FB bu galibiyeti hak etmedi, fakat kutlamak erdem olduğu için, tebrikler..
GALATASARAY SÜPER OYNADI FENER SÜPER SEVİNDİ(1-2)
23 Nisan 2012
Maç başladı;
Galatasaray atak üstüne atak yapıyor. Fenerbahçe ise pusuya
yatmış kontratak kolluyor .
Müthiş bir derbi olmasını bekliyordum. Fakat, bilinen bir oyuncunun
yaşattıkları FB’li topçuları etkilemiş olacak ki iyi oynamadılar, fakat çok-çok iyi 3 puan aldılar. Almasını bildiler diyemeyiz, şansları sayesinde aldılar, maçı.
Bu oyuncunun FB’ye geldiği günden beri, Fener’e zarar vereceğini yazar dururdum. Olan oldu da.
Emre Belezoğlu’nun Trabzonlu Didier Zakaro’ya ‘Pis zenci ‘ demesi bardağı taşıran son damla oldu.
Fakat birileri bu taşan bardağı görmüyorlar. TFF bir şekilde geçiştirmeye çalışıyor. PFDK(Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu) üyelerinin 3 ayrımcılık, 4’ü ‘hayır değil’ diyerek, en az ceza ile(2 maç) olayı savsaklıyor.
Daha önce, İngiltere’de Newcastle United’te oynarken, Everton’da oynayan, ve şimdi takım arkadaşı olan Joseph Yobo’ya ırkçı söylemde bulunmuştu. İşte bu Yobo’yu yanına alarak yaptığı basın toplantısında ben ‘Pis zenci’ değil dingil dedim diye, insanlarla alay ediyor. Yobo da Emre ırkçı söylemde bulunmadı diyerek onaylıyor, ardından Fildişililer vatandaşıları Yobo için ‘hafızanı mı kaybettin Yobo?’ diyerek uyarıyorlar ve bizim TFF bunlara kulak tıkıyor. E.B için mahkeme kararıyla konuşma yasağı getiriliyor. Korkum; Taşan suların, UEFA ve FİFA kapısı önüne kadar süzülmesi, ne olacak o zaman? Çünkü e.b’nin bu ikinci vakası.
Aslında bu maçın kimlik karnesinin dışında bir şey yazılamaz. Çünkü, Dünyanın en büyük süper derbisinde biri kötü ise, maçta kötü oluyor. Anlayacağınız, maçın tadı tuzu yoktu, sadece 3 puan vardı, o da FB’nin oldu; analarının ak sütü gibi helal olsun.
Sen GS olarak 33 atak yap, rakibini 3 atak yapsın ve ikisin gole çevirsin; bunun adı bence şansızlıkla harmanlanmış beceriksizliktir.
Şunu unutmayalım; eğer kurgu fikstür gereği son maç Kadiköy’de ise, lütfen şunu yazmama izin verin; “Eğer GS Kadiköy’e 3 puanın üstünde bir fark ile gitmez ise, futbolun efendileri, asla Galatasaray’ı şampiyon yapmazlar.”
Galatasaray yense fark 8’e çıkacak, ve süper final dengesi bozulacak. Acaba biriler bitmemesi için bir balans ayarı, Türkçesi denge ayarı yaptı mı?
Böyle bir denge ayarının yapılıp yapılmadığına aşağıdaki dakikaları dikkate alarak, siz karar veren:
Dakik 15; Cristian manşetle topu aldı, sarı almadı. Alsa, sonraki sarı ile kırmızı kart görecek. Aksine Melo alkışladı diye sarı gösterdi ve bir süre Melo oyundan düştü.
Dakika 30; Caner sarı kart gördü. Markus Merkel, resmen balans kurgusunu beslemek adına, sarı değil diyor, fakat buna Şansal bile itiraz ediyor.
Dakika 31; Cristian’ın Selçuk’a yaptığı resmen penaltı, çünkü Cristian’ın topa hafi temasını hakemin görmesi olası değil. Burda, Şansal ile Markus bu pozisyonun görülmesine hayret ettiklerini gizlemiyorlar. Hatta galiba şansal olacak; neleri göremeyenler, bunu nasıl gördüğünü mırıldıyor.
Dakika 37; ceza yayı üzerinde Necati’ye yapılan faul verilmedi.
Dakika 45; Gökhan’ın GS topçuya yaptığı % 80 penaltı. Sürekli TV yorumcularının dediği mi doğru olacak. Bu da benim yorumum ve iddialıyım.
Dakika 45+3; Mehmet elle oynadı. Kesin penaltı, çünkü elimi kaçırıyorum yalanıyla, vücuduyla elini topa yaklaştırdı.
Dakik 65; Caner elle topu kesiyor, ikinci sarıdan gitmesi gerek. Yan hakemin ısrarla sarı kart verilmemesini söylemesi düşündürücü. Merkel olabilir de, olamaz da diyebildi ancak.
Dakik 67; Caner yine ikinci sarı karttan atılması gerek, yine sarı yok. Bunu Merkel istemeyerek de olsa oynadı. Hatta bu hareketi niçin yapar diyerek kızdı da…
Dakika 85; Bekir’in ceza yayı üzerindeki Elmander’e yaptığı hareket faul idi. Anımsayın 68’de aynı yerden attığı sezonun ene iyi frikik ile GS’ya beraberlik kazandırdı, Selçuk İnan.
İşin üzücü yanı, sezonun değil, tarihinin ene kötü maçını oynayan FB, 30 sn’de bir pozisyon yakalayan GS’ı yendi.
Bence, haftaya FB, Kartal’ı, Trabzon’da Aslanı avlar ise, bu iş Kadiköye’de kalmayabilir. Bunun tersinin olma olasılığını da siz düşünün. Ben, futbolun efendilerinin eskisinden de etkin olduğu bu süreçte, düşünemiyorum.
Hakemler: Fırat Aydınus, Aleks Taşçıoğlu, Kemal Yılmaz, Halis Özkahya
Galatasaray:Fernando Muslera, Emmanuel Eboue, Tomas Ujfalusi, Semih Kaya, Hakan Balta, Felipe Melo, Selçuk İnan, Engin Baytar (Dk.87 Sabri Sarıoğlu), Emre Çolak (Dk.61 Aydın Yılmaz), Necati Ateş (Dk.77 Milan Baros), Johan Elmander
Yedekler: Aykut Erçetin, Gökhan Zan, Sabri Sarıoğlu, Ceyhun Gülselam, Aydın Yılmaz, Albert Riera, Milan Baros
Teknik Direktör: Fatih Terim
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Joseph Yobo, Reto Ziegler, Mehmet Topuz, Cristian Baroni, Selçuk Şahin, Caner Erkin(Dk 72 Özer hurmacı), Alex De Souza(Dk 72 Stoch), Moussa Sow(dk 39 Bienvenü)
Yedekler: Mert Günok, Serdar Kesimal, Özer Hurmacı, Issiar Dia, Miroslav Stoch, Henri Bienvenu, Semih Şentürk
Teknik Direktör: Aykut Kocaman
Farklı bir değerlendirmemi yazıma konuşlandırıp, yazımı bitireceğim:
Sözüm asla Fenerbahçe gibi bir devasa kulübe
değil, sözüm, sözde FB olup, sürekli FB’ye zarar verenleredir.
Çünkü bunlar durmuyorlar. Anımsarsızın; 2009
yılında Galatasaray'da gerçekleşen 'Cemal Nalga' olayı sonrası böylesi FB’liler çıkıp; “Olayın takipçisi olacağız” diyerek, Galatasaray’ı tehdit etmişler , Ardından ‘Şike’ olayından sonra, FB için tek olumsuz söz etmeyen, sadece olası gelişmelerin önünün almak için, önlem alınmasını isteyen GS’ya anlamsız saldırılarda bulunmak ve sonunda haksız çıkmaları bir yana, komik duruma düşmüşlerdir.
Şimdi de bir zat şunları söylüyor: F.Bahçeli Avukatlar Derneği Üyesi Av. Murat Gökhan Orçun, “G.Saraylı futbolcu Felipe Melo’nun, takım arkadaşı Albert Riera’ya yaptıkları suçtur. Bunun adı kasten adam yaralamadır ve adam öldürmeye teşebbüs ile eş değerdir” diyerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Amaç Galatasaray’a zarar vermek, derbi öncesi sinirleri bozmak. Birileri bu duruşun sahiplerini uyarsın; zarar görecek olan GS değil FB’dir.
Şimdi ben de çıkıp, “Başta yayıncı kuruluş, derbiyi bir şekilde FB lehine sonlandırmanın kurgusu içinde idi, bunda da başarılı oldu, çünkü süper final’de kopma olursa, kimse seyretmez, dolayısıyla zarar ederdi. Bu nedenle, Taraftarların çoğunun Galatasaraylı olduğu ülkemde, hakemlerin çoğu FB’li. Bundan faydalanmanın kurgusunu gündeme getirdiler, bu konuyu ben de FB Avukat gibi savcılığa götüreceğim” desem, bu kadar ciddiye alınır ki; Avukatın yaptığı da budur.
Evet, bu kurgu ne kadar doğru ise, Avukat arkadaşın yaptıkları da o deneli yanlıştır.
Bunların böylesi duruşları, Aziz Yıldırım beyi de zor durumlarda bırakmaktadır.
Sizden ricam; lütfen bir gününüz Galatasaraysız geçsin. Galatasaray’a ayıracağınız zamanı, FB’ye ayırsanız, inanın FB bunları yaşamazdı.
Merkel diyor ki, FB kompakt oynadı. Kompakt’ın, sözlük anlamı; işlevine göre az hacimli. Doğru, FB öyle oynadı. Fakat, Volkan süper oynadı. Ama, bir hareketi vardı ki, o küçük hacimli bir hareketti: Sakatlandım diye dakikalarca, yerde kaldı, hattı beni çıkarın dedi, fakat sonradan canavar kesildi, Aslan’ı yedi bitirdi, benim Kompakt hemşerim.
Tekrar ediyorum, hem de üçüncü kes; tüm samimiyetimle FB’yi kutluyorum. Bu denli sıkıntılardan geçen bir takım bu denli başarılı oluyorsa, kutlamayı fazlasıyla hak ediyor demektir.
Ha FB’lilere bir önerim var: Sakın geyikliliklerinizi abartmayın, bunu isterseniz, Kadiköy sonrasına bırakın, çünkü her an Ren geyiği karşınıza çıkabilir.
Kurgusal kuraya bir göz atalım:
1. Hafta (14-15 Nisan):Fenerbahçe 2–Trabzonspor 0,Beşiktaş 0 – Galatasaray 2
2. Hafta (21-22 Nisan):Galatasaray 1– Fenerbahçe 2, Trabzonspor 1 – Beşiktaş 0
3. Hafta (28-29 Nisan):Trabzonspor – Galatasaray, Fenerbahçe – Beşiktaş
4. Hafta (2-3 Mayıs):Galatasaray – Trabzonspor, Beşiktaş – Fenerbahçe
5. Hafta (5-6 Mayıs):Trabzonspor – Fenerbahçe, Galatasaray – Beşiktaş
6. Hafta (12-13 Mayıs): Fenerbahçe – Galatasaray, Beşiktaş - Trabzonspor
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM:0506 609 00 32
GALATASARAY SÜPER OYNADI FENER SÜPER SEVİNDİ(1-2)
23 Nisan 2012
Maç başladı;
Galatasaray atak üstüne atak yapıyor. Fenerbahçe ise pusuya
yatmış kontratak kolluyor .
Müthiş bir derbi olmasını bekliyordum. Fakat, bilinen bir oyuncunun
yaşattıkları FB’li topçuları etkilemiş olacak ki iyi oynamadılar, fakat çok-çok iyi 3 puan aldılar. Almasını bildiler diyemeyiz, şansları sayesinde aldılar, maçı.
Bu oyuncunun FB’ye geldiği günden beri, Fener’e zarar vereceğini yazar dururdum. Olan oldu da.
Emre Belezoğlu’nun Trabzonlu Didier Zakaro’ya ‘Pis zenci ‘ demesi bardağı taşıran son damla oldu.
Fakat birileri bu taşan bardağı görmüyorlar. TFF bir şekilde geçiştirmeye çalışıyor. PFDK(Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu) üyelerinin 3 ayrımcılık, 4’ü ‘hayır değil’ diyerek, en az ceza ile(2 maç) olayı savsaklıyor.
Daha önce, İngiltere’de Newcastle United’te oynarken, Everton’da oynayan, ve şimdi takım arkadaşı olan Joseph Yobo’ya ırkçı söylemde bulunmuştu. İşte bu Yobo’yu yanına alarak yaptığı basın toplantısında ben ‘Pis zenci’ değil dingil dedim diye, insanlarla alay ediyor. Yobo da Emre ırkçı söylemde bulunmadı diyerek onaylıyor, ardından Fildişililer vatandaşıları Yobo için ‘hafızanı mı kaybettin Yobo?’ diyerek uyarıyorlar ve bizim TFF bunlara kulak tıkıyor. E.B için mahkeme kararıyla konuşma yasağı getiriliyor. Korkum; Taşan suların, UEFA ve FİFA kapısı önüne kadar süzülmesi, ne olacak o zaman? Çünkü e.b’nin bu ikinci vakası.
Aslında bu maçın kimlik karnesinin dışında bir şey yazılamaz. Çünkü, Dünyanın en büyük süper derbisinde biri kötü ise, maçta kötü oluyor. Anlayacağınız, maçın tadı tuzu yoktu, sadece 3 puan vardı, o da FB’nin oldu; analarının ak sütü gibi helal olsun.
Sen GS olarak 33 atak yap, rakibini 3 atak yapsın ve ikisin gole çevirsin; bunun adı bence şansızlıkla harmanlanmış beceriksizliktir.
Şunu unutmayalım; eğer kurgu fikstür gereği son maç Kadiköy’de ise, lütfen şunu yazmama izin verin; “Eğer GS Kadiköy’e 3 puanın üstünde bir fark ile gitmez ise, futbolun efendileri, asla Galatasaray’ı şampiyon yapmazlar.”
Galatasaray yense fark 8’e çıkacak, ve süper final dengesi bozulacak. Acaba biriler bitmemesi için bir balans ayarı, Türkçesi denge ayarı yaptı mı?
Böyle bir denge ayarının yapılıp yapılmadığına aşağıdaki dakikaları dikkate alarak, siz karar veren:
Dakik 15; Cristian manşetle topu aldı, sarı almadı. Alsa, sonraki sarı ile kırmızı kart görecek. Aksine Melo alkışladı diye sarı gösterdi ve bir süre Melo oyundan düştü.
Dakika 30; Caner sarı kart gördü. Markus Merkel, resmen balans kurgusunu beslemek adına, sarı değil diyor, fakat buna Şansal bile itiraz ediyor.
Dakika 31; Cristian’ın Selçuk’a yaptığı resmen penaltı, çünkü Cristian’ın topa hafi temasını hakemin görmesi olası değil. Burda, Şansal ile Markus bu pozisyonun görülmesine hayret ettiklerini gizlemiyorlar. Hatta galiba şansal olacak; neleri göremeyenler, bunu nasıl gördüğünü mırıldıyor.
Dakika 37; ceza yayı üzerinde Necati’ye yapılan faul verilmedi.
Dakika 45; Gökhan’ın GS topçuya yaptığı % 80 penaltı. Sürekli TV yorumcularının dediği mi doğru olacak. Bu da benim yorumum ve iddialıyım.
Dakika 45+3; Mehmet elle oynadı. Kesin penaltı, çünkü elimi kaçırıyorum yalanıyla, vücuduyla elini topa yaklaştırdı.
Dakik 65; Caner elle topu kesiyor, ikinci sarıdan gitmesi gerek. Yan hakemin ısrarla sarı kart verilmemesini söylemesi düşündürücü. Merkel olabilir de, olamaz da diyebildi ancak.
Dakik 67; Caner yine ikinci sarı karttan atılması gerek, yine sarı yok. Bunu Merkel istemeyerek de olsa oynadı. Hatta bu hareketi niçin yapar diyerek kızdı da…
Dakika 85; Bekir’in ceza yayı üzerindeki Elmander’e yaptığı hareket faul idi. Anımsayın 68’de aynı yerden attığı sezonun ene iyi frikik ile GS’ya beraberlik kazandırdı, Selçuk İnan.
İşin üzücü yanı, sezonun değil, tarihinin ene kötü maçını oynayan FB, 30 sn’de bir pozisyon yakalayan GS’ı yendi.
Bence, haftaya FB, Kartal’ı, Trabzon’da Aslanı avlar ise, bu iş Kadiköye’de kalmayabilir. Bunun tersinin olma olasılığını da siz düşünün. Ben, futbolun efendilerinin eskisinden de etkin olduğu bu süreçte, düşünemiyorum.
Hakemler: Fırat Aydınus, Aleks Taşçıoğlu, Kemal Yılmaz, Halis Özkahya
Galatasaray:Fernando Muslera, Emmanuel Eboue, Tomas Ujfalusi, Semih Kaya, Hakan Balta, Felipe Melo, Selçuk İnan, Engin Baytar (Dk.87 Sabri Sarıoğlu), Emre Çolak (Dk.61 Aydın Yılmaz), Necati Ateş (Dk.77 Milan Baros), Johan Elmander
Yedekler: Aykut Erçetin, Gökhan Zan, Sabri Sarıoğlu, Ceyhun Gülselam, Aydın Yılmaz, Albert Riera, Milan Baros
Teknik Direktör: Fatih Terim
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Joseph Yobo, Reto Ziegler, Mehmet Topuz, Cristian Baroni, Selçuk Şahin, Caner Erkin(Dk 72 Özer hurmacı), Alex De Souza(Dk 72 Stoch), Moussa Sow(dk 39 Bienvenü)
Yedekler: Mert Günok, Serdar Kesimal, Özer Hurmacı, Issiar Dia, Miroslav Stoch, Henri Bienvenu, Semih Şentürk
Teknik Direktör: Aykut Kocaman
Farklı bir değerlendirmemi yazıma konuşlandırıp, yazımı bitireceğim:
Sözüm asla Fenerbahçe gibi bir devasa kulübe
değil, sözüm, sözde FB olup, sürekli FB’ye zarar verenleredir.
Çünkü bunlar durmuyorlar. Anımsarsızın; 2009
yılında Galatasaray'da gerçekleşen 'Cemal Nalga' olayı sonrası böylesi FB’liler çıkıp; “Olayın takipçisi olacağız” diyerek, Galatasaray’ı tehdit etmişler , Ardından ‘Şike’ olayından sonra, FB için tek olumsuz söz etmeyen, sadece olası gelişmelerin önünün almak için, önlem alınmasını isteyen GS’ya anlamsız saldırılarda bulunmak ve sonunda haksız çıkmaları bir yana, komik duruma düşmüşlerdir.
Şimdi de bir zat şunları söylüyor: F.Bahçeli Avukatlar Derneği Üyesi Av. Murat Gökhan Orçun, “G.Saraylı futbolcu Felipe Melo’nun, takım arkadaşı Albert Riera’ya yaptıkları suçtur. Bunun adı kasten adam yaralamadır ve adam öldürmeye teşebbüs ile eş değerdir” diyerek Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Amaç Galatasaray’a zarar vermek, derbi öncesi sinirleri bozmak. Birileri bu duruşun sahiplerini uyarsın; zarar görecek olan GS değil FB’dir.
Şimdi ben de çıkıp, “Başta yayıncı kuruluş, derbiyi bir şekilde FB lehine sonlandırmanın kurgusu içinde idi, bunda da başarılı oldu, çünkü süper final’de kopma olursa, kimse seyretmez, dolayısıyla zarar ederdi. Bu nedenle, Taraftarların çoğunun Galatasaraylı olduğu ülkemde, hakemlerin çoğu FB’li. Bundan faydalanmanın kurgusunu gündeme getirdiler, bu konuyu ben de FB Avukat gibi savcılığa götüreceğim” desem, bu kadar ciddiye alınır ki; Avukatın yaptığı da budur.
Evet, bu kurgu ne kadar doğru ise, Avukat arkadaşın yaptıkları da o deneli yanlıştır.
Bunların böylesi duruşları, Aziz Yıldırım beyi de zor durumlarda bırakmaktadır.
Sizden ricam; lütfen bir gününüz Galatasaraysız geçsin. Galatasaray’a ayıracağınız zamanı, FB’ye ayırsanız, inanın FB bunları yaşamazdı.
Merkel diyor ki, FB kompakt oynadı. Kompakt’ın, sözlük anlamı; işlevine göre az hacimli. Doğru, FB öyle oynadı. Fakat, Volkan süper oynadı. Ama, bir hareketi vardı ki, o küçük hacimli bir hareketti: Sakatlandım diye dakikalarca, yerde kaldı, hattı beni çıkarın dedi, fakat sonradan canavar kesildi, Aslan’ı yedi bitirdi, benim Kompakt hemşerim.
Tekrar ediyorum, hem de üçüncü kes; tüm samimiyetimle FB’yi kutluyorum. Bu denli sıkıntılardan geçen bir takım bu denli başarılı oluyorsa, kutlamayı fazlasıyla hak ediyor demektir.
Ha FB’lilere bir önerim var: Sakın geyikliliklerinizi abartmayın, bunu isterseniz, Kadiköy sonrasına bırakın, çünkü her an Ren geyiği karşınıza çıkabilir.
Kurgusal kuraya bir göz atalım:
1. Hafta (14-15 Nisan):Fenerbahçe 2–Trabzonspor 0,Beşiktaş 0 – Galatasaray 2
2. Hafta (21-22 Nisan):Galatasaray 1– Fenerbahçe 2, Trabzonspor 1 – Beşiktaş 0
3. Hafta (28-29 Nisan):Trabzonspor – Galatasaray, Fenerbahçe – Beşiktaş
4. Hafta (2-3 Mayıs):Galatasaray – Trabzonspor, Beşiktaş – Fenerbahçe
5. Hafta (5-6 Mayıs):Trabzonspor – Fenerbahçe, Galatasaray – Beşiktaş
6. Hafta (12-13 Mayıs): Fenerbahçe – Galatasaray, Beşiktaş - Trabzonspor
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
evesbere@mynet.com
GSM:0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder