ODTÜ ORMANLARI İLE EYMİR GÖLÜNDE VE GÖNLÜNDE OLMAK
Hani, sözlerini Ülkü Ülker’in yazdığı, Müziğini Avni Anıl’ın yaptığı ve Zeki Müren’in o devasa ve dehasa sesinden dinlediğimiz şarkısındaki; "Sanki seninle 40 yıllık dost gibiyiz ikimiz" sözleri var ya, işte bu söz bizim realitemiz. Çünkü, sevgili "Hürriyet ve Fikret İncedalcı" ailesi ve Kadriye- Şevket Çorbacıoğlu ailesi olarak İlişkilerimizi asla sonlandımayıp, 2 aile dostluğumuzu yaklaşık 40 yıldır sürdürüyoruz. Çocuklarımız 'Efecan Çorbacıoğlu, Ececan Çorbacıoğlu, Elif Pınar İncedalcı ve Eren İncedalcı'nın gelişleriyle birlikte mutlandık; sevinçlerini, üzüntülerini beraber yaşadık adeta..
Geçenlerde (31 Ocak 2016) onların ODTÜ ormanına bakan güzel evlerindeydik. İzzet ikram kahve çay sonrası yüklendiğimiz proteinsel ağırlıkları atmak için ODTÜ ormanına kaçtık. İnanın oksijen düzlemine düşmüş gibi olduk. Olduk çünkü burada aşağıdaki yoğun Ankara’da yaratılan kirlilik çeşitleri;
- Atmosfer kirliliği,
- Gürültü kirliliği,
- görsel kirliliğin,
yarattığı yorgunluk ve bıkkınlık adeta erince ve dinamizme dönüştürdü. Kent yorgunu olmaktan çıkmış, cennet dinlencesi içine düşmüş gibiydik.
Kar beyaz ormanda; doğaya-doğana dost devrimcilerin diktiği çam ağaçları ve oksijen salına salına yarattıkları rüzgarla bütün dans ediyorlar. Çam ağaçları; kar beyazlığına sararmış dikensi yapraklarını sererek inanın insanı büyüleyen desen oluşturmuş. Gezinmekten çekiniyorsunuz. İnsan elinini değdiği yer hep doğallığını ve güzelliğini yitirir ya, siz ayaklarınızı değiyor ve bu güzelim örtüyü tümden yok ederim korkusu yaşıyorsunuz..
Fakat siz gezinirken öselerim diye düşündüğünüz bu cennetin yapay izdüşümü, dolar dostu doğa düşmanlarınca yok edilmeye çalışılmaktadır; Eymir gölüyle.
Onlar ülke ekonomisini büyütüyoruz yalanını inşa etmek için, bu güzelim doğayı beton tarlasına dönüştürecek yapı inşaatlarıyla doldurmaktadırlar. İstanbul’un asırlarca oluşan tarihi ve doğa silüeti yok edildiği gibi Ankara’nın nefes alma noktaları yok edilmektedir.
Ankara’da ayrıca anlamsız ve de gereksiz alanlara park ve yapay göller inşa edilerek, yeni gürültü kirlilik odakları oluşturulmaktadır. Çünkü, bu park ve göl birilerin kapattığı arazilerin albenisini artırarak park ve göller çevresi devasa yapılarla örülerek nefes alma noktaları nefessiz bırakılmaktadır.
Ankara’mızın, her mevsimi güzel eyleyen sayılı nefes alma odakları vardır; Beynam ormanları, Atatürk Orman Çiftliği, Papazın bağı, Gençlik parkı, Kalecik ve Kızılırmak, ODTÜ ornanlığı ve ODTÜ Orman alanı içindeki Eymir Gölü. Atatürk Orman Çiftliği karanlığın sarayı ve de ortasından geçirilen otoban ile yok edilme sürecine sokuldu, 2002 sonrasının küresel yapay iktidarıyla..
Papaz’ın bağı; İktidarların yapmadığını yaparak Kuloğlu ailesi tarafından Doğal SİT alanı ilan edilerek korumaya alındı.
Atatürk Orman Çiftliği’nin nasıl yok edilmeye çalıştığını da yazdım: http://blog.milliyet.com.tr/30-agustos-ta-aoc-den-otoban-acilisi-yapmaktaki-amac-ne-/Blog/?BlogNo=427314
Beynam ormanlarını, Kalecik ve Kızılırmağını ve de ODTÜ ormanı ve Eymir gölünü de yazdım..
Yazdık da ne oldu?! Karanlığın sesi kötü adama onüne koyanı okutuyorlar, ülkeyi parçalatmak için..
Kızılderili atasözüdür;
“İlkbaharda usul usul yürü; toprak ana hamiledir...”..
Bu şerefliler, salt İlkbahar değil tüm mevsin paldur küldür yüryor ve yakıp yıkıyorlar.. Var olanı satıyorlar, var ettklerini peşkeş çekiyorlar, doğayı ve doğanı bitirerek..
ODTÜ ormanının ilk etabındaki osijeni özenle kullanarak ve kartopu oynıyarak Turan Güneş bulvarına geldik. Bulvarı aşıp Ormanın ikinci bölümüne geçmek için zorlandık. Buraya, üst veya alt geçit yapılması gerektiğini mırıldanarak karşıya geçtik. Müthiş bir güzellik. Yarın saat yürüdükten sonra kışın süslediği Eymir gölü tüm güzelliğiyle karşımız çıktı. Ürkek-ürkek bize baktığını duyumsadım. Nerden bilecek bizim doğa dostu olduğumuzu. Resimler çekindik ve de karanlığın dostu ve doğa düşmanlarını anlatmaya başladık. Ağaçlara çarpıp, gökyüzünden süzülerek gölün sularına yansıyan sözlerimiz kesin Eymir gölüne bizim dost olduğunu anlatmıştır..
Doğa sever ODTÜ’lüler yıkılmış çama dokunmazken, karanlığın atlıları çam ormanını ve Eymir golünü tümden yok etmek için kıyılara tünediklerini duyumsamıyor, gözlemliyorsunuz, devasa yapılarla.
Güzel insanlara, güzel ODTÜ’lülere; güzel ormanı ve güzel Eymir gölünü bize sundukları için teşekkür ediyoruz..
ŞEVKET ÇORBACIOĞLU
TEKNOPOLİTİKALAR PLATFORMU
evesbere@gmail.com
GSM. 0506 609 00 32
Tesekkurler bu icten anlatiminiz ve duygularimizi yansittiginiz icin.
YanıtlaSilBen teşekkür ediyorum Ceyhan bey..
YanıtlaSil