yi 22 puan geçmiş. Puanları 2’ye böl, Galatasaray 39 , FB 34, Trabzon ve BJK 28 puan ile süper finale başlasın-ki öyle-. Düşünün Galatasaray kafadan 2 maçı aldı, FB de aldı, Trabzon ve BJK kaybetti. Artık, Trabzon ve BJK’nin süper final oynamalarının bir anlamı kalır mı? Bundan sonra, GS ve FB çekişecek demektir. Galatasaray Fenerbahçe’yi ilk maçta yendi, aradaki fark 8’e çıktı. Bu durumda ne olur? GS şampiyonluğu alır kaçar, süper final oynansa ne yazar.
Ve, süper final şampiyonluk grubu fikstür çekildi. Bu fikstür bana göre Galatasaray’ı bitirir veya ilk 2 maçta Galatasaray’ı şampiyon yapar. Çünkü kurgu gibi geliyor bana. Son maç nasıl olur da Kadiköy olarak belirlenir? Kuranın bu durumu kurgu senaryoları yazdırmıyor değil:
1. Hafta (14-15 Nisan):Fenerbahçe – Trabzonspor,Beşiktaş – Galatasaray
2. Hafta (21-22 Nisan):Galatasaray – Fenerbahçe, Trabzonspor – Beşiktaş
3. Hafta (28-29 Nisan):Trabzonspor – Galatasaray, Fenerbahçe – Beşiktaş
4. Hafta (2-3 Mayıs):Galatasaray – Trabzonspor, Beşiktaş – Fenerbahçe
5. Hafta (5-6 Mayıs):Trabzonspor – Fenerbahçe, Galatasaray – Beşiktaş
6. Hafta (12-13 Mayıs): Fenerbahçe – Galatasaray, Beşiktaş - Trabzonspor
Beyler, siz bu yıl futbol’dan bir tat aldınız mı? İşin endişe veren yanı, yeni TFF’nin bu tadı ulusal düzeyde bozar bir duruş sergilemesi.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM:0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder