ZEKİ ALASYA(ÖLMEDİ) KENAN EVREN(ÖLDÜ)..
Aynı gün yaşamını yitirdiler; evren öldü kayboldu, zeki ölmedi, sadece aramızdan erken ayrıldı yaşayacak(8 Mayıs 2015) ..
Yaa; netekim öldü, kayboldu. Hitlerin, Musolinin ve Franco’nun ölümüne de insanlar bu kadar sevinç gözyaşı dökmüştü..
Sıradaki kim?
Evet; Zeki Alasya ölmedi ve kaybetmedik sadece aramızdan ayrıldı ve de bu güzel insan için üzüldük göz yaşı döktük..
1993’ten beri ölümcül hastalıklara mahkûm (cezasını o dünyadan önce bu dünyada da çekti diyenlere hak vermek gerek) 12 Eylül askeri darbesinin başındaki isim, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, 98 yaşında öldü. 12 Eylül darbesinden sonra yargılanarak müebbet hapse mahkûm edilen 17'nci Genelkurmay Başkanı olarak tarihe geçti. (Hasta dediler cezaevine vermediler).
Ben dahil 1 milyon 683 bin kişiyi fişleyen, 50 kişiyi asan, 171 kişiyi işkenceden öldüren, 16 milyar dolar ülke borcunu 51 milyar dolara çıkaran, kuran kursları ve imam hatip okullarını ivmelendiren demokrasi karası hesap vermeden öldü.
Evet; 20.yüzyılın son faşisti olarak bize 21. Yüzyıla veliahdını bırakan kimlik netekim öldü. Veliahdın seçim olmasa ona TBMM’inde devlet töreni de yapardı, çünkü onun için dualarını hiç eksik etmedi.. Yine de, Genelkurmay’da devlet töreni yapıyor. Müebbete ve de insanların gönlünde mahkûm için devlet törenli bu muhabbet düşündürtmüyor mu sizleri?
Sözde siyasi rant adına yargıladı seni.. Re cep için Acep 12 Eylül adını vererek yaptığı referandum siyasi rant miydi? (tabii ulan..ne zannettin).. Beslemedi astı.. Besledi, dualarını aldı ve 2002'de faşizmi kurumsallaştırdı. (9 Mayıs 2015)..
Zeki Alasya Ölmedi Aramızdan Erken Ayrıldı; Aslen Kıbrıslı, İstanbul doğumlu Türk tiyatro ve sinema sanatçısı ve Robert Koleji Orta bölümünden mezun Zeki Alasya (Zeki Şenol Alasya;18 Nisan 1943) 8 Mayıs 2015 günü diyabete bağlı karaciğer tümörü sebebiyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Zeki Alasya sanat hayatına da 1959'da MTTB tiyatrosunda amatör olarak başladı. Arena, Genar ve Ulvi Uraz tiyatrolarında çalıştıktan sonra Haldun Taner, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhan ile birlikte Devekuşu Kabare Tiyatrosu'nun kurucuları arasında yer aldı. Film çevirmeye 1973'ten sonra başladı.
Metin Akpınar ile birlikte Türk sinemasında yeni bir ikili oluşturdular. 37 yıl boyunca birçok filmde beraber yer aldılar. 1977'de de yönetmenlik yapmaya başladı. Yönettiği filmlerin çoğunda oyuncu olarak yer aldı. Sinemaya uzun süre ara verdikten sonra son filmi olan "Güle Güle"de oynadı. 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanını aldı. 2010 Yılında Altın Portakal Yaşam Boyu Onur Ödülü aldı.
Doğrudur; Cemal Süreyya’nın “Her ölüm erken ölümdür” deyimi. Fakat Zeki Alasya erken başlattı ışıklara yolculuğunu. Diyorum ki; “Hiçbir ölüm, ölüm değildir, sadece sevdiklerinden erken ayrılıştır”. Zeki Alasya gibi halkın sevgi ve saygısını kazanmış değerler ve yakın değerlerimiz anılarıyla hep yaşar, gün olur gizem ötesinde birbirine koşar..
Zeki Alasya’nın aydın bir kimliği vardı. Sol görüşlü idi, fakat Metin Akpınar kadar keskin değildi. Evet; Metin Akpınar kadar ‘duygulara gem vuran’ sabırlı bir duruşu yoktu. Dahası, Zeki-Metin ikilisinin zekiliğinde Metin daha Zeki idi..
Zeki, zeki ve Duygusal bir insandı. Faruk Akın Bingöl kardeşimin dediği gibi 1970’lerde devrimci direnişleri görünce duygulanır, sol elini kaldırır, dudakları titreyerek gözleri yaşarırdı. Ben de onu AST (Ankara Sanat Tiyatrosu) düzleminde zaman-zaman görürdüm..
Kendisinden çok küçük oyuncusu Sema Yunak ile olan aşk yaşamı sonrası bunalıma düştü ve özdeksel savrukluğuyla Metin-Zeki ayrı yerler savruldu, fakat gönüller birdi hep. O bunalımda, bunalımlı ANAP'a yakın durdu...
İnsanlar o güldürürken değil de, Metin güldürürken daha fazla düşünürdü..Son zamanlarda AKP gerçeğini görünce AKP'li medya onu solcudan çok Mason ilan etti..
Kendi ağzından; “..Şu anda oturduğumuz ev kira. Bunun tek nedeni benim finansı iyi yönetemeyen bir adam olmamdan kaynaklanıyor. Bir lokanta işine girdim 1 milyon dolarım gitti. Bir gemi merakım vardı. Son yaptırdığım gemiyle bugün bir sitede 10 tane ev alırdım herhalde. Toplamda 5 milyon dolar kaybetmişimdir. Metin “Zeki yapma, bak ben ne güzel biriktiriyorum sen de biraz istifle” demişti.
Bir evim var. Salonumda 1100 tane Buda heykeli bulunuyor. Evimin alt katında ise tren dünyam var. Bunlar benim en büyük zenginliğim.. Emek Sineması açılacaksa film göstermek, insanlar sinema seyretsinler diye açılsın. Emek sinemasının sahnesinde namaz kılınacaksa hiç açılmasın daha iyi (Bu sözleri çarpıtan çevrelerin linç kampanyası uzun süre devam etti)..
Hoşgörü kapısı daha fazla açıktı bir kere hiç aldatmayalım kendimizi. Tam bir oyuna hazırlanıyorduk. Çok çarpıcı ve iddialı bir oyundu, ‘İnsanlığın Lüzumu Yok’ isimli. Tam provaların finaline doğru ihtilal patladı. Herhalde olmayacak dedik ama oynadık onu. Son üstünden bir zaman geçti. Kenan Paşa beni çağırdı. Çok şaşırdım. Bir davet Metin ve bana birlikte gelir diye düşünüyorum. Gittim.
Meğer babam Kuleli Askeri Lisesi’nden öğretmeniymiş. Onun için, o sevgiyle çağırmış. Konuşmanın bir yerinde ‘Bize hiçbir şey yapmıyorsunuz. Niye bizimle uğraşmıyorsunuz?’ dedi. O zamanlar devlet başkanım deniliyormuş. Onu da gitmeden öğrendim. ‘Sayın Devlet Başkanım siz farkında değilsiniz, çok fena uğraşıyoruz’ dedim.
O dönem iyiydi yani. En kritik dönemdi, ağzını açan içerde buluyordu kendini. Bugün o türden oyunlar yapılmaz. Çünkü bugünkü yöneticilerimiz o kadar tahammüllü değiller. Kraldan çok kralcılık, yağcılık, yalakalık, göze girmek yapılıyor.
Tarihin her döneminde, özellikle bizde genel başkanın başbakanın gözüne girebilmek için bir sürü üçkağıt, döneklik yapılmıştır. Şimdi tek tek isim vermeyelim. (2012 yılında sorulan; ‘12 Eylül döneminde tiyatro yaptınız. Türkiye’nin bugün mizah durumu nedir?’ sorusuna yanıtı.
Metin Akpınar ve Zeki Alasya, “Zeki-Metin” adıyla, Türk Sineması’nın ayrılmaz ikilisiydi. Türk halkı, bu ikili ile güldü, onlarla hüzünlendi ve düşündü. Filmleri herkes tarafından en az birkaç kere seyredildi, replikleri ezbere bilinirdi. Zeki Alasya’nın erken ayrılışı Metin Akpınar’ı derinden etkiledi: "Zeki Alasya benim yarımdı. Yarım gitti, canım gitti. Herkes için büyük kayıp. Her ölüm gençtir ama Zeki çok genç öldü..
Son 2 gündür ben yanındaydım. Bugün sevdiği yemeği yapıp götürecektim. Bu haberi aldım. Kader bizi adeta birleştirmişti. Babalarımız aynı firmada çalışırlardı. Annelerimiz vefat ettiğinde imamları bile aynıydı.
Bu yazgı bizi birleştirdi ve ölüme kadar da ayrılmadık. Ayrılık dedikoduları saçma sapan dedikodulardı. Şimdi gerçekten ayrıldık, bazıları kına yakabilir. Çok marifetli bir adamdı. Terziliği bile vardı. Zeki başarılı bir sanatçıydı. Kısa ömrüne çok başarı sığdırdı."
Tv Net programcısı Sevda Türküsev, hayatını kaybeden Zeki Alasya hakkındaki skandal saldırısı biz hayranları daha kahretti. Hükümetin yayın organı Yeni Akit'te Zeki Alasya için "Zeki Alasya mason muydu?" başlığıyla yaptığı "haber" sosyal medyadan çok sert tepkiler aldı..
Alasya için "Bazıları vefat eder bazıları sadece ölür... Allah'a inanmayana Allah'ın emirlerini yok sayanlara da rahmet okumam. Herkes inandığı gibi muamele görmeli" ifadelerini kullandı. Alasya, son dönemde çıkışlarıyla Hükümet medyasının hedefindeydi.
Bu insan zavallı. En ağır sinkafları söylemek gerekir, fakat o ağır sinkafları lekeleyecek kadar ağır bir leke olduğu için değmez..
Şevket Çorbacıoğlu
Teknopolitikalar platformu
evesbere@gmail.com
0506 609 00 32
Yorumlar
Yorum Gönder