AKİL VE SAKİL İNSANLAR
Onlar; Akil insanlar, yani düşünebilen, uygar insanlar, bizler ise Sakil, yani düşünemeyen, kaba insanlar mı oluyoruz? Hayır! Benim aklı başında her Anadolu İnsanım ‘Akıl İnsan’ grubunu oluşturacak yetenekte ve yeterliliktedir.
Bu nedenle; böylesi ciddi ve önemli oluşum bir kişinin işaretiyle yaşam bulmamalıdır. Toplumun düşün refleksini kucaklayan ‘evrensel’ bir oluşum süreci işletilmelidir. Bu süreci de; kurum ve kuruluşlar işletmeli, yani kişileri onlar saptamalıdır.
Bu kurum ve kuruluşlar da; Üniversiteler, Merkezi ve Yerel yönetimler, STÖ'leri ve Meslek Odalarıdır. Sıradan bir olgu değildir, bir nevi toplumun düşünmerkezidir. Bu nedenle oluşumu, kurumsal bir çizgiye oturtmak için yasal bir çerçevesini çizmek gerekir.
Kesin süreli olmalıdır, en çok 5 senede bir değişmelidir. En önemlisi seçilenler parti militanı olmamalı, özgür düşünebilen insan haklarından yana birikimli, bilge insanlar, dahası günümüz popüler söylemiyle “Kanaat Önderi” olmalılar, “Kanat Önderi” değil. Yani tarafsız, hiçbir kanada mensup olmayan kimlikler..
Sezen Aksu'nun kabul etmemekteki gerekçesi her şeyi anlatıyor; "Ben magazin dünyasının insanıyım, böylesi önemli bir görevi magazincilere malzeme yaptırmam" şeklindeki gerekçesinden dolayı kutluyorum. Hülya Avşar’ın, ‘bir aylığına akil insan olmak bana yetmiyor. Ben bir ömür boyu akil insan olarak kalmak istiyorum” söyleminin işaret ettiği akılcı duruş, üzerinde durulması gereken duruştur.
Gerçekten bu olay ciddi bir olgu. Hadi Kadir İnanır, öteden beri siyasetin bir yerinde duruyor, fakat bazıları bence gerçekten ‘her anlamda’ gereksiz ve yetersiz ‘taraf’ kimlikler.
Dediğim gibi, seçilen kimliklerin tümü; evrensel barışa inanmış, özgür düşünce ve insan haklarında ödün vermez kimlikler olmalıdır. Toplumsal projeleri olan, toplumu aydınlatabilen, ikna yeteneği yüksek, cebi beyni proje dolu kimlikler...
Güneydoğu’da akan kanı durdurmak için, verilecek tüm uğraşılara, hatta ulusal değerleri ve üniter yapıyı bozmayacak ödünleri vermeye de sıcak bakan biriyim. Ve bunun zorunluluk olduğunu düşünen ve bu konuda toplumsal bütündeki uğraşılara evet demekten çekinmeyen biriyim. Bundandır ki; Yılmaz Erdoğan’ın ‘şehitler değerlendirmesi’ dışındaki söylediklerine büyük oranda katılıyorum.
Fakat; iktidara geldiği günden beri birgün beni anımsamayanların, terör örgütün aklamak, yürtseverliği, ulusalcılığı ve de Atatürk’ün Anadolu insanıyla oluşturduğu evrensel felsefesini ortadan kaldırmak isteyenlerle birlikte, beni ‘Akil İnsan’ olarak çağırmasına sıcak bakamam.
İkincisi; soldan ve CHP’den ve ‘eğer evrensel barıştan yana samimi isek’; MHP’den hiç mi ‘Akıllı’ insan yoktu? Çoğunlukla; sen, ben ve bizim oğlandan oluşmuş akıllı insan grubu, olgunun evrensel işlevini ne denli öne çıkarabilir ve güven verebilir.
AKP’nin, PKK’nın ve BDP’nin lehinde söz söyleyenleri ağırlıklı olarak ‘Akil İnsan’ diye sunmak, ‘Akıllara’ saygısızlıktır, olgunun ciddiyetini yadsımaktır. Özellikle, katılmayan birinin yerine son anda alınan küfürbaz meczup bir yobazı nasıl ‘Akil İnsan’ diye sunarsınız?!
Erol Ekici, Hülya Avşar, Sezen Aksu ve Vedat Ahsen Coşar’ın oluşuma katılmama isteklerinin iyi okunması gerektiğini düşünüyorum.
Ve soruyorum; Aşağıdaki sözleri eden kimliklerin ‘gerçek anlamda’ barışı getirecek söylemler geliştirebileceklerine inanıyor musunuz?
Kadir İnanır - "Kürt başka PKK başka şeklinde bir ayrım söz konusu değildir, PKK'lılar neden kardeşimiz olmasın. PKK bir Kürt partisidir"
Yılmaz Erdoğan -"Ölen Pkk'lılar şehittir"
Murat Belge - "Devletten ordudan yana değil de dağdaki Kürtle birlikte yaşamak isterim"
Doğu Ergil- "Pkk'lı da asker de bu ülkenin evladı. Bir şehit tutturdular gidiyorlar. Ne şehidi Allah aşkına"
Böylesi biçim almış ‘Akil İnsanlar’ın çoğu süreç içinde AKP’den milletvekili adayı yapılacağını düşünüyorum. Bu grup bence ‘çoğunlukla’ postmodern yandaş grubu..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
Teknopolitikalar Platformu
evesbere@mynet.com
sevket-che@hotmail.com.tr
GSM: 0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder