GALATASARAY’IN İSPANYA’DA İKİ PENALTISI VERİLMEDİ
Şampiyonlar Ligi 2012-13 sezonunda ülkemizi başarı ile temsil eden ve Avrupa'da ilk 8 takım arasına girmeyi başaran Galatasaray, çeyrek final ilk maçında(3 Nisan 2013) Real Madrid'e Norveçli hakemin katkılarıyla İspanya’da 3-0 mağlup oldu.
Atak başlayan elbette ki Real Madrid oldu. Galatasaray, hemen 2 dakika içinde Real’in ataklarını bitirdi, yani oyunda dengeyi çok erken sağladı. Bu dakikadan sonra maça hırslı ve kontrollü girmeye başladı. Dikkatli paslarla rakibe hücumda devamlılık şansı vermemeye çalışan Galatasaray’ın, Mesut Özil’in, 9. Dakikadaki Ronaldo’ya yaptığı asistlik, soğukkanlı, sakin ve dikkatli duruşunu tamamen bozdu. Çünkü bu kadar erken gol beklemiyordu Galatasaray topçuları.
Real’de dikine oynayan oyuncular, ender de olsa Galatasaray kalesine indiklerinde tehlikeli oluyorlar. Tam 3 kez indiler ikisi gol oldu. Dakika 9’da Ronaldo, 29’da Benzema, Galatasaray’ı benzattiler.
Galatasaray, kanatlardan çok ortadan, yani o da dikine indi Real kalesine. 6 kez indiler, 6 şut attılar, hiç gol atamadılar.
Kedira’nın eline çarpan top penaltı idi. Aynı top iki Realli oyuncu arasında elle tutuldu ve ikinci kez penaltı oldu, hakem yine vermedi.
Drogba’nın 45+1’de % bin gol pozisyonunu harcaması iyi olmadı. Ya 43’te Eboue’nin kaçırdığına ne demeli?
Birinci devre 2-0 Real’in üstünlüğüyle kapandı.
İkinci yarı, her 2 takımda aynı performansla oyuna başladı. Oyun kurgusu bağlamında Galatasaray farklı idi, ikinci yarı. Sneijder’i oyundan alarak, stoper Gökhan Zan’ı oyuna aldı ve 4-3-2-1’e döndü(bana göre öyle); Drogba’yı da serbest bıraktı veya Drogba serbest oynadı.
Eboue en kötüsü idi; onun iki hareketi 2 gol getirdi. Kaleye vurduğu topu Burak’a çıkarsa, ilk yarı en azından 2-1 bitecekti.
Melo müthişti. Sneijder vasat, çünkü onun için Mourinho iyi önlem almıştı. Riera vasatın üstünde oynadı. Selçuk, her zamanki iyi Selçuk idi. Semih ve Dany iyi idiler. Muslera nedense Avrupa maçlarında Türkiye’deki gibi iyi olamıyor.
Mourinho’nun, tüm Real zamanlarında yaşadığı en kolay gollerdi. Galatasaray, kaleye ilk 15 dakikada Real kalesine 4 önemli şut atarken, Real bir kez geldi, bir şut attı gol oldu. 43’te Eboue, 45+1’de Drogba gol yapabilseler, bırakın Real’in 5-6 yapmasını, maç en azından turu geçecek skora gelirdi; 2-2, 2-1, 3-2 şeklinde. Çünkü, Mourinho Galatasaray’dan, özellikle Sneijder, Drogba ve Burak’tan korkuyordu, öyle maçı garantiye almak için yavaş falan oynamadı.
Drogba iyi oynadı. Sneijder belki iyi değildi, fakat Terim ikinci yarı o’nu oynatmamakta hata yaptı. Hocam be, oyundan aldığın oyuncu Sneijder. Böyle oyuncuların ne zaman ne yapacakları belli olmaz. Durur, durur, öyle vurur ki takımı kurtarırlar. Kim bilir, GS bu hatalı oyuncu değişimiyle tur şansını kaybetti. Gökhan’ı alacağına ve teslim olacağına, Umut alsaydın bari. Hep Burak devreye girecek değil ya, bir baklışssın Umut harikalar yaratmış..
İkinci yarıyı da, yukarıda anlattım gibi.
Fakat ikinci yarı, bin hakem faciasının yaşandığını belirtmem gerekiyor: “Maçın 29. dakikasında hakem, Khedira ve Essien arasında kalan ve Khedira’nın 2 kez eliyle temas eteği pozisyona ve maçın sonlarında Ramos’un sol ayağıyla, Burak’ın sağ ayağının üstüne basmasına penaltı vermedi. Burak’ı ceza sahasında Ramos’un düşürmesine penaltı vermediği gibi, hakemin milli futbolcuya sarı kart vermesi ve 9 Nisan’daki maçta cezalı duruma düşmes adeta bizleri çıldırttı. Peki, 3. Gol öncesi yine Ramos’un Drgoba’ya yaptığı faulü, Drogba’nın Ramos’a faul yaptı olarak değerlendirmesi ve atılan faulün 3. Gol olarak sonuçlanmasına ne diyeceğiz? Yetmedi, ardından Drogbaya sarı kart göstermesi ve de tüm taktir haklarını Real lehine kullanmasına..
Bir hakem bu kadar maça etki eder; etti de.
Terim’in bunlara sığınması yanlış denebilir. İyi de Terim ve Galatasaray kime sığınacak? Norveçli hakem, resmen hakemlik stajına çıkmış, Bernabeu’da.
Mourinho Kayseri maçında iyi okumuş Galatasaray’ı. Bu nedenle defansı ve orta sahayı güçlü tuttu ve hızlı ataklarla sonuca gitti.
Kazın İstanbul’daki ayağı bu kadar kolay olmayacak. İyi okuyan Mourinho, iyi de okunabiliyor ki İspanya Ligi’nde Real’e havlu attırdılar. Terim iyi okursa, 9 Nisan’da İstanbul’da Mourinho’ya 9 doğurtabilir. Yeter ki Terim Bernabeu’daki korkuları yaşamasın.
Canım, Real’i eler demiyorum, yenebilir diyorum.
Belli mi olur, Sneijder’in ik müthiş golü, ardından Drogba’nın golü, Mourinho’nun yaşamını altüst edebilir de.
Bir bakmışsınız, seneye soluğu Galatasaray’da almış…
Stat: Santiago Bernabeu
Hakemler: Svein Oddvar Moen, Kim Thomas Haglund, Frank Andas (Norveç)
Real Madrid: Diego Lopez, Essien, Sergio Ramos, Varane, Coentrao, Khedira, Xabi Alonso, Di Maria (Dk. 85 Pepe), Mesut Özil (Dk. 79 Modric), Cristiano Ronaldo, Benzema (Dk. 65 Higuain)
Teknik Direktör: Jose Morinho
Galatasaray: Muslera, Eboue, Semih Kaya, Dany, Riera (Dk. 83 Amrabat), Melo, Hamit Altıntop (Dk. 78 Umut), Selçuk İnan, Sneijder (Dk. 46 Gökhan Zan), Drogba, Burak Yılmaz
Goller: Dk. 9 Cristiano Ronaldo, Dk. 29 Benzema, Dk. 73 Higuain (Real Madrid)
Evet, Şampiyonlar Ligi maçlarında 8’er golü olan Burak ve Ronaldo’nun, bu maç sonrası biri gol sayısını 9’a çıkardı. Eğer elenirsek, Burak 8’de kalacak-ki büyük başarıdır-, çünkü Norveçli’nin yüzünden İstanbul’daki maçta oynayamayacak.
“Darısı, Fenerbahçe’mize” demiyorum, çünkü darısı 3 gol yemektir dayısı. Fenerbahçe’mize başarılar diliyorum.
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
ŞUTLUYORUM
sevket-che@hotmail.com.tr
evesbere@mynet.com
GSM: 05066090032
Yorumlar
Yorum Gönder