GALATASARAY GAZİANTEP’TE ŞAMPİYONLUĞUN VİZESİNİ ALMASI VE FUTBOLDA YANILSAMA
Galatasaray, Gaziantep maçını çok kısa tutacağım. Doğru, Galatasaray’ın 19, şampiyonluğunu getiren maçı nasıl kısa tutarım. Tutarım, çünkü Galatasaray, Ünal Aysal döneminde öylesi bir sürece girdi ki, bu süreç Galatasaray’ın hem dünya markası milenyum kimliğini öne çıkaracak, hem Galatasaray’ın dünya devleri arasında yer almasını sağlayacaktır. Ve salt Galatasaray’a değil, ‘futbol endüstrisi boyutunda’, Türkiye’ye büyük katkılar sağlayacaktır. Tüm bunlar nedeniyle, Galatasaray’ın hata yapma lüksünün olmadığını işaret eden, geçmiş dönem hatasına yer vereceğim:
Ünal Aysal, Bakanlar Faruk Çelik ve Fatma Şahin maçtalar.
Maçtan önce polis yine yaptı yapacağını ve biber gazı kullanarak, tüm Galatasaray seyircilerinin sahaya inmelerine neden oldu. Emniyetin en ufak olayda biber gazına sarılması, dozu kaçırmaya başladı.
Gaziantep Kamil Ocak stadındaki sarı kırmızılı takım Galatasaray ile İstanbul Kadiköy’deki sarı kırmızılı takım Kayserispor süper Lig’in kaderini belirleyecek.
Gaziantep’teki sarı kırmızılı takım, inanın ilk yarı hiçbir şey oynamadı; Gaziantepspor daha ataktı, çünkü Galatasaray’da Drogba bile iyi değildi. Burak bir felaket; ne topa koşuyor, ne de aldığı topları dağıtabiliyor, fakat kendisi dağılabiliyordu. Melo bir harika. Gaziantepspor’un Ocak transferleri tam 14 gol atmış, 15. si direkten döndü. Gaziantepspor çalıştırıcısı Bülen Uygun, inanın İstanbul’daki Kadiköy seyircisinden de heyecanlı. Kısacası 5 maç üst üste kazanmış GS ilk yarıyı golsüz kapadı.
İstanbul Kadiköy’deki sarı kırmızılı takım bir harika. İlk yarıyı Cleyton’un attığı gol ile Kayserispor FB karşısında 1-0 önde kapadı.
İkinci yarı, Galatasaray biraz tempoyu artırdı ve biraz gol atarak Gaziantepspor’u Kamil Ocam stadında 1-0 yendi ve süper Lig şampiyonluğu vizesini aldı.
Galatasaray’ı bu galibiyeti aynı zamanda bu sezonon üst üste alınan maç rekoru oldu. Galatasaray’ın bu üst üste galip geldiği altıncı maç idi.
Dakika 61, Drogba göğsüyle Meloya, Melo Burak’a ve o da Gaziantep filelerine. Bu gol Burak’ın 20. Golü oldu.
En verimli oyuncu Melo ve ikinci yarı oyuna giren Emre Çolak oldu. Riera da iyi idi. Selçuk, Drogba ve diğerleri vasatı aşamadı. Hamit7te bu kadar ısrar edilmesi, anlaşılır gibi değil.
81. dakikada Drogba’yı çıkararak tek forvete dönen Galatasaray bana göre hata yaptı. Çünkü, her an gol yiyebilirdi.
İstanbul’daki sarı kırmızı sarı lacivert karşısında uzun süre önde götürdüğü maçı 2-1 kaybetti; Fenerbahçe 2- Kayseri 1
Eğer Gaziantepteki sarı kırmızılı(Galatasaray) puan kaybetse idi, yemin ediyorum, şampiyonlukta kaybedilirdi.
Stat: Kamil Ocak
Hakemler: Halis Özkahya, Volkan Narinç, Baki Tuncay Akkın
Gaziantepspor: Karcemarskas 6, Şenol Can 5 (Dk. 84 Oktay ?), Medunjanin 6, Serdar Kurtuluş 6, Bekir Ozan 5, Serdar Özbayraktar 5, Binya 5, Turgut Doğan 5 (Dk. 68 Cenk Tosun 4), Kecojevic 5, Sernas 6 (Dk. 68 Traore 6), Dorge 5
Galatasaray: Muslera 6, Dany 6, Semih 6, Eboue 6, Hamit Altıntop 6 (Dk. 88 Gökhan Zan ?), Selçuk İnan 6, Felipo Melo 6, Riera 6, Yekta Kurtuluş 5 (Dk. 46 Emre Çolak 5), Drogba 6 (Dk. 82 Sabri ?), Burak Yılmaz 8
Galatasaray’da yedekler: Eray İşçan-Sabri Sarıoğlu, Engin Baydar(uzun süre sonra kadroda), Ambrabat, Emre Çolak, Umut bulut ve Gökhan Zan
Gol: Dk. 62 Burak Yılmaz(Galatasaray)
Temmuz 2006’da yazdığım, fakat arşivimde unuttuğum “Futbolda Yanılsama” başlıklı yazımı, Galatasaray’ın bundan sonraki duruşlarına katkı vermesini düşünerek sunmak istiyorum:
Yanılsamanın sözlük anlamı: giderilmesi olası duyu yanılgısı veya yanlış algılama. Sayın Canaydın’ın Okan konusundaki kararlar sonrası böylesi bir süreci yaşadığımı düşünüyorum. Bu nedenle sayın Canaydın hakkında soru işaretleri belirmeye başladı. Çünkü sayın Canaydın denge adamı olma kararlılığını bazı konulardaki kararsızlıklarından ötürü abartmaya başladı. İşte o noktada Galatasaray’ı Galatasaray yapan değerler, yani evrensel Galatasaray kültürü ve o’nu markalaştıran erdemli başarılar örselenir diye düşünüyorum.
Sayın Polat’ı ise hiç anlamış değilim. Kararlı, çağcıl ve ilerici kimliği aniden, köşe dönücü işbitirici Özal mantığının ve de makyavelist yaklaşımlarının esiri oldu gibime geliyor-ki bu yaklaşımları Galatasaray kültürü ve değerleri kaldıramaz- evet; Galatasaray’ı Galatasaray yapan değerlerini sermayenin ve tarikatın arka bahçesi yapmaya çalışanlara neden bu kadar ödün veriyor, çözmüş değilim!! Acaba diyorum; meslektaşımın (Aziz Yıldırım) oluşturduğu aziz el (.)Ayip örgütü ile savaşmak için, onların dili ve yöntemini mi kullandırıyor? Bir yere kadar varım, fakat o dili ve yöntemi Galatasaray değerlerini örseleyen iç savaşta kullanırsan Galatasaray büyük zarar verirsin.
İzleyin Okan sonrasının Galatasaray’ını, göreceksiniz; Ayhan, ümit ve diğerleri dışlanacak. Hakan, Okan ve müritlerin cemaat anlayışı Galatasaray’ın kolektif toplumsal spor anlayışını yerle bir edecektir. Her şey Edirne’den öteye geçemeyen; sanal umutların Fenerbahçe’sinin tesislerine benzer tesisleşmenin anahtarı Seyrantepe için ise, bunun da dozunu ‘dokuz lehte, bir aleyhte çizgide’ iyi ayarlamak gerektiğini düşünüyorum. En büyük fener başka küçük yok sloganına özdeş bir kimliği o alanlarda geçmek için Galatasaray bu denli değerlerinden ödün vermemelidir..izliyorum Canaydın sizi..sizi de sayın Polat!?..
Evrensel kültürlerden damıtılmış Galatasaray kültürünün çağcıl tepkisidir Okan için sayın bazı duyarlı yöneticilerin tepkisi. Kutluyorum kendilerini.
Sayın Polat'a gelince; sayın Polat birileriyle birilerinin dili ve yöntemiyle savaşan ve bunu da haklı olarak başaran kimlik zengini bir umuttur Galatasaray için. Çünkü başardığı şeyleri herkes başaramaz zeki ve yürekli insanların işidir o başarılar, kurnaz insanların değil çünkü kurnazlık tilkiye mahsustur.Burada önemli olan tilkilerin oyununa gelmemektir. Sayın Polat diyor ki o Galatasaray için ayağını kırdı. Özür dilerim sayın Polat, ayni insanın çıkarı için milyonların kalbini kırdığını göz ardı edemeyiz. Galatasaray’ın evrensel geleneğini hiçe saydığını da…
Evet Galatasaray için ayağını kıran Okan, kişisel çıkarı için Galatasaray değerlerini yadsıyıp milyonların kalbini kırdı. Bir gazetede çıkan bu tümcelerimi slogan yapıp bir grup taraftara Galatasaray’ı affettirmeye çalışmak kurnazlıktan başka bir şey değildir. Böylesi yaklaşımlar Galatasaray fayda değil zarar getirir. Anlık faydaların kalıcı Galatasaray değerlerini zamanla erozyona sürükleyeceğini unutmayalım. İçsel gruplaşmaları da ivmelendireceğini…
Bu süreçte Belezoğlu'nun değerlendirmelerini yadırgadım ve yakıştıramadım. Tüm değerlerini yüklediği parayla bütünleşmiş izlenimi verircesine, Galatasaray’ı marka yapan efsane başkan Süren’e dil uzatmasını da…
Tekrar sayın Polat’a gelelim: “Yanlış yolda yalnız kalınır her zaman” Tüm endişem; sayın Ergün Gürsoy'un 'Polat geldi seyircilerin şiddet ve tepkileri bitti' savlarının doğrulanması. Sayın Polat’ın doğrusu ve yanlışıyla yaptıklarını Galatasaray’a katkı adına yaptığını adım gibi biliyorum. Yalnııız dikkat etmesi gereken olgu; zaman-zaman insanların yanlış yapabildiğini ve bun yanlışı da birileri kendi yanlışlarıyla birleştirerek büyük yanlışa dönüştürdüğüdür. Tüm yaptıklarının da herkesi affetme erdemi ile yaptığını düşünüyorum. Ergeç onun iyi niyetli bu duygularını birilerinin kullandığını görecektir. Bu nedenle affına sığınarak diyorum ki; birilerini birilerinin dili ve yöntemiyle yen, ama asla bu yenmen gereken birileri Galatasaray değerleri olmasın. Siz Galatasaray değerlerini hiçe sayan birini, bittiği noktada takıma aldığınız an; futbolu biten bu arkadaşla takımda gruplaşmaların ve bir oluşuma mürit yeni futbolcular kazandırma savaşının hızlanacağını hiç aklınızdan çıkarmayın ve bu kişilerin katkılarıyla para artı cemaat konseptli seslerin yükseleceğini....
Soruyorum:
1-bu kişide neden bu kadar direttiniz? 2- içeride ve dışarıda böylesi bir kişiyi dayatanların Galatasaray markasını çağdışı çıkarları için amaç olarak kullanacaklarını söyleyenlere yanıtınız ne olacak?
Bir başka konu;
“Bal tutan parmağını yalar” benzeri çıkara ve yanlışlara özdeş bir tekerlemeyi son zamanlarda sık-sık kullanır olduk: “futbolcular profesyoneldir..”Ne demek kardeşim; 'futbolcular profesyoneldir' bu yaklaşıma göre profesyonel futbolcu ne yaparsa doğrudur ve futbolseverlerin bunu kabul etmesi gerekir. Hangi ethik anlayışa oturtabilirsiniz bu yaklaşımı!? Futbolcunun profesyonelliği doğrudur. Bunu kimse yadsımıyor. Ama bir doğru var ki ethik bağlamda her futbolcunun uyması gerekir. Bu sporun evrensel vazgeçilmezlerindendir. Sporcu bu duyarlılığı göstermek zorundadır. Ne demiş kurtuluş savaşının öncüsü Atatürk: "Ben sporcunun çevik, dürüst ve ahlaklı olanını severim"
Profesyonel futbolcu iyi futbolun elbette ki karşılığını alacak. Ama iyi futbolu ve iyi paranın yanında iyi şeyler de verecek. Asla değerleri ötelemeyecek. Değil ülkemiz kulüplerinde, dünya kulüplerinin birinde; Emre'nın, Hakan’ın ve Okan'ın ve bazılarının Galatasaray’a yaptıklarının benzerinin yapıldığını bana gösterin; Galatasaray 'lılığımdan vazgeçeyim..
Bırakın Okan için kavgayı, Galatasaray için kavga edin, “fair play” futbolu için kavga edin.. Galatasaray birilerinin arka bahçesi değil, evrensel kültürün evrensel bahçesidir. O bahçeye, başka bahçeye düştüğü gibi yıldırım asla düşmemelidir.
Okan ve gibileri değerlerini hiçe sayarak Galatasaray’ı şutladılar. Ayni zamanda da futbolu..bunlar için futbolu “Şutbola” çevirme gibi lüksümüzün olduğunu düşünmüyorum..Beyler; Galatasaray değerlerini ve futbolu şutlamaya kimsenin hakkı olmadığını hiç ama hiç aklınızdan çıkarmayın!
http://blog.milliyet.com.tr/galatasaray-da--3-terim-donemi-neden-basarili-oldu-/Blog/?BlogNo=373630
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 05066090032
Yorumlar
Yorum Gönder